• 6
    ünlü düşünür euclid'in geometri aksiyomlarının verdiği mesajla başlamak taraftarıyım;
    "bütün, parçaların toplamından büyüktür"

    galatasaraylı, her bir parçasıyla bütün olmalıdır, zira karşımızda bir zorba var. zorba diyorum, çünkü pascal'dan alıntıladığım üzere; "adaletsiz güç, zorbadır."

    galatasaray spor kulübünün kadın basketbol takımı uzunca bir süredir adalet ortamının sağlanamadığı bir organizasyonda mücadele ediyor. son yıllarda hemen her final serisine bulaşan şaibe kokusu, bu sene itibariyle artık farklı bir noktaya taşınmıştır. rakibinin yaklaşık 50 cm uzağındayken ve hiç bir temas yokken dahi, faul düdüklerinin çalındığı bir ortamda yarışmak ne büyük bir talihsizlik. diğer taraftan erkek basketbol takımımızın son yıllara kadar yarışmacı bir takım hüviyetinde bulunmaması, kirli ellerin bizden uzak durmasını sağlamıştı, ancak türkiye kupası finali gösterdi ki, gerektiğinde orada da devreye girecekler.

    buna engel olabilecek tek bir güç var;
    bağımsızlık bildirgesi der ki: "şerler tahammül edilebilir olduğunda, insanoğlu alıştığı biçimleri değiştirmektense ızdırap çekmeye daha heveslidir. ancak uzun bir suistimaller ve gasplar kervanı, onları mutlak despotizm altına sokar."

    bizler artık ızdıraptan zevk alma aşamasını geçtik ve ciddi bir despotun yönetiminde emeğimizin çalındığına şahit olmaya devam ediyoruz. buna daha fazla tahammül etme şansımız yok, zira benim nazarımda her bir galatasaray taraftarı, kendi kişisel tarihinde ve ortak vicdan mekanizmasında bu durumdan sorumludur.

    orada olanlar unutamaz bilirim, bir banvit yarı final serisi son maçı vardı iki sezon önce, daha maç başlamadan bu işin kazanıldığını hemen her banvit oyuncusuna hissettirmişti taraftar, işte pazartesi günü tam olarak buna ihtiyaç var. öyle ki, fenerbahçeli sporcular, maç bitsin de gitsin isteyecekler sadece, cehennemin kırmızı alevleri arasında.

    diyeceksiniz ki hakemler, daha bugünden onların kulaklarına fısıldananlar;
    augustine'in çok güzel bir tespiti var: "adalet çıkartıldığında, krallıkların büyük eşkiya çetelerinden ne farkı kalır ki?"
    işte bu vatanda, tek bir güç var, haramilerin saltanatlarını yıkabilecek, o da büyük galatasaray !

    pazartesi imkanı varken, o salona gelmeyen bizden değildir, kanaatim budur.
    sadece iki maç, ilkinde akıllı, çünkü salonu kapatmaya fırsat arıyorlar; ikincide deli, o kupadan sonra isterlerse tüm sezon kapatsınlar..

    o kupa ipekçi'de kalkacak,
    haramilerin saltanatını da yıkacağız, çünkü burası galatasaray;
    galatasaray ulan !
  • 18
    romalı yazar seneca'nın çok sevdiğim bir lafı var;
    "hiçbir suç hazırlıksız işlenmemiştir."

    ortada bir suç var, bu suç uğruna hazırlanan tiyatro da, her senenin bu aylarında itinayla tekrardan sahneleniyor. tetikçi rölü için seçilen aktörler değişiyor bazen tabii, ancak senaryo hep aynı, kirli amelleri de..

    benim nazarımda, galatasaray'ın yarıştığı alanlardan her biri ayrı olarak değerlidir. fakat özellikle kadın basketbolunun son yılına damga vuran hakem hataları bu takım için sorumluluğumuzu arttırmaktır. fenerbahçe spor kulübü ile yarıştığımız tüm branşlarda zaman içerisinde, bazen münferit bazense sistemli bir şekilde hakem hataları ile karşı karşıya kalıyoruz. ancak futbol ve nispeten erkek basketbol gibi alanlarda taraftarın hızlı ve sert reaksiyonlar vermesi, bu kirli düzeni işletmeye çalışan insanların daha da ileri gidememesini sağlıyor, lakin kadın basketbolu öyle değil.

    son yıllarda neredeyse tüm final serileri biz ve ezeli rakibimiz arasında geçmektedir. yapılan fahiş hatalara karşı oyuncularımız ve yöneticilerimizin verdiği tepkiler tek başına yeterli olmamaktadır. galatasaray kamuoyu ise, özellikle seri bitip şampiyonluk kaybedildikten sonra olaylardan haberdar olup tepki vermesine rağmen, bir sonraki sezonun finaline kadar geçen sürede maalesef ki bu olaylar unutulmaktadır.

    bu sefer önümüzde bir fırsat var, takımımız karşı yakadan bir deplasman galibiyeti alarak döndü ve içeride kalan iki maçı kazanırsak, bir daha asimetrik savaşın döndürüldüğü o yakaya geri dönmeyeceğiz. çünkü dönersek, yine maçın son dakikalarında temas dahi olmayan pozisyonlara faul çalacaklar, çünkü dönersek yine her basketimizi bir sayı eksik yazmak için fırsat kollayacaklar.

    yani aslında herşey kendi elimizde, zira o salon tıka basa dolduğunda, kirilenko ve navarro gibi isimlerin ellerinin nasıl titrediğine hepimiz şahit olduk. üstelik fazla lokal bir düşünce gibi gözükse de, fenerbahçe'nin elinden ve fenerbahçe'ye karşı alınacak bir kupa benim için hepsinden daha değerli.

    aslında kupalardan, şampiyonluklardan ve hatta ezeli rekabetten bile daha önemli olarak, ben galatasaray'ın hakkının yenmesini kaldıramıyorum arkadaş, hatta buna tenezzül edilmesini dahi yediremiyorum kendime; kimin haddinedir bu diye..

    ricamdır, muhakkak ki hepimizin önemli işleri var, fakat bu sene yine, yeniden, iş işten geçtikten sonra koymayalım tepkimizi;
    gelin salona, söke söke alalım hakkımız olan kupayı, bu suçu hazırlayan, bu düzeni döndüren herkese karşı.

    yüreğimizde, büyük aşkınla;
    haydi beyler salona..
App Store'dan indirin Google Play'den alın