• 128
    senin yapacağın işi sikeyim abdullah avcı.
    rakibin tüm zamanların en kötü hollanda'sı. sürekli dibe doğru gelişen bir form grafiği var. yeni bir kadroya sahip ve kabuk değiştiriyor. tüm bunlara rağmen korkak bir sistem ve uyguladığın o korkakça sisteme uymayan futbolcularla çıkıyorsun sahaya. defansın göbeğinde egemen sakat olmasa, bekir takımında 1-2 maça çıkmış olsa eminim bu ikiliyle başlardın. beklerin ben formsuzum diye bas bas bağırıyor. hamit'i 1 maç izleseydin bırak 11'i, kadroya dahi almazdın. hasan ali kaldırımspartak moskova maçlarında izlediğin halde bugün hollanda karşısında kendisine şans veriyorsan, senin futbol bilgini sorgularım. tunay torun ve sercan saraer gibi 2. sınıf gurbetçileri almışsın ilk 11'e. özil sonrası başladı tüm bu bokluklar. milli takıma emre can'ı veya samed yeşil'i monte edebiliyor musun ? hayır. afedersin ama diğerleri sikimde değil. mehmet topal valencia forması giyerken sadece milli formanın eşofmanlarını giyiyordu. fb'ye transfer olunca bir anda as adam oldu. emre belözoğlu takımında forma giyemiyor, gelmiş 32 yaşına, takıma katkısı yok. yine de oynatmakta ısrar ediyorsun. tek forvet sistemiyle çıkıyorsun maça. senin elinde bu sisteme uygun tek oyuncu var, o da burak yılmaz. tüm oyun planın geriye yaslanıp, sürpriz toplarla koşu yapan forveti buluşturmak. bunu yapmak istiyorsan burak ile selçuk inan ilk 11 oynayacak.

    yaptığın değişiklikler ayrı bir saçmalık. burak yılmaz ve mevlüt erdinç'i alıyorsun. birisini sola, bir diğer forvet olan umut bulut'u sağa koyuyorsun. bu 3 tane forveti besleyecek, destekleyecek adam yok. maç eksiği olan, dortmund sonrası formu dibe vurmuş olan nuri'yi alıyorsun oyuna. adam topla buluşmadan veya olumlu bir hareket yapmadan maçı tamamlıyor.

    abdullah avcı milli takım çalıştıracak düzeyde değil. bunu oyuncu seçimleri, tercih ettiği sistem ve oynatamadığı futbol ile açıkca belli ediyor.
  • 129
    ayrıca birçok insanın gözünden kaçabilecek bir detay. bugün aldığımız bu mağlubiyet ile ciddi manada grup birinciliğini kaçırdık. bu hollanda an için iyi bir takım ancak organize bir takım değil. biz de aynı konumdayız gerçi ama bugünkü oyuna, özellikle de ilk yarıya bakınca burdan puan çıkarmak işten bile değildi.

    selçuk inan'sız oynadığımız için grup liderliğini kaçırdığımız 2014 dünya kupası elemelerinde gruptaki ilk maçımızdır.

    inşallah macaristan veya romanya bu hollanda'ya karşı *puan çıkaramazlar.
  • 130
    ilk yarı biterken, kadro seçiminden bağımsız, abdullah avcı'nın kafasındaki sistemi bir şekilde karşısındaki takıma kabul ettirebildiğini düşündüm. kadro seçimi her ne kadar yanlış olursa olsun ilk yarı kötü futbol oynamadık. ortada topları adam gibi dağıtabilecek birisi olsa ilk yarı mutlaka gol bulurduk. hollanda'nın defansı da ayrıca evlere şenlik. ilk yarıdaki son pas seçimlerinde dikkatli olabilsek devre 1-0 bitmezdi. herneyse...

    ben ikinci yarıda selçuk'u alır diye düşünürken, olmadık oyuncu değişiklikleri yaptı. tek forvetten 3 forvete döndü ancak top dağıtacak adam yok takımda. son 20 dakika cidden yokları oynadık. yabancı kanaldan ingilizce izledim maçı. anlatan adam ilk yarıdaki türkiye nerde diye 32730894 kere sordu. kadroyu seçerken bir yerlerden servis aldığı çok bariz ortada, ancak en azından tekniğine taktiğine karışamazlar burda *.

    abdullah hoca takım tertibi ve maç içi performansı olarak * beni cidden çok şaşırttı. bugün bu maçın ilk yarısını izleyip, ikinci yarıda selçuk'u oyuna almamanın 2(iki) nedeni olabilir

    1. ya cidden vizyonsuzsundur futboldan anlamadığın içindir,
    2. bilmiyorum ikincisini düşündüm düşündüm bulamadım. *

    cidden kazanabilirdik bile bugün. başlarken umudum yoktu kadroyu görünce. ama ilk yarıda cidden fena oynamadık, sadece onun hakkını verebilirim. kişisel performanslara gelirsek biraz;

    arda: cidden fiziğini ve kondisyonunu çok geliştirmiş. ispanya'ya gitti gideli resmen 18 yaşına geri döndü, hatta 18 yaşındayken bile bu kadar zayıf değildi, gözlerimle 10larca kere gördüm biliyorum. sağda solda ortada her yerdeydi, olmaması gerekirdi ama her yerdeydi malesef. abdullah hoca arda'yı da pek analiz edememiş.

    tunay: birkaç adam geçmesi dışında bir cacık göremedim. her hangi bir kanat atağı, ortası veya şutu yoktu.

    umut: hakkında yorum bile yapamayacağım, çünkü duran toplar dışında top bile alamadı yazık. ayrıca bu maçla birlikte defansa yardım etmemesi gerektiği belli oldu tekrar. hatalı paslarıyla resmen yarardan çok zararı var.

    nuri: son 20 dakika oynamış farkında bile değildim resmen. premier lig'de oynadığı * son maçta da böyleydi malesef. sorumluluktan kaçarcasına bir hali var. inşallah düzelir.

    hamit: ne yorum yaparım ne de hakkında yazılan yorumları okurum. beklemedeyim hala.

    semih: hatasıza yakın oynadı. gördüğü kart yerindeydi. rvp'ye karşı oynaması, 19 eylul 2012 manchester united - galatasaray maçı için çok iyi bir prova oldu.

    ömer toprak: biz bu adamı neden almadık bu sene?

    çubuklu tosun: takıma ağabeylik yapıp rahatlatacağı yerde kendisi sanki yeni yetmeymis gibiydi bugün. kafası oyunda değildi.

    topal: nasıl düz bir oyuncu olduğunu tekrar gördük. hiç bir zaman bizim bildiğimiz topal'dan çok daha iyi olamaz.
  • 137
    tribündeki gurbetçilerin milli takımı desteklemek yerine birbirlerini gaza getirmek için ayağa kalkmayan ermeni olsun diye tempo tuttuğu maç olmuştur. aklıma bir soru takılıyorum hollanda'da olsam, maça gitmiş olsam, ayağa mı kalkmam lazımdı yoksa oturmam mı ? tribündeki taraftarı bu kafada olan bir takımın hocası da geçen sezonun en flash oyuncusunu oynatacak planı yapacak kapasitede olamaz. tencere kapak misali !!!
  • 138
    -olumsuz görüşlerim-

    kafa kafaya oynayacağımız hollanda'ya karşı kontratak futbolu oynadığımız karşılaşma.

    kontratak sistemi benimseyip bunu başarıyla uyguladığımızı kastetmiyorum.

    ileriye uzun paslarla oynamak zorunda kalışımızdan bahsediyorum.

    neden mi?

    selçuk inan, nuri şahin, emre belözoğlu isimlerinden ikisi aynı anda sahada olmadığı için.

    koca takımın pas trafiğini tek bir oyuncu üzerine yıktığımız için.

    pres yapmayıp geri çekilen hayalet kanat oyuncularından bahsetmiyorum bile. koca maç umut ve arda'nın kendini harap edişini izledik.

    -olumlu görüşlerim-

    servet çetin, egemen korkmaz gibi iri yarı, ayağı top yapmayan mağara adamları yerine semih kaya, ömer toprak gibi teknik stoperlerin tercih edilmesi.

    yeni isimleri tercih etme konusunda gösterilen cesaret.
  • 139
    berbat futbol oynayan ve savunmada sürekli aksayan hollanda'ya organize 1 tane bile atak yapamadığımız maç oldu. girdiğimiz pozisyonlar ise hep hollanda savunmasının çok basit hatalarından geldi.

    türkiye'nin en iyi anlaşan ve organize olan iki futbolcusu burak ve selçuk ilk 11'de yoktular. bütün oyun planımız burak'ı savunma arkasına kaçırmak olsaydı en az 3 tane atardık.
  • 140
    yediğimiz ilk golü hatırlayalım.golü geçen yılın ingiltere ligi gol kralı, dünya'da en ses getiren transferi gerçekleştirmiş, ilk maçında 3 gol atan, bir haftadır tüm avrupa'nın konuştuğu robin van persie atıyor. peki robin van persie kafayı vurmadan önce etrafında kim var? arda turan ve umut bulut. tamam, duran toplarda alan savunması yapıyoruz ve arkadan koşarak gelen oyunculara karşı zaafımız var. ama robin van persie koşarak gelmiyor ki durduğu yerde 2 adım önce gidiyor ve kafayı vuruyor. bir tercih olarak alan savunması uygulayabiliriz, fakat avrupa'nın en formda forvetini duran topta ceza sahası içinde boş bırakmak, kendi forvet oyuncularından müdahale beklemek ölümüne bir hata olur.zaten o hata da cezalandırıldı.

    2. gol için diyecek bir şey yok, son dakikalarda her şeyi feda etmeye hazır her takımın yiyebileceği bir gol yedik. ancak avrupa'da oynadığı oyunu yere göğe sığdıramadığımız arda turan'ın yapamadığı vuruşu (1 maçlık da değil kariyerinin genelindeki gol vuruşu eksikliğinden bahsediyorum) hollanda milli takımı için gayet sıradan bir oyuncu yaptı.

    abdullah avcı'nın ilk 11'de selçuk inan'ı tercih etmemesini taktiksel bir seçim denmesi halinde anlayabilirim. ancak tutuk başlayan ve oyunun devamında da öyle devam eden emre belözoğlunun yerine kendisiyle hemen hemen aynı tarzda, ayrıca hiçbir zaman kulüp takımlarında oynadığı futbola rağmen bu milli takımın kurtarıcısı olamamış nuri şahin'i oyuna alma tercihini hiçbir zaman anlayamam. ayrıca oyunda umut bulut, burak yılmaz gibi selçuk inanla akıl almaz uyumları olan 2 oyuncu var. abdullah avcı'nın selçuk inan yerine nuri şahin tercihini bana kimse anlatamaz. (ayrıca rıdvan dilmen'in dediği "duygusal sebep" ne bunu çok merak ediyorum ama yazının konusu bu değil.)

    şöyle bir gerçek var ki hollanda son yıllarda gördüğümüz en kötü döneminden geçiyor. kendi evlerinde oynamalarına rağmen hollandalıdan çok türk taraftar var tribünde. yani bir tribün baskısından da bahsedemeyiz. ona rağmen adam akıllı 2 tane organize atak yapamıyoruz. topa ileride basıyoruz, hollandayı uzun top kullanmaya itiyoruz. hollanda uzun top kullanıyor, aldığımız topu biz de umut bulut'a şişiriyoruz. maçtan sonra emre belözoğlu rakibi baskı altında tutmak için pas trafiğine katılamadım diyor. bunun adı pas trafiğine katılmamak değil, organizasyonsuzluktur. biz topu kazanmak için bir organizasyon oluşturmuşuz ancak topu kullanmak adına bir fikrimiz yok. ileri şişirip dönen toplarda arda turan'ın sercan sararer'in ayağına baktık.

    bir de hollanda defansı arkasına uzun top atmayı denedik, ancak burada daha vahim bir durum var.eğer böyle bir tercihiniz varsa cebinde türk kimliği olup bu topları en iyi atan adam selçuk inan ı kulübede oturtamazsınız. işte burada tercihleriniz samimiyetini kaybeder ve sorgulanır. bu tercih bana bir dönem ersun yanalın milli takım hocasıyken hakan şükürü kadroya almayıp ersen martini kadroya almasını hatırlattı ve aklıma rıdvan dilmenin bahsettiği "duygusal tercih"i getirdi.

    sonuç olarak abdullah avcı nın milli takımın başına gelmesini hepimiz çok istedik. ancak kadro tercihleriyle soru işareti oluşturmaya başladı. bunu sadece selçuk inan'ı kenarda oturtmasıyla değil, hasan ali kaldırım- hakan balta tercihi, volkan demirel'in sakatlığında tolga zengin - mert günok tercihlerini de göz önünde bulundurarak söylüyorum.

    edit: imla

    edit2: not: tolga zengin- mert günok tercihi derken bu maçta tolga zenginin oynamasından değil, burada mert günok'un isminden bahsedilmesinden, ayrıca türkiye- avusturya maçında mert günok'un üst üste 2 maç hatalı goller yemesine rağmen milli takım kalesinin teslim edilmesinden bahsediyorum. milli takım takımlar üstü bir kurumdur, bir takımın kalecisine moral verme takımı değildir.

    not: ayrıca kadro tercihi kısmına hamit altıntop - gökhan gönül tercihi de eklenebilir. hamit altıntop geçen yıl real madrid'de oynamıyorken bile milli takımda bu kadar kötü oynamamıştı. gökhan gönül sakatlıktan çıkmış olabilir ama hamit altıntop da son yıllarda en formsuz dönemini geçiriyor.
  • 141
    kusuruma bakmazsanız, portekiz maçında yazdığım yazıyı tekrar yayınlıyorum. portekiz olan yerleri hollanda diye okursanız sanki şimdi yazmışım gibi oluyor.

    ulusal takım'ın oynadığı en son maçı seyretmeyi ne kadar da çok istiyordum. hafta sonu başlayacak, büyük turnuvanın en büyük favorisi portekiz'le oynayacağımız maçı merak ediyordum. dünya'nın en büyük futbolcusu ronaldo'yu seyretmek için kuruldum televizyon başına. pek takip etmem, kadrosunda var mı bilmem, beşiktaş'ta oynayanları da izlemek istedim. hatta, kadroda mı değil mi diye fernandez'i aradım bir taraftan. derken bizim takımın kadrosuna baktım. yolda görsem tanımayacağım, daha önce hiç seyretmediğim futbolcuları gördüm. şampiyon takımdan hiç kimsenin oynamadığına emin olur olmaz televizyonu kapattım. o andan sonra o maç benim ülke takımımın maçı değildi, maçın sonucunu ertesi gün istem dışı olarak öğrendim.

    yazalım bakalım, toparlarız nasıl olsa. bir küçük takım hocası için en kolay maç, fener'le, galatasaray'la oynayacağı maçtır. bunca yıllık taraftarım, şimdiye kadar fener'e 5-0 yenildi diye kovulan hiç bir küçük takım hocası görmedim. kendi sahasında galatasaray'dan 4 yiyen bir küçük takım hocasına küfür edildiğini futbol tarihi yazmamıştır.böyle maçı kollar küçük takım hocası. götürüsü sıfırdır, getirisi büyüktür. hezimet yesen hiç kimse ilgilenmez, ama uyarına gelir de bir punduna getirip çelme takabilmiş isen bütün dikkatli gözler sana doğru çevrilir. çoğu kan emici yazar, yenilen büyük takıma, hocasına saldırırken, akil, aklı dumura uğramamışlar, yenen küçük takım hocasında keramet ararlar. dedik ya, küçük takım hocası için bu maçlar kendisi için kader maçlarıdır. misal belediyespor, fenerbahçe'yi yendi diye sıralamada geleceği hiç bir yer yoktur. yenmese nerede olacaksa, yenince aynı yerde hizaya gelecektir.futbolcu için de o maçın önemi yoktur. yenerse, yendi diye transfer falan olmaz, golü atan futbolcuya madalya takmazlar. ne var ki bütün prim, bir timsah sabrında bekleyen hocalarınındır. bir gün bir bakarsın, bir cuma namazı sonrası kendini ulusal takım hocası olarak bulabilirsin.

    eşşek yükü para alıp, avrupa kupası finallerine götüremeyip kıçına teneke bağlanmış bir büyük hoca hiddink'in yerine, abdullah efendi, çok daha az paraya, futbolumuzun derin devletinin sadık bir kulu olarak getirildi. cebinde, ramazan aylarında tuttuğu oruçlar, gittiği umreler, kıldığı namazların yanında küçük takımın küçük hocası olarak büyük takımlara aldığı bir kaç işe yaramaz puan vardı. her ne kadar kendisi geldikten sonra futbolumuzda kızılca kıyamet kopmuş olsa da, arada maç oynanmadığından kaynayıp gitmiş, geliş sebebi, getirenlerin kimliği dikkatlerden kaçmıştı. en baba futbol ulemaları kendi derdine düşmüşken, kimin basiret bağlanması sonucu ulus takımının başına getirildiği belli olmayan abdullah efendiyle uğraşmanın alemi yoktu. netice de hemen hemen bir yıl geçmiş, milli maç oynanmamıştı. hayat ne güzeldi milli takım hocaları, yöneticileri için.

    lizbon'dayız, portekiz ulusal takımı, 70.000 kişinin önüne, turnuvanın favorisi olarak ülkesinin en iyi futbol oynayan 11 i ile sahada. takımı yolcu etmeye, moral vermeye gelen binlerce portekiz'li , gözbebeği ronaldo'sunu seyretmeye gelmiş. portekiz hocası'nın en ufak bir egosu, kaygısı, sakatlanır, ceza alır korkusu yok. sürmüş sahaya. bir portekizli için ronaldo'yu canlı sertemenin tek yolu, milli takımlarının ülkelerinde oynayacağı maçtır. o maçta o futbolcuyu oynatmak bir hoca için ulusuna saygıdır. maç bir hazırlık maçı olmasına rağmen stadyum tıklım tıklımdır. her ne kadar kendi takımlarına bir payanda, son bir moral vermek istemek olsa da, yoğunluğun başka sebebi de oynayacakları takım da az buz bir takım değil, bünyesinde dünya'nın en büyük takımında oynayan, oynama ihtimali bulunan futbolcuları barındıran türkiye olmasındandır. dolayısıyla türkiye ulus takımının, portekizli seyircilere izleteceği büyük futbolcuları mevcuttur. ülke liginin uzak ara en büyük futbolunu oynayan, unutulmaz goller atan, kullandığı serbest vuruşları seyredilmek istenen selçuk inan'ı, daha bir yıl evvel kasaba takımında yedek iken, şampiyon takımın bankosu olan semih kaya'sı ise abdullah efendi'nin yanında yedek kulübesini pas pas yapmaktadır.

    hiç kimse beni ikna edemez. milli takım deneme tahtası değildir. neticede ister gazozuna maç olsun, isterse dünya kupası yarı finali olsun türk milli takımı, türk pasaportu taşıyan, türk milli takımda oynama hakkı olan en iyi 11 ile sahada çıkma mecburiyetindedir. selçuk inan'ı oynatmamak, lizbon'da maça gelmiş 60.000 kişiye, televizyon başında maçı seyreden milyonlarca türk'e saygısızlıktan başka bir şey değildir. küçük takım hocasının kalibresinin ne olup olmadığını göreceğiz. ilk ciddi puan maçına bakacağız. abdullah efendi, hoca olmaya, kesin hoca değilsin de, eğer adamsan selçuk inan'ı o maçta oynatmazsın.

    sen bir garip, küçük takım hocasının çalgıcısıyken, be abdullah efendi, nene gerek senin gümüş zurna.2012 deyiz, 2014 yılında olimpiyat stadının poyrazını o nurlu yüzüne yiyeceğin garantidir. bu günlerin keyfini çıkarmaya bak. o günlere kadar, galatasaraylı futbolcuların onuruyla oyna, camiden çıkma egonu tatmin et, amirlerinin kemiğini yala, bir günlük beylik beyliktir. yine de bu takım bizim, bir kıyağım olsun. eğer bir turnuvada en az bir yarı final maçı oynamak istiyorsan, tarihe bak, en az 7 galatasaray futbolcusu ilk 11 inde olmalıdır. gerisi yıkımdır, uçurumdur, galatasaray türkiye, türkiye'dir galatasaray.
  • 143
    selçuk inan konusunda haklı olarak abdullah avcı'ya yüklenilen maçtır. ancak bazı hocalar* bazı oyuncularla* oynamamakta ısrar ettiği için başarısız olup gönderilmiş olsa bile, ben avcı'nın değişik maçlara değişik oyuncularla çıkacağını düşünüyorum. yani standart 11i olan bir hoca değil. ama bu durum, takımın orta sahasına ilk yazılacak ismi kenarda oturtmasına mazeret değildir. hollandaya karşı pozisyon yakalamış ve deplasmanda oynamamıza rağmen çok pozisyon görmemiş olmamız bizim etkinliğimizden değil, rakibin tecrübesizliğindendir. bu sepepten son vuruşlardan dolayı oyunu kaybettiğimize inanmıyorum. bu kadar zayıf hollanda grupta ilk ikiye girme konusunda zorlanacakken bizim daha yüksek potansiyele sahip takımımız onları yenme fırsatını saçma sapan tercihlerle çöpe attı.

    komplo teorisi: galatasarayımızın formu, takımın en önemli oyuncularından biri üzerinden yaratılacak bir polemik ve milli takımdan uzaklaştırma* ile oluşacak motivasyon bozukluğu ile aşağı çekilmeye çalışıyor olabilir mi diye sorguluyorum bazı bazı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın