1
bu sene görünmez bir el düğmeye bastı sanki. bizim maçları örnek vererek dalalım mevzuya. tamam, suriam'lı takımın başına geldi ama sebeb sadece bu olamaz. ona bakarsan geçen yıl da kewell, baros inmişti havalimanına. galatasaray'ın en basit, en dandik maçında sami yen tıklım tıklım. ligi tarihinin en büyük kadrosuyla, en kötü performansla bitirmiş takımın maçları tulum çıkarıyor. ligin en kötü stadında kombine kartlar tükenmiş durumda. açık tribünlerde bile yer yok. kupa maçı bile oynasalar yine dolu olacak stadyum. kombineler tükendiğinde keita ve elano'dan haber yoktu. yeni stada geçsek aynı olacak. hadi biz menager kadrosuna güvenerek gaza geldik, sami yen'in son senesi dolduruşuyla hepimiz tribünlere doluştuk. diğer takımlara ne oluyor böyle. kayserispor real madrid'le oynasa önceki sezonlarda maça kimse gitmezdi. bakıyorum bu hafta kadir has dolu. fenerbahçe stadını saymaya gerek yok. onlar zaten kombine fazlası olan takımın taraftarları. ancak bakın geçen seneki bu hafta oynanan fener maçına. kombinesi olanlar bile maça gelmiyorlardı. kimi tatilde, kimi sıcak, kimi maçların pek elektriği yok diye henüz seaonu açmamışlardı.
bu sene marşa basıldı. millet delirme noktasında maçlara koşuyor anlaşılan. aynı yoğunluk 1980 li yıllarda olmuştu. gençliği politikadan kovan güçler, stadyumlara dolduruyordu. 90 lı yıllara kadar bütün maçlar dolu tribünlerde oynanırdı. apolitik yığınlar kademelerde yerini aldıktan sonra futbolu endüstrilileştirdiler. her şey borsaya, paraya tahvil edildi. gençliğini ülke sorunlarından bi haber tribünlerde geçiren yığınlardan bazıları başka alemlere daldılar, stadyumlarda maç seyretmek yerine televizyonlardan seyretmeyi yeğlediler. ülkenin ve ülke futbolunun gelişimine ters orantılı bir takım(biz) avrupa şampiyonu oldu. hiç bir zaman olamayacak olanlar futbola küstüler, olan takımın taraftarları her sene beklenti içine girdi. olamadıkça soğudu, stadyumlardan kaçtı. geçen yıllarda neredeyse bedava bilet fiatına bile fener maçı hariç stadı dolduramadık.
portekizli salazar 3 f ile yönetmişti ya bir zamanlar ülkesini. şimdi belki derin güçler aynısını uyguluyorlar. cuma namazından, maça, maçtan diskoya. ekonomi iflas ettikçe, halkımızın ümidi azaldıkça, geçim sıkıntısı arttıkça, bunalıma düşen gençliğin tek gideceği adres bağlı olduğu takımın tribünleri. en azından maç günü hepimiz dertlerimizi bir tarafa atabiliyoruz. maça mı gidiyoruz depresyon hapımı içiyoruz belli değil.
belki takımlar teşvik aldılar. aynı kanaldan beslendiklerini defalarca yazdım. hepsi çok klas, türkiye'ye gelmesi imkansız futbolcular transfer ettiler. her maç kaliteli geçecek, her kes bir birini yenecek. ben bu sene golsüz bitecek maçların sayısının azlık rekorunu kıracağını düşünüyorum. her takımda yıldız var.
fado vardı zaten yıllardır. biz ülkemizde ona feto diyoruz. futbol da vardı ama can çekişiyordu. bu sene balans ayarı yaptılar. fiestanın adı bizde yöresel, karadeniz de kolbastı, ege'de harmandalı, doğu'da halay, sorti'de rock. morfini verdiler çocuklar. kurban olayım uyumayın, uyuşmayın. bizim gençliğimizi çaldılar, sizin geleceğinize göz koydular. izin vermeyin, sevgili takımınızın maçlarına koşarken geleceğinizi sakın kaptırmayın bunlara. tanıyın bunları, bunlar engereklerdir, bunlar çıyanlardır. aşına ekmeğine, gelecekte kazanacağın paraya göz koyanlardır.
kim mi bunlar? eğer kim diye soruyorsan geçmiş olsun. sana 3f yi damardan vermişler.
bu sene marşa basıldı. millet delirme noktasında maçlara koşuyor anlaşılan. aynı yoğunluk 1980 li yıllarda olmuştu. gençliği politikadan kovan güçler, stadyumlara dolduruyordu. 90 lı yıllara kadar bütün maçlar dolu tribünlerde oynanırdı. apolitik yığınlar kademelerde yerini aldıktan sonra futbolu endüstrilileştirdiler. her şey borsaya, paraya tahvil edildi. gençliğini ülke sorunlarından bi haber tribünlerde geçiren yığınlardan bazıları başka alemlere daldılar, stadyumlarda maç seyretmek yerine televizyonlardan seyretmeyi yeğlediler. ülkenin ve ülke futbolunun gelişimine ters orantılı bir takım(biz) avrupa şampiyonu oldu. hiç bir zaman olamayacak olanlar futbola küstüler, olan takımın taraftarları her sene beklenti içine girdi. olamadıkça soğudu, stadyumlardan kaçtı. geçen yıllarda neredeyse bedava bilet fiatına bile fener maçı hariç stadı dolduramadık.
portekizli salazar 3 f ile yönetmişti ya bir zamanlar ülkesini. şimdi belki derin güçler aynısını uyguluyorlar. cuma namazından, maça, maçtan diskoya. ekonomi iflas ettikçe, halkımızın ümidi azaldıkça, geçim sıkıntısı arttıkça, bunalıma düşen gençliğin tek gideceği adres bağlı olduğu takımın tribünleri. en azından maç günü hepimiz dertlerimizi bir tarafa atabiliyoruz. maça mı gidiyoruz depresyon hapımı içiyoruz belli değil.
belki takımlar teşvik aldılar. aynı kanaldan beslendiklerini defalarca yazdım. hepsi çok klas, türkiye'ye gelmesi imkansız futbolcular transfer ettiler. her maç kaliteli geçecek, her kes bir birini yenecek. ben bu sene golsüz bitecek maçların sayısının azlık rekorunu kıracağını düşünüyorum. her takımda yıldız var.
fado vardı zaten yıllardır. biz ülkemizde ona feto diyoruz. futbol da vardı ama can çekişiyordu. bu sene balans ayarı yaptılar. fiestanın adı bizde yöresel, karadeniz de kolbastı, ege'de harmandalı, doğu'da halay, sorti'de rock. morfini verdiler çocuklar. kurban olayım uyumayın, uyuşmayın. bizim gençliğimizi çaldılar, sizin geleceğinize göz koydular. izin vermeyin, sevgili takımınızın maçlarına koşarken geleceğinizi sakın kaptırmayın bunlara. tanıyın bunları, bunlar engereklerdir, bunlar çıyanlardır. aşına ekmeğine, gelecekte kazanacağın paraya göz koyanlardır.
kim mi bunlar? eğer kim diye soruyorsan geçmiş olsun. sana 3f yi damardan vermişler.