• 326
    real madrid'in diğer takımlardan farkını çıplak gözle ilk kez gördüğüm maçtı. önemli olan basit oynamak. tabi o pasları vermekten daha önemlisi o pasları görmek ve hemen verebilmek. ligdeki rakiplerimizin asla atmayacağını bildiğim pasları madrid'in atıyor oluşu can acıtıcıydı. mesela ilk yediğimiz golde 2 kişi birden aynı adama basıyor, basılan adam topu boştakine atıyor melo da adamını bırakıp ona giderken o melonun adamına atıyor o da ortayı yapıyor. mesele bu kadar basit aslında. attığımız goller de çok basit. drogba var sneijder var mesele onlara topu atmakta. adamlar yetenekli işte kardeşim düşünme ver topu. bizim oyuncularımız hep rakibi düşünüyorlardı. rakibi düşünmekten vazgeçince aslan gibi oynadılar. bu gerçeği ayıkladıktan sonra önümüzdeki maçlar daha kolay geçecek.
  • 327
    iki gündür başa alıp alıp izlediğimden daha hakkında yazı yazamadığım maç. her zaman galatasaraylılığımla gurur duydum, en kötü sezonunda da, en büyük başarısında da. ama dünkü gurur apayrıydı. hepinize helal olsun. kura çekildiği günden beri tur ümidi olmayan beni bile, 3-1'den sonra "ulan atarmıyız 2 tane daha" diye havaya soktunuz. yükselerek devam edelim, eskiden yaptığımız hataları yapıp bu noktaları bırakmayalım.
  • 329
    maçı tekrar izlerken keşke böyle olmasaydı diyebileceğim bi pozisyon keyfimi kaçırdı. 3.golü bulduktan kısa süre sonra. pozisyon şu:
    https://gss.gs/UtM.jpg

    aynı pozisyon içinde 2 tane keyfimi kaçıran şey var. birincisi amrabat'ın sabriye yada sneijder'e topu vermeyişi. pozisyonu kafanızda oynatın. çok beceriksizce şeyler yapılmadığı sürece, çok basit oynayarak net bir gol imkanı yakalayabilirdik.

    keyfimi kaçıran ikinci detay ise korkak hakemle alakalı. amrabat yanına pas vermeyip çalıma gidiyor. topu modric'in yanından atıyor. geçebilse yine çok net bir pozisyon yakalayacağız. tam kendisini de kurtarmak üzereyken modric dünyanın en net faullerinden birini yapıyor. hem de görülmeyecek bir faul değil. bacağının tümünü kullanıyor amrabatı durdurmak için. hakemin gözünün dibinde. o pozisyonda şu:
    https://gss.gs/Lte.jpg

    çok yazık oldu be. deplasmandaki ve sahamızdaki hakemler real madrid tur atlasın diye elinden geleni yaptı. ama onlara rağmen belki basit bir pasla tur atlayabilirdik be dostlar. şu dakikada gelecek golle takımın çoşkusunu ve peşpeşe 3 gol yemiş madrid'in yapacağı paniği düşünebiliyor musunuz?
  • 331
    üzerinden haftalar, aylar, yıllar geçse de 3-1 sonrası hissettirdikleri ile hatırlanacaktır. çünkü geriye dönüp 9 nisan akşamına baktığımızda büyük bir gurur tablosu görüyoruz. kolay değil real madrid'e karşı 3-0'ın rövanşında kazanma arzusunu sahaya koymak, konsantrasyon sağlamak. üstelik işimizi biraz olsun kolay kılacak erken bir gol bulmayı beklerken, bu golü kalemizde görmek tur umutlarımızı da çok uzaklara götürmüştü.

    tam olarak yaşamak istemediğimiz tablo hakimdi ilk yarı sonunda; skorda 1-0 gerideydik. artık 5 gol bulup yarı finale çıkmaktan ziyade şampiyonlar ligi'ne, alacağımız bir real madrid galibiyeti ile veda etmek istiyorduk. çünkü bizim adımız galatasaray'dı ve rakip real madrid bile olsa bu kadar kolay elenemezdik, varlık gösteremeden elenmeyi kabullenemezdik. yıllar sonra sahada oynanan oyun, verilmeyen penaltılar, rezalet hakem kararları hatırlanmayacaktı birçoğu tarafından; yalnızca 2 maç sonrası oluşan skorlara göre yorumlar getirilecekti. bu yüzden çeyrek finalde bir kez daha saygı kazanmadan, mücadele ve karakter ortaya koymadan elenmek, fazlasıyla hayal kırıklığı demekti bizler için.

    ikinci yarı başında, belki de fatih hoca'nın soyunma odasında sağladığı bahsettiğimiz bu bilinçle, daha bir arzuluyduk. ilk önce amrabat, daha sonra sabri'nin oyuna girmesi, oyunumuza enerji katmış ve hücum gücümüzü arttırmıştı. peşpeşe gelen goller sonrası tura inanmayan, ihtiyacımız olan 2 golü bulabileceğimize inanmayan tek bir galatasaraylı yoktu. işte tam da budur bu eşleşmenin özeti ve galatasaray'ın kelimelere ihtiyaç duymaksızın tanımı. üstelik yalnızca bizler de değildik imkansız gibi görüneni başarabileceğimize inanan; 3-1 sonrası gerek takımın sahadaki hırsı ve arzusu, gerekse tribünlerden yükselen tutku, real madridli oyuncuları da bir hayli afallatmıştı. mourinho da bu inanmışlık karşısında mesut yerine albiol'u alarak direnmeye çalıştı. belki 2 maçtaki oyunu düşündüğümüzde hak ettiğimiz turu alamadık ama başta başarısız olmamızı dört gözle bekleyenlere ve tüm dünyaya inat galatasaray adının ne anlamlar taşıdığını vedamızı aslan gibi yaparak bir kez daha kanıtladık. işte bu yüzdendir tarifsiz gururumuz.

    bir kez daha, teşekkürler galatasaray!

    http://i.dailymail.co.uk/...05DC-290_634x465.jpg

    (bkz: öyle şeyler yaşattın ki uğrunda ölmeye değer)
  • 332
    ulan bu maç 3-1'e geldiğinde tribünde açtım kollarımı başladım duaya "allahım sen bu maçı 5-1 yap bir daha içki yok her cuma huzurunada çıkacağım oruç filanda ok kurbanda da bağış yaparım vallahi yaparım" dedim tutmadı. tutsa fena günahkar olabilirdik ama yinede ah ulan be:)

    işin geyiği bir tarafa işte o 3-1 olduğunda hissedilenler var ya o hissedilenler işte o her şeye değer be arkadaş. umarım bu duyguların çok daha yoğununu 2013-2014 sezonunda da yaşayacağız.

    not:daha 80. dakikada teslimiyet bayrağı gibi her şey için teşekkürler minvalinde bir pankartı açan ultraslan. ulan neyse bir şey demiyorum şu güzel ortamı bozmuyorum.
  • 338
    (bkz: 17 eylül 2013 galatasaray real madrid maçı) arefesinde geniş özetini izlediğim maç.

    90 dk sonunda zafer sarhoşluğundan unuttuğum birçok detay varmış meğer. ilk yarı ronaldo kendi başına bu maçı 0-2, 0-3 yapabilirmiş. hele ki di maria'nın bir şutu var, muslera topu mucizevi bir refleks ile kurtarmış.

    en önemlisi eboué'nin golünden 1-2 dk önce ronaldo ayağı takıldığından 3 metre'den topu bomboş pozisyonda yandan aut'a göndermiş.

    şanslıymışız anlaşılan. eh okadarda olsun yani, hep ecnebilermi şanslı olacak?
    bkz: (bkz: 3 nisan real madrid galatasaray maçı)

    (bkz: aman allah'ım neden bizden yana değil şans)
  • 340
    söyle bir flashback yapip bu maci özel kilan seylerden bahsedelim istiyorum.

    3-0 yenildigimiz 3 nisan 2013 real madrid galatasaray macinda ilk iki golde bariz hatasi bulunan eboue, rövans macinin da 7nci dakikasinda madrid'e bir gol daha hediye ediyor ve henuz macin basinda 1-0 yenik duruma dusuyoruz. saha cikan kadromuz ise su sekilde;

    muslera - eboue - semih - gökhan - riera - selcuk - melo - hamit - sneijder - umut - drogba.

    dün ntvspor yaklasik 30-40 dakikalik genis özetini yayinladi bu macin. ilk yari yine orta saha ve forvet arasinda kopukluk olmus ve kisir bir ilk yari seyretmisiz. tabi burada umut'un surekli basan bir forvet olmasi drogba'yi rahatlatmis ancak bu sefer de orta saha yalniz kalmasin diye sneijder geriye cok gelmis ve prese yardimci olmus.

    ikinci yari basinda hamit'in yerine amrabat girip, oyunu hareketlendirmis. dikkat ceken diger ilginc bir nokta ise sneijder'in ilk yariya nazaran umut ile oyun icinde yer degistirmeleri. ki sanirim yedirdigi 3 golden utanan eboue 57'de sneijder'in asistiyle muhtesem bir gol atip maci 1-1'e getirmis. bu golden hemen sonra 63'te terim galayasaray'i costuran ve mourinho'nun dadedigi gibi "fantastik bir galatasaray"i seyretmemize neden olacak hamleyi yapmis. umut'u oyundan alip sabri'yi oyuna surmus. bu andan itibaren resmen ezmisiz madrid takimini.

    sneijder alistigi serbest oyuna gecip, futbolu cok iyi bilen drogba ve onun ver-kaclarina iyi ayak uyduran amrabat sayesinde, gercek yetenegini sergilemeye baslamis. 80nci dakikaya kadar skoru 5-1'e getirecek %100'luk firsatlar bulmusuz ama sansimiza skor 3-1'de kalmis. 80'de terim kötu bir hamle yapip takimin ahengini bozmus ve eboue cikip, elmander girmis. yine cift forvete dönup, sneijder'i geriye cekerek, orta sahaya dinamizm getiren sabri'yi sag beke gecmis ki bu noktadan sonra maci seyredenler bilirler madrid biraz olsun toparlandi ve ronaldo son dakikada bir gol daha atarak skoru 3-2'ye getirdi.

    gelelim bu macin dikkat ceken, ama nedense hocanin gözunden kacan ayrintilarina. birincisi burak'in cezali olmasi pas oyunumuzda ciddi fayda sagladi. bir ara topa sahip olma oralalari %57-43 lehimize olacak sekilde yukseldi. cunku ileri atilan hicbir top forvetlerimiz tarafindan ezilmedi. tek hamleli burak olmadigi icin yardimlasma ve alisveris cok daha iyi organize edildi. ancak burada sneijder'in etkinliginin azligi her ne kadar topun hakimi olsak da pozisyon uretmede kisir bir ilk yari gecirmemize neden oldu.

    ikinci yarida cift forvet sevdasindan vazgecen imparator, dogru bir hamle ile sneijder'i bosa cikarip, ustundeki yuku alip, rakibin kendi sahasina hapsolmasini sagladi. ancak sanki ne kadar forvet o kadar gol mantigiyla elmander'i oyuna surerek dislileri yerinden etti.

    63-80nci dakikalar arasi seyrettigimiz galatasaray sanirim son iki yilda seyrettigimiz en iyi takimdi. kaldi ki rakibi yine mourinho'lu, mesut'lu benzema ve ronaldo'lu dunya devi madrid takimiydi. siir gibi top oynadik bu macta. ancak öyle ince detaylar vardi ki gözden kacirdigimiz, hala uyanip bu detaylari görebilmis degiliz.

    bu mac ve 6-1 yenildigimiz mac iyi irdelenip sahaya dogru duzgun bir taktik ile cikmaliyiz. yine keza sahada ciddiyeti birakmayan, zaman zaman kötu de oynasa mucadelesini eden, sabri - semih - hamit - umut - gökhan - drogba - riera - sneijder gibi oyunculara ihtiyacimiz var. cift forvetten ziyade futbolu cok iyi bilen bir drogba'nin yanina ona zekasiyla ve teknigiyle ayak uyduracak sneijder gerek. aldigi hemen hemen her topu ezen, pas oyununda hic görunmeyen isteksiz ve sogumus bir burak an itibariyle takimi baltalamaktan baska bir ise yaramiyor. sag kanatta eboue'nin bir araba dolusu hatasini kapatan hamit veya ayni direnci gösterecek sabri oynamali. sol kanatta hakan balta'ya defansta yardimci olabilecek, hucumda yardimlasabilecek riera oynamali. defans hattimiz semih-gökhan ya da semih-chedjou, forvette ise drogba ve gerekirse hem orta sahayi besleyebilecek hem de forvet hattinda cok daha basarili olabilecek sneijder olmali.

    forma sansi bulamayinca kari gibi trip atan, oyundan cikinca kolejli kizlar gibi surat asan, bencil, söz dinlemeyen, yaptigi isi ciddiye almayan, ayni hatalari tekrarlamaktan cekinmeyen, saatli bomba gibi ne zaman patlayacagi belli olmayan, sirf ismi var diye forma giyen ve takimin ahengini bozan oyuncularin sahaya surulmemesi gerekir.
  • 347
    gece gece aklıma gelen, beni gururlandıran, mutlu eden, gözlerimi yaşartan ancak bir taraftan da üzen maç.

    bir yandan maç 3-1'ken 4. golümüzün haklı ofsayt gerekçesiyle iptal edilmesine üzülüyorum. düşünsenize son 10-15 dakikaya girerken 4-1'lik üstünlükle giriyoruz. sanırım o skor 4-1'e gelseydi, herkes 5. golün de geleceğine yüzde yüz gözüyle bakardı. hepimiz inanmıştık zira.

    diğer yandan da o gün oynadığımız futbolla bugün oynadığımız futbol arasındaki farka üzülüyorum. ah ulan ya. nereden nereye geldik. özellikle sneijder'in böyle çılgın attığı bir sezonda diğer oyuncuların geçen seneki performanslarını sergilemesiyle çıtayı daha da yükseltebilirdik. atletico'nun chelsea'ye yaptığını biz de yapabilirdik. olmadı. ne diyelim, sağlık olsun.

    inşallah 2014-2015 sezonu bizim tekrar çıkış yakalayacağımız sezon olur.

    galatasaray'ım bizi hep gururlandırmıştır. bu da o duyguyu bizlere yaşatan maçlardan birisiydi. bugünleri görebildiğim için çok mutluyum. iyi ki varsın be galatasaray'ım. sen de olmasan ne yapardım be?!

    (bkz: öyle şeyler yaşattın ki uğrunda ölmeye değer)
  • 348
    arada sırada juventus maçı gibi aklıma gelir. arenadaki o atmosferi düşündükçe yine gözlerim dolar. herkesin gözü yaşlı bir biçimde o 5. golü beklediğini hatırlarım."ulan şu hakemler bir kere bizim lehimize bir hata yapsa ve drogbanın golü sayılsaydı ve üstüne 5-1 yapsaydık" diye düşünürüm kendi kendime ve dünyadaki yankılarını aklıma getiririm.

    darısı ve hatta daha iyisi 2014-2015 sezonuna.
  • 350
    ulan ne maç oluyor ya. canlı olarak izleyip hikayesine dahil olduğum maçlardan biri. sanırım juventus maçından sonra aklıma ilk gelendir. drogbanın ofsayt olan golü içimde kalan tek üzüntüdür bu maçla ilgili. insan düşünmeden duramıyor, ya dördüncü golü bulmuş olsaydık?

    edit: hakandilek yazınca aklıma geldi. eboue değişikliğinin mantığını bende çözemedim izlerken canlı maçı, çünkü orta saha baya düştü ve kaos futboluna döndük. şimdi yine izlerken tekrarı sanki sakatlık dolayısıyla çıkmış gibi, yinede bilemedim. izlerken bir şeyi daha hatırladım. maçın 85. dakikası ve seyirci maçın içindeyken ultralanın açtığı zamansız pankart ve başarılar gelir geçer moduna girmesi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın