2096
ideali arayan yazarlara sahip sözlüğümüz. yazarlarımızın hepsi ideal galatasaray'ın nasıl olacağı peşinde. ideal kulüp, ideal yönetim, ideal futbol takımı, ideal futbolcu, ideal kaptan, ideal altyapı, ideal taraftar, ideal stad, ideal transfer, ideal çekirdek, ideal köfte, ideal bira, ideal tezahürat, ideal galatasaray sözlük, ideal basketbol şubesi, ideal voleybol şubesi.
ama işler yolunda gittiği için kimse ideal sutopu, ideal tekerlekli sandalye basketbol peşinde değil.
ne yazık ki idealin tek bir formulü olmadığı için birbirine zıt yüzlerce fikir uçuşuyor ortalıkta. doğrusu da bu zaten. kişisel bilgi, birikim ve istekler belirliyor idealleri.
bütün yazarlar, her dalda başarı istiyor*.
kimisi fenerbahçe'ninki gibi bir yönetim istiyor, kimisi daha sert bir yönetim.
kimisi elindeki kadroya, türk futbolcusunun genel yapısına göre futbol oynatacak hoca istiyor, kimisi bir devrim yapacak hoca istiyor*. kimisi rijkaard'ı isterken* kimisi istemiyor.
kimisi fatih terim gibi kaptan isterken*, kimisi cüneyt tanman gibi kaptan istiyor.
kimisi mehmet batdal niye transfer edildi, altyapıdaki gençleri a takıma çıkarmak varken derken, giovani dos santos'a neden 8 milyon euro verilmiyor diyor.
kimisi galatasaraylı ve takımın kaptanı arda turan'ın, sırf yarım sezon iyi oynamadı diye gitmesini isterken, koca yarım sezon oynamayıp ücreti konusunda sıkıntı yaratan kewell gitmesin istiyor.
kimisi sahada oynanan futbolu, halı sahada oynananla bir zannediyor. daha da kötüsü, kimisi sahada oynananla bilgisayar başında oynananla aynı sanıyor.
kimisi bütün sezon küfür ettiği caner gidince, arda turan yüzünden gittiğini yazıyor.
kimisi yabancı oyunculara hayranlık beslerken ellerindeki değeri göremiyor.
sözlükte, arda turan'a sallandığında gösterilmeyen tepki, kewell, dos santos, elano gibi yabancılara sallandığında çığ oluyor. bunu neden söyledim, bir tek tane türk oyuncumuz yok ki kewell kadar kollansın, hadi arda'yı beğenmiyorsunuz.
futbol eurovision yarışması gibi bir şey değildir, türkçe mi, ingilizce mi tartışması yapılamaz. bu bağlamda yerli mi yabancı mı tartışması da yersizdir. yerli-yabancı, hoca-futbolcu tartışması saçmadır. iyi-kötü, hoca-futbolcu tartışması yapmak gerekir.
bu aktörlerin, takıma ne verdiği, maliyeti, gelecekti faydaları gibi bazı kriterlerle birlikte değerlendirilmesi gerekir. yerli hayranlığı da, yabancı hayranlığı da insan düşüncesinin defolarından biridir.
ama işler yolunda gittiği için kimse ideal sutopu, ideal tekerlekli sandalye basketbol peşinde değil.
ne yazık ki idealin tek bir formulü olmadığı için birbirine zıt yüzlerce fikir uçuşuyor ortalıkta. doğrusu da bu zaten. kişisel bilgi, birikim ve istekler belirliyor idealleri.
bütün yazarlar, her dalda başarı istiyor*.
kimisi fenerbahçe'ninki gibi bir yönetim istiyor, kimisi daha sert bir yönetim.
kimisi elindeki kadroya, türk futbolcusunun genel yapısına göre futbol oynatacak hoca istiyor, kimisi bir devrim yapacak hoca istiyor*. kimisi rijkaard'ı isterken* kimisi istemiyor.
kimisi fatih terim gibi kaptan isterken*, kimisi cüneyt tanman gibi kaptan istiyor.
kimisi mehmet batdal niye transfer edildi, altyapıdaki gençleri a takıma çıkarmak varken derken, giovani dos santos'a neden 8 milyon euro verilmiyor diyor.
kimisi galatasaraylı ve takımın kaptanı arda turan'ın, sırf yarım sezon iyi oynamadı diye gitmesini isterken, koca yarım sezon oynamayıp ücreti konusunda sıkıntı yaratan kewell gitmesin istiyor.
kimisi sahada oynanan futbolu, halı sahada oynananla bir zannediyor. daha da kötüsü, kimisi sahada oynananla bilgisayar başında oynananla aynı sanıyor.
kimisi bütün sezon küfür ettiği caner gidince, arda turan yüzünden gittiğini yazıyor.
kimisi yabancı oyunculara hayranlık beslerken ellerindeki değeri göremiyor.
sözlükte, arda turan'a sallandığında gösterilmeyen tepki, kewell, dos santos, elano gibi yabancılara sallandığında çığ oluyor. bunu neden söyledim, bir tek tane türk oyuncumuz yok ki kewell kadar kollansın, hadi arda'yı beğenmiyorsunuz.
futbol eurovision yarışması gibi bir şey değildir, türkçe mi, ingilizce mi tartışması yapılamaz. bu bağlamda yerli mi yabancı mı tartışması da yersizdir. yerli-yabancı, hoca-futbolcu tartışması saçmadır. iyi-kötü, hoca-futbolcu tartışması yapmak gerekir.
bu aktörlerin, takıma ne verdiği, maliyeti, gelecekti faydaları gibi bazı kriterlerle birlikte değerlendirilmesi gerekir. yerli hayranlığı da, yabancı hayranlığı da insan düşüncesinin defolarından biridir.