• 15310
    fikrine katılmadığım çok yorumcu var ama ben mehmet demirkol' u severim. zaman zaman saçmaladığını düşündüğüm anlar da oluyor ama bazen de bizler ön yargıyla bakıp asıl söylemek sitediğini anlamıyoruz. bu adam defalarca sneijder' in galatasaray' ı bozduğunu söyledi. biz de devamını dinlemeden hunharca saldırdık genelde ama ben adama hak veriyorum, çünkü devamın da diyor ki ''adam müthiş bir virtüöz'' sneijder' in oyunculuğuna laf etmiyor, halihazırda var olan bir planı bozduğunu (4-4-2) ve ona uygun bir plan yaratılamadığını da söylüyor.

    kağıt üzerinde kadro yazmak çok kolay. en iyi olduğunu düşündüğümzü adamları döküyoruz kağıda. sneijder ortada, sağda podolski, solda bruma, forvet eren. peki topu kim kapacak? bakın bu adamlar koşmazlar, mücadele etmezler demiyorum ama sneijder' in, podolski' nin, bruma' nın özelliklerinde pas arası yapmak, rakibin ayağından topu almak gibi bir şeyler yok ki. futbolu artık herkes az çok biliyor, herkes az çok sorunların çözümünü biliyor. o yüzden bu durumda herkes avunmayı öne çıkartıp alanı daraltıp rakibe alan bırakmayarak dar alan presiyle topun geri kazanılabileceğini söyleyebilir. iyi de defansında hakan ve chedjou olan özellikle sağ beki arkasına sürekli adam kaçıran bir takım savunmayı ne kadar öne çıkarabilir, çıkarırsa da bunun sonuçlarıyla ne kadar baş edebilir.

    ben de sneijder' i çok seviyorum, çok beğeniyorum ama şu düzende tolga ve de jong(selçuk gereksizini adamdan saymıyorum) orta sahayı domine edemedikleri sürece ya da orta ikliye yardımcı bir kanat bulamadığımız sürece(sağ açıkta iyi bir hamit örneğin, hayal tabii artık) işin savunma yönünde hep zorlanacağız. peki hoca bunu nasıl halletmeye çalışıyor; pas oyunuyla savunma yaparak. tıpkı barcelona gibi. hatta güntekin onay ibrahimoviç' in barcelona' da tutunamamasını muhteşem yorumlamıştı(kendi yorumu olduğunu sanmıyorum, yabvancı bir kaynaktan okumuştur bence) ''çünkü atak sonlandırıyor'' evet atağın sonlanması demek topun rakip takıma geçmesi ve rakip takımın sahaya dilediği gibi yayılarak oyunu başlatması demek. oysaki barcelona atağı her zaman atak yapmak için yapmıyor, barcelona topla oynayarak savunma yapıyor. alanı dilediği gibi ayarlıyor, hazır değilse topu kaybetme riskini göze almıyor, hazırsa da kaybettiği anda dar alanda pres yaparak rakibe alan bırakmayarak topu geri alıyor. e elbette her zaman alamıyor ama genelde yaptıkları bu. rakipten topu kapmakta zorlanıyorsan rakibe topu vermeyerek bunun önüne geçebilirsin. galatasaray 17.09.2016 rizespor maçında bunu yaptı. rize de buna çok yardımcı oldu. çünkü hem aldıkları topları uzun kullanmaları yüzünden topu fazla yorulmadan rahatça geri aldık hem de etkili pres yapmayarak aslında son derece yavaş olan ve bu yüzden etkili olması pek de mümkün olmayan paslaşmalarımızı engelleyemediler. ileride, daha iyi basan bir rakip geldiğinde topu mecburen daha kıolay kaybedeceğiz çünkü yasin de bruma da -ki bruma yasin' e göre çok daha iyi- sinan da pas yapmayı seven ya da çok becerebilen adamlar değiller. topla adam eksiltme derdinde olan adamlar -ki yasin onu da yapamıyor- podolski belki tecrübesiyle, tekniğiyle buna biraz daha uyum sağlar ama.

    yani ya biz kaybettiğimiz her top için topu geri almaya çalışmayı göze alıp dikine oynayacağız ve kanatlarda bruma-yasin-podolski gibi adamları ortada sneijder' i kullanacağız ya da kanatlardan birini pas oyununa daha yatkın olan josue ile dolduracağız bazı maçlar için. bunlar benim fikirlerim tabii ki. eğer sayın riekerink bey hem bu hücumcu, dikine giden kanatları aynı anda oynatır(bruma-poldi) hem sneijder' i kullanırsa, üzerine bir de işin topu rakipten alma yani savunma kısmını hallederse zaten süper bir takım yaratmış olur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın