2000-2001 sezonu şampiyonlar ligi çeyrek final ilk maçı.
galatasaray, şampiyonlar ligi'nde çeyrek final oynayan
ilk türk takımı olarak tarihe geçtiği maçtır ayrıca.
ali sami yen stadı'nda saat 21:45'te oynanan maçı galatasaray 3-2 kazanmayı başardı. önce kadrolar;
galatasaray
1
claudio taffarel 3
bülent korkmaz 4
gheorghe popescu 22
ümit davala 7
okan buruk 8
suat kaya (dk.46 14
fatih akyel)
10
gheorghe hagi 11
hasan şaş 35
carlos alberto oliveira capone (dk.46 28
bülent akın)
67
ergün penbe 9
mario jardelreal madrid
1
iker casillas 2
michel salgado 3
roberto carlos 18
aitor karanka 4
fernando hierro 3
roberto carlos (dk.90 21
santiago hernan solari)
24
claude makelele (dk.63 20
albert celades)
6
ivan helguera 10
luis figo 8
steve mcmanaman 9
fernando morientes (dk.70 14
jose maria gutierrez hernandez)
7
raul gonzalez blancogoller
dk.33 6
ivan helguera (0-1)
dk.43 24
claude makalele (0-2)
dk.47 22
ümit davala(pen.) (1-2)
dk.66 11
hasan şaş (2-2)
dk.75 9
mario jardel (3-2)
copy paste değil; alın teri
*daha ozamanlar ilkokul 5. sınıfa gidiyorum. eve geldim ve maç saatini beklemeye başladım. babamla da günler öncesinden maça gideriz diye konuşmuştuk; ama babam "bakarız" diyerek geçiştirmişti. saat 7 buçuk oldu ve babam eve geldi. ben de formamı giyip hadi gidiyoruz diye kapıya koştum. babam da "hayır bilet almadım evde izleriz" diyince birden şoka girip kendimi koltuklara attım ve ağlamaya başladım. babam da koyu galatasaraylı olduğundan tarihi bir maçı kaçırmak da istemiyordu. aynı zamanda ağlamama da dayanamamıştı ve "tamam len kalk" dedi ve taksiyle trafiğe kalmadan mecidiyeköye ulaştık. babam beni bir köşeye bıraktı ve 2 adet bilet bulmaya gitti. gidiş o gidiş. normal bilet zaten kalmamış ve karaborsacılar kol gezmekteydi. babam eski açığa gitmek istemiyordu çünkü çok rüzgar alıyordu ve hava da buz gibiydi; lakin 3 ribünden de bilet bulamayınca eski açığa doğru yol aldık. upuzun bir gişe kuruğuyla karşılaştık ve maçın başlamasına da 10 dakika vardı. kuyruğun ucundan bize doğru bir adam yaklaşıyordu ve "eski açık bileti isteyen" diye bağırıyordu. babam da hemen atladı tabi ve biletlerimizi alarak stada girdik. hava gerçekten buz gibiydi ve rüzgar arada eserek ciğerlerimi yokluyordu. neyse efendim sonra maç başladı. "saldırın durmadan bu taraftar arkanızda her zaman cimboma rahat yok sami yende madride de koymadan" tezahüratı baya bir söylendi onu hatırlıyorum ve ben "cimboma rahat yok" kısmını "cimboma radyo" diye anlamıştım.
* ben de tezahürata katılırken 2 gol birden yedik ve işl yarıyı mağlup kapattık. babam "kalk hadi gidelim bak yeniliyoruz, yenemeyiz daha" dedi. ben istemedim "hayır yenicez kalalım baba" dedim. kalbim temiz ya, 2. yarı penaltı oldu.
3 kasım 1999 galatasaray milan maçındaki gibi bol bol dua ettim ve
ümit davala topu ağlara gönderdi. ilk yarının başında gelen bu gol morallerimizi de yükseltmişti. oyuna sonradan giren
fatih akyel roberto carlos'un olduğu kanadı koridor yapmıştı ve sonunda da
hasan şaş devreye girdi ve golünü attı. ben artık havalara uçuyordum. babama sarılarak sevincimi yaşadım. sonra bir de
mario jardel'in golü gelmez mi anam anam anam... arkamda bulunan bir amcanın kucağında buldum kendimi. babam da garibim beni arıyor.
* sonra babama sarldım ve "bak gördün mü kalalım demiştim" dedim. babamın da sevinçten gözlerinin dolduğunu görebiliyordum. soğuğun da etkisi var tabi. en sonunda da maçı 3-2 kazandık ve eve mutlu mesut döndük.
bu maçtan sonra anladım ki;
(bkz:
galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır)
not: maçtan sonra babam hastalandığı için 1 hafta işe gidemedi.
bu tarihi anları tekrar yaşamak isteyenlere;
http://www.filestube.com/...ray-Real-Madrid.htmlüşendim hemen istiyorum diyenlere;
http://www.zapkolik.com/...en-muhtesem-mac.html