• 227
    orta sahasız çıkmamızın faciayla sonuçlandığı maç olmuştur. adamlar bildiğin premier lig takımları gibi 2 pasta gelip gelip gol attılar. bu hissi en son 14-15 sezonunda evimizdeki bursa maçında yaşamıştım. avrupa kupası maçı oynuyoruz gibi hissettim. rakip çok kaliteli gözüktü gözüme, orta sahasız kalmamız yüzünden böyle oldu tabi.

    hocanın fantezisine kurban gittiğimiz maç. aq bu saat oldu hala odaklanamadım vizeye. sen rize deplasmanı gibi bize ters gelen bi yerde nası orta saha olmadan çıkarsın ya? bunu nasıl yaparsın ulan? sneijder nere göbek oynamak nere, allah'ım kendimi sikicem.
  • 232
    iki galatasaray uzmanı maç seyretmek için ultraslan bükreş'teyiz. bizi bir bok sanıyorlar ya sordular; maç ne olur abi? 40 yıllık tribün kardeşim, maçın başında koparırız, çok iyi futbol oynarız dedi, ben kadroya bakayım dedim. burak-umut ilk 11 görünce diğerlerine bakmaya gerek bile yok. topu 18 içine sokamayız iğrenç bir futbol izleriz yorumu patlattım ve maça başladık.

    türk futbolu için sıra dışı, sneijder için normal bir golle öne geçince, üstelik selçuk inan seyrettiğim en büyük oyununu oynarken, gs maçı %75 le götürürken klasik sataşma geldi, ben demedim mi? dedin de başındaki küçük takım hocasını hesaba katmadın, 2yi atmaz, golün erken gelmesi hayrımıza değil, biz ne maçlar gördük, mutlaka bir şeyler yapacak. o yapamadan selçuk inan sakatlandı, iyi ki de sakatlanmış, muhemelen ilerleyen dakikalarda kötü futbol vebasına yakalanacak önce kendisi sonra biz sıtma nöbetleri geçirecektik. doyamadım futboluna anılar güzel kaldı bari. selçuk'tan sonra sneijderi ön liberoya çekip frenlemeye çalıştıysa da sinı direndi bir iki şut daha gönderdi. 2. yi bulmaktan vazgeçince de kanije kalesi savunmasına geçti.

    umut- burak ikilisi bayern'de banko oynasın ligi 5. bitiremez, biz bu futbolcularla nasıl şampiyon oluyoruz inanılır gibi değil. ligin uzak ara en kötü futbolunu biz oynuyoruz, sneijder'i çıkar, kümeye oynarsın, hadi ortalara yerleşirsin de maça kimse gitmez. niye gitsin ki zaten. biz tribünleri kurarken gelecek kuşaklar sneijder'le top tecavüzcüleri, podolski'yle kaval kemikleri paslaşırken seyretsin diye düşünmemiştik. ama çocuklar kabahatin çoğu da sizin. inanın 13 sezon şampiyon olmamış takım seyrettik, çok daha beter futbolculara katlandık, bu kadar dengesiz takım görmedik. top bir sneijder'e geliyor, bir umut bulut'un kaval kemiğine, bir sabri dokunuyor, bir podolski, prekazi topun canı var derdi, ben de diyorum, top canlı. galatasaray'ı cezalandırıyor, çöpler tekmelediğinde ağlıyor. ondandır sneijder'in vurduklarının çoğu girmiyor da muslera'ya biri vurdu mu güle oynaya ağları öpüyor.

    maymun, ayı, sincap, yılan seyretmek isteyen hayvanat bahçesine gider, kimse sirke hayvan seyretmeye gitmez, hayvanın hüner sahibimi izlemeye gidersin sirke. kimse kusuruma bakmasın burak hayvan oğlu hayvanını seyretmek için maça gidenin aklı yok. gidin florya'ya, idmana almazlar, kapının dışında sotaya yatın. tribünde değilseniz taraftara bunlar sümük atmaz da, hadi galatasaraylılıktan katlanacaksınız, burak'ı bekle çok canın görmek istiyorsa mübarek galatasaray forması giyenleri. kırmızı ferrarisiyle sabri'den sonra, masaretti'den inen futbol topu ırz düşmanı burak'tır, seyrettin, dön git daha fazlasına izin vermezler, al iki bira git sahile iç. maça gitmen gerekmiyor, benim kim bilir kaçıncı yeminim de bu kez ağır küfür ettim, burak'ın ilk 11 çıktığı maçı seyretmem. seyretsem de boka bakar gibi bakarım, ilgilenmem. bu sezon için son yazım olabilir bu.

    iki küçük takım hocası vardı kenarda, düello ile bitmesi tezlerimizin doğruluğunu ispatladı. gol atan kaleye, savunmaya, gol yiyen hücuma. son 5 dakika 25 milyon galatasaraylı kesin gol yiyeceğimizi söylemiştir. küçük hoca kolayına olunmuyor, herkes küçük hoca'da galatasaray'ın başına geçmek için ilahi yardımcıların olacak. gs için en iyi maç ritmi 80. dakikaya kadar berabere gidip bir gol atarak 3 puanı almak. allah'ın belası bı taktikle 3 kupa aldı. iç organlarımı çürüttü, hayatımdan bezdirdi, tek bir tutunacak dalımız, canımız, ciğerimiz galatasarayımızdan soğuttu, 1 yıldır küfür etmekten alt çenem felç oldu.

    öyle kısmetli adam ki, carole sakatlanmasa olcan kulübede çürüyordu, hoş gol attı diye ben de bir değişiklik yok da fener maçı hatırına kötü de oynasa bir kaç maç kredi açtım. yasin'i zaten sildim, ben futbolcunun aptalına katlanamam, sıfır zekaya debelenip duruyor. selçuk- hakan sakatlanmasa 2. devre podolski'yi kesin çıkarırdı, o golü de atamazdı. semih oyuna girmezdi, hala cengaver olacak diye bekler dururduk. 5 amatör lig futbolcusuna evrilmiş semih kaya.

    pakistanlı top üreticilerine akıl vermek lazım. bize gönderilen toplara sibop deliği koymasınlar. burak-umut çift forvet ( ne demek se) oynadığı zaman topa tecavüz ediyorlar. burak'a bu maç özel taktik vermiş, ofsayta düşme, hücum faul yapma diye. peki o zaman ben oynamayayım o zaman dedi. 9 kişi oynayalım razıyım, 2 top celladı ilerde olunca aklı sıra hücuma önem vermiş oldu. eğer sen topu rakip yarı sahaya yıkmak istiyorsam her 5 dakikada bir gol pozisyonuna gireceksen tek yolu var. umut-burak ikilisini kadro dışı bırakmak, yetmez florya'da zımpara gibi toprak bir sahada çalıştırmak, yetmedi yiyecek içeceğini kendi ceplerinden ödetmek.

    yol yakın, henüz geri dönüş eşiği geçilmedi. önce hamza kovulacak, ardından burak-sabri-olcan-umut toprak saha gönderilecek. burak yokken milli takım mucize yaratıp kalifiye oldu, galatasaray liderlik gördü, iyi kötü de olsa takım oyunu vardı. selçuk form tuttu. neyse ki üzülmemeye alıştık. devir bunların devri, kolayına da değişecek gibi görünmüyor. biz yenildik, ne kadar dibe vurursak o kadar iyi, artık etkilenmiyoruz, galatasaray yenildiğinde gol yediğinde debelenemiyoruz. gol attığında coşamıyoruz.

    maç yazsısını öne geçtiğimiz dakikadan sonra yazmaya başladım, 3-3 olunca seyir mahallinden çıktım, yenildiğimizi 2 saat sonra öğrendim. değiştirmemi gerektirecek hiç bir şey yok, iyi futbol seyretmemiz imkansız. fark yememiz de mümkün değil, bu salak risk almamakla hayatının riskini aldığının bile farkında değil, tükürükle kovulacağı günler yakındır.

    selçuk inan'ın kısa sürelik büyük futboluna güzel futbol dilencisinden saygılarla,
  • 235
    öncelikle öyle berbat, çok kötü, dikiş tutmayacak bir kadromuz yok, elbette belli anlamda dengesiz ve eksik ama malum ekonomik sebepler, köklü bir değişime müsade etmeyecektir. sorun elimizdeki kadronun en verimli halde kullanılamaması, verimli kullanıldığında güzel işler yapabilecek potansiyeli var, bu demek değil ki her şey harika düzeltilmesi gereken eksiklikler de var(rotasyon sıkıntısı, takımın birinci forveti olabilecek kalitede forvet, defansif orta saha, gereksiz oyuncular vb.) dünkü maçta yine yanlış kadro ve diziliş, oyuna müdahalelerin çok hatalı olması durumlarını tekrar yaşadık, sakatlıkların olması oyuna müdahaleyi kısıtlar elbette ama çaresiz de bırakmaz, yanlış kadro da burada devreye girriyor, madem selçuk defansif orta saha rolü ile defansın önünde tek oynayacaktı, bunun alternatifi olacak jem' in mutlaka kadroda olması lazım, hadi almadın, bu işi yapacak elinde hiç oyuncu yokken mevcut kadrodan bir değişiklik ve dizilişte yapılacak ufak bir kaç kaydırmayla bu işi hallet.

    hamza hocada gözlemlediğimiz, oyuna müdahalede ki eksiklik burda iyice kendini gösterdi ve büyük takımların almaması gereken bir mağlubiyet aldık. her seferinde sil baştan yapmanın gereksiz , maliyetli ve çözüme ulaştırmayacağını defalarca gördük, bunun için yapılması gerek sakin ve makul bir şekilde bu kadro ile toparlanmayı sağlayacak diziliş ve oyuncu seçimlerinin bir an önce denenmeye başlaması gerekmektedir. maalesef bu denemeleri şimdi yapmak zorundayız, hazırlık dönemini hem yönetim hem teknik ekip olarak o kadar kötü geçirdik ki, kadronun alternatif varyasyonlarını sezon içinde denemek zorunda kalıyoruz.

    dikkatimi çeken en önemli şeylerden biri ise bu maçta da devam eden oyuncuların oyundan hiç bir keyif almamaları hali, çünkü neredeyse hiç bir oyuncu yüksek performans vereceği şekilde oynayamıyor.

    edit: yazım hatası
  • 236
    3 tane sakatlık ve 90. dakikasına önde girilen maçı 2 gol yiyerek kaybetmek tam fm'de olacak işler. o yüzden dramatik şekilde kaybettiğimiz bu maçın gerçek olduğunu idrak etmek baya bir süremi aldı.

    "maçın son dakikasına önde giriyorsan hocanın işi bitmiştir, artık o golleri yemeyeceksin" denmiş de öne geçtikten sonra son dakikaya kadar gol yememiş olmamız mucizeydi zaten. çünkü hocanın çıkardığı ilk 11 de, maçtaki görüntü de orta sahanın olmadığını gösteriyordu. selçuk zaten bitik bir adam, sen bir de yanına wes'i koyuyorsun. ondan sonra topun bir o kalede, bir bu kalede şeklinde geçen son dakikalarda da orta saha direncini arttırayım demek yerine maçı izliyorsun. o dakikalarda gol yemeyiz diyen galatasaraylı olduğunu zannetmiyorum.

    maç kazanılır kaybedilir ona sözüm yok, ben sadece hocanın artık kendisini sorgulamasını istiyorum. yeteneksizlik abidesi burak-umut ikilisine güvenip sezona başlanmaz dedik ama o "burak ile tatlı rekabete girecek forvet düşünüyoruz" diye diye lige başladı. şu an topu ileride tutmakta ve hücum anlamında sıkıntı yaşıyorsak direkt olarak hocanın kabahati bu. ne burak ne de umut zekadan ve top tutma kabiliyetinden yoksun adamlar. asıl komedi ise koskoca galatasaray'ın bu adamlara muhtaç bırakılmış olması. çünkü lig-kupa-şampiyonlar ligi gibi 3 kulvarda başarı hedefleyen bir takımın -adının ne olduğunun önemi yok- bu forvet ikilisi ile sezona başlaması gözümde ihanetten farksız.

    o yüzden hocanın artık burak-umut fetişizminden vazgeçip en azından sinan'a şans vermesi lazım. sinan'ın yetenekli, potansiyelli bir oyuncu olduğu ortada ki alt yapıdan alıp bir çocuk bile koysan hava topuna çıkma özürlüsü olan umut'tan kötü oynayacağını sanmıyorum ben. devre arası transfer dönemine kadar düşe kalka gitmeye çalışacağız artık. asıl sorun hoca bunları görebiliyor mu, bu hamleleri yapacak kararlılığı var mı, yoksa kendi evlatlarına yaranmaya çalışayım derken bizi dipsiz kuyuya atmaya devam mı edecek?
  • 239
    maç öncesi şunu demiştim.
    (bkz: #1843303)

    çok normal bir maglubiyet. bazı hatalar olmuştur doğrudur. şu ön liberoda oynar mı, cift forvet çıkılır mı, işte bu kazma, şu işsiz. böyle yorumlar da yapılır.
    fakat bu maglubiyetin altında yatan gerçek sebep lizbon'da yüksek tempolu ve eforlu bir maçtan sonra sadece bilal ve denayer dinlendirilerek aynı 11 ile rize'ye deplasmanda sahaya çıkılmasıdır.
    ben hamza'nın cesurca bir rotasyon * yapamayacağından emindim. bu da bize sakatlık * maç sonu muhteşem bir yorgunluk olarak geri döndü.
    bu yüzden futbolculara kişisel olarak kanalize olup asıl hatanın nerede olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.
    hoca falan değil dediğiniz pereira nerdeyse tüm oyuncularını kullanıyor lig-avrupa mesailerinde.
    selçuk zaten hafta arası bir travma yaşamış, ne kadar ben oynamak istiyorum dese de sen hoca olarak onun sağlığını düşünmek zorundasın.
    aynı hatayı geçen sene burak konusunda da yaptın.

    velhasıl kelam biz kötü takım değiliz fakat başımızda çok tecrübesiz bir teknik direktör var, bu maç net olarak yedekleri kullanıp en kötü 1 puan alabilme maçıydı.
  • 242
    90+2'den sonra abuk sabuk 2 gol yiyen takım için artık teyzeni mi, dayını mı yoksa amca oğlunu mu eleştirirsiniz bilmiyorum ama teknik adam eleştirilmez. hele 3 oyuncusu sakatlanıp oyuna müdahale şansı elinden giden adam hiç eleştirilmez.

    maça yanlış ilk 11 ile çıkıldı. (gerçi selçuk sakatlanana kadar yanlış ilk 11 çatır çatır top oynadı) sonra gelen sakatlıklar filan takımın dengesi bozuldu. 2-1 yenik kapattık.
    2. yarı yine oyun hakimi bizdik 3-2'ye getirdik. hoca müdahalesini yapacakken yine sakatlık ve üstüne 10 kişi kaldık.

    maçın kısaca hikayesi bu. ama bunların hiç biri galatasaray gibi bir takımın o gollerle 4-3 yenilmesinin bahanesi değil. sen oyunu tutamıyor ve abuk sabuk goller yiyorsan sahadaki oyuncu topluluğunundur kabahat.

    misal tüm bunlara rağmen kazansaydık eminim tüm sülaleye teşekkür eder teknik heyete ''ama ballı'' ya derdiniz.
  • 245
    gittigim üçüncü cimbom maçıydı ve bunu da kazanamadik. arkadas zaten yasadigim cografyanin superligde takimi olmadigi icin yillarca hic izleyememistim, akhisara geldikce izliyorduk. denk geldi maca gittim, +90a kadar da onde girdik. aha dedim heralde yencez lan bu sefer ama yine yenildik aq. ugursuz muyum neyim anlamadim valla.

    yenilgi sebeplerine gelirsek de +90da koskoca galatasaray takimi topu ayaginda tutacak. hoca cok hatali. umut bulut denen kazmayi henuz 2-1 gerideyken bana kalirsa risk alip 3. degisikligi yaparak cikartmali ve bir ortasaha koyarak maci yavaslatmaliydi. eminim 3 semihin sakatligi yine olsa dahi daha iyi oynardık. selcuk yokken haftalarca oynamasinin dogrulugu tartisilan bilal'e bana kalirsa ilk kez bu kadar ihtiyac vardi. sahada futbol akli eksik bir galatasaray, tempoyu ayarlamayi beceremeyen bir galatasaray 2 dakikada 2 gol yiyor ve 3 puani rizede birakiyordu.

    hoca sneijderi gobekte o kadar yordu ki sino son dakikada 3-3 iken ceza sahasinda topu ayagina dolastirdi, kontrol edemedi, 4-3 iken de pas siddetini ayarlayamayip topu kaleciye verdi. halbuki sneijder mac boyu bu kadar kosup yorulmasa son dakikada o toplardan en az birini skor yapacak sekilde kullanirdi. ancak hoca elindeki luks spor otomobille dag bayir tirmanmaya calisinca siki tuttuk resmen. sneijder pamuklara sarilacak bir adam, narince bakilmali. ayagi sicak sudan soguk suya sokulmamali. ama sino resmen 90 dakika gozlerimin onunde dinamo gibi calisti. o savunmadan top almaya geldikçe benim gözlerim kanadi.

    hocanin 4-4-2den vazgecmemesi en buyuk hatasiydi. bunda mecburi degisikliklerin elini kolunu baglamasi ne kadar etkiliydi bilemiyorum ama bize maci kaybettiren umut ve burak yüzünden 80 dakika 8 kisi oynamak zorunda kalisimizdi. zaten umut 80de uzerine duseni yapip sahanin disina cikti. takim refleks olarak geri cekilince de goller geldi.

    ancak yenilen gollerden dolayi ozellikle son iki golde hocaya kizamiyorum. +4 dakika anonsunu duyan futbolcuların daha sakin olmasi, ayaga pasla vakit oldurmesi gerek. bunu da biz mi anlatacagiz? bunu yapamayan adamların bu takimda ne isi var yahu. abuk sabuk iki gol yedik ve sonuc olarak mac ellerimizden gitti.

    son soz olarak da ched bir golde topu cizgiden cikartamadi, bir golde kafayi vuramadi ve iki golu yememizde bas rol oynadi. ched'in cizgiden cikartamadigi toptaki savunma kurgumuz ise korkunctu, semih yerini kaybetti, olcan yoktu, muslera pozisyona son anda ayıktı derken dunyanin en gereksiz gollerinden birini yedik.

    mac hocanin tum hatalarina ragmen bizim olabilirdi, ama oyuncuların anlamsiz telasi ve sacma sapan hatalariyla gitti. son iki golden dolayi hocaya 1 kiziyorsak sahadakilere 100 kizmak lazim. koskoca galatasaray 2 dakikada 2 gol yemez cunku. yiyemez.
  • 248
    galatasaray'in buyuk takim kimligine yarasmayacak sekilde kaybettigi bir mac. bundaki kabahat de her seyden once futbolculardadir. sen 92. dakikasina 2-3 onde girdigin bir maci kay-be-de-mez-sin. olmaz boyle bir sey. olamaz. oyuncularla ilgili notlarim:

    muslera: dort gol yiyen takimin kalecisine kizilmaz mi? o kaleci muslera ise kizilmaz.

    sabri: olmuyor, olamiyor. ozel bir nedeni yok. sadece guven vermiyor. cok buyuk bir hata yapmasina gerek yok. sag bekte onu goren rakip istahlaniyor. denayer'in ustune paldir kuldur gelemeyecek takim sabri'yi gorunce azitiyor.

    chedjou: nazar degdi diyelim. sezon basindan bu yana gayet iyi bir performansi var ama bu mac ozelinde ilk sezonundaki gibiydi.

    hakan: cok erken sakatlandi. gecmis olsun.

    olcan: ozveriliydi. sol bek degil. hic de olamayacak belki ama cabaladi. yetti mi derseniz yetmedi tabii.

    selçuk: bence onemini bu macta gorduk. sakatlanana dek rakibi surklase eden ekibimiz, onun yoklugunda saskin ordek yavrusu gibiydi. bir de tabii su var, o cikinca geriden topu almaya sneijder geldi, oysa sneijder'in bununla yorulmamasi lazim.

    sneijder: performansi yerindeydi. mevkisini en az yadirgayan da oydu sanirim. attigi gol jeneriklikti. onun gol attigi bir macta kaybetmek, o ugurun gitmesi ayri koydu.

    umut: ne diyeyim ki? kirmizi karti haksizdi ama allah var, o dakikada kirmizi gorunce haftaya yok diye sevindim ben. maci kazanacagimiza emin oldugum icin oh dedim. haftaya rahatiz.

    podolski: muthis bir gol atti ama onun disinda vasatti sahada.

    yasin: cok etkisizdi. cok ama.

    burak: benfica macinda batirmissin ama bugun cikip bir sey yaparsin degil mi? degilmis. cidden inanilmaz. bir takima bu kadar katki sunmayan bir oyuncu olamaz dersiniz.

    jose: vasat altiydi.

    semih: sakatlanan hakan yerine girip sakatlandi. gecmis olsun. performansi zayifti.

    denayer: ilk 11 cikmamasinin aciklamasi yok. semih yerine girdi. az oynadi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın