• 255
    son maçında sadece 1 galibiyet alabilmiş galatasarayimiz'in rekor seviyedeki başarisizliginin son halkasi. 3 yıllık projeymis, arda turan'mış, terim'miş, yardimci antrenörmüş geçiniz. bu rezaletin hala arkasında nasil durulabiliyor aklim almiyor ya. teknik ekip, yönetim şu anda istifa verip gitmeli artık, dayanamıyorum ben.
    ne bekleniyor tepki vermek için? bu nasil takim sevgisi ya? kimse takimi, renkleri değil, herkes sadece terim'i seviyor anladim ben. yazıklar olsun tepkisiz taraftara da.
  • 260
    transfer sezonu başlamadan kötü oyunla alınan bu yenilgi belki de bizim şansımız oldu. kimlerin geleceğinden çok kimlerin bir daha asla galatasaray forması giymemesi gerektiğini görmüş olduk. bu forma bu kadar ucuz değil, her önüne gelen galatasaray formasıyla sahaya çıkmamalı.
    en başta berkan, sonra ömer bayram, barış alper yılmaz, halil dervişoğlu, aytaç kara, cicaldau bu formayı giyecek oyuncular değiller. üzülerek kendi listeme emre kılınç'ı da eklemek istiyorum. bizleri vasatlara alıştıran yönetim ve teknik ekip de şapkayı önlerine koyup bir düşünsünler, hatta oyuncuları gönderip kendileri de giderse galatasaray'a hizmet etmiş olurlar....
  • 261
    adım gibi biliyordum yenemeyeceğimizi. yediğimiz golü giresun'un çalışıp geldiğini görmemek için saf olmak lazım. kanattan orta gelirken iki hücumcu stoperleri öne çekiyor, arkadan gelen eleman bomboş durumda tertemiz vuruyor direk dibine. inşallah rabbim bize de bunları çalışıp akıl edecek bir hoca nasip eder. ayna karşısında elinde âsa, sırtında pelerin özlü sözler söyleyerek kendini seyretmekten bunlara vakit bulamıyor bizim fatih hoca. o da haklı tabii, kolay mı o devasa egoyu doyurmak.
  • 263
    kaybettiğimiz bir başka maç. puan kaybetmemiz bizi eskisi kadar üzmüyor artık, puan kaybetmemiz bir haber değeri taşımıyor artık. x spor kaybı galatasaray "yine" kaybetti bildirimlerini atmaktan sıkılmadı, galatasaray futbol takımı ise "yine" puan kaybetmekten bıkmadı.

    sürekli maç kaybeden bir oyuncu grubu neyi başaracak, hangi güvenle büyüyecek, neyi sunacaklar milyonlara.

    bu sezon bitti ama gelecek sezon için tek bir plan yapan fatih terim, tek bir plan yapan yönetim benim bakış açıma göre en hafif tabirle zarar verecektir. tabiri sertleştirirsek fatih terim güç zehirlenmesinin doruk noktasına ulaşmıştır, yönetim ise reklam sevdasına oturduğu koltuğa ihanet etmektedir. biraz daha tabiri sertleştirirsek bunun adı hainliktir, yenilen pehlivan güreşe doymazmış bir tabir, bunu niye biz yaşıyoruz, yaşatıyorlar. hangi plan ortaya konuyor, seneye de sana karşı kapanan takımlara karşı oynayacaksın. 3 pozisyon kaçırıp çok kaçırıyoruz ya demekle olmuyor işte bir maçın açıklaması.

    gereğinin gelecek adına yapılmasını arz ediyorum.
  • 264
    evimizde kaybettiğimiz lig maçı.

    stattaydım, eve yeni geldim ve biraz soluklandıktan sonra bu başlığa bir şeyler karalamak isterim. bu soğukta, istanbul'da vakaların patladığı dönemde stadda hiç fena olmayan bir kalabalık vardı. öncelikle armayı yalnız bırakmayan herkese eyvallah.

    şimdi gördüklerimi yazayım. baştan sona hak edilmiş bir puan kaybı diyebilirim. televizyonda ne göründü bilmiyorum ama giresunspor maç öncesi ne amaçladıysa onu yaptı ve maçı aldı gitti. bir kere geldiler ama attılar muhabbetini lütfen geçelim. şimdi gelelim takımımıza... adına planlama deyin, gençlik deyin, süreç falan ne derseniz deyin, bu kantar bu yükü çekmez beyler. maç bittikten sonra pek çok taraftar staddan ayrılmadı, çöktü kaldı millet. ultraslan tribünü (kuzey) protestoya başladı haliyle. ben maça gittiğim için ne pişman oldum ne de öfkelendim. sadece üzüldüm. galatasaray'ı saha içinde bu kadar yetersiz ve aciz görmek çok uzun zamandır denk gelmediğim bir tabloydu. oyuncuların galatasaray seviyesinden altında olduğu -nelsson/boey falan hariç- o kadar belli oluyor ki, bu arkadaşları nasıl bir araya toplamışlar diye hayret ediyorsunuz. giresunspor'un ön alanında oynayan iki üç oyuncu gerçekten bizimkilerden daha tehlikeliydi. şaka gibi ama gerçek. golü atan futbolcunun (süleymanov'muş galiba) yaptığı vuruşu bir tane topçumuz yapamadı. halil'in pozisyonunu aklınıza getirin.

    taktiksel anlamda sadece dizilişi idrak edebildim. klasik formasyonumuzla dizildik. halil yetmeyince forveti çiftleme yoluna gittik zaten o da sonuç vermedi. bunlar dışında gerçekten ne amaçlandığını anlamış değilim. topun olmadığı bölgeleri izledim sürekli. bu takım ne yapmaya çalışıyor, acaba biz mi anlamıyoruz diye. gerçekten bir yere varamadım. çok basit üçgenleri dahi kuramadık. fatih terim'i de bir yandan süzüyorum, artık eski tadını vermeyen el kol hareketleri, inandırıcılığını yitirmiş öfkeli jestleri falan. ona da hem üzüldüm hem sinirlendim. değdi mi ya? şu sezonu taraftara yaşatmaya değdi mi?

    hem teknik ekip kötü, hem kadro yetersiz. alın bu enkazdan anlamlı bir şey çıkarın şimdi. bu sene allah galatasaray'ı izleyecek olanlara sabır versin.
  • 265
    ikinci yarıda tek yaptığımız ceza sahasına orta yapmaktı. giresunspor gibi mütevazı bir rakibe karşı geride olduğumuz oyun diliminde galatasaray'ın tek taktiği 90'larda kalmış olması gereken doldur-boşalt ise burada sorgulanması gereken çok ciddi şeyler var demektir. bu anlayışı avrupa'da isimli hangi takım yaparsa yapsın, ertesi gün hocayı çağırıp "hayırdır?" derler.

    merak edenler için maçtaki toplam orta sayımız 34. en az 25 tanesi ikinci yarıda olmuştur zaten.

    ayrıca üretkenlik sıkıntımızı, "xg yüksek, takım pozisyona giriyor, hoca ne yapsın!" gibi düz mantıktan ibaret argümanıyla 'akıllarınca' çürüten kitle için maçın başlıca istatistiklerini şuraya bırakıyorum:

    xg: gs 1.91 / giresun 0.35
    şut: gs 22 / giresun 6
    korner: gs 12 / giresun 1
    rcst: gs 30 / giresun 10
    pas: gs 573 / giresun 349

    ama benim 95 dakika boyunca sahada izlediğim galatasaray bana sadece ızdırap verdi. bu maçtaki görüntüye istatistikleri öne sürerek kılıf bulan her kim olursa olsun ya maçı izlememiştir ya da birilerine yaranmaya çalışıyordur.

    sonuç olarak bu ızdırabı çekmeye razı olanlara diyecek sözüm yok, herkes kararında özgür ama ben razı değilim ve olmayacağım da.
  • 270
    maçın içini konuşmayacağım.

    hem kafam yerinde değil, hem de zaten konuşacak bir şey yok. bu maçtan da tıpkı 28 aralık 2021 galatasaray denizlispor maçı gibi bir "salako" videosu çıkması haricinde konuşacak bir şey yok. üstelik sadece kaçan gollerden değil, pas hatalarından, top kontrol sorunlarından, rakibe pres yapamayışımızdan aklınıza ne gelirse. 90 dakikanın üzerine salako şarkısını ekleyip bütün 90 dakika devam edilebilir.

    ne babel'in 90 oynaması, ne arda'nın benim 2 bira içmiş göbekli halim ile sahaya atılması, ne barış alper'in olmayışı, ne tek oyun aklı olan cica'nın çıkması. hiç birisi maç sonu açıklamaları kadar konuşmaya değer değil benim gözümde.

    öncelikle burası bir sözlük, bir kelimenin tanımını gireyim buraya:

    imparator: bir imparatorluğu yöneten kimse, ilhan.

    burada tartışılmaz, seven sevmeyen nefret eden babası gibi gören kendisi dahil adı galatasaray ile bir yerde bir noktada birleşmiş herhangi bir kişiye "imparator" dediğinde sana fatih terim der. çok normal yani. benim sorunum bu da değil.

    peki imparator bu maçtan sonra ne dedi?

    "üzgünüm. hem olaylara hem mağlubiyete. bizi buradan çıkaracak olan, yine galatasaray taraftarıdır."

    şu kelime edildiğinden beridir benim kafamda başka bir düşünce yok. "bizi buradan çıkaracak olan galatasaray taraftarıdır". galatasaray taraftarı. yani sen, ben, babam, annem, kahvehanede maç izleyen dayılar, ultraslan içindeki çocuklar, amerika'da gecenin köründe maç izleyen insan falan.

    çok sinirliyim, kelimelerimi dikkatli özenli seçmeye çalışıyorum.
    ama en güzeli bazı sorularla ilerlemek olacak.

    1 - imparator denilen senin görevin ne sayın fatih terim? sorarım sana, buradan takımı taraftar çıkaracaksa senin görevin ne?

    2 - neden florya'dasın?

    bıraksın koltuğu bir taraftar olarak ben geçeyim madem.

    antrenmanları ben düzenleyeyim, oyuncuların özel hayatlarına, diyetlerine, sakatlıklarına ben bakayım, taktiği ben belirleyeyim, sistemi ben düzenleyeyim, dizilişleri ben öğreteyim. madem öyle söylediğin bu kapıya çıkmıyor mu sayın hocam? açıkla bana allah aşkına nasıl çıkaracakmış taraftar bu takımı bu durumdan?

    takım saha içerisinde ne veriyor da sahanın dışındaki etmenin, taraftarın tepkisini ters çevirip oyuncuları da biraz daha basının önüne attıktan sonra kendini kurtarıyorsun sen? hangi hakla?

    senin çıkıp taraftara hesap vermen gerek. hatta hesap vermek zorundasın! sen çıkıp "taraftar çıkaracak bizi buradan" diyemezsin, yok öyle bir yetkin! taraftar grubu başkanı mısın sen?

    kavram karmaşasından başımızı alamıyoruz! başkan başkanlığı bilmez, yönetici yöneticiliği bilmez, teknik direktör teknik direktörlüğü bilmez, taraftar taraftarlığını bilmez. ne oluyoruz abi ne yaşıyoruz?

    tarihin en başarısız dönemlerinden birisine doğru gidiyoruz, başkan aksiyon alamıyor hocadan korkusundan! başkan başkan! kulüpteki en üst yetkideki kişi hocasından korkusuna ağzını açamıyor!

    yönetici çıkıp hocayı yöneteceğine gidip yardımcı antrenör getirmeye çalışıyor! kovsana hocayı! alsana aksiyonu! zorlasana başkanı buna, başkanın başkanlığını hatırlatsana!

    teknik adam bok gibi oynanan maç sonunda "taraftar çıkaracak bizi buradan" diyor! oyunu değiştirmek, daha fazla çalışmak falan aklında değil. öte yandan zaten sürekli bir transfer isteği, 30 milyon euro'ya takım kurduk kimi istediyse getirdik ama 100 bin euro'ya kurulan giresunspor geldi vurdu gitti kime neyi anlatıyorsun neyin transferi? lafa geldi mi "gereğini yapacak kadar galatasaraylıyım" demeyi bilen birisi gereğini yapması gerektiğinde yapmıyor beyler uyanın uyanın!

    canı yanan taraftar da hocayı savunmayı taraftarlık sanıyor! ya sabır! terim büyük mü lan galatasaray'dan? kim fatih terim? galatasaray dünyanın en büyük oluşumu bizim gözümüzde, beyefendiler terim'i galatasaray'ın önüne koyuyor! koyamazsınız! galatasaray'ın önüne ancak bireysel hayatında aileni sevdiğini inanıyorsan dinini belki koyabilirsin, gerisini koyamazsınız! şunu kafanıza sokamadım yıllardır yazmama rağmen! galatasaray > x! bu kadar! terim'den de büyüktür başkandan da büyüktür üyelerden de büyüktür kimi istiyorsanız getirin karşısına büyüktür!

    yetti be!

    herkes kendisine gelecek! yeter artık!

    başkan başkanlığını bilecek!
    yönetici yöneticiliğini bilecek!
    teknik adam teknik adamlığını bilecek!

    teknik direktörsün, çıkıp maç sonunda kendinin sıçıp batırdığın maç sonunda basının karşısına çıkıp taraftarı atamazsın! oyuncuları atamazsın! sen suçlusun bu durumdan sen! yeter artık ya anla bunu ya da selametle bodrum'a mı gidiyorsun amerika'ya mı gidiyorsun nereye gidiyorsan git!

    kendisi başkan olsa, başka bir hoca aynı duruma getirse şu anda biz 3. teknik direktörü arıyorduk, beyefendi halen mağduru oynayabilmek için kovulmayı bekliyor aciz kendisinden korkan bir başkandan! bu mu ya galatasaray'lılık? bu mu galatasaray'ı sevmek?

    bak bak açıklamaya bak:

    "kazanmayı getirecek iş de altı pastan sonra on sekiz içerisinde atabilmek."

    ne bu? oyuncuları basının önüne atmak değil de ne bu? selçuğa da yaptırdın aynısını "çalışarak gelişemiyorsak değişerek gelişiriz" dedirttin, senin lafın adım gibi eminim! nasıl çalıştıracaksın bu çocukları? yarın öbür gün atıyorum halil dervişoğlu'na "gel bitiricilik çalışalım bugün" dediği zaman yetersiz teknik ekibinden birisi "aman ya ben zaten yeteneksizmişim neyi çalışayım ben sen benimle uğraşma hoca" derse ne diyeceksin? nasıl yüzüne bakacaksın? ayıp değil mi bu çocuklara?

    dur daha devamı var:

    "çok üzüldüklerini biliyorum ama eskiden milli takımlarda oynarken hep soyunma odasında ağlardık. antrenör olduğum ilk günden beri oyuncularıma hep söylerim. maçtan sonra ağlamaktansa maçtan önce ağlayarak, maçtan sonra gülerek devam edin diye. kafalarını iki ellerinin arasına alıp düşünecekler."

    oyuncular düşünecek yani? doğru mu? senlik hiç bir suç yok, tüm suç maçtan önce ağlamayan oyuncunun ve tepki gösteren taraftarın!

    aynı kafayı kullanan bir kişi daha var, çok yakışırsınız birlikte sayın terim! çok yakışırsınız!

    o da ekonomiyi batırıyor sonra "operasyon var, dış mihraklar, faiz lobisi" gibi şeylerle kendisini savunup kendisinde hiç suç yokmuş gibi görüyor! aynı kafadasınız o insanla! ben bir gün sizin o insana bu kadar yaklaşabileceğinizi düşünsem sizi hiç sever miydim, emin olun kestiremiyorum.

    şu anda seviyor muyum, bu maç sonu açıklamalarından sonra? bunu da bilmiyorum. bilmek de istemiyorum!

    bu iş artık galatasaray'lılığa giriyor! varsa içinizde bu kadar galatasaray'lılık bırakın gidin bugünden tezi yok!
  • 271
    fatih terim'in galatasaray'da 4. dönemindeki, belki de hayatındaki son resmi maçı.

    giresunspor maçına az kalsın gidecektim. stat eve arabayla 15 dakika falan, biletler de çok ucuzdu. denizli maçına yurt dışı aşısı kabul edilmediği için girememiştim, o yüzden denemedim.

    bakın benim bir irrasyonel inancım vardır, kaybedilen maç esnasında yaptığım şeyi değiştirip başka bir şey yapmış olsam belki kazanırdık diye düşünürüm hep. salak bir kelebek etkisi tribi. saçma olduğunun farkındayım ama belki o stada gitsem, belki ben de bağırsam ve o +1 desibel ses rakip kalecinin 3 kurtarış yaptığı pozisyonda okan'ın dikkatini dağıtsa, goller gelse, kazansak... belki hoca kalır mıydı? yani farkındayım bunun hiçbir şey değiştirmeyeceğini, hatta ayrılık sebebinin muhtemelen giresun maçı da olmadığını... ama içimdeki bu garip her şey benim suçumdu hissi son 12 saattir gitmedi.

    yani tabii ki biz galatasaray'ız, fatih terim yokken de galatasaray'dık, yine ayağa kalkar başarılı oluruz olmasına, da... insanın hayatta başarısı da başarısızlığı da, iyi zamanı da kötü zamanı da sevdiklerinin yanındayken güzel.

    onsuz gelecek başarıyla bile ulan onunla daha güzeldi diyeceğimden eminim. bir doksanlar galatasaray çocuğunun elinden fatih terim'ini alamazsınız.
  • 273
    fatih terim'in kovulduğu maç. 13 ağustos 2022 galatasaray giresunspor maçında da ilk 11 de olan 2 oyuncu var; birisi gitmek üzere olan victor nelsson, diğeri zorunluluktan oynayan sacha boey. muslera yok, arda 62'de oyuna giriyor öyle bir kadro. bugün geçtiğimiz yaz yaşanılan malum transfer sürecinin üzerine yıldız isimler getiriyorsun ve 2. hafta bireysel hatayla mağlubiyet aldığın için motivasyonun kayboluyor. o maç sonu hocaya gık çıkaramayıp futbolculara formayı çıkartın tezahüratı çeken taraftar bugün okan'a 10 günde gık dememeli. çok daha iyi kadro kurmuş üstelik sezonun 2. haftasında olan takıma ve hocasına aynı duruş ve sabırla sahip çıkılması lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın