• 1
    spor toto basketbol ligi play off yarı final serisi ilk maçı.

    maçın açık ara favorisi geniş ve sakatsız rotasyonu ile fenerbahçe. biz ilk önce dorsey gereksizinden kurtulduk yerine bernand james'i aldık james babasının rahatsızlığı sebebiyle amerika'ya gitmek zorunda kaldı ve şu anda 5 numara diyebileceğimiz tek adam 2.03'lük mevkisinde vesely'e -8 santimetre ve atletizm dezavantajı buna karşın kocaman bir yürekle gabon arslanı lasme kaldı. caleb sakatlandı kendisinin lig lisansını ilk sakatlığında iptal ettiğimizden lisans hakkımız kalmadı ve jerrels ile yolları ayırmak zorunda kaldık. caleb mucizevi bir geri dönüş yapmazsa bu seriye sadece 5 yabancı ile çıkacağız. fenerbahçe avrupa'nin ergin ataman'in söylediği gibi en formda takımı toplamda 1 devşirme + 8 yabancılı bir rotasyonları var. bunlardan ikisi tribüne çıkacak birisi kesinlikle ricky hickman olacak ancak ikincisi hakkında bazı sıkıntılar olabilir. büyük maçları ayrı büyük oynayan hiçbir baskıdan etkilenmeyen pero antic mi yoksa iyi bir savunma ve 3-4-5 oynayabilen nikola kalinic'ten yana mı kullanılacak. yoksa baya abartıldığını düşündüğüm vasat bogdan bogdanovic'i tribüne postalayıp obradovic herkesi şaşırtacak mı?

    fenerbahçe'yi ülker arena'dan yenmenin yolları ne yazık ki çok az. tempoyu olabildiğince öldürmeliyiz. errick-blake-micov-davis-lasme 5'ini direksiyonda blake olacak şekilde olabilecek en fazla sürede sahada tutmalıyız. ülker arena'da olabildiğince tempoyu öldürüp saha içinde onlardan daha zeki olmak zorundayız. luigi datome'nin bence avrupa'da savunmak için çok fazla bir yöntem yok. kawhi leonard, jimmy butler'ı falan getiremiyorsanız onun şutunu istikrarlı olarak savunmanız imkansıza yakın. bogdanovic sürekli abartılan ama abartıldığı derecede şanslı bir oyuncu eğer eksik pota altı rotasyonumuzda içeriye çok yardım getireceksek bence fenerbahçe'de şutunu riske edebileceğimiz tek kısa şutörleri bogdan bogdanovic. bobby dixon türk kontenjanında olmasaydı kesinlikle şansımız çok yukarılardaydı ancak mevcut düzende şansımız baya bir azalıyor. yüzde 50-55'ler ile atılacak üçlükler olabildiğince direksiyonda schilb'in olacağı hücumlar maçta ibreyi bize çevirecek noktalar.

    ergin hocanın elbette bir planı var. bu ilk maçta duşan'lı ege'li göksenin'li sert ve rakibi yoracak bir planla ikinci maça vurucu timle çıkmak mı olur bilmiyorum ama bu seride kenardan gelecek her yardıma gelecek her sayıya fazlasıyla ihtiyacımız olacak. ataşehir'den 2-0 gelirsek o kendine güven ve rahatlıkla fenerbahçe ipekçi cehenneminden 3 yapıp dönebilir ama avrupa'nın en efsanevi salon atmosferine avrupa'nin en korkutucu atmosferine 1-1 gelebilirsek ipekçi'ye özel kawhi leonard'da getirseler analarını sikip yollarız. bunun ertesinde çok çok kritik bir kupa finalimiz var fenerbahçe ile küfürün günah olmadığı haftaya da girmiş bulunacağız 25 mayıs itibariyle umarım iki maçı da kazanıp vurur geçeriz. *
  • 2
    bilmem kaç bin çirkefin önünde ve maşalar tarafından atanan hakemlerin yönetiminde oynanacağı için, zaten faul problemi olan takımımızın çok daha erken faul problemine gireceğini düşündüğüm maçtır. lasme'yi ilk dakikalarda sindirseler zaten geriye bir şey kalmıyor. allah aslanlarımızın ve ergin hocanın yardımcısı olsun.

    ayrıca ergin hoca f4'dan önce fenerbahçe'ye başarı dilemişti hatta şampiyon olmalarını temenni etmişti. gel gelelim, bu bilmem kaç bin çirkef muhtemelen kendisine yine salyalar saçarak saldıracaktır.
  • 6
    oyunun her alaninda galatasaray'dan daha genis ve daha kapasiteli bir rotasyon kullanan fenerbahçe'nin mutlak favori olarak ciktigi maç. butcesi galatasaray'in 3-4 kati olan bir takimdan bahsediyoruz. bu ayip da galatasaray yonetimlerinindir. fenerbahçe'nin basketbolda galatasaray'dan fazla geliri yok aslinda ama onlar bir sekilde para buluyor, biz ise dursun aydin ozbek.
  • 7
    keşke fanatik galatasaraylı üst düzey bir bürokrat bizi temsilen maça gitse. ne yapalım ki böyle maçlarda kurallardan biri de bu. arkanda biri varsa hak yemesen de kendi hakkını yedirmezsin.
    yönetimde bu ağırlıkta biri yok. kimsesiz yetim gibi gideceğiz oraya. bizi çiğ çiğ yerler. biz de kurbanlık koyun gibi kaderimize razı oluruz.

    geçtiğimiz yıllarda son hücumda eliizden alınan maçı kim unutabilir. elimizden çalınan top veya maç değil şampiyonluktu.
  • 8
    f4da fenerin nasıl kaybedebileceğini bize laboral ve cska gösterdi. özellikle cska finali. bize neyi yaparsan yenersin, neyi yaparsan kaybedersin gösterdiler.

    şimdi teker teker gitmek gerek.

    biz hücum ederken neler yapabiliriz ona bakalım.

    fenerbahçe guarda baskı yapacaktır. bundan eminim. özellikle net bir guardımızın olmayışı ve içeride oynuyot oluşları önde baskıyı çok cazip kılıyor. ufuk sarıca takımlarında yarı sahayı rakip geçtiği an ikili sıkıştırma gönderme gibi bir huyu vardır. ilk maçta bunu ve tam saha baskıyı kıramamıştık. 3. maçta ise cezasını yer yer kestik. fener maçında da bunu yapmamız şart. kesinlikle cezayı kesmek gerek. zira bu tarz denemeler kırıldığında içeride ters tepebiliyor.

    rakibizin güçlü hücum silahları var ancak ben fenerbahçe'yi defans üzerinden konuşmaya başlamamız gerektiğini düşünüyorum.

    rakip zor sayı yiyen bir takım. bunu f4'te hız ile yendiler. cska ikinci yarı hızına kavuşamayınca 20 sayılık fark kapandı zaten. bunu biz nasıl yapabiliriz? ayakları yavaş birinr karşı drive etmemiz gerekiyor. burada kovalayabileceğimiz kişi bana göre datome ve udoh. vesely kısayı iyi savunuyor çünkü. bunu yapabilecek 3 oyuncumuz var. sinan, micov, mccolum. 3ü de çok keskin deliciler değiller ama bu işi görebilirler. sinan'ın ben evdeki ilk maç kendine geleceğini düşünüyorum o yüzden şüphelerim var. micov aklıyla oynayan biri. karşısındakini tek ayak üstünde gördüğü an rakibi geçmeye başlıyor ve faulü alıyor. mccolum'a gelirsek bu işi en iyi yapan oyuncumuz. jump shotları çok değerli benim için bu seride.
    ne olursa olsun pota altında 2 tane adam olacaktır rakipten. içeri girip hızlıca topu dışarı çıkarmamız gerekiyor. olabildiğince rakibi defansta içten dışa, dıştan içe yormamız lazım. enine genişletip izolasyonlar üzerinden pas atmamız lazım. şampiyon olduğumuz seneyi hatırlayın, o dönem özellikle normal sezonda topu çok iyi dolaştırıyorduk. içeri giren oyuncularımız çok iyi iş yapıyor, içeriden topu dışarıya çıkartıp gerek bir daha içeri girip, gerek orta ve uzun mesafelerden sayı buluyorduk. işin önemli kısmı hız. freni kopuk bir işten bahsetmiyorum ama bir anda hızlanan ve işi bitiren hücumlar olmalı. sayı olmasa da o topun amaçlanan pozisyonla potaya atılması gerekiyor.

    ben ilk beşte lasme ve chuck'ın beraber oynamasının teknik olarak gerekli olduğuna inanırken çok riskli olduğunu düşünüyorum. bu yüzden schilb'in postta topla buluşması gerektiğini hatta hücumda içeride beklemesi gerektiğini düşünüyorum. schilb gergin anlarda saçmalıyor. en rahat olduğu an alçak posttan oyunu yönlendirilmesi durumu. o zaman bu durumu ona yaratmamız lazım. riskli mi, chuck bu konuda daha garanti. ama ona bir alan yaratabilirsek iş yapabilecek kabiliyeti var. ama o riboundlara el kaldırmak zorunda, lasme'den sonra en yakın kişi olacak çünkü bu planda.

    bir de fener'in bir tuzağı var ondan bahsetmek gerek. ters eşleşmeyi sana gösteriyor. sen topu oraya indirdiğin an seni sıkıştırıyorlar. genel olarak sert ve ebatlı oyuncuları olduğundan buradan sana hata yaptırtıyorlar.

    bu başlıkta bir de göksenin'den bahsetmek istiyorum. çok seviyorum göksenin'i. defansı bir yana atikliği özellikle riboundlarda rakibi zorlayacaktır. en kötü hızlı hücuma çıkmalarını bir nebze azaltacaktır. ama sakin olması gerek. gereksiz heyecanlandığı ve acele ettiği için normalde sayı yapabileceği pozisyonları harcıyor. kafasında ki "ya olmazsa" düşüncesini yok etmeli. olmazsa olmaz anasını satayım. sen eurocup şampiyonunun ana rotasyonunun parçasısın. 4 sayı bulmuş kyk serisinin son maçında. biraz sakin olsa en az 10 belki 16 sayı yapabilecek pozisyonu buldu. yanlış anlamayın bunlar kolay pozisyonlar. yani sakin olabilse. özellikle bir fast break sayısını kaçırışı var evlere şenlik. panyeye topu çok sert vuruyor. yahu düşünme, doğru hissettiriyorsa zaten o pozisyon sayı olacak.

    gelelim rakip hücum ettiğinde ne yapabiliriz.

    şimdi ben fenerbahçe'yi tanımlarken önce defanstan tanımlamamız gerektiğini söylesem de bu takım iyi hücumculardan nüvesini kurmuş bir takım. ama burada kafam duruyor arkadaş. dış alan savunmamız yeteri kadar iyi değil, içeride faul riskine giremeyiz. o yüzden kendimi daha çok zorluyorum, düşünüyorum. ne yaparsak rakibi durdururuz diye düşünüyorum. fener içeride 88 sayı ortalamasıyla oynuyor. biz ise ortalama 77 sayı yiyoruz. 8 kaybettiğimiz maçın 6'sı dışarıda. kaybettiğimiz maçlarda ortalama 85 sayı yemişiz. deplasmanda kazandığımız maçlarda 81 sayı ortalama sayı bulurken, 71 sayı ortalama yemişiz. yani rakibimizi 80 sayı barajının altında tutmamız gerekiyor. mümkünse 75 sayı altında tutmamız şart. dediğim gibi fener'i yenmenin sırrı f4 maçlarından çıkacak. zira derbi olan yarı final eşleşmelerinin en iyi projektörü bana göre f4'te oldu. o yüzden tam şu anda entry'e ara verip cska maçının ilk yarısını ve laboral maçını (özellikle 2. yarısını) bir daha izleyeceğim.

    yaklaşık 1 saat 15 dakika sonunda yazacak bir şeylerim var.

    temel hücum planları perdeden geçiyor. perdeden dixon ve ya bogdanovic'i çıkartıyorlar. 4 seçenek yaratıyorlar kendilerine. 1.'si perdeden çıkan oyuncunun kendi hücum etmesi. 2.'si perdeden çıkan kısayı kesmeye gelen defans oyuncusunun tarafından boşta kalan oyuncuya şut yaratıyorlar. 3.'sü ki ters forvete topu döndürüp ekstra pas ile pozisyon yaratıyorlar. 4.'sü ki bütün bu planların başlıca sebebi içeri devrilen uzuna topu indirip oradan ya bitiriyorlar ya da dağınık savunmayı görüp bir ekstra pas ile şut yaratıyorlar.

    bu temeli öldürmek için bizim yapabileceğimiz 3 şey geliyor aklıma. 1.'si perdelere takılmamamız gerekiyor. (bazen 4 numara ve pivot ile iki perdeden kısayı çıkartıyorlar.) 2.si uzunların indirilen topu arkadan değil önden savunması gerekiyor. ama bunun mükemmelliği çok önemli. fazla ön pivot'u tamamen boşaltır. çok geride savunursa uzunlar o zaman perdeden çıkan kısa işi bitiriyor. eğer ilk ikisini yapamazsak bana göre olabildiğince hızlı adam değiştirmemiz gerek. rakip kısayı içeri attırdığımız her adım zarar ziyan zira. eğer uzuna topu indirme işlemini olabildiğince ekstra oyuncu kullanmadan durdurabilirsek diğer planların verimi düşecektir.

    bana göre perdeyi kullanacak oyuncuyu mccolum savunmalı. ayakları en çabuk oyuncumuz o.

    eğer bu plan işe yaramazsa topu pivota bir daha indiriyorlar. alçak posta topla buluşan uzunları da sayıya ulaşmaya çalışıyor. elleri sıkıştığında öncelikle topu datome ve ya bogdanovic ile buluşturmaya çalışıyorlar. ya datome perdeden çıkıp topu alıp 3'lük atıyor ya da yüksek postta bire bir oynuyor. bunun dışında bogdanovic bire birde kendi şutunu yaratabildiğinden topu ona veriyorlar.

    benden bu kadar
    daha zorlasam yazarım ama yazmamam doğrusu.

    gördüğünüz gibi mabadımdan olabildiğince gördüklerimi yazmaya çalıştım. iki koçunda işine karışmak gibi bir kendini bilmezliği yapacak biri değilim. ergin ataman benden daha derin görüyor ve plan yapıyordur. normalde bu tarz yazılarda haddimi bu kadar aşmamaya çalışırım. ama beni mazur görün çok heyecanlıyım.
  • 18
    çok zor maç. maalesef söylüyorum, fener'e karşı playoff serisi kazanamadık son yıllarda, daha öncede varsa ben izlemedim. saha avantajı sürekli bu arkadaşlarda oluyor. salon gibi kapalı bir alanda seyirci avantajı gerçekten çok değerli. 3 maç alabilmemiz için rakip sahadan bir maç çıkarmalıyız. o maçta ilk 2 maçtan biri olmalı bana göre. 3 kere kaybettik bu arkadaşlara. son 2 sinde rezil bir ilk maç oynadık. devamında maçta iyi oynuyoruz genelde. istikrar kilit sözcük.

    mccollum'a fauller zor çalınacaktır rakip sahada. şutlar müthiş değerli bizim için. o şut günü bugün olsun allahım. en önemlisi uzunlar faul problemine girmesin artık. lasme nolur. savunma faulleri kaleci konumundayken kaldırılabilir lakin hareketli perdeleme gibi gereksiz fauller yapılmamalı yani. allah yardımcımız olsun.
  • 23
    tvden sesi kısıp izlenecek maçtır. sinirlerimi bozmak istemiyorum. dayanamıyorum. her topta aaauuuwww owwwww ıslık küfür. gerek yok.

    seri abdi ipekçi'ye taşınsın. iki kere fenere koyalım. 4. maçta bol bol küfür edelim. beklentim budur.

    bu takım başarması gereken şeyi başardı. gayrısı hikaye. şu takımda lasme'ye destek olacak ikinci bir alternatif oluşturamayan yönetime yazıklar olsun.
  • 25
    gündem henüz yarın akşamki kupa finalindeyken çalıp gelebileceğimiz, bu serideki belki de yegane deplasman. yarın akşamki olası bir kupa zaferi sonrası ipekçiden 2-2 ile dönsek bile pek bir şansımız olmayacaktır. zira kadro kalitesi bakımından geride olduğumuz takımı mağlup edebilmemiz için biraz yürek biraz da "adil" hakem performansı lazım. özellikle o ikincisini maça odaklanmış bir "yönetim-tarafta-medya" üçlüsünden koparabilmek imkansız ne yazık ki...
App Store'dan indirin Google Play'den alın