solak tennisçiye karşı oynamak zordur, solak boksöre karşı dövüşmek de, solak futbolcu daha bilinmezdir, sol eliyle şut çıkaran basketçiyi savunmak zordur. çünkü hepsi alışılmışın dışında bir yönden size saldırır ya da savunur.
özellikle başaltı takımların
* günümüzde artık sıklıkla 3'lü defans tercih etmesinin sebeplerinden biri de 3'lünün 4'lüye göre alışılmışın dışında olmasıdır.
sol ve sağ stoperlerin pozisyonu, sağ ve sol kanat beklerin çıktığı noktalar ve defansif aldıkları pozisyon, 3'lü ofans hattının saha içinde kanatlara açılması ya da derine gelmesi
*, orta sahaların daha çok ceza sahasına girme özgürlüğünün olması gibi bir çok varyasyonla rakiplerin çözmesi zor bir diziliştir.
maçların taktik savaş şeklinde geçtiği italya liginde artık 3'lü tercih ediliyor, bundesliga'da da yine başaltı takımlar bu dizilişi seçiyor
*. premier lig biraz farklı zira öyle futbolcular var ki takımlarda 3'lünün ince dokunuşlarına gerek kalmadan her oyunu oynayabilen kalitede isimlerle 4'lü ile de büyüklere kafa tutabiliyorsunuz. taktik manyağı guardiola ise artık uzun zamandır 4-3-3'ü bırakmış ve 3'lü varyasyonlarını tercih etmiş durumda.
avrupa'da bir inter, atalanta ya da leverkusen etkisi bırakmamız için artık ana planımızın bu olması gerektiğini düşünüyorum. bir 4-4-2, bir 3-4-1-2 oynayarak asla taktik istikrar ve oynama alışkanlığı yakalayamayacağız.
2000'li yıllarda devrim niteliğinde oynadığımız gegenpress ile 2 kupa almıştık. şimdi yeni bir devrim ile neden bir kupa daha gelmesin.