2002-03 Türkiye Süper Lig 23.Hafta Maçı
19:00 Ali Sami Yen Stadyumu
2 - 0
  • 52
    baskılı oyun konusunda 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı ile yarışacak maçtır.
    ilk yarıda 2-0’ı bulunca tribünde baya bi ümitlenmiştik ama olmadı.
    6-0’ın rövanşı alınmadıysa sebebi klasik fb derbi şanssızlığı veya basiretsizliğidir.
    cenabı allah kupa kazanma konusunda bize karşı çok cömert olsa da, karşılığında fb derbilerini almıştır:)
    bu arada volkan arslan hayatının maçını oynamıştı.
  • 53
    anımsadığım kadarıyla volkan arslan'ın efsane oynadığı, abel xavier'in gol sevincini çok hırslı yaşadığı, maalesef 2-0 ile yetinmek zorunda kaldığımız ve tarihi farkı kaçırdığımız yakın tarihli maçlardan sadece birisi.

    diğeri yobo 'nun pazara gittiği, önümüzden biri geçtiğinde, yobo mu o esprilerini günlerce yapmamıza vesile olan, son dakika fener golü ile yine 2 farkla yetindiğimiz 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı dır.

    bir diğeri ise 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maçıdır. ilginç olan ise, tarihi farkı kaçırdığımız bu maçta yenilmiş olmamızdır.
  • 54
    itü'de yüksek lisans yaptığım yıllarda, maslak kampüsde konaklamanın da verdiği gazla mütemadiyen kombine aldığım yıllardı, bu da soğuk bir mart akşamında sami yen'in eski açığında takip ettiğim maçlardan biriydi.
    ligin ilk yarısındaki 6-0'lık maçtan ötürü burnundan soluyan bir taraftar vardı o gün tribünlerde, bu hırsla 6-0'a rahmet okutacak ezicilikte başladığımız, nefes aldırmadığımız ve en az 4-0 olması gereken ancak sadece 2-0'ı yakalayabildiğimiz ilk yarıdan sonra, ikinci yarının başında lukunku ya da revivo'ydu yanılmıyorsam, direkten dönen topla beraber, oyun bir anda rölantiye dönmüş, iki tarafın cılız atakları ve al gülüm ver gülümle maç taraftarın buruk sevinci ile sona ermişti. burukluğumuzun sebebi, rakip bizi bu şekilde ezdiği maçlarda minimum 4 gollü galibiyetler alırken biz kı.ımızı yırtsak en fazla bu oluyordu; 2-0, 2-1, 3-1...
  • 55
    fatih terim'in "bu bir rövanş maçı değil ama öyle bir yüreğinizi koymalısınız ki ben, tribündekiler, ekran başında izleyenler, tüm galatasaray camiası size hakkını helal etmeli" diyerek sahaya yolladığı galatasaray'ın yürek koymaktan ötesini yaptığı unutulmaz maç.

    eski açık sarı desene belgeselinde önemli bir yer kaplar. öncesiyle, kendisiyle ve sonrasıyla...

    ligin ilk yarısında 6-0 kaybedilen, üstelik fatih terim'in "ben taktiğimi bozmam" inadı yüzünden 2-0 ya da 3-0'a bağlanabilecekken direnç bile gösteremeden 6-0'a gelen, 2-0 iken 10 dakikada 3 tane karşı karşıya pozisyonda gol çıkmayınca 6-0'a doğru giden bir maç vardı...

    o gün deplasman tribününü girişinde insanların üzerine sidik torbaları atılan, içeri girince polis nezaretinde taşlandıkları, kafası gözü yarılan insanların otobüslere bindirilip alakasız semtlere götürüldüğü bir maç vardı. tribünün çatısından aşağıya inen aslan parmaklayan kanarya pankartının "görsel şölen" olarak sunulduğu bir maç vardı...

    herkes ama herkes ateş topuydu. herkes öfkeliydi, herkes nefret doluydu. fenerbahçe taraftarına, ilk yarıda bizim taraftarın maç başlamadan çıkarılması sebebiyle "kısasa kısas" diyerek yer ayrılmamıştı. eğer ayrılsaydı, o ortamda neler yaşanırdı düşüncesi bile ürkütücü...

    yine de yalan haberler çıkmıştı. 7 mart 1999 galatasaray fenerbahçe maçında yaşanan olaylara atıfta bulunup "fenerbahçe taraftarı kale arkasından bilet aldı" diye haberler geçiyordu. oysa işin gerçeği tabi ki farklıydı. eski açık tribün için bilet satışı yapılmamıştı. bu da asparagas haberlerin "fenerbahçe taraftarı tarafından satın alınmasın diye biletler satışa çıkmadı" şekline dönmesine sebep olmuştu.

    ancak bu haberler de doğruyu tam yansıtmıyordu. yönetim ve ultraslan üni işbirliği ile eski açık kapanmıştı. türkiye'nin tüm üniversiteleri o gün eski açık'ta toplanmıştı. normal sarı renkli biletlerin yerine yeşil renkli biletler basılmıştı, kenarında uni damgası vardı. başlıkta da yazıldığı gibi legal ve illegal pek çok çabayla tamamı türkiye'nin her tarafından gelen öğrencilere verilmişti. kapalı üst zaten o eski güzel günlerinin son demlerindeydi. yeni açık alt dahil tıklım tıkıştı.

    nitekim daha fenerbahçe ısınmaya çıktığında bile atmosfer yükselmişti. sahaya yağan maddeler ve yükselen tezahürat, dalga dalga yayılıp ekran başına bile ulaşıyordu. war chant ilk defa çalınmıyordu sami yen'de ama o tıklım tıkış tribünde bir de girişta dağıtılan bayraklar eklenince bir ayinden hallice görüntüler çıkmıştı ortaya.

    ilk yarıdaki maçta kendi inadından maçı 6-0'a getiren ve "kimse suçlu aramasın, bütün kabahat benim" diyen fatih terim, tüm bunları unutturmak için özel hazırlanmıştı maça. ilk yarıdaki maçta yaptığı tüm hatları not almış ve tekrarlamayı geçtim hepsini çözmeyi başarmıştı...

    ve kendisini verip de özel olarak hazırlandığı her maç gibi rakibini ezim ezim ezmişti...

    sezon boyunca batista'lı, ayhan'lı bir orta saha kurgusu vardı galatasaray'ın. devre arasında transfer olan volkan arslan derbi haftası hiçbir muhtemel 11'de yoktu. kaldı ki sadece bir şaşırtma değildi bu. aradan geçen 18 yıla rağmen volkan arslan bugün hala o akşamki müthiş oyunuyla hatırlanır.

    orta sahanın sağına cihan haspolatlı'yı, soluna ergün penbe'yi attı. sağ bek ümit davala ve sol bek hakan ünsal ile değişerek oynadı bu oyuncular. takım da müthiş hırslıydı ve bu hırsını saha içine kanalize etmeyi başardı hoca. ceyhun-rebrov ikilisi bülent korkmaz - abel xavier ikilisinin arasında eridi gitti. beschastnykh zaten buraların adamı değildi. tuncay şanlı da ümit'ten kurtulsa cihan'a, cihan'dan kurtulsa ümit'e tosladı.

    fenerbahçe'de samuel johnson - kemal aslan ikilisi vardı defansın önünde. volkan arslan'ın müthiş oyunu, revivo'nun gayreti ve lukunku'nun inatla geri gelmeleri sayesinde serseme döndüler. fenerbahçe'nin geri dörtlüsünde üç kişi de maçı sarı kartlı tamamlamıştır. özellikle johnson'un ikinci yarının başında çıkmasıyla kemal aslan'ın hali daha da acıklı olmuştu...

    maça sahada da tribünde de müthiş başlamıştık. santradan sonra ilk atakta ilk gol pozisyonunu bulmuştuk ümit karan'ın şutunda. formunun zirvesinde olan rüştü rençber direk dibinden biraz da imkansızca çıkarmıştı. galatasaray yüreğini koyuyordu sahaya ama bir türlü gol gelmiyordu. böyle maçlarda genelde tribün istekli başlar, gol gelmedikçe düşer ya; o gece tam tersi oluyordu. her kaçan golde biraz daha yükselen bir atmosfer vardı. nitekim yirmili dakikaların başında ceza sahasında yaşanan atakta 2-3 metre mesafede bomboş kaleyi gören ümit karan yatarak yaptığı vuruşla hesabı açtığında benim şahit olduğum dönemde sami yen'de çıkan en hayvani gol seslerinden biri çıkmıştı.

    birkaç dakika sonra aynı kaleye ters taraftan gelişen pozisyonda ümit karan'ın çok net bir ıskası vardı. genelde röveşata denerken yaşadığı şeyi bir ayağı yerde vole denerkan yaşamıştı. onu da atsa şimdi 2-0 olmuştu diye iç geçirirken kapalının önünde topu aldı, sol çaprazdan kafasını kaldırdı, ben diyeyim 30 siz deyin 35 metreden şutunu çıkardı. çok da yükselmeyen ama yere de inmeyen top tam rüştü'nün önünde sektiğinde kimse ilk anda gol olduğunu anlamadı. topun kalenin içinde yuvarlanan görüntüsünden sonra sami yen gök gürültüsü gibi bir gol sesiyle inlerken ekran başındaki bizlerin kulağında ercan taner'in ali sami yen'de ümit karan'ın gecesi diyen sesi yankılanıyordu.

    devre arasında babasını kaybetmiş, haliyle zor günler geçirmişti ümit karan. önceki hafta kocaeli deplasmanında üç puanı getiren tek golü atmıştı. çok istekli başladığı ve sürekli pozisyona girdiği maçın daha ilk yarısında attığı 2 golle hayata dönmüştü. bu da maça dair diğer bir anektoddur...

    ikinci yarıya yine hızlı başlamıştık. yine bir dakika dolmadan revivo'nun ceza sahasına girmesiyle bir pozisyon yakaladık. altı pasın sol köşesinden yaptığı aşırtma sol direğin içine çarpıp oyun alanına döndü. sadece iki top boyu daha içeriye girse, ikinci yarıya 3-0 ile başlasak kim bilir iş nerelere gidecekti...

    ikinci yarı da baştan sona galatasaray üstünlüğü ile geçti. rüştü'nün uzanıp tokatladığı ve direğe çarpıp dışarı giden bir topun yanı sıra defansın arkasına sarkılan sayısız pozisyonda "bir an önce gol olsun" aceleciliğiyle uzaktan vurulan sayısız şut ahlar vahlar içerisinde dışarı gitmişti. ümit karan'ın ilk yarıda vursa gol atacağı pozisyon, rüştü'nün maçın hemen başında çıkardığı top, direkten dönen iki top ve acelecilikten harcanan sayısız pozisyona rağmen skor 2-0'da kalmıştı...

    şimdiki gibi istatistikler tutulsaydı muhtemelen maça dair bambaşka hikayeler yazmak da mümkün olurdu.
    tıpkı bu maçta fırsatları biraz daha iyi kullanıp 5-6 atsak tarihin bambaşka yazılacağı gibi...
  • 60
    topladığımız 77 puanla şampiyon olabilecekken, ayak oyunlarıyla şampiyonluğumuzun elimizden alındığı 2002-03 sezonuna ait bir maç.

    sahaya, şortunu memelerine kadar çeken volkan arslan isminde bir aslan çıkmış ve maçın yıldızı olmuştu. bu maçla parlayan ve yaklaşık yarım sezon müthiş top oynayan volkan, daha sonra "gecelerin adamı" moduna geçince kaybolup gitmişti.

    maça dönecek olursak, 2-0 kazanmıştık. gollerimizi, yukarıda "gecelerin adamı" moduna geçişinden bahsettiğim volkan'ın bu yoldaki arkadaşı ümit karan atmıştı. "fetö beni bitirmek istedi" gibi muhabbetlerle ara ara mikrofonlara konuşan ümit karan, bu gece gezmeleri sebebiyle kendisi bitmemişti ama berkant göktan, suat usta, volkan arslan gibi nice genci bitirmişti. kendisi de yaşayabileceği kariyerin altında bir kariyerle futbolu bırakmıştı.

    bu maçta, ümit karan'ın hucumdaki partneri ali lukunku'ydu. (az dillendirilir ama bizim lukunku fenerbahçe'nin aziz yıldırım başkanlığında aldığı süleyman oulare, preko, beschastnykh, washington gibi birçok forvetten daha kötü bir forvet değildi.) hemen arkalarında haim revivo vardı. bu anlayışla ve aşağı yukarı bu kadroyla bir sistem kurmuş (sadece xavier'in yerine mehmet polat oynatılarak), ligin sonuna iyi top oynayarak girmiştik.

    23. hafta karşılaşması olan bu maçtan sonra, ligde 11 hafta daha oynanmış, fenerbahçe bu 11 haftanın sadece birinde galibiyet alabilmişti ki o da lig sonuncusu kocaelispor'a karşı. bizse bu 11 haftanın 7'sini kazandık, biri ligi şampiyon bitiren beşiktaş'a karşı olmak üzere 2 yenilgi aldık. puan kayıplarımız ise skandal hakem hatalarıyla dolu.
  • 61
    galatasaray’in farki kacirdigi macti. lorant’i taze kovmus yardimcisi oguz cetin ile devam eden * hedefsiz feneri umit karan’in attigi iki golle yenmistik. bir tomar da gol kacirmistik. 6-0’in rovansini almak icin canla basla oynamistik.

    bugun olsa kuslar ofsayt sebebiyle iptal edilen serhat akin’in golu* uzerinden zibilyon algi yapmaya calisirdi.

    (bkz: tarihte bugun)
App Store'dan indirin Google Play'den alın