218
galatasaray – alanyaspor : 2-0 ali sami yen’de başka
galatasaray maça çok hızlı başladı. inanılmazdı. 10 dakika sonra fırtına dindi. artık klasik oldu bu. benim canımı sıkan takımın ali sami yen’de aslanken, deplasmanda kedi olması. bu durumdan nefret ediyorum. rakiplerin önemi yok.
içerde hep çok iştahlı ve coşkulu, deplasmanlarda ruhsuz, isteksiz. tahminim tudor’un deplasmanlar için takımı kontrollü oyun için hazırladığı yönünde. tudor italyan değil ama italyan teknik direktörler gibi düşünüyor.
galatasaray’a uymaz. kendisine bir hatırlatma yapayım, galatasaray taraftarı 2002’de şampiyon olmasına rağmen lucescu’nun oynattığı futbolu sevmemişti. gönderilmesinin en büyük sebeplerinden biri buydu. o zamanlar kimse lucescu gitmesin demiyordu. twitter olsaydı farklı olabilirdi tabii :)
geçen hafta en yakın rakibinden 5 yemiş takım için taraftarın stadı doldurması ne kadar güzelse, latovlevici’ye top geldiğinde ıslıklanması o kadar saçmaydı. not düşeyim de unutmayayım.
galatasaray taraftarı bu sezon, bu kadroyla şampiyon olabileceğini görüyor. takımın sahada karakter koyması, savaşması taraftarı ali sami yen’e çekiyor. ve fakat tudor’a güvenmedikleri de çok açık. lato konusu da aslında bu. top tudor’a gelmediği için lato’yu ıslıklıyorlar. hadi yine taraftarı haklı çıkarıyorum gibi olsun. zaten maçtan önce adı anons edilince tudor’u da ıslıklamışlar. haklılar.
alanyaspor’u sezon başından beri ayakta tutan, attıkları 25 golün 21’ine katkı yapan oyuncuları bugün eksikti. bu sebeple galatasaray’ın kazanması elbette sürpriz değil. içerdeki her maçı kazanabilecek bir takım galatasaray. ama işte yetmeyebilir.
yönetim ve teknik kadronun yaptığı çok ciddi yanlışlar geleceğe umutla bakarken güneşin önündeki bulutlar gibi ışığımızı engelliyor.
takım rıdvan dilmen’in galatasaray’daki yabancılarına dikkat çektiğinden itibaren hakemler tarafından doğranıyor. ince ince değil, kalın kalın. yönetim bu konuda karnından konuşuyor. yumruğunu masaya vuran yok. en son fenerbahçe maçında ural aküzüm çıkıp konuştu, devamı gelmedi. kim nasıl bir hesap içinde bilmiyorum ama galatasaray’ın haklarını savunmayanların galatasaray’a ve taraftara ihanet ettiklerini söyleyeyim.
tudor’un aklı sürekli rakiplerde. ya arkadaş galatasaray’ın genlerinde “şimdi onlar düşünsün” diye rakiplere baskı yapıp saldırmak var. önlem alacaksan al tabii de, önce galatasaray nasıl oynar sen ona bak.
alanyaspor diğer bütün rakipler gibi duran toplardan ciddi tehlikeler yarattı. bu takım hiç duran top savunması çalışmıyor demek ki. tahmin falan değil, net. sen bana ne anlatsan hikaye, sahada ne olduğunu görüyorum işte. çalışan takım her duran topta tehlike yaşar mı? denayer’e kabahat buluyorduk, bugün yedek bile değildi. sorun çalışmamak.
daha fazla yazmak istemiyorum. kazanılan maç sonrası kangren olan uzuvlara dikkatinizi çekerek bu cumartesi gecesi keyfinizi daha fazla kaçırmak istemiyorum.
beşiktaş’ın puan kaybetmesi çok güzel oldu. haftaya dananın kuyruğu kopacak.
bu arada aklımdaki bir şüpheyi de yazayım. hakemlerin galatasaray’ın üzerine oynamasının sebebi fenerbahçe ya da beşiktaş değil de başakşehir galiba. rıdvan efendi geçen hafta cumhurbaşkanıyla televizyon programını başakşehir stadında yaptı. zaten tesislere girince kocaman posteri var.
maicon’un dizine bastıklarında karısı ursula’nın rakibe gırtlak kesme hareketi yaptığını gördük. emre belözoğlu yapınca küfür edenlerin yengeye destek vermesini şaşkınlıkla gördüm. belirteyim.
neyse. galatasaray’ın haklarını koruyan bir yönetime ve macera peşinde koşmayan bir teknik direktöre ihtiyacımız var.
kapatırken haydar konusuna geleyim. alanyaspor kalecisi haydar müthiş toplar çıkardı, vallahi bravo. aklıma 40 metreden gol yiyip tren düdüğünden etkilendiği söylenen gençliğimin katili galatasaray kalecisi haydar’ı getirdi.
not: mevzubahis.com için yazdım da galatasaray sözlük bizim canımız.
galatasaray maça çok hızlı başladı. inanılmazdı. 10 dakika sonra fırtına dindi. artık klasik oldu bu. benim canımı sıkan takımın ali sami yen’de aslanken, deplasmanda kedi olması. bu durumdan nefret ediyorum. rakiplerin önemi yok.
içerde hep çok iştahlı ve coşkulu, deplasmanlarda ruhsuz, isteksiz. tahminim tudor’un deplasmanlar için takımı kontrollü oyun için hazırladığı yönünde. tudor italyan değil ama italyan teknik direktörler gibi düşünüyor.
galatasaray’a uymaz. kendisine bir hatırlatma yapayım, galatasaray taraftarı 2002’de şampiyon olmasına rağmen lucescu’nun oynattığı futbolu sevmemişti. gönderilmesinin en büyük sebeplerinden biri buydu. o zamanlar kimse lucescu gitmesin demiyordu. twitter olsaydı farklı olabilirdi tabii :)
geçen hafta en yakın rakibinden 5 yemiş takım için taraftarın stadı doldurması ne kadar güzelse, latovlevici’ye top geldiğinde ıslıklanması o kadar saçmaydı. not düşeyim de unutmayayım.
galatasaray taraftarı bu sezon, bu kadroyla şampiyon olabileceğini görüyor. takımın sahada karakter koyması, savaşması taraftarı ali sami yen’e çekiyor. ve fakat tudor’a güvenmedikleri de çok açık. lato konusu da aslında bu. top tudor’a gelmediği için lato’yu ıslıklıyorlar. hadi yine taraftarı haklı çıkarıyorum gibi olsun. zaten maçtan önce adı anons edilince tudor’u da ıslıklamışlar. haklılar.
alanyaspor’u sezon başından beri ayakta tutan, attıkları 25 golün 21’ine katkı yapan oyuncuları bugün eksikti. bu sebeple galatasaray’ın kazanması elbette sürpriz değil. içerdeki her maçı kazanabilecek bir takım galatasaray. ama işte yetmeyebilir.
yönetim ve teknik kadronun yaptığı çok ciddi yanlışlar geleceğe umutla bakarken güneşin önündeki bulutlar gibi ışığımızı engelliyor.
takım rıdvan dilmen’in galatasaray’daki yabancılarına dikkat çektiğinden itibaren hakemler tarafından doğranıyor. ince ince değil, kalın kalın. yönetim bu konuda karnından konuşuyor. yumruğunu masaya vuran yok. en son fenerbahçe maçında ural aküzüm çıkıp konuştu, devamı gelmedi. kim nasıl bir hesap içinde bilmiyorum ama galatasaray’ın haklarını savunmayanların galatasaray’a ve taraftara ihanet ettiklerini söyleyeyim.
tudor’un aklı sürekli rakiplerde. ya arkadaş galatasaray’ın genlerinde “şimdi onlar düşünsün” diye rakiplere baskı yapıp saldırmak var. önlem alacaksan al tabii de, önce galatasaray nasıl oynar sen ona bak.
alanyaspor diğer bütün rakipler gibi duran toplardan ciddi tehlikeler yarattı. bu takım hiç duran top savunması çalışmıyor demek ki. tahmin falan değil, net. sen bana ne anlatsan hikaye, sahada ne olduğunu görüyorum işte. çalışan takım her duran topta tehlike yaşar mı? denayer’e kabahat buluyorduk, bugün yedek bile değildi. sorun çalışmamak.
daha fazla yazmak istemiyorum. kazanılan maç sonrası kangren olan uzuvlara dikkatinizi çekerek bu cumartesi gecesi keyfinizi daha fazla kaçırmak istemiyorum.
beşiktaş’ın puan kaybetmesi çok güzel oldu. haftaya dananın kuyruğu kopacak.
bu arada aklımdaki bir şüpheyi de yazayım. hakemlerin galatasaray’ın üzerine oynamasının sebebi fenerbahçe ya da beşiktaş değil de başakşehir galiba. rıdvan efendi geçen hafta cumhurbaşkanıyla televizyon programını başakşehir stadında yaptı. zaten tesislere girince kocaman posteri var.
maicon’un dizine bastıklarında karısı ursula’nın rakibe gırtlak kesme hareketi yaptığını gördük. emre belözoğlu yapınca küfür edenlerin yengeye destek vermesini şaşkınlıkla gördüm. belirteyim.
neyse. galatasaray’ın haklarını koruyan bir yönetime ve macera peşinde koşmayan bir teknik direktöre ihtiyacımız var.
kapatırken haydar konusuna geleyim. alanyaspor kalecisi haydar müthiş toplar çıkardı, vallahi bravo. aklıma 40 metreden gol yiyip tren düdüğünden etkilendiği söylenen gençliğimin katili galatasaray kalecisi haydar’ı getirdi.
not: mevzubahis.com için yazdım da galatasaray sözlük bizim canımız.