• 3
    2 gün kalan maç.

    https://gss.gs/E89.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    (bkz: mekanın sahibi geri döndü)

    bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın diye çok güzel bir söz vardır, bayılırım bu söze.

    sezon başında ilk 2 hafta rakibimiz kazanıp, biz galip gelemeyince bir panik ve negatif bir hava oluşmuş hem sözlükte hem de sosyal medyanın tamamında.

    fenerlilerin tamamı gaza geldiği gibi bizde de sampiyonluk kaybedildi moduna girilmiş.

    32 hafta var daha koskoca 32 hafta.

    bu ligin sefiri biziz. 7 yenilgiyle de şampiyon olduk *, 69 puanla da *...

    şampiyon olacaksak 8 de kapanır 18 de...

    en iyi kadro bizde, en iyi hoca bizde, en iyi taraftar bizde...

    sakin olacağız ve ciddiyetle yolumuza bakacağız.

    karşımızda 5 koca yıldır bırakın şampiyonluğu, kupa kazanamayan ve geçtiğimiz sezonun bitimine 2 hafta kalana kadar küme düşme korkusu yaşayan bir camia var.

    tabii ki hırslı olacaklar, tabii ki havaya girecekler ve tabii ki sizin moralinizi, sinerjinizi düşürmeye çalışacaklar.

    2013-2014 sezonu'na ne kadar benziyor değil mi bir şeyler?

    2013 eylül'de başımıza gelen ve uzun süre etkisinden kurtulamadigimiz o travmayi unutmayın.

    bu kez bölünmeyeceğiz. parçalanmayacağız.

    21 olunca 22'yi, 22 olunca 23'ü isteriz biz.

    şampiyon olduğumuz maçın ardından hedef 23 başlığı açılır burada.

    şampiyonluk sevincinden çok, sonraki sezonun planlaması yapılır galatasaray'da ve zaten son 30 yıla damga vurmamızı sağlayan da budur.

    maça dönecek olursak bu maçı kazanacağımizdan o kadar eminim ki yani hissiyatimi tarif edemem ama velev ki puan kaybı geldi burayı yakmaya gerek yok.

    milli maç arası gelir ve biz normale döner forma gireriz.

    bakın ilk 2 maci düşündüğünüzde bile,

    1. hafta denizli'de penaltı ve 3 tane yüzde yüzlük gol kaçtı ilk yari sonunda 10 kişi kaldık ve halen puan almaya yakınken kaybettik.

    2. hafta tam bir drama. evimizde çok rahat bir oyunla kazanacakken 1-0'dan sonra el frenini çektik bir de 10 kişi kalıp saçma sapan baskı yedik. buna rağmen pozisyon vermezken tat kaçıran travmatik bir golle 2 puanı bıraktık.

    hatta denizli'de kaybetmekten çok içeride 2 puan bırakmak yıkıcı oldu hepimiz için.

    bu kez son derece konsantre ve arzulu, cok daha iyi bir takım bekliyorum.

    inşallah da güzel bir galibiyetle çifte bayramı yaşamayı umuyorum.

    lütfen ama lütfen biraz daha pozitif olun. sahadaki oyun icin gerekirse birkaç ay sonra birlikte gömeriz herkesi ama simdi yeri degil cünkü takım hazir degil.

    şimdi destek, sinerji ve birlik zamanı.

    yakışmıyor bize böyle olmak, kendimize gelelim!

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: kon2antra3yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 4
    1 gün kalan maç.

    https://gss.gs/Nmy.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    eger 2020 ağustos'unun sonunda yine şampiyon ligi kura çekimi heyecanı yaşamak istiyorsak 2019-2020 sezonunda da şampiyon olmamız gerektiğinin bilincinde olduğumuzu düşünüyorum.

    bunun için de ligde ilk 2 haftada 5'e çıkan puan farkının daha da artmasına mani olmamız lazım.

    kayseri deplasmanında alınacak olan 3 puan bizi milli maç arasına moralli sokar. yapılacak olan son takviyeler ile birlikte de aradan sonra hızlı bir giris yaparız.

    bu maç ciddi anlamda çok önemli. ligin erken dönemeçlerinden birisi bu hafta.

    3 haftada 2 deplasman yaşarken içeride de 1 puan almisken 3 puan almamız çok önemli ve alacağımızı da düşünüyorum.

    kayseri savunmasını henüz oturtamadı. çok pozisyon veriyorlar. eğer ciddi oynar, gol yollarında biraz daha dikkatli olursak maçı kazanir. cumadan baslayarak hafta sonunu rahat geçiririz.

    yine babel ve feghouli'ye güveniyorum. belhanda'nin varlığı çok önemli. nzonzi - donk ile orta sahaya set çekip pozisyon vermeden oynayıp bu ikiliye diagne, luyindama ve marcao'yu da ekleyip duran toptan gol atma şansını da kullanmalıyız.

    açıkçası iyi hissiyata sahibim. maçi kazanacağımizdan neredeyse eminim.

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: kon2antra3yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 7
    https://galatasaray11.com/52700

    11’iyle cikmamiz gereken mac. maalesef mariano ve nagatomo cok formsuzlar ve kesilmeleri dogru olur kanaatindeyim. kampin iyilerinden omer bayram ve linnes kadroya monte edilip, donk’u 6 olarak baslatirsak, hucumda 3-5-2 gibi bir formasyona donup babel’i one atabiliriz. omer de sol bekten ziyade sol onde katki verdigi icin daha mantikli bir hamle olur. tabi yarina selcuk inan’la baslamak gibi fantastik otesi islerimiz de olabilir.
  • 10
    ömer bayram tercihi hazırlık maçlarında o bölgede işe yaramıştı. kağıt üzerinde, deplasman maçı olmasıyla da mücadele gücünü yükseltmek için iyi bir tercih gibi görünüyor ama pratikte nasıl olur bilmiyorum umarım işe yarar ve selçuk inan yerine başka bir tercihimiz olur ilerisi için. vurduğumuz gol olsun, moral olsun. son olarak;
    https://twitter.com/.../1167469532379848704 paylaşımına yapılan yorumlarda görülebileceği gibi herkes hala falcao konuşuyor. ilk 2 haftada yaşanan puan kayıpları yetmemiş gibi bu maça da taraftar olarak gereken önemi vermiyoruz sanki. aman dikkat.
  • 13
    https://i.hizliresim.com/lQNY4p.jpg
    kurallardan anlasilacagi gibi artik ofsayta bakilirken top ayaktan cikinca degil, topla ilk temas aninda ofsayta bakiliyor.
    https://i.hizliresim.com/4pVmVY.jpg
    babel’in ofsayt nedeniyle iptal edilen golunde ise top feghouli’nin ayagindan tamamen cikmis durumda, sunlari yonetimin cikip tane tane anlatmasi lazim. yoksa hakli olan kirmizi kartlar uzerinden daha cok algi doner.
  • 14
    maçla ilgili bazı istatistikler :

    top kaptırma:
    feghouli 1
    belhanda 2
    ömer 1
    babel 2
    emre mor 4

    orta- başarılı orta
    mariano 3-1
    yuto 1-0
    feghouli 1-1
    belhanda 1-0
    ömer 12-3
    emre mor 1-1

    ara pası
    feghouli 1-0
    belhanda 1-0

    şimdi bu istatistikler ışığında koskoca galatasaray sadece 2 ara pası yapmış ikisi de hatalı. en çok top kaptıran oyuncumuz emre mor topu alıp iki çalım attıktan sonra topu rakibe teslim etme hastalığı devam ediyor.

    beklerimiz ki bence bu seneki en zayıf noktalarımız, mariano ceza sahasına sadece 1 orta yapabilmiş yuto onu da yapamamış. feghouli 1 orta yapmış. sonra diagne niye kötü adamı ceza sahasında topla buluşturamıyorsun ki. bu yüzden defalarca ortasahaya ve sol kanada yaklaşmak zorunda kaldı.

    gelelim ömer bayram‘a 12 kez orta denemiş 3’ü isabetli takımın en çok başarılı orta yapan oyuncusu. peki bu onu başarılı yapar mı? yapmaz maç boyunca sola çekti sol kanat gibi oynadı, oysa biz ondan sol iç merkez orta saha rolğ bekliyorduk, o sola çekince ortada boşluk oluştu belhanda tek kaldı, peki n’zonzi ne yaptı onun boşluğunu doldurmak için sol içe doğru kaymak zorunda kaldı.

    ömer bayram isı haritası
    https://gss.gs/mBR.jpeg

    n’zonzi isı haritası
    https://gss.gs/Wlr.jpeg

    peki sahanın bir başka kötüsü belhanda ne yapmış ceza sahası içerisinde yaptığı 13 pasın 9’unu rakibe teslim etmiş.
    https://gss.gs/T20.jpeg

    mariano‘nun pas haritası
    https://gss.gs/P5Y.jpeg
    cezasahasına nerdeyse hiç orta yapmamış

    yuto‘nun pas haritası
    https://gss.gs/O1J.jpeg
    hiç suya sabuna dokunmamış.

    emre mor‘un pas haritası
    https://gss.gs/POd.jpeg
    ceza sahasına verdiği pasın hiç biri yerini bulmamış.

    tek tek futbolcularımızın bir çok hatası var ancak asıl hata sistemde bu takım 4-1-4-1 oynamaz oynayamaz. terim acilen sistemi 4-4-1-1 e çevirmeli belhanda’yı nice’deki gibi sol kanada, feghouliyi sağ kanada, babel’i forvet arkasına monte etmeli, bu bekler ve kanatlarla ancak bu sistem oynanır.
    ömer’den merkez ortasaha olmaz, emre mor’dan mucize beklenmez, diagne’den bu sistem ile gol beklenmez.
  • 15
    "hayat sadece psikoloji ile açıklanamayacak kadar karmaşık bir şeydir" der sigmund freud. futbol da sadece 90 dakika saha içinde olanlarla açıklanamayacak kadar basit değildir. hele ki günümüzde tamamen "kapital"in egemen olduğu futbol düzeninde, sen saha içinde oynadığını zannedersin de, senin maçın belki de çoktan nihayete ermiştir bile. geçtiğimiz mayıs ayında akhisarspor'la oynanacak olan türkiye kupası final maçından evvel "organize ama amatör bir kötülükten" bahsetmişti fatih terim, cuma gecesi son dakikada adem büyük'ün attığı golden sonra söylemini "revize" edip "sözlerimden alınmışlar demek ki, bu sene amatörce değil profesyonelce yapıyorlar, artık profesyoneller" diye dert yanıyordu basın mensuplarına.

    haklıydı da hoca, geçen sene ligin ilk yarısı galatasaray aleyhine yapılanlar, teknik direktöründen futbolcusuna verilen "ağır" cezalar yok sayılıp, hakemlerin yaptığı ve puan kaybına neden olan bariz hatalar unutulup, ligin son maçlarında bir kaç tartışmalı pozisyon üzerinden galatasaray'ın hakemlerle kazandığı algısı oluşturulup, galatasaray yalnızlaştırılmaya başlanmıştı.

    bu algı süreci galatasaray'ın kazandığı iki maçı yönetmiş hakemlerin klasman düşürülmesi ile iyice ayyuka çıktı ve lige başlayan hakemler galatasaray maçlarına korkarak çıkmaya, galatasaray lehine bir karar verdiyse karşı takım lehine de karar verip işi "dengelemek" derdine düştüler.
    ligin ilk iki haftasında galatasaray aleyhine çıkan kırmızı kartlara boynumuzu bükmüş, "çuvaldızı kendimize batırmıştık", marcao ve seri'yi eleştirmiştik sorumsuz davrandıkları için. lakin kayseri'de mustafa öğretmenoğlu ve var hakemi volkan bayarslan'ın birlikteliği burnumuza pis kokuları getirdi.

    teknik direktörlüğü ve hırsını takdir ettiğim, futbolda sürekli yenilik peşinde koşan, idmanlarında drone ile çekimler yapan, basketbol,voleybol, futbol fark etmeksizin her türlü üst düzey organizasyona seyirci olan katılan ve kendisini geliştirmek için çırpınan hikmet karaman'ın maçtan sonra "hakem 8 dakika uzatma verdi ama galatasaray golü 90+9'da attı " diye isyanını dile getirmesini maç sonu psikolojisine bağlayabiliriz zira kendi takımı ikinci golünü 90+1. dakikada attı ve var kontrolü için hakem 2. dakika kadar bekledi. bir de oyuncusu umut bulut'un ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesi ve onun sahayı terk etmesinin beklendiği süre hesaba katılınca maçın 100. dakikalarda bitmesi gerekiyordu ve bitti de.

    medyada ev sahibine çıkan kımızı kartlar üzerinden algı yaratılmaya çalışılıyor da esas maçın hakemi "ufak ufak" galatasaray'ı sindirme içindeydi maç boyunca. önce oyunun 9. dakikasında henrique'nin feghouli'ye arkadan yaptığı harekete bırakın kart vermeyi, faul dahi vermeyen hakem, djedje'nin belhanda'yı da arkadan düşürmesine seyirci kalırken, faslı orta saha oyuncusunun 33. dakikada rakipten temiz bir şekilde topu almasına ise sarı kart çıkarıverdi.

    orta hakem ön plana çıkacak da var hakemi geride mi kalacaktı? o da öyle iki ofsayt çizgisi çekiverdi ve babel'in attığı golleri kolayca iptal ediverdi. maçtan sonra "perspektif" kelimesi hayatımıza giriyordu çekilen çizgileri savunmak için ama resim dersi görmesek de, perspektifi bilmesek de bir pozisyonun ofsayt olması için topun oyuncunun ayağındaki son temas anına bakılacağını bilecek kadar futbolun içindeyiz... top ayaktan çıktıktan sonra çizilen çizgilerin hiç ama hiç hükmü yoktur...

    rakip takımdan iki oyuncuyu kırmızı kartla attıktan sonra üçüncüsü olmasın diye mensah'a çalınmayan faul ve denge sağlamak için emre mor'u atmak da yaz boyunca galatasaray aleyhine yürütülen kampanyanın bir sonucu olarak hakemin hanesine yazılacakken, ev sahibinin ikinci golünde mensah'ın marcao'ya attığı dirseği mustafa öğretmenoğlu ve var hakemleri dışında herkes görüyordu. ve 90+3 te feghouli'nin ceza sahası içinde düşürülmesine "devam" kararı veren hakeme "nedense" var'dan da uyarı gelmiyordu...

    bu kadar "organize ve profesyonel" çalışmaya rağmen sahneye çıkan adem büyük , doğum gününde galatasaray taraftarına üç puan hediye eden golü atarken, geçen hafta yazdıklarımızdan dolayı bizi de haklı çıkarıyordu: " bu arada adem büyük demişken, ligi bilen, türk hakemlerini tanıyan adem bu sezon galatasaray'a oldukça faydalı olacaktır...."
    geçen sezon akhisarspor maçında uzatma dakikalarında attığı golle şampiyonluğun kilit adamlarından biri olan mitroglou gibi 2020 mayısında inşallah adem'den de söz edeceğiz. ama bir iddalı söz daha edelim, adem büyük bu tip kritik gollerini atmaya/attırmaya devam edecektir oynadığı sürece...

    hakemlerle ilgili uzun uzun yazdık, keşke akıllarında çeşitli tereddütler olmadan, takım ismine bakmadan, gördüklerini çalabilseler de biz de futbolun güzelliklerine, saha içine odaklanabilsek ama maalesef bu sene çok zor geçecek gibi zira galatasaray'ın kazanacağı bir şampiyonluk sonrası ekonomik olarak makas diğer rakiplerle açılacakken, rakiplerin başkanları da taraftarlardan gelecek tepkiler sonrası koltuklarını kaybetme tehlikesi yaşayacaklardır. bu nedenle bu sene kimse "boş durmayacaktır"

    geçen hafta gördüğü kırmızı kart cezası sebebiyle iki maç takımından uzak kalacak sari'nin yerine hazırlık maçlarının parlayan oyuncusu ömer bayram'la başladı fatih hoca deplasmandaki maça. ilk dakikalarda iki takım da karşılıklı olarak birbirlerini tartarken, 15. dakika sonra deplasmandaki sarı-kırmızılılar dizginleri ellerine aldı ve gol için oyunu rakip alana yıkmaya başladı. ama o anlarda geçen sene herkesin övdüğü marcao-luyindama ikilisinden luyindama hiç gereği yokken yaptığı bir top kaybı ile takımını skorda geriye düşürdü. devre biterken galatasaray babel ve feghouli ile gole yaklaştı ama topu kale çizgisinden içeri sokmakta beceriksizdi.

    ikinci yarı mensah'ın kaçırdığı çok kritik bir pozisyonla başlarken, bu ev sahibinin belki de tek pozisyonuydu maç bitene kadar. aksine galatasaray gol için geldikçe geldi lung'un üstüne, babel'in pasında kaleciyle karşı karsıya kalan belhanda takımını sevindiremezken, 5 dakika sonra feghouli'nin şutunda topu önünde bulan babel ağları sarstı ama karar "ofsayttı"... bir kaç dakika sonra bu sefer feghouli'nin ortasında babel kafayı vurdu ve top kayseri savunmasından abdennour'un eline çarptı, var'dan pozisyonu inceleyen hakem penaltı noktasını gösterdi ve belhanda "klas" bir vuruşla beraberliği getirdi. cezayirli oyuncu bu pozisyonda ikinci sarı kartı gördü, kural belki de bunu gerektiriyordu ama bana göre değişmesi gereken bir cezadır bu tarz kartlar, zira burada istem dışı bir hareket vardır, bilerek elle temas yoktur ve böyle bir anda bir oyuncuyu hem penaltı hem de kartla cezalandırmak pek acımasızca.

    rakibini eksik yakalayan galatasaray bu sefer galibiyet için baskısını arttırdı, feghouli'nin pasında savunma arkasına koşan emre mor, babel'e "al da at" dedi ama hakemler topun ayaktan çıktığı anı değerlendirip, ofsayt kaldırdı. gol istiyordu galatasaray, ömer'le denedi olmadı ama babel'in şutu geçen hafta olduğu gibi rakibe çarparak yine ağlarla buluşuverdi.

    maç böyle biter denirken, hakem emre mor'u oyundan attığı bir faul yaratıp, kayserili oyuncunun da dirseğini görmeyip, ev sahibine bir gol hediye ederken, galatasaray için geri sayım başlıyordu... önce, feghouli düşürülüyor penaltı verilmiyor, umut bulut ömer'i oyundan atılmak pahasına yaka paça indiriyordu kalesinde gol görmemek için.... yine mi puan kaybı yaşayacak galatasaray denirken, sahneye adem büyük çıkıyor ve harika bir golle galatasaray'ın bu sezonki üç puanını hanesine yazdırıyordu...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...r2-3galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın