• 77
    maçla ilgili dikkatimi çeken birkaç nokta.. daha doğrusu ikinci yarıyla ilgili:
    ayhan akman kardeşimiz 5 dakika içinde 3 defa falan rakiple tartıştı hakeme itiraz etti*
    emre çolakın kafasından büyük maskesi var ve her pozisyonda itiraz etti
    hakan baltanın oyunda olduğunu oyundan çıkarken farkettim
    mustafa sarp oyuna girdi diye hatırlıyorum kulübeden çıkarken gördüm ama sonra nereye gitti bilmiyorum. sahada değildi o kesin.
    emiliano insua aşırı cenabet. herif 40 defa soldan bindirdi her seferinde atağın yönü değişti, bir defa bindirmedi juan emanuel culio dönüp bakmadan top attı bindirmesi gereken yere.
    arda turan özletmiş kendini
    sabri sarıoğlu, aydın yılmaz ve barış özbek apaçık şov yaptılar umarım bu şekilde devam ederler.
    kazım kazımın attığı golde arkasındaki herifi taşıması gerçekten görülmeliydi, gününde ve ciddi olan bir kazım gerçekten çok iş yapar bu takımda ama o hannoverli futbolcuyu 20 metre sırtında taşıdığı pozisyon tek mücadelesi olabilir galatasaray forması altında buna da hazırlıklı olalım.

    tüm bunların yanı sıra bambaşka bir paragraf açmak istediğim bir kişi var ki kendisinden futbolcu veya adam diye bahsedemeyeceğim.
    servet çetin. ya birader sen nasıl bir adamsın ya. tek verdiğimiz pozisyonda adamı kaçıran sen, üstüne durup elini kaldıran sen. çıkmadı ki o elini bir daha kaldıramayacağın noktalara götürecek teknik direktör kurtulalım senden.
    kendi yarı sahamızda 20 pas yapılıyor* ama allem edip kallem edip topu bu çam yarması ileri şişiriyor. saydım 45ten itibaren 7 defa yaptın bunu. zaten başka da defanstan topu alıp koşmak dışında pasla çıkılmadı. yani bu takıma gelenler oluyor gidenler oluyor hocalar değişiyor ama sen servet 4 senedir defanstan topu çıkarmaması gereken tek kişi oldun ve çıkartan tek kişi oldun.
  • 84
    bu sezon, bundesliga'da ilk 17 maç itibariyle 4. sırada bulunan bir hannover ile karşılaşıldı her ne olursa olsun. keşke kudussi müftüoğlu hannover kalecisine o anlamsız kırmızı kartı göstermeseydi de daha net bir şeyler söyleyebilecek konuma gelseydik. gerçi kalecide de suç var, 2-0 olsa n'olacak, ne diye elle kesiyorsun? pozisyona, başta arda olmak üzere baya tepki gösterdi takım, haklılar da. türk hakemlerinin kalitesi işte, geçelim.

    uzun zaman sonra, öyle veya böyle sahada bir takım izledim ben. o, sahada boş boş gezenler, ne yapacağını bilmiyormuş gibi davrananlar yoktu en azından. her ne kadar bu maç tam anlamıyla ölçü olmasa da en azından bir gelişme vardı sahada, bunu söylemek mümkün. daha çok mücadele eden, basan, ısıran bir takım yaratma çabasında hagi hepimizin bildiği gibi ve bu maçta bunu gösterdi denilebilir. forma kolay değil bundan sonra, hele ki o muhteşem(!) orta sahada..

    servet maçın başında yine yapacağını yaptı ama ufuk iyi önledi pozisyonu. ilk yarı ufuk'u, ikinci yarı da aykut'u tercih etti hagi. iki isim de önemli bir iki pozisyon önledi. özellikle ufuk'un ilk yarıda köşeden çıkardığı bir top vardı, baya iyiydi.

    arda'nın takıma kazandırdığı penaltıyı neden hakan balta attı anlayamadım ama penaltıyı kullanırken ergün penbe'yi anımsattı bir anlık bana.

    bugün farkettim ki maç sırasında, arda'yı izlemeyi özlemişim. kendine geliyor yavaş yavaş arda da sakatlığının ardından. güzel bir gelişme.

    sağ bekte görev yapan 2 isim de ( serkan-sabri ) güzel bir performans sergiledi. hele sabri'nin attığı gol.. sabri'nin yaptığı her haltla dalga geçenler acaba bu golü de paylaşacaklar mı, merak etmiyor değilim.

    günün bir başka iyi 2 ismi, aydın ile insua. aydın çok enteresan, kimse çözemiyor aydın'ı. ilk defa şu maçta izleyen biri, hayran kalır futboluna. aslında yetenekli de ama bir türlü tutturamadı dikişi. belki tutar bu sefer. henüz 22 yaşında daha zaten, hiç bir şey için geç değil. insua da 87 dakika forma giydi ve kesinlikle etkiliydi. umarım hagi insua'nın bonservisini almayı düşünüyordur. kesinlikle takımda kalması gereken bir isim. savunmada da, hücumda da oldukça iyiydi.

    gelelim yeni 2 isme. culio ve kazım. kazım hakkında yazdıklarımda da belirtmiştim, iyi oyuncudur, kötü oyuncudur ama keita'nın, misimovic'in, vs. diye uzayan örneklerden sonra kazım'ın alınması kadar saçma bir olay olamazdı. umarım herkesi şaşırtır, adam gibi formanın hakkını verir, futbolunu oynar. kötü oynasın da gitsin gibilerinden bir düşüncem kesinlikle yok, sonuçta galatasaray formasını terletiyor. iyi oynayıp katkı sağlamasını isterim. iyi oynasın, yaşamını düzene soksun, güzel şeyler yazalım biz de hakkında. iyi başlangıç yaptı, ama gerisi gelir mi hiç bir fikrim yok. kazım bu, belli olmaz. ayrıca, hagi'nin kazım'ın attığı golde bir ayrı sevinmesi de gözlerden kaçmadı. kazım'ı alarak büyük bir sorumluluk aldığının farkında hagi de.

    son olarak da, kim olduğu pek bilinmeyen culio. ilk defa izledim. şunu çok rahat söyleyebilirim ki, ayhan'dan da, barış'tan da, sarp'dan da kaliteli, yetenekli ve zeki. bir kaç gömlek atlatacaktır orta sahayı, en azından yapması gerekenleri yapabiliyor. attığı bir kaç etkili ara pası var, birisinin devamında da kazım'ın golü geldi. oyunu 2 yönlü oynuyor, mücadeleci. ayağına da hakim. cana ile birlikte orta sahada iyi işler yapar gibi sanki. tabi bir transfer daha lazım orta sahaya kesinlike ve kesinlikle.

    son olarak, barış özbek'in fenerbahçe'ye transferi konusu. açık söyleyeyim, barış'ın gitmesini istemem. sarp'tan ve ayhan'dan çok daha verimli olduğunu düşünüyorum barış'ın. ilk 11 oyuncusu değil belki ama kulübede oturmalı en azından. sıkışan maçlarda orta sahaya ayrı bir hava getirir, takımın direncini arttırır. şu kadroda kalmalı diye düşünüyorum..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...galatasaray-3-0.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın