• 361
    (bkz: #1527839)
    (bkz: #1527844)
    (bkz: #1527861)
    (bkz: #1527890)
    (bkz: #1530472)
    (bkz: #1530487)
    (bkz: #1531035)
    (bkz: #1531056)

    devam ediyoruz.

    athletic bilbao'da hiç alışkın olmadığım bir varlık ve rahatlık içinde menajerliğimi sürdürdüm. takım zaten lige göre iyiydi. orta sıralardayken almıştım ama son sıralarda bile olsa yine çok rahat şampiyonluğa oynatılabilirdi. hedefim athletic bilbao'yu 2. ligde şampiyon yapıp daha iyi bir kulübe geçmekti. çoğu zaman olduğu gibi gelir gelmez medya bir ton tantana yaptı. kulübün efsaneleri karşı çıktı falan filan. basın toplantısında dayanamadım alın buna konuşun mk dedim gittim. kartımı masaya bırakıp gittim. şuradaki 2.45'ten itibaren olduğu gibi: http://www.youtube.com/watch?v=2Ps3hNUN4do #t=168

    neyse başladık göreve. devre arasına kadar olan maçlarda iyi bir performans sergiledik ama daha iyi olabilirdi. 2. sıraya kadar çıkıp ilk devreyi orada tamamladık. geldik mi transfer sezonuna? yahu varlık içinde yokluk çekiyoruz. herifler ırkçı. bask diyorlar başka bir şey demiyorlar. messi'yi getirsem istemiyorlar. e zaten bask oyuncular azınlıkta. e baskların en iyi oyuncuları da zaten 2. ligdeyiz diye gelmiyor. kaldık mı baskların vasatlarına?

    yahu zaten ispanya'ya yabancıyım. turist ömer gibi geziyorum ispanya'da mk. lakabım el cordobes'lerin dördüncüsü. ulan daha ispanya'yı bilmiyorum bunlar tutmuş bana bask diyor başka bir şey demiyor. ben de gittim üşenmedim, beğendiğim, transfer etmek istediğim oyuncuların kolundan tuttum tek tek başkana götürdüm. kapının önünde sıraya soktum. tek tek içeri aldım. başkana sordum." bu olur mu?", "bu olur mu?", "bu olur mu?". mk başkanın da futbolcu bilgisi zayıf. bilmiyor adamları. oturttuk masaya soruyoruz. ana tarafın nereli? baba tarafın nereli? kaç kuşaktır bilboalısınız. kütük nerede? en sonunda da ikametkah aldırıyoruz. ben böyle gördüm arkadaş. yönetim benden kulübe bir sistem kurmamı istedi. e ben de hep alt liglerde el mahkum kısıtlı ve takıma yönetimden karışılan takımlar yönettiğimden sistem mistem kurmamıştım. gittim oraya da türkiye memuriyet sistemi kurdum amk. su içmeye bile ikametkah aldırıyorum. ikametkah lazım. ikametkah önemli. bir de kimlik fotokopisi. koskoca kulübe memurluk sistemi kurdum. takımın felsefesi: "bugün git yarın gel."

    neyse bask mask olayını bir şekilde hallettik. devre arasında avusturya'da kampa gireceğiz. lan bir baktım başkan tüm transferleri kampa yetiştiriyor. "lan dedim napıyon? transferler hiç kampa yetiştirilir mi? manyak mısın?" ulan şok oldum. transfer dediğin kamp biter. adamlarla anlaşsan bile transfer sezonunun son gününe kadar beklersin. bir de avrupa elemelerinde falan elenirsin hemen panik yapar transfer yaparsın. transfer dediğin budur yani. tüm transferlerle anlaşmamıza rağmen son günlere kadar erteledim transferi. zaten felsefemiz "bugün git yarın gel". bu yüzden sistemi bozacak transferler yapmak istemiyorduk.

    rahat bir ikinci yarının ardından ikinci ligi açık ara şampiyon tamamladık. orta sıralarda aldığım takımı çok rahat güle oynaya şampiyon bitirdik. 2020 yılında takımın yıldızı hala fernando llorente idi. 3. şampiyonluğumu da yaşamıştım. athletic bilbao gibi büyük bir takımda başarılı olunca, sene sonunda; artık büyük kulüplerin kapıları ardına kadar açılır dedim. tahmin edeceğiniz gibi başı açıldı. yine 6 ay işsiz kaldım mk. ülke olarak işsizlik kaderimizde var herhalde :(

    devam edecek
App Store'dan indirin Google Play'den alın