• 16491
    15 ocak 2024 mertens'in iptal edilen golünde halil'in faul yaptığını söyleyen yazarlar vardı.
    pozisyon yoruma açık olsa eyvallah diyeceğim fakat halil orada net bir şekilde topa dokunmuş. 10 açının 9'unda topa dokunduğu da belli. ee?

    aynı maçta ceza alanı içerisinde zaha'ya yapılan bir müdahale vardı. sıcağı sıcağına da dedim, soğuğu soğuğuna da net bir şekilde penaltıdır diyorum çünkü öte tarafta çok daha hafiflerine penaltı çalındı. yahu onlara çalınıyorsa bize niye çalınmıyor?
    onlara gelince en ufak bir müdahale bile penaltı, bize gelince "müdahale var ama kendini çok çabuk atmış!"
    müdahale varsa penaltıdır abi bu kadar net. ligde bir standart olsa tamam her müdahaleye penaltı çalınmaz ama standart yok. suyun öteki tarafına istisnasız penaltı, bize gelince ama diye başlayan saçma sapan cümleler! kendilerini de şöyle savuyorlar: "karşı tarafınkinin de penaltı değildi"
    e ama penaltı verildi dediğimizde ise error 404 not found!

    bu başlığa neden yazdığımı da şöyle açıklayayım;
    fenerbahçe'nin beşiktaş'la oynadığı maçta kazandığı penaltıya hep bir ağızdan "penaltı!" veya "penaltı olması lazım!" diyenler, aynı hassasiyeti galatasaray için göstermiyorlar. yahu 15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçının devre arasında bir yazar arkadaşımız halil'in faul yaptığına inanmamız için uzun uzun entry girmişti. şu an arıyorum silmiş!
    zaha'ya yapılan müdahaleye penaltı dediğimizde bizi eleştirenler oldu.

    bak güzel kardeşim,
    sürekli galatasaray öv demiyoruz veya tam tersi şekilde fener'i eleştir diye de bir şey demiyoruz, diyemeyiz de zaten ama kalkıp da aleyhimize olan pozisyonları aklamaya çalışmayın.
    bu olayların bencesi, sencesi falan da kalmadı.
    karşı takıma net bir şekilde güzellik yapılırken, allah aşkınıza sizde buna alet olmayın.

    gerçekse gerçek, algıysa da algı.
    biraz ayak uydurun!
  • 16647
    17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı sonunda sahanın ortasında kutlama yaparak trabzonspor seyircisini bilerek ve isteyerek tahrik eden fenerli futbolcu müsveddelerinin hepsi, bu olayların bu noktaya geleceğini biliyordu, çünkü tam olarak bunun için taraftarları tahrik ettiler.

    bu fenerli futbolcu müsveddelerinin savunulacağı yer galatasaray sözlük değildir.

    eğer fenerli futbolcular efendi gibi tünele gidip dayak yeseydi o zaman insanlık konuşurduk. saçmalamayın rica ederim.
  • 4364
    canım mı sıkkın? giriyorum sözlüğe. ich yazıyorum aslan ara butonuna başlıyorum okumaya. yetmedi mi? biraz shawshank, biraz conquistador de europa, biraz trouble okuyorum, biraz deco misali gönlüm'e bakıyorum. ultradnan'ı da unutmayayım. hemen keyfim yerine geliyor.
    galatasaray'da oynayan bir futbolcu hakkında bilgi sahibi mi olmak istiyorum? harry kewell the wizard of oz yardımıma yetişiyor hemen.
    efsane 2000 kadrosuna göz atmak istiyorum bazen. tcoskun sağ olsun gheorghe hagi'nin, hakan şükür'ün, hasan şaş'ın oynadığı maçları hatırlıyorum sayesinde.
    büyüklerimden bir şeyler mi öğrenmek istiyorum? captano'yu okuyorum, mahalle takımı'nı okuyorum, zizonkovac'u okuyorum.. galatasaray'ı okuyorum aynı zamanda.
    bazen de ykaraca okuyorum. hikaye dinler gibi.. anlattığı o olayı yeniden yaşarmış gibi..
    prekazi8'i açıyorum sonra. bize kazandırdığı o muhteşem fotoğraflara bakıyorum..
    alt ligleri merak ediyorum. childofbodom hemen yanıbaşımda entryleriyle.
    az kalsın belgarath'ı unutuyordum. en keyifle okuduğum destan yazdığı entry'ler kendisine ait.
    hagi ve gs'yi nedense edi'yle büdü olarak düşünüyorum hep. birini okursam diğerini de okumak zorundaymış gibi hissediyorum kendimi.
    hiçbir şey okumak istemiyorum bazen, sadece dertleşmek istiyorum. conquistador de europa, tanil, beyinbedava ve mess hep ordalar biliyorum.

    uzun lafın kısası. çok seviyorum burayı.
    hayatım galatasaray'sa, en önemli yaşam kaynağım galatasaray sözlük.
  • 13471
    mustafa cengiz'e- ağırlıklı olarak- sahip çıkışıyla beni iyi hissettiren bir yerdir. bir yeri 'iyi' yapan insanlarıdır zaten. egolar, vazifeler, benlikler çarpışır durur- bunlardan münezzeh kalabilmeyi çalışması, çok değerli bir refleks. futbol dünyasının kirine- pasına ulaşmadan, zihni ve kalbi ideal kader peşindeki herkese selam olsun, gerçekten.
  • 9980
    şampiyon olunan sezondan sonra takımı, hocasını, yönetimini ve türlü oyuncularını eleştiren/eleştirebilen ve bunu hakkıyla yapan yazarlara sahip bir sözlüktür.

    bununla birlikte, geniş bir görüş yelpazesine sahip yazarlar barındıran bir platform olduğu gerçeğini göz ardı etmeyerek, bu yazarlar içinde gerçekten tahammülsüz yazarlar olduğu ve olacağı da doğrudur. bünyesinde realistlerin, karamsarların ve romantiklerin olduğu da doğrudur. memleket insanına sirayet eden bizim müthiş tahammülsüzlüğümüzün, maalesef ve üzülerek çok ileri ve uç noktalara gittiği de malumdur.

    ve fakat, tahammülsüzlüğün bizim ortak çarpanımız olduğu hususunu bir kenara not ederek, düşünüyorum -hayır ohalde varım demeyeceğim, demeyeceğim işte- ve düşündüklerimi dile getirmek istiyorum ki, tahammülsüzlük dediğimiz şey, bir yerde, belki de, riekerink bey hocamızı tecrübesizliği nedeniyle yermek, asmak, hocadan saymamak da olmuyor mu? yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için söylüyorum, bunu sadece sözlüğün bünyesindeki yazarlara ithafen söylemiyorum. sezon başından itibaren medyada, televizyonda, gazetelerde, sosyal ve asosyal ortamlarda süregelen bir birikmişlik bu.

    sözlük yazarlarına, nice ulemaya ve bir cümle futbol allamesine sorum, şudur: guardiola denen direktörün, direktörlük kariyeri nasıl başlamıştır? bildiğim ve nacizane cevabım şudur: barcelona b takımından, barcelona a takımına yükselerek. elbette ben de biliyorum, örneklerin birbiriyle örtüşmediğini. ama kabul etmek gerekir ki, örtüştükleri yerler var. jan olde riekerink'in kariyeri bir yerden başlayacaktı ve öyle ya da böyle, birilerinin veya kendisinin sayesinde, bunlar bir şeyi değiştirmez, bu galatasaray oldu. hangisi, hangisinin şansı bunu zaman ve bizim müthiş tahammülümüz gösterecek elbette. eksiklikleri yok mu? var. yok diyen de yok. o halde tahammül göstermek, taraftarın, yönetimin ve camianın takdiridir. eleştiri yapıcı olduğu müddetçe iyidir. biz toz pembe rüyalarda değiliz. bunu 3 kupayla kapattığımız sezonun sonunda ve başlangıcında da çok kereler dile getirdik. biz, oyunun güzellikleri görmezden gelmeden, eksik olduğumuz kısımları nasıl iyileştirebiliriz, bunun derdindeyiz. havadan "şunu oynat, bunu oynatma" taraftarlığıyla olmuyor. olmayacak. "şu topçu değil, bu topçu" ile de olmuyor. "bildirildi" tarzı duyumcu haberlere tamah edip, yorum yaparak da olmuyor. oyuncular ve hoca arasındaki diyaloğun nasıl olduğunu bilmeden, spekülesyon yaparak da olmuyor.

    galatasaraylı arkadaşlarımdan beklentim, kaya çilingiroğluvari yorumlarla oyunun güzelliğini göremeyenler ve sırf eleştirmek için eleştirmemektir. köstek değil, destek olmasıdır. tahammülsüz değil, evet, bu doğru, sabırlı olmasıdır. her şeye ve her kimseye karşı.

    bundan sonrası cevap niteliğinde olacak sanırım. şimdiden, kusuruma bakmayın.

    aldığı skorlarla göz boyayan medya pohpohlaması başakşehir'in göze güzel falan görünmeyen oyunuyla -ki göze güzel görünen oyun için içerdeki karabükspor'u izleyebilirsiniz- donetsk'in karşısında el pençe divan olması doğal. bu sezon top falan oynamayan geçen yılın şampiyonunun kadrosundaki kilit isimleri kaybettikten ve o meşhur dehşetengiz oyunundan vazgeçmesi sonrasında kiev ve benfica karşısında sürüncemesinin ve çokça değindiğim gibi 4'lük olduğumuz sezondan sonra yine hiçbir şey yapamayacağımızın aşikar olması gibi.

    göz var, izan var. sneijder performansının altında oynuyor. sürekli sola kaçıyor. sağ tarafımız belki bu yüzden işlemiyor. belki de selçuk, sabri, yasin yüzünden de işlemiyor olabilir, emin değilim. bu sır değil ki. takımdan da kesilir, kesilmez değil. ama takımda ona gelene kadar, say say bitmeyecek eksikler var. defansı şöyle sağ baştan saymaya başlarsın mesela... benim derdim zaten sneijder ile değil.

    tövbe, destur! hagi ile kimseyi kıyaslamaya yüzüm yokken, dilim, bilgim, fikrim, aklım yeterlilik sahibi değildir. gel gör ki, alex kim? arda kim? lincoln kim? sergen kim? delgado kim? sneijder dediğin adam takımına bırak ligi, şampiyonlar ligi kazandırmış adam! adam ha! yahu, akıl tutulması yaşıyoruz bazen. mesela ben, bir karadenizli olarak gece 2'den sonra devreleri yakabiliyorum. şu an çokça saçmalamış da olabilir. lütfen, affınıza sığınıyorum, tahammül gösteriniz. bununla birlikte, gecenin bu saatinde de olsa, tövbe, destur! hagi ile alex'i yan yana koymaktan kendimi tenzih ederim. bu konuda sapına kadar toz pembe 21. yüzyıl romantiğiyim. 10, ilk direktörümüz olduğunda, aynı zamanda futbolcu olsun, ara sıra oyuna girsin, iki topa vursun, iki pas versin diye az dilenmedim. velhasılı kelam, bu konudaki hoşgörüsüzlüğümü mazur görünüz. 10'un yanında sneijder kim, allasen?

    diyeceğim o, çok bozduk. bilhassa ben. polemik sevmem, muhalif olmayı severim. nasip. kaza ve kader.

    son olarak şey diyecektim, ıhmm, beşinci nesil yazarım lan! başlığımın altında 3 giri var. öz çözümlemem beni, hiç iyi yazamadığım ve farkındalık yaratamadığım ve bu yüzden, sözlüğe hiçbir şey katamadığımı söylüyor. hayata karşı mahcup durumdayken, sözlüğün nadide yazarlarına karşı da özgüvenim gittikçe köreliyor. zirüzeber edilmiş, derdest olmuşum.

    bir hal çaresine bakmakla mükellef olduğumun bilinciyle...
    ...güzel insanlarsınız, sevin birbirinizi.

    edit: burada latife vardı. eksik noktalama işaretinde muzdarip bir ünlem anarşiği olmuşum. haberim yok.
  • 15475
    entry silmenin sınırlandırılması gereken sözlük. ilk başta sallayayım başarılı ya da başarısız olursa, fikrim doğru çıkmazsa silerim diye düşünen yazarlar da şapkasını önüne koyar ve düşünür. hem bilgi kirliliği olmaz hem de bir pardon duyabiliriz. ben kendi adıma müsterihim. zaten hakaret, saldırgan, kötücül yazılar tespit edildiği an moderatörler tarafından siliniyor.
    "x" biri yazıyor 4 ay önce misal "ceyhun bize yeni geldi daha topa dokunmadı ama kötü adam oynamasın çöp." 2 maç sonra ceyhun döktürüyor misal o "x" bu yazısını siliyor "ceyhun be adam adam. demiştim iyi çocuk diye." eskiye git öyle bir entry yok. silmiş, hiç etmiş çünkü. halbuki "yanılmışım, özür dilerim." gibi küçük kelimelerle insani olarak duygularını belli edebilir. bu şekilde hem yazarların sinir uçlarıyla oynanmaz hem de özelden hakaretvari sözler duyulmaz diye düşünüyorum.
  • 14997
    pek çok konudan rahatsız olunup sözlüğün kalitesi düşüyor vb. yazılar yazılıyor ama bence esas kaliteyi düşüren şeylerden biri transfer duyumların burada paylaşılması. yaklaşan transfer döneminde yine bilgi kirliliği başlıyor. açıkçası ben sözlükte yazar değilken de en çok veriye dayalı bilgiler ile hızlı ve doğru bilgi için burayı okuyordum. hala daha bir yerde bir şey gördüğümde gerçek olsa sözlükte yazılırdı diye yaklaşıyorum çoğu konuya. sözlüğün en önemli karizması hızlı ve doğru bilgi bence. twitter'dan, bilmem kim abiden, duyumcudan transfer konusunu alıp buraya yapıştırmak hiç hoş değil. moderasyona da bence bu konuda daha sıkı tolerans uygulamak düşüyor.
  • 14685
    yaşlı futbolcuların performans düşüklüğü, sakatlığa yatkınlığı ve mali külfetinden şikayet eden taraftar grubu tarafından, iki gün arayla yaş ortalaması çok yüksek iki ezeli rakibimizin şampiyonlukta favori ilan edildiği platform.

    genç kadro, koşan kadro, düşük futbolcu maaşları, geleceğe yatırımı yıllarca dillendirip, gerçekleştiğinde rakiplerin yaşlı kadrosunu övücü cümleler kurmak tezat geliyor bana.
  • 13358
    yakın zamanda dikkatimi çeken ve beni her gördüğümde (cidden söylüyorum) üzen bir jargon türemiş sevgili sözlüktür.

    jargon da şudur; kimin yaptığının hiç önemi yok, x bir yazar fikirlerini belirtirken "ulan" diye hitap ediyor. ben mesela okurken (aynı fikirde olayım veya olmayayım) bir yazarın benimle konuşurken "ulan sana prandelli müstahak" dediğini adeta kulaklarımla duyuyorum. bunu sokakta biri söylese sokak ağzıyla "ağır ol" derim. sokakta değiliz. bence "ulan" diye hitap etmek doğru değildir. en azından bu hitap türünün yeri bu sevgili sözlük olmamalıdır. bunu belirtmek istedim. ben yakıştıramıyorum.

    bu vesileyle bu "ulan" jargonuna ek olarak kullanılan "ak", "amk" vb. güldürme etkisi de olsa özünde galiz bir küfür olan tabirlerin de yerinin bu sözlük olmadığını düşündüğümü de belirtmek isterim. sözlük eğer bilgi alma yeriyse ki şüphesiz öyle, bence kalitemize sekte vuran bu jargonu bırakma yönünde hassassiyet göstermeliyiz.

    edit: atalarımız iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına demiş. (bkz: #2791327) numaralı girdimde ben de son satırda "ulan" deme yanlışına düşmüşüm. kendime ibret olsun diye editlemeyeceğim.
  • 15908
    yeni güne uyanınca, şimdiye kadar yaşadıklarımızın en az 5 yıl daha artan dozlarda devam edeceğini idrak ettiğimde geleceğim, geleceğimiz adına içimi dehşet sıkıntı kapladı.

    ama benzer duyguları yaşadığım bu sözlükteki yazarlarımızın düşüncelerini okuyunca sıkıntım bir nebze azaldı. belki umut verecek bir gelişme yok ama insanın derdini, sıkıntısını birileriyle paylaşması ve başkalarının da benzer sıkıntılarının olduğunu bilmesi insanda terapi etkisi yaratıyor. sözlük grup terapisi görevi görüyor böyle günlerde.

    ne yapalım en az bir 5 sene daha böyle yaşayacağız ve ilk gün bugün. kendimize teselli bulmak zorundayız.
    şu anda verebileceğim teselli; en azından fenerli değiliz. şu tabloda ya fenerli olsaydınız. takımımız da umarım sene sonunda bize bu teselliyi verir ve deriz ki; neyse ki galatasaraylı'yım.
  • 15092
    maç takip etmeyen yazarlar tarafından günden güne paralel evrene dönüştürülen sözlük.

    mesela sırf diğer entrylere cevap yazmak için iki takımda da 4-1-4-1 diziliminde iç olarak konumlanan ve gole yakın oynaması istenilen emre akbaba’nın alanya’da farklı bir mevki ve rolde oynadığı iddia edilebiliyor. oysa alanya'ın 3-4 maçını izleyen herkes böyle bir şeyin olmadığını emre akbaba'nın tam olarak bizde oynadığı mevki ve rolde oynadığını bilir.

    bir oyuncunun evlat, torpilli forma adaletsizliği mertebesinden aynı mevki ve rolde oynadığı halde yanlış mevkide kullanılmış mertebesine ulaşması başka bir takımda atacağı 4-5 gole bakıyor. mantık şöyle işliyor sanırım; özette topa vururken 6 pasa kadar girmişti oralara kadar girdiyse ikinci santrfor gibi oynamış olmalı.* neyse, artık yazanlara kızmıyorum. izin veriliyor ki yazıyorlar sonuçta.

    ismail çipe'nin sağ bek oynatıldığını iddia eden entryler okumamız dileğiyle...
  • 5731
    yaklaşık 33 gün ayrı kaldığım sözlüğüm. 1 aylık ceza almama rağmen 33. gün sonunda hesabım açıldı.

    ceza alma sürecimse şöyle gelişti:

    bir 'yazar arkadaş'ımız 29 ekim 2012 anadolu efes galatasaray basketbol maçından önce 'inşallah anadolu efesin galatasarayı yeneceği maç olacaktır' yazmış. hem de galatasaray sözlükte. dolayısıyla ben onu ilk gördüğümde sinirlendim ve anlık sinirle yapmamam gereken bir hareket yapıp nick altına 'adamı nick altına yazmaya zorluyorlar eğer düşüncesi buysa siktirsin gitsin.' dedim. tamam hatalı olabilirim hiçbir şekilde küfür etmemem gerekiyor ama o adamın yaptığında hiç mi suç yok. adamın sadece entrysi silindi bense 1 ay ceza aldım. galatasaray sözlükte birisi galatasaray yenilir inşallah demiş ve ben de buna tepki koymuşum anlık sinirle ama adamın cezası sadece o entrysinin benim ihbarımla silinmesi oldu. tek kelimeyle ayıptır bu yapılan. oktay mahmuti anadolu efes'e gitti diye galatasaray'ı hiçe saymış oktay mahmutisporlu olmuş bir yazar yüzünden 1 ay ceza aldım. bu bana ona küfür hakkı vermese de en azından ona benden daha fazla ceza verilmesi gerekirdi. haksız mıyım bilmiyorum ama galatasaray yenilsin diyenlere artık sözlükte değil de içimden küfür edeceğim sanırım.
  • 14679
    müslümanlar için, allah kitap aşkına;
    hristiyanlar için, yüce isa aşkına;
    budistler için, siddhartha aşına;
    maymuna tapanlar için; muz aşkına;

    nolur sözlükte nefretiniz ve kininizden beslediğiniz algıları kasmayın yahu.
    örneğin, hocadan nefret ediyorsan her entry'inde bu nefreti üstüne basa basa belirtmek zorunda değilsin.
    bütün ağırlık merkezini, sözlerini, altyapının nolur buna göre kurma.
    yani bugün yarın mide yanması diye bir başlık açılsa, aşağıdaki entry'in girileceğine eminim.

    başlık mide yanması;
    bu sabah kahvaltıyı poğaça ve meyve suyuyla yaptım ve göz göre göre bu olaya davetiye çıkardım.
    zaten florya'da da kahvaltıları böyle yaptırıyor fatih terim.

    ben de hayatta belki de yolu yarılamış* bir renktaşınız olarak şu yaşıma kadar nefret ve negatifliğin hiç bir faydasını görmedim.
    polyanna da olun demiyorum tabii ki.
    ama olmayacak, belki de yaşanmayacak kötü senaryolar için enseyi şimdiden karartmak neden?

    biraz sakinlik, dinglinlik hepimize iyi gelecektir.
    inanın.

    edit: imla
  • 14673
    dönem dönem "ekşi" modlu kullanıcıların aktif olduğu ancak sözlüğü "ekşitemedikleri" için sıkılıp gittikleri platformumuz. işte tam da o sıkılıp gittikleri zaman öyle güzel oluyor ki buralar. kaosçu, "hür fikri" saygısızlıkla karıştıran, tek doğrunun kendi düşünceleri olduğunu zanneden, maç öncesi peydah olup maç sonrası oraya buraya molotof atıp sonra yine karanlık gölgelere karışanların "sıkılıp gitmelerini" iple çekiyoruz.
  • 9214
    mensupları, yeni futbol sezonunun başlamak üzere olduğu, ciddi bir konsantrasyona ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde karşılıklı ego savaşlarını ve kişisel husumetleri bir kenara bırakmalıdır.

    ben gerçekten anlamıyorum, şurada yazarlık yapan insanların yüzde 90 ıyla gerek gerçek hayattan, gerek sözlük üzerinden iletişim kurmuşluğum vardır, neden bu hale giriyorsunuz, neden galatasaraylıları kendinize düşman belliyorsunuz, inanılır gibi değil.

    burada yazanların, okuyanların hayatında galatasaray ve galatasaraylılar çok büyük öneme sahip ki, değerli vakitlerinizden ayırıp burada paylaşımlarda bulunuyorsunuz.

    sizleri ali sami yen arena'da görüyorum, nevizade'den, sokak'tan tanıyorum. etrafınızdaki galatasaraylılarla kardeş gibisiniz, birine fiske vurmaya kalksalar dünyayı başlarına yıkarsınız. biriyle tanıştığınızda ismini öğrendikten sonra, ilk işiniz hangi takımlısın demek oluyor, galatasaraylıyım cevabı gelince, vay kardeşim diye sarılıyorsunuz. sokakta top oynayan veledlerden galatasaray formalı olanı gazlayıp, saçını okşuyorsunuz. otobüste, metrobüste galatasaray formalı adam görünce seviniyorsunuz. hiç tanımadığınız adamlarla deplasman otobüslerinde sırt sırta uyuyorsunuz. galatasaraylıları seviyorsunuz yani.

    peki ne oluyor da sanal ortama girince, böyle düşmanca, kin dolu, intikam dolu hallere bürünebiliyor, karşınızdaki renkdaşınıza küfür, hakaret gırla gidebiliyorsunuz? karşınızdakinin zayıf anını kollayıp saldırıya geçmeye hazır halde, tetikte bekleyip en ufak hatasında linç girişimine başlıyorsunuz?

    böyle galatasaraylılık olmaz olsun, böyle galatasaraylılar olmaz olsun, böyle twitter da, facebook da, gs sözlük de olmaz olsun!

    futbolcuyu sevmezsin, hocayı sevmezsin, yöneticiyi sevmezsin, başkanı sevmezsin anlarım, bunlar profesyonel insanlar, kendi menfaatleri için her şeyi yaparlar da kendin gibi olan, sana benzeyen, senin kardeşin olan galatasaray taraftarına demin saydığım insanları savunacağım diye nasıl ağız burun girişirsin arkadaş?

    biz burada rakip takım futbolcularına, başkanlarına, taraftarlarına bile hakaret/küfür ettirmezken, galatasaraylıların galatasaraylılarla kavga etmesini, didişmesini, birbirine hakaret etmesini, aşağılamasını görmek zorunda mıyız? insanlar buraya bu yüzden mi giriyor, emek veriyor, takip ediyor, okuyor, yazıyor, araştırıyor?

    böyle kenar mahalleden gelip, abilerinden güç alıp, bacak kadar boyuyla sete çıkıp, karşısında babası yaşındaki galatasaraylıya 'bağır ulan, niye bağırmıyosunuz ulan' diye çemkiren, tokmak fırlatan sevgisiz, nefret dolu tipleri bildiniz mi? biz böyle insanları burada görmek istemiyoruz, galatasaray'ı sevmeyen, galatasaraylıyı sevmeyen, en azından saygı göstermeyen adamın işi yok burada.

    bundan sonra, ceza meza da yok, moderasyonla görüşüp sözlük yazarlarına aleni veya ima yoluyla hakaret, küfür edenlerin, onları aşağılayanların, sürekli egosunu ön plana çıkarıp kavga ve huzursuzluk ortamı yaratanların ilişiğini anında kesmeyi teklif edeceğim. böyle olmazsa, burada yazmanın da, burada durmanın da bir anlamı yok.
  • 16743
    sözlüğü biraz itidale davet ediyorum. çok ateşli davranıyoruz. olayları direkt olarak saniyesine yorumluyoruz. bir bakıyoruz icardi tukaka, bir bakıyoruz okan buruk itibar süikastinde. erden timur istifa eder hemen birileri suçlanır. biraz sakin kalıp olayların akışına bakmak lazım. ben de istemem benim kadar galatasaray'ı seven birinin görevini bırakmasını. ancak bir duralım. erden de insan. galatasaray'ın iç dinamikleri belli. ne diyoruz misal yine başarılıyız kaos bizi bekliyor. ancak ardını önünü tartmak lazım.
    şimdi bu yönetim 3 tane sağlam adam alsa, sezonu şampiyon bitirse kimse erden'i hatırlamayacak sezon sonunda. ancak ilk tökezlemede erden timur başlığının yanında 582 yazacak.
    o bakımdan biraz sakin kalıp olayları analiz etmeliyiz. dursun başkan zaten mimli. bakalım aynı hataları yapacak mı göreceğiz.
  • 12876
    fenerbahçe'de muriqi çok iyi oyuncuymuş, max kruse takımını sırtlarmış, altay bayındır'ı kaçırdığımız için çok pişman olacakmışız, murat sağlam ve ferdi kadıoğlu geleceğin yıldızı olacakmış vs. diye devam eden mükemmel övgüler var. kendi takımlarına gelince de ryan babel defansa yardım etmiyor, mariano ve belhanda satılsın gitsin, emre mor şımarık, nagatomo sönük....

    ali koç başkan seçilmeden önce cumhurbaşkanı bile olur diyenler vardı bu sitede. totem yapıyoruz herhalde, totem yani değil mi?
  • 16649
    hollanda liginde sahaya giren adamı kaleci tekmeledi diye maçın ortasında kırmızı yemişti. senin işin dövüşmek değil, ankaragücü beşiktaş maçında olan olay bunun örneği sayılırdı, josef arkadaşına vuran adama saldırdı olabilir. burada trabzon taraftarına bildiğin charge atarak zıplayarak yumruk vuruyor osayi bunun savunulacak yanı yok bu sözlükte hiç olmamalı. hele batshuayi'nin bir tekvando tekme denemesi var tekmeyi salladıgı adam batshuayi'ye doğru bile koşmuyor yanından geçiyor. ama batshuayi 10 saniyede adamı izliyor gelişine vurayım diye. koşsana içeri ne diye bekliyorsun?

    trabzonlular aptal olabilir bu fenerli topçuların kaçabilecekken orada adam dövdükleri gerçeğini değiştirmiyor ve bu sözlükte savunuluyor.
    (bkz: 17 mart 2024 trabzonspor fenerbahçe maçı)
  • 7894
    2 aylık tatil modunun sona ermesiyle geri döndüğüm sözlük. tanım gerekirse;

    sözlük evdir. aziz matta ile keyifli sohbet etmek vardır sözlükte. daniel tozser ile nostaljide zirveye ulaşmak vardır. fatihyildiz'dan muhalefet etmeyi öğrenirsiniz. mocuishle'dan sevgi ve hoşgörüyü, halim abi'den derin galatasaray'ı, efsane kaleci zapata ile ironiyi öğrenirsiniz. this is incredible ile kardeş olursunuz. arcanel'den branş seçmemeyi, evin bir diğer büyüğü albatross'tan babalığı, 10metin10hagi10arda10'dan farklı branşları, doktor sagbirakmayan'dan mizahı öğretir size sözlük. missgese'yi okuyup kadın taraftarın büyüklüğünü fark edersiniz. paredros'ta 1 cümlelik soruya paragraflarca cevap verecek sıcaklığı bulursunuz. drvenom'u bilmiyorum ama iyi bir abiye benziyor :( bunların yanında bir de ermando* ve lion plath vardır ki nick6 girerken önünü iliklersin.

    adını unuttuğum nice güzel yazarın yazdığı yuvadır. nifak tohumları eken trollerin de amına koyayım <3
App Store'dan indirin Google Play'den alın