• 129
    tamam rakip bitikti ama bizim de ciddi bir rotasyon yaptığımız unutulmasın dediğim maç.

    sneijder, chedjou, hakan balta gibi oyuncuların olmamasının yanı sıra jem paul karacan'ın orta sahada ilk on bir olarak başladığı bir maçtan bahsediyoruz neticede. 4-0'lık net bir galibiyet aldık, çok da coşkulu oynadık. benfica maçı öncesi iyi bir moral oldu futbolculara.
  • 130
    arkadaş şu takıma ciddi rakip olmayınca götü başı dağıtıyor. ikinci yarı başta jem ve semih'e olmak üzere takıma saydırdım durdum. yok yere pozisyonlar verdik. uyuz gibi bir ikinci yarı oynadık.

    allah'tan denayer 'sikerim lan yapacağınız işi' diyip harika çıktı ve harika bir asist ile skoru 4'e taşıdı. son vuruş kadar denayer'in bu çabası da alkışlanmalı.
  • 132
    belki daha sonra uzun bir versiyonunu da yazarim ama kisaca macin analizinden bahsedersek konusmamiz gereken ilk kisi emre colak.

    biraz futbol akli olsa ingiltere'de basalti her takimda cok rahat oynardi. yeteneklerini sahaya nasil yansitacagini bilmeyen bir futbolcu emre. bu eksiklerini gidermesi icin dogru bir telkinde bulunulmadigi icin futbolunda ilerleme de kaydedemiyor. yine de bazen takimin tek ihtiyaci olan seyi verebilen tek turk oyuncu: pas/hiz. topu fazla ayagina dolandirmadan oynadigi ve ustune fazla baski gormeyecegi maclarda takimi iki vites birden yukseltebiliyor emre. tabi bu yanindaki diger oyuncularin da ona uymasiyla gerceklesiyor. bu macta emre'ye uyan ilk kisi podolski oldu. normalde sola yaklasarak oynayan podolski daha ilk topta emre'yle dogru frekanstan konustugunu gorup forvet arkasinda durmaktansa emre'ye yakin oynadi macin baslarinda. buna uyan diger futbolcu selcuk oldu. kendi ayaginda top tutmaktansa emre'ile paslasti. fakat bunu unutup yine eski aliskanliklarina dondugunde takim olarak baski yemeye basladik. ne zaman tekrar hatirladik ki bu sirada jem paul de aralarina katildi, pesi sira iki gol birden bulduk daha devre bitmeden.

    emre'nin bu macta bile surekli oyun icinde kalamamasinin sebebi ise sag acikta bazen cizgide kaliyor olmasi. kalmadiginda ve erken pas aldiginda muhtesem isler yapti. cunku selcuk'tan daha cevik ve teknik, yasin'den daha rahat ve kafasini kaldirip oynayabiliyor. bu nedenle on alanda topu erken aldiginda takim arkadaslariyla seri paslasmalara girip takimin iyice one cikmasini ve pozisyon yaratmasini sagliyor.

    ikinci kisi podolski olmali. geldigi gunden beri aslinda forvet arksinda sneijder'le oynayip kanatlari beklere birakarak oynamaliyiz dememin sebebini bu macta net gosterdi podolski. cunku sneijder sirti donuk top alip tutan biri olmadigi icin ve burak da oyle bir santrfor olmadigi icin repertuarimizda boyle bir atak sekli yok 2 yildir. podolski ise merkezde bize boyle bir opsiyon saglayabiliyor. ustune iyi bir pasor podolski. bu macta biraz da olsa bunu gostermeye basladi. takimin kosularina alistikca pasorlugunu daha da iyi gosterecektir. bundan da ote podolski sneijder'den daha keskin pozisyon zekasina sahip (gol atma acisindan) sneijder ceza sahasi disinde konumlanirken podolski icine de cok iyi girip yer kaplayabiliyor. bugun iki kez boyle pozisyona girdi. biri sabri'nin tek vurusla verdigi pasta kaleciyle karsi karsiya kaldi, sag ayagiyla ustten auta gonderdi. digeri ise olcan'in tac atisinda harika bir kosu yapip topu direge nisanladi. podolski'yi bu sekilde defans onu boslugunda daha cok bulundurursak pozisyon repertuarimizi artacaktir. bunun yaninda sabri'ye ve merkez orta sahaya verdigi defansid destek ise muhtesemdi.

    futbolculari birakip takimda neyin degistiginden bahsedelim biraz da. selcuk bu macin ozellikle ilk yarisi kendinden emin ve rahat bir oyun cikardi. attigi frikik golunun de elbet etkisi vardir ancak asil sebebi kendisi one dogru basmasi gerektiginde bu sefer ona eslik edecek onde 2 oyuncu, emre ve podolski vardi ve jem paul bilal gibi one cikarak savunma yapmaktansa pozisyon alarak cikip, pozisyon alarak dondu. selcuk'u rahatlatan diger sey ise jem paul'un mumkun oldugu kadar basit oynamasi. oyun kurmakla ugrasmayip en bostaki arkadasina en hizli sekilde pas vermeye calisti jem. selcuk bu sayede kendini bosa atip yuzunu rakip kaleye kolay donerek topu alabildi. bunu en son hamit'le yanyanayken yapabiliyordu. hatirlayin hamit nasil basit ve net oynuyordu gecen senenin sonlari. bu sene ise milli takim macinda kendisini defans onune konumlandirirken yapabilmisti.
    bu mac selcuk'un one cikarken yanina destege gelen iki kisinin olmasi arkasinda alanin da buyumesini engelledi. ne demistik daha onceki yazilarda, galatasaray'in en buyuk sorunu defans ve orta saha arasindaki 30 metrelik bosluk. bu kadar buyuk boslukla mac kazanmak oldukca zor. bu macta jem paul pozisyon aldigi yer ve rakibi erken takibiyle o boslugu neredeyse tamamen kapatti. fakat takim arkadaslarini tanimadigi ve defans 4lusu ilk kez birbirleriyle oynadigi icin bazen kademe almakta anlasamadilar. yine de her seferinde defans icine dogru zamanda girmeyi bildi. bence buyuk maclarda 3.orta saha olarak jem kesinlikle oynamali. cunku diger hicbir orta sahamiz bu sekilde erken pozisyon almayi ve rakibi top gelmeden takip etmeyi bilmiyor. hamit haric ancak hamit uzun suredir sakat.

    bunlar pozitif seyler olsa da rakip eskisehir'in berbat bir orta sahasinin oldugunu da bir kenara not edelim. belki jem'in bu basit oyunu baska rakibe karsi bu kadar etkili olamayabilirdi.

    taktiksel olarak selcuk normalde oldugundan daha geride sayilmazdi bu macta aslinda. ancak defans her zamankinden daha ondeydi. bu rakibin kotu orta sahasindan mi yoksa mac oncesi hamza'nin tembihledigi bir sey mi bilmiyorum. arada defans geriye yaslanmak zorunda kalsa da rolantideki oyunda mumkun oldugu kadar onde konumlandilar. bunun hakkinda da daha once bir kac kez yazmistim. eger defans-orta saha arasi boslugu kapatmak istiyorsaniz diger secenek de defansi one cikarmaktir diye. bu mac geriye yaslanmadigimiz anlarda gayet iyi bir defans-orta saha mesafesi vardi.

    gecenin bu vakti yaziyi daha cok uzatmayayim, onumuzde benfica maci var. eger hamza bu mactan ders cikardiysa depaslama selcuk-bilal ikilisiyle degil, selcuk, bilal jem ile cikip gerekirse sneijder'i sol forvete koymali. cunku defansimiz muhtemelen geride olacagi icin yine selcuk ve bilal'in one dogru cikarak yaptiklari savunmada buyuk bir bosluk olacaktir. bu boslugu rakibe vermezsek elbet pozisyon buluruz ileride.
  • 139
    eskişehirspor ligin zaten şu an en kötü takımı bana göre, geçtiğimiz hafta da kendi sahalarında kayserispor karşısında dökülmüşlerdi. bir de üzerine ismail kartal takviyesini yapmaları kendilerini iyice geri götürmüş. buna rağmen gol yemeden, 4-0 gibi bir skorla kazanmak muazzam sonuç. burak'ın 2 golü, emre'nin bulduğu şansı güzel değerlendirmesi, poldi'nin oyunu vs hepsi çok sevindirdi.

    ayrıca bu galibiyetle de ligdeki yenilmezlik serimizi 8 maça çıkarmış olduk, sırada rize deplasmanı var.
    (bkz: 7 kasım 2015 çaykur rizespor galatasaray maçı)
  • 140
    galatasaray eskişehirspor ilk yarı itibarı ile puanlarım
    not: ikinci yarı uyumuşum kusura bakmayın. zaten rölanti geçmiş diyorlar skoru bulunca.

    muslera 7
    sabri 6.5
    semih 7
    denayer 7.5
    olcan 7
    selçuk 8
    emre 7
    jpk 6.5
    yasin 6
    burak 8
    poldi 7.5

    bu arada lig sonuncusuyla kendi evinde oynarken, benfica ve fenerbahçe maçından çıkmış takıma rotasyon yaptırmak kadar doğru bir şey olamaz.
  • 143
    cumhuriyet bayramı akşamı sahamızda oynanan ve 4-0 galibiyetimizle sonuçlanan maç.
    rotasyon dolayısıyla daha yaşlı/teknik ayakların oyunda olmaması isabet oldu çünkü eskişehir sert ve kalıplı takım.
    daha genç ve hızlı bir takımla çıkarak onları yenerken sneijder gibi değerli teknik oyuncuların korunmuş olması iyi oldu.
    rotasyon o bakımdan isabetli, eğrisi doğrusuna denk geldi.
    herkes birçok şeyi yazmış o yüzden genel yazmadan bazı noktalara değineceğim.

    jem paul'a kızgınlık var, hoşnutsuzluk var. bana göre dün selçuk ve diğer forvete dönük oyuncuları rahatlatan kişiydi.
    her yere koştu, pas almaya çıktı, pozisyon alıp savunmaya filtre görevinde bulundu. top ayağındayken basit oynadı. hücuma dönük işler yapamadı.
    oyun stili basit, ama sakatlığının çekingenliği ve arkadaşlarının tercih etmemesi de var. yoksa futbol fundementalini ingiltere de alan ve öyle böyle pl takım kadrosuna giren bir orta saha oyuncusu ileriye de top sürer , çalım da atar. türkiye'de ayağında top tutup çalım atıp assist yapıp ileriye doğru sürdüğünde sana iyi oynadı diyorlar. bence zamanla takıma alıştığında bunları da yapacaktır. beli kalın değil ve top stoplama yeteneği ve bileği şu an galatasaray'daki bazı oyunculardan çok daha iyi. bu adamın 18 kişilik kadroda olması lazım.

    atılan goller frikik, penaltı, ortaya kafa, ve 18 dışından şut gibi değişik yollarla geldi. dolayısıyla ceza sahasına yığılan rakip takımı çaresiz bıraktı. bence düşünce olarak ta rakibi daha kafada zorlar. öyle de böyle de yiyeceğim bu golü diye.
    ama bu değişkenliğe rağmen hala galatasaray'da hücum setleri henüz tam oturmamış. bazı pozsiyonlada girişimler birbirlerini anlayamadıkları için kesildi.. içinde podolski, denayerli, yasinli hücum setlerine eskilerin uyum sağlaması lazım. yani eskiler farklı, yabancı fundemantaller farklı hücum ediyor. ikisinin kaynaştığı zamanlar galatasaray çok farklı oluyor.

    burak'ın attığı durarak ve geniş adımlı penaltı , kaleci zamanlamasını ve yetişme hızlanmasını önlüyor. erken hareketlenirse ters köşe yer, burak'ın son vuruşuna göre hareketlendiklerinde ise geç ve kısa kalıyorlar. eskiden o ağır futbol toplarıyla bunu yapmak zordu çünkü sert vurmak için gerilerek vücut ivmesini almak lazımdı sert bir vuruş için. ama artık aerodinamiği uygun daha hafif toplarla doğru teknikle gerilmeden de isabetli sert vuruluyor. işte tam bu yüzden de kaleciler daha uzun ve zayıf. eskiden daha kötü zeminlerde ivmeli uçtukları için biraz süspansiyon amaçlı kilo şarttı. şimdi ise ayakları çabuk olup ilk doğal esnemesinde kaplayabildiği ve çabuk olabildiği ölçüde başarılı kaleci olunabiliyor. teknolojinin sporda yaptığı değişim ve gelişim bu olsa gerek.

    gelelim fenerin bordrolu hakemi, devlet müfettişi, bülent yıldırım'a..bu kadar eyyamcı , bu kadar müdahil bir hakem yok. 3-0 dan sonra adeta fark açılmasın diye uğraştı. galatasaray'a ilk yarıda doğal ve haklı olarak verdiği faulleri vermeyip, eskişehirspor'a tam tersi olmayanı yaratır oldu. sinan'a çok sert yapılan ve sakatlığına yol açan pozisyon bariz fauldü, önümde oldu, hatta yandan sakatlamaya yönelik olduğu için kartlıktı. sonra eskişehir'e galatasaray ceza sahası dışında yaratılan bir faul var. galatasaray'lı defans oyuncusu topa değdi müdahalede. ayrıca barajı 11 metreye falan kurdu gibi geldi. televizyondakiler daha rahat görmüşlerdir tabii ama 9 metre 10 santimin çok fazlası gibi geldi. çapsız ve kötü niyetli , devletin müdahele aracı hakem..
  • 144
    gollerini selçuk inan, burak yılmaz (2), bilal kısa'nın attığı ve hamza hamzaoğlu ile iyi başladığımız devamında mustafa denizli ve jan olde riekering'in göreve geldiği ne yazık ki sonu hüsranla biten 2015/2016 sezonunun en iyi oynadığımız karşılaşmalarından biri. galatasaray'ı canlı olarak izlediğim ilk ve sonrasındaki 2 sezon boyunca gittiğim maçlar dahil oturarak izlediğim son maç. televizyon ve stadyum arasındaki farkı çok iyi kavradığım ve bu hissin paha biçilemez olduğuna karar verdiğim bir maç. metro çıkışında ve maç esnasında bildiğim kadarıyla tezahüratlara eşlik etmenin verdiği his tüylerimin diken diken olmasına yetmişti.
App Store'dan indirin Google Play'den alın