• 71
    galatasaray spor kulübü'nün başına bela olmuş, gerici, yobaz, köhnemiş anlayış.

    galatasaray spor kulübü'nün efsanevi isimlerinden, ali tanrıyar ve alp yalman dönemlerinde muhasip üyelik yapmış olan kemal onar, "ali tanrıyar: her nefeste galatasaray" adlı kitapta ali tanrıyar ile alakalı anılarını anlatırken şöyle bir bölüm nakleder:

    "1990 yılındaki seçimde ben, ali ağabey'in listesinde yönetim kurulu adayıydım. hatta kapının önünde bekleyen bazı arkadaşlar vardı. yurdeşen karahasan, ergun gürsoy falan. bunlar yönetim kuruluna girmek istiyorlardı. ali ağabey kabul edecekti fakat faruk süren ve özhan canaydın karşı çıktılar. ali ağabey yurdeşen karahasan'ı listeye almayınca, o da onun üzerine diğer tarafa gitti.

    seçimler oldu. kulüpteki sicil işleriyle alakalı bazı melun kişiler seçimlerde oyları karıştırdılar. bilhassa alp yalman kazandı ama çok tavizler karşılığında kazandı. oyları karıştırmışlar, sicil heyetini kendi istedikleri gibi yapmışlar. ilhami, celal ve levent, genel kurul başkanı da rahmetli vefa semenderoğlu'ydu. avukat, çok saf ve iyi bir insandı. vefa'ya, 'burada saatlerce beklemeyelim, kulübe gidelim. kulüpte sandığı ayırırız.' diyorlar. kulübe gidiyorlar, yönetim odasına el çabukluğunda marifet, tabelaya kağıda yazdıkları oyları değiştiriyorlar. mesela okuyunca gözüküyor, matematiksel olarak dahi mümkün değil. ben bunu kitabımda yazdım.

    sicil heyeti önemlidir. alp yalman muhtelif kişilere çok taviz verdi. mesela o dönem selçuk uygur yönetime girdikten bir sene sonra inşaat yasağı olan fenerbahçe'de pyramid diye bir avm yaptı. sonradan yıkıldı*. söylentilere göre, bilmem kim yardım etti diye çocuğu amerika'da tahsile gönderildi. bilmem kim yönetime alındı... alp yalman bu işleri çok iyi bilir, fazla da konuşmaz. hatta hiç konuşmaz.

    1980 yılında nedense o zamanki tüzüğün taslağını da ben yazmıştım. yönetim taraf birliğinden kurtulsun diye sicil kurulu'nu kurduk. ama öyle insanlar oraya girdiler ki 20 sene çıkmadılar. levent yücel, celal açar* ve bir de şimdiki 'çene serdar'* diyorlar, o. bunlar istediklerini kulübe aldılar, istemediklerini almadılar."

    özellikle 90'lardan beri ayyuka çıkan mektepli-alaylı ayrımı ve tartışmalarının temeli hakkında ipucu veren bir değerlendirmede bulunmuş rahmetli kemal onar. düşünelim;

    faruk süren'i başkanlıktan indiren,
    özhan canaydın gibi fecaat bir başkanın 6 yıl görevde kalmasını sağlayan,
    adnan polat'ı darbeyle indirip galatasaray'ı mahkemelere düşüren,
    dursun özbek'i başkan yapıp skandallarla dolu 2.5 yılın sonrasında seçimi kaybetmesinin üzerinden 5 ay geçtiği halde tekrar aday olup 1500 oy verenlerin büyük kısmı yukarıda sayılan isimlerin sicil kurulu başkanlığında kulüp üyesi oldu. kemal onar, kendisinin dahil olduğu 1990 seçimlerini anlatmış. kim bilir, o günden bu yana yapılan 17 seçimde hangi adaya ne vaat edildi, ne tavizler istendi? torba oylar, kime, ne karşılığında verildi ya da bu kitlelerle kimler, nelerle tehdit edildi?

    bugün liseci zihniyet dediğimiz, artık pek de derinliği kalmayan "derin galatasaray"ın yapılanmasının yollarından birisi budur. suyun başını tutunca, suyun hangi yöne akacağını tayin etmek çok kolay oluyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın