artık arsızlığın doruklarına çıkmış kötülüğün sonucunda henüz ilk dakikalarda aleyhimize bir penaltı veya absürt kart kullanımı ile karşılaşacağımıza inandığım önemli maç. ne olursa olsun top bizdeyken, orta sahada ve hücumda aşırı istekli, deli gibi koşan, basan bir oyun ile başlamalıyız.
bunun tam zıttı bir şekilde top rakipteyken bizim savunmacılarımız ise her türlü pisliğe hazır olarak tüm soğukkanlılığıyla asla abartı bir pres, önde karşılama, nelsson'dur abdulkerim'dir hele hele beklerimizdir, savunma çizgisini bozup öne çıkarak topa dalma işlerinden sonuna kadar kaçınmalılar. bu işlerde başta torreira, rashica, mertens ve +1'e güveniyor olacağız. savunmamız asla ilk dakikalara gereksiz fazla ısırarak başlayarak tüm hakem insiyatifini rakibe vermemeli.
önemli maçlarda hakeme oynamak her zaman mühimdir, biz bunu yıllarca anlamadığımız için acısını özellikle deplasmanda oynadığımız derbilerde veya bu gibi maçlarda çok çektik, iç sahada bile kıyıldığımız oldu. hedeflerimizden biri hakemi kontrol altına almak olursa da başaramayız, o yüzden hedefimiz oyunu oynarken, hakemin kontrolünü de karşıya vermemek olmalı. artık daha kurnaz ve tilki diyebileceğimiz hem tecrübeli hem akıllı bir oyuncu grubuna sahip olduğumuza inanıyorum. faul insiyatiflerini rakibin potansiyel ataklarını bitirmekte 2. ve 3. bölgede kullanmalıyız, geride asla. ve bunları ince ince yapıp zaten şımarmış rakip taraftarının üzerine de oynamalıyız. maçın kontrolünü almak kolay değil, iyi bir futbolla yeterli değil, buna hala karşı çıkan varsa gerçekten türkiye'deki futbol iklimine tümüyle uzak olmalı.
üst üste hücum yapıp fırsatlar yarattığımız bir sekansta yere yatmamalı, yaldır yaldır hücum etmeli, rüzgarı öbür tarafa bırakmamalıyız. kalemizde pozisyon vermeye başladığımız anlarda gerekliliğini yapıp tempoyu aşağıya çekmeliyiz.
ilk 11'in gerçekten pek de bir önemli olmadığı bir maçtayız. sol bekte kim olursa olsun, önünde kerem olacağı için çakılı bir bek gibi oynamak zorunda kalacak. kerem'in ve bizim oyun kurulumumuz gereği bu böyle, bir eleştiri olsun diye değil. hoca zeki birini kullanmak isterse dubois'i koyacak, hazır ve süratli birini isterse adekugbe'yi. bana kalırsa ikisi de bu maç için uygun. fakat dubois'i elde bir koz olarak tutmak daha mantıklı geliyor, ilerleyen dakikalarda gerideysek de öndeysek de tecrübesi ile ekstra katkı verebilecek bir oyuncu. 11'de başlarsa o etkiyi hissettiremez. sürpriz olmaz lakin hoca barış'ı ileriye atabilir. yukarıda bahsettiğim o +1 barış idi. barış ve icardi ikilisiyle hava üstünlüğünü kurarken barış'ın topsuz oyunda yaptığı pres ve savunma desteğinden fazlasıyla yararlanabiliriz. sol santraforda 2. bir kanat gibi oynayarak kerem'e yer açarken savunmada hem kerem'e hem adekugbeye bir tampon görevi yapabilir. hatta hocanın insiyatifiyle icardi yedek bile başlayabilir. gezgin, bir sağa bir sola koşturan deli bir barış'ın arkasındaki gizli forvet mertens mi... hmm... 45. dakikadan itibaren diri bir icardi mi... hmm...
ne olursa olsun iyi bir mücadele ortaya koyduktan sonra puan kaybını çok da fazla önemsemeyeceğimiz, 1 puanın da çok iyi olduğu, fakat kazanmamız halinde galatasaray hariç herkesi kudurtacağımız bir maç. severiz. sezon sonundaki asıl hedef için ne lazımsa... hadi göreyim sizi...
https://gss.gs/zF6.jpg