• 578
    14-15 kek kalıbı sezonundan sonra tribünde ilk kez yerimi aldığım maç. ayağımızın tozuyla gudubetlik yaratmadan oynanan oyun tatmin edici olmasa da olsa galip geldik. en son 4. yıldız için ordaydım, bu sezon da hedef 25 diyerek ani şekilde kendimi sami yen'de buldum. turnike girişi ve kontrol noktalar arasına da restaurantlar açılmış. yine de kağıt paranın daha hijyen olduğu sokak köftesi tercih sebebidir.

    uzun yıllardır ekrandan izlediğim için en çok dikkatimi çeken nokta bizim taraftarın sesini hiçbir zaman tam vermiyorlar. önceden de bu böyleydi ama neredeyse 10 sezona bakınca boku çıkmış durumda. özellike erce'ye edilen küfür kıyamet ve ıslık yuhlama sesleri kulak çınlatan cinstendi. yayın için filtre tabii ki uygulanmalı ama içerideki ses ile ekrandan duyduğumuz alakasız. ilk yarı tribünler canlıydı, bir ara yanımdakilerden birine akıllı saat 95 db gürültülü ortamdasınız uyarısı verdi. bulunduğumuz tribün de batı blok 124, sesin yoğun olduğu kale arkaları içinde değildik. ikinci yarı neredeyse penaltıya kadar çok ses çıkaramadık.

    maça gelecek olursak, öncelikle hava çok nemliydi. tribünde çekirdekçi taraftar modunda otururken bile herkes terledi. futbol oynamak için zor bir hava ama kötü oyuna bahane değil. genel olarak en güvendiğim adam olan barış'ı çok savruk buldum. beke geçtikten sonra geriye de gelmemeye başladı. lazbappe biraz dinlenmeli. icardi'nin ilk yarı bir, ikinci yarı bir toplam iki asisti gümledi. ilk yarıda köhn sol açıkta dururken apo kerim sol beke kayıyordu, bu durumda torreira sanchez yanında ikinci stoper gibi oynadı. hatay daha yetenekli oyuncu grubuna sahip bir rakip olsa, köhn kanadını nakış gibi işlerlerdi. torreira ekrandan daha beter bir şekilde çok rakip için çok sinir bozucu bir oyuncu, sürekli bir adamın dibinde bitiyor.

    tek tek isim üstünden geçmeye devam etmeyeceğim, hedef 25 diyoruz. kalan maçlarda performansımız artarak devam etmeli, alıştığımız oyundan ve ön alan presinden uzak bir maç izledim. eyyorlamam bu kadar.
  • 580
    zor da olsa kazandığımız maç.

    lige 3 puanla başlamak güzel ama oynanan oyun taraflı tarafsız herkesin canını sıktı. bir yönden de herkes takımın yetersiz kaldığının farkında.

    genel olarak takımın sorunu çok yavaş atağa çıkıyoruz, çok top kaybediyoruz, ileride hızlı şekilde çoğalamıyoruz.

    birey olarak oyuncuların yeteneklerinden faydalanamıyoruz. geçen sezon bile ziyech kendi başına 3-4 maç alırken bu sezon oynadığımız ilk iki maçta böyle maça ağırlığını koyan oyuncu göremedik.

    ne olursa olsun çok kötü oynadığımız bir maçı geriden gelerek kazanmamız ve sezona 3 puanla başlamak çok iyi oldu.

    umarım takım hızımız, pas hızımız artar.
  • 581
    özeti ve yabancı spikerli özeti bir kez daha izleyince yine rekor gol kaçırdığımız gerçeği ortada duruyor. yediğimizden sadece 1 dakika önce yüzde yüz kaçırmışız ve adamlar ilk ataklarında golü bulmuş. sonra yine kaçırmaya devam etmişiz. maç puan kaybına doğru giderken vazgeçmeden maçı çevirmişiz. bu kadar kaçırdıktan sonra yaz sıcağında bu kadar olur beyler. kötü oynadığımıza kesinlikle katılmıyorum. galatasaray'ın geçmiş sezonlarda yaptığı açılışlara göre iyi bile sayılır.

    takımda oturmayan şeyler ve birkaç kötü bireysel performans da var. ama eğer şampiyonlar ligi playoffunda kaza yaşamazsak takıma fener maçına kadar süre verebiliriz. transfer sezonu da bitmedi üstelik. bir şeyleri konuşmak için çok erken.
  • 582
    çok fazla gol kaçırdığımız bir maç oldu. ilk maçlar her zaman zordur evet. galatasaray sezona hep tam hazır girmez evet. hava çok sıcaktı evet. süper kupadaki hezimetin takımda yarattığı tedirginlik çok belliydi evet. taraftarda bir endişe ve durgunluk vardı evet. tüm bunları düşününce rakipten bağımsız olarak zor bir maç olacağını hepimiz öngörüyorduk. galatasaray kadrosunun daha derinlikli bir hale gelmesi şart. rekabet iyidir. bazı mevkilerde bunu göremiyoruz takımda. hedefi olan bir takımda tek sol bek, tek 6 numara, tek kaleci, tek sağ bek olmamalı. gerektiğinde rotasyona gidilebilmelidir. yıllardır çözemediğimiz bir sorun bu işte. hala akıllanmıyoruz. elimizdeki tek sol beki bir kısım çok bilgili "taraftar" yüzünden satacağız neredeyse.
    hatayspor, neredeyse geçen sezonki kadrosu ile yola devam ediyor. kadro kalitesi düşük. kapanıp kontra atak kovalamaktan başka çareleri de yoktu. gol atacaklarına onlar bile inanmıyordu. yine de bir şekilde maçı çevirdik.
    top kapma süremiz gittikçe uzuyor.
    en büyük gücümüz olan baskın ön alan presi çok kolay kırılıyor.
    gölge savunma yapan ziyech, artık yaşı ilerlemiş mertens ve yorgun barış alper yılmaz takım savunmasında zaaflara sebep veriyor. ziyech ve mertens ana planda olamaz. daha dinamik ve becerikli isimler bulunmalı.
  • 584
    bizi zora sokan bitiricilikteki ciddiyetsizliğimiz oldu. 3 ya da 4 farklı rahat bir skor ile geçebileceğimiz bir maçtı.

    böyle maçlarda yediğimiz gol gibi bir gol geldi mi perişan oluyorsun maçı çevirmek için. bütün gidişatı etkiliyor.

    sağ bek değişti. büyük ihtimalle sol bek de değişecek. bir tane de sara’nın yanına 8 - 10 oynayan hareketli oyuncu alabilirsek en büyük krizleri çözmüş olacağız.

    süper kupa rezilliği, kadro içi kargaşa, motivasyon düşüklüğü ve ilk hafta olumsuzlukları vardı. böyle bir süreçten üç puan ile ayrılmak çok iyi oldu. önünüzdeki birkaç maçı da kayıpsız atlatmamız gerekiyor. ondan sonra zaten kadromuz oturmuş olur.
  • 585
    geçtiğimiz 2 sezon açılışında olduğu gibi, kötü, yavaş, temposuz, çok pas hatası yaparak oynadığımız maç. her sezon başında takımın böyle olmasını kimse istemez, özellikle de sezon başında önemli maçlar varsa süper kupa gibi, cl elemeleri gibi, ama takımın uzun vadedeki formu ve kondisyonu için böyle bir risk alınıyor belli ki. iki sezondur bu şekilde şampiyon olduk.

    bu daha bir kaç hafta böyle sürer, ilk milli aradan sonra tempomuz artar gibi geliyor bana. yeter ki cl elemesinde tökezlemeyelim.
  • 586
    aslında iyi ama yine de kötü oynadığımız karşılaşma. (bkz: 9 ağustos 2024 galatasaray hatayspor maçı)

    apo kerim - ziyech - barış alper bence net kötü olan isimlerdi. barış'a yorgunluk vurmuş sanırım biraz belli. ama apo kerim'in form düşüklüğü biraz düşündürüyor bizi.

    onun dışında merkezden ilerlememiz biraz sıkıntılıydı. bir de yaptığımız ortaları pek beğenemedim.

    icardi,atom karınca,bats,boss ve kerem'i beğendim.

    yola galibiyetle başladık ama biraz buruk başladık.

    yolun sonu şampiyonluk olsun.
  • 588
    alçaktan uçtuğumuza sevindiğim maç olmuştur. bize sezon başı şov yapan takım değil sene sonu kupa getiren takım lazım. bu maçta şov yapsaydık transferi kapatır, konsantrasyonu bırakır, net salardık. cl den elenir 7. hafta kelle istemeye başlardık.

    takımda üretkenlik ve uyum sorunları göze çarpsa da geçen seneden farklı bir maç değildi benim gözümde. geçen sene de ip üstünde en az 15 maç kazandık.
  • 591
    3 ağustos 2024 galatasaray beşiktaş maçından sonra daha derli toplu, daha bir şeyler gösterdiğimiz bir maçtı bana kalırsa.

    bunda rakibin de etkisi vardı bana kalırsa. hatayspor'un doğru yaptığı tek şey vardı: zamana oynamak. maç 0-0 ya da 1-0 ya da 1-1 olduğunda tamamen zamana oynadılar. özellikle 1-0 olduktan sonra yerden kalkmadıklarını söylemek pek yanlış olmaz. bir de erce kardeşler işte doğruydu, o da durmuş saat misali bugün doğruyu göstereceği tuttu. kalesine gelen isabetli 9 şut var, 7 kurtarış ile oynadı.

    bunun karşısında bizde dağınık görüntü biraz daha toplanmış gibiydi. ama orta sahada demirbay ile başlamanın getirdiği bazı defolar mevcut halen.

    öncelikle pas isabeti: burada bence ciddi anlamda bir düşüş var. demirbay %78,6, mertens %69,6 pas isabet yüzdesi ile oynadılar oyunda kaldıkları sürede. allahtan takımda lucas torreira gibi bir canavara sahibiz ki %92,9 pas isabet yüzdesi ile kullandığı 56 pasın sadece 4'ünde başarısız olmuş, kalan 51 pasın 1'i de asist olmuş. yani pas haritası ortada:

    https://gss.gs/BIz.png

    gerçekten inanılmaz. gerçekten ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüyorum her seferinde bu adamı izlerken.

    bir ısı haritası bırakıyorum buraya bir de:

    https://gss.gs/6IE.png

    bu harita mauro icardi'nin. ilk yarıda da ikinci yarıda da sahanın solundaki bölgede daha fazla iş yapmaya çalışmış ve bayağı da geri gelmiş. iki gün önce yazdığım yazıda (bkz: #3991810) icardi'nin ceza sahası içerisinde kalması gerektiğini savunmuştum. halen efektif seviyede topu kendisine götüremediğimiz için kendisi topu almaya çıkıyor benim tespitim. ve bu böyle devam ederse bir problem. çünkü ne kadar icardi de olsa, ziyech'e o pası atmış da olsa mauro dün akşamki maçı %58,8 pas isabeti ile bitirdi. ve pas hatasını yoğunlukla yaptığı bölge de orta sahanın önündeki ısı haritası ile yeşile boyanmış üst bölüm. oysa icardi'nin ceza sahası içi ve çevresinde kalmasını sağlamamız lazım, bunu da daha efektif şekilde topu ona götürerek yapmamız lazım.

    bizdeki görüntüye toplanmış demiştim, aslında daha "istekli ama dağınık" demek daha doğru olacak gibi. toplamda 26 şut gibi ciddi bir seviyedeyiz, ancak 9 isabet var. yani %34,61. bununla birlikte 40 orta denemesi var, isabet oranımız %22,5. evet top %71 bizdeydi, evet ciddi anlamda hücumda şans bulduk ancak sonuç? yani bu oyunla 90'daki kafa golüyle kazanmak, bilmiyorum.

    ivedilikle çözülmesi gereken 3 sorun var bence:

    1 - pas isabeti
    2 - şut isabeti ve gole çevirme oranı
    3 - orta kalitesi

    hepsini de bir kenara bırakıp bir kaç kelime de hatay ve hatayspor'un yönetimi ile ilgili etmek istiyorum:

    maç yazılarında genelde bunlara girmemeyi tercih ederim ancak ekteki gibi bir twit atmışlar maçtan 24 saat sonra.

    https://twitter.com/.../1822381437955211391

    6 şubatta yaşanan bu ülke tarihindeki en büyük felaketlerden birisiydi. sonrasında ise daha farklı felaketler vardı; günlerce yardım ulaşmaması, her birimizin elinden gelen ne ise yapması, koşturmamız, çabamız... halen yaralar sarılmış değil, halen unutulmuş değil, halen acısı dinmiş değil.

    ama bunun üzerinden, bir futbol maçındaki doğru karar üzerinden bu işin duygu sömürüsü yapılacaksa; işte o noktada dur!

    depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız değil mi her birimiz? evet. aynı zamanda eğer futbolun içerisinde olacaksanız, futbolu seviyorsanız, futbol ile yaraları saracaksanız futbol ile yaşamayı da öğrenmek zorundasınız. en azından futbolu bilecek kadar öğrenmek zorundasınız.

    pozisyon %100 penaltı. temas var. yani gözü olan herhangi bir insan bunu görür. bu pozisyon üzerinden, 2. gol pozisyonu üzerinden, maç içerisindeki pozisyonlar üzerinden bu işin duygu sömürüsünü yapmak size düşmez. kimseye düşmez.

    ülkenin en büyük sivil toplum oluşumlarından birisi olan galatasaray ve tüm kitlesi hatay bölgesine yapılacak en büyük yardımları yaptı, yaraları sarmak için en fazla çalışan oluşum oldu. transfer ettiğimiz oyuncu uçaktan indiği gibi yardım deposuna götürüldü. bunları "biz bunları yaparken siz şunu dediniz" demek için de söylemiyorum, ortada duygu sömürüsünü sizin başlattığınız bir felaket var ve bu felaket ile ilgili birisi, bir yapı üzerinden algı yapılacaksa bunu bari galatasaray'a yapmamanız gerekir.

    deprem hepimizi birleştirdi, kucaklaştırdı. ama şimdi siz o depremi kullanarak duygu sömürüsü ile ayrıştırma yapma sevdasındasınız. yapmayın. bu kadar alçalmayın. bu size de, hatay şehrine de, o şehirde bu depremi yaşamış insanlara da yakışmaz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın