2012-13 Türkiye Süper Lig 31.Hafta Maçı
20:00 Kamil Ocak Stadyumu
0 - 1
  • 227
    kulübenin uyuduğu maç. yapılan değişiklikleri de muhtemelen uyandıktan sonra dakikanın kaç olduğuna bakıp uyku sersemliğiyle yaptılar. bunun başka açıklaması olamaz.

    bu sezon gördüğüm en kötü galatasaray sahadaydı. neyse ki kaza yaşamadık. şampiyon olacak değil de hiçbir iddiası kalmamış formalite maçlarına çıkan orta sıralardaki anadolu takımı gibi oynamak yakışmıyor galatasaray forması taşıyan futbolculara.
  • 231
    en çekindiğim deplasmandı birtakım şikeciler yüzünden. kazasız belasız atlattık. oynanan futbol falan açıkçası umrumda değil umrumda olan tek şey 3 puanı alabilmek. onu da başardı futbolcularımız. şükürler olsun. şampiyonluk yakın.

    eboue-burak atışmasında bir şey olduğunu veya olacağını zannetmiyorum. burak yanlış bir şey söyledi herhalde eboue direkt "what do you say?" dedi iki kere. sonra da döndü gitti. -rıdvan dilmen mod on- zaten burak saha dışında efendi bir çocuk eboue de şakacı. barışırlar. hiç tartışma olmamıştır bile inanmıyorum ben. -rıdvan dilmen mod off- asdjasbdjhasbd
  • 233
    http://s1.directupload.net/.../130428/hfppr2jm.swf şurda tribünde söylenen tezahuratı çok duygulu biçimde dinleyip ulan hangi ara öğrendi bu kadar adam bu marşı da hepsi söylüyo diye geçirdim içimden, o arada da çok beğenip hemen öğrenelim diye heveslendim ama sözleri "otuuuuuz üçüncüüüüü haftaaaaaa kadıköy'deeee, sokacağız o kupayııııııı götünüze fenerbahçeeeee" maç içinde duygulanmam aklıma geldi de güldüm kendime.

    bir de maç öncesi 18.55 civarı ligtvyi açınca sahada yüzlerce galatasaraylıyı görünce bir an futbolcular için sahaya girdi bizim tribün diye aklıma geldi, hükmen mağlubiyetten saha kapamaya neler geçti aklımdan neler. biber gazından etkilenen tüm taraftarlara çok geçmiş olsun.
  • 234
    28 nisan 2013 gaziantepspor galatasaray maçı
    *hakem: halis özkahya
    *rakip formasyonu: 4-2-3-1
    *galatasaray'ın formasyonu: 4-3-1-2
    *gaziantepspor'un ilk 11'i: karcemarskas, serdar kurtuluş, binya, kecojevic, şenol, turgut, medunjanin, bekir ozan, sernas, rostand, cenk
    *galatasaray ilk 11'i: muslera, eboue, semih, dany, riera, melo, hamit, yekta, selçuk, drogba, burak
    *skor: 0-1
    *goller: burak yılmaz (62.dakika)
    *oyuncu değişiklikleri:
    46. dakika yekta kurtuluş - emre çolak
    83. dakika didier drogba - sabri sarıoğlu
    89. dakika hamit altıntop - gökhan zan
    -
    67. dakika turgut şahin - cenk tosun
    67. dakika sernas - traore
    84. dakika can - delibalta
    *kartlar:
    - bu maçta hiç kart gösterilmedi.
    *istatistikler:
    - gaziantepspor toplam 12şut çekti. galatasaray toplam 8 şut çekti.
    - gaziantepspor'un 9 şutu isabet buldu. galatasaray'ın 4 şutu isabet buldu.
    - gaziantepspor'un 3 şutu isabetsiz, galatasaray'ın 4 şutu isabetsiz.
    - karcemarskas 3 şut tuttu, muslera 8 şut tuttu.
    - gaziantepspor 5 korner kullandı, galatasaray 1 korner kullandı.
    - gaziantepspor 17 serbest vuruş kullandı, galatasaray 17 serbest vuruş kullandı.
    - gaziantepspor 16 faul yaptı, galatasaray 17 faul yaptı.
    - gaziantepspor 1 kez ofsayta düştü, galatasaray 0 kez ofsayta düştü.
    - gaziantepspor % 43, galatasaray ise % 57'lık topla oynama oranıyla maçı bitirdi.

    maçın 12 dakikalık geniş özeti için http://www.youtube.com/watch?v=NM4mfTKUjtk
    maç sonu abdürrahim albayrak'ın açıklamaları http://www.youtube.com/watch?v=fLtf_8ZbS4k
    maç sonu ali dürüst'ün açıklamaları http://www.youtube.com/watch?v=lLdUc_ZVqms

    *genel istatistikler
    orta sahada topa sahip olma oranı: gaziantepspor %43, galatasaray %57
    toplam pas ve başarılı pas sayıları: gaziantepspor 289/255, galatasaray 461/418
    ceza alanına atılan toplar ve oranları: gaziantepspor 45/12, galatasaray 34/11

    *pas verenler arasındaki bağlantı
    selçuk 76/67
    melo 72/65
    hamit 49/44
    semih 43/42
    riera 40/38
    eboue 36/31
    dany 36/34
    burak 29/27
    emre ç. 27/25
    drogba 20/15
    yekta 15/13
    muslera 13/12
    sabri 5/5

    *pas alanlar arasındaki bağlantı
    selçuk 70/66
    melo 63/62
    hamit 58/52
    burak 44/33
    drogba 41/29
    dany 36/36
    riera 34/34
    semih 31/30
    emre ç. 29/26
    yekta 22/20
    eboue 21/20
    sabri 8/6
    muslera 4/4

    *bölgesel pas alanları
    savunmada, 85/80 ileriye, 208/176 kısa, 143/132
    orta alanda, 293/267 yanlara, 163/156 orta, 290/268
    hücumda, 83/71 geriye, 88/84 uzun, 28/18

    *şutlarımız
    burak 4/2
    drogba 2/0
    hamit 2/0
    selçuk 1/1
    melo 1/0

    ceza alanı içinden, 3/2
    ceza alanı dışından, 7/1

    *ortalarımız
    emre ç. 2/0
    hamit 2/0
    riera 2/1
    sabri 1/0
    drogba 1/0
    burak 1/0
    yekta 1/0
    eboue 1/0

    sol kanat, 6/1
    sağ kanat, 5/0
  • 235
    kesin ve net olarak bugün anladım ki, stadyumlardan uzak duracak turk polis teşkilatı. stadyumda güvenlik önlemini k9 köpekleriyle, plastik mermilerle, biber gazıyla, joblarla ve insanlarla iletişimi sıfır olan polislerle alamazsınız.

    28 nisan 2013 gaziantepspor galatasaray maçı 'ndan önce tribün içinde ve dışında yaşananların bir meydan muharebesinden farkı yoktu. tek kapıdan 5000 kişiyi almaya çalışmak sadece türk polisinin aklına gelirdi heralde. niye diğer girişleri açmıyorsunuz diye soru sorunca bize işimizi öğretmeyin diye ters cevaplar verdiler.

    zihniyetlerini sıktıklerim diyorum başka birşey demiyorum.

    maç filan umrumda olmadı bugün sayelerinde, yüzlerce kişi elinde bilet olmasına rağmen alınmadı stada. hakkım varsa eğer haram olsun.
  • 237
    maçtaki kötü ve isteksiz futboldan ziyade emre çolak değişikliği hariç galatasaray adına oyuncu değişikliği yapılmamasıyla dikkatimi çekmiş maçtır. ikinci yarının büyük bölümünde drogba bağırıyordu beni alın diye hem çok yorulmuş hem de mental olarak sıkıntıdaydı, hamit altıntop aynı şekilde. özellikle hamit'in maç bitimine kadar oyunda kalmasına bir türlü anlam veremedim. 60'ta 70'ta iki tane oyuncu değişikliği yapmak bu kadar mı zor?
  • 239
    bütün liglerde genelde böyle sonunda şampiyonluk ihtimali olan maçlar takımlar için sıkıntılı geçer. bunun birçok örneği mevcuttur. biz de dün bu maçta bu sıkıntıyı yaşadık. takım özellikle üretkenlik açısından inanılmaz eksik kaldı. rakibin bizden daha fazla pozisyonu vardı ama klasik bir büyük takım golü attık; yani defansta yapılan kritik bir hatayı affetmedik ve sonuçta maçı kazanmasını bildik. ama tabi şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, maçta en iyi adamımız semih kaya idi. sadece dorge rostand kouemaha gibi çok fizikli bir forvet karşısında hatasız oynamakla kalmadı; aynı zamanda vasat bir gününde olan albert riera'nın da kademelerine başarıyla girdi.

    oyunculara çok da yüklenemiyorum; çünkü maç sonu ümit davala'nın da belirttiği üzere hafta boyu şampiyon ilan edilen bir takımı böyle maçlara hazırlamak çok zor iş. sonuçta her ne kadar profesyonel olsalar da oyuncular da birer insan ve yine her ne kadar onlara henüz şampiyonluğun kesinleşmediği telkin edilse de kafalarında hep "artık bu iş bitti" düşüncesi hep olur. bunu da bu maçta açıkça gördük.

    ama artık bu saatten sonra ne oyunun ne üretkenliğin önemi var. önemli olan 3 puanı almaktı; onu da başardık. şampiyonluğumuza artık bir galibiyet kadar yakınız. o yakın mesafeyi de inşallah bu hafta alacağız.
  • 240
    ekranın sol üst köşesinde fb 0 -kys 1 yazarken ekrana bakmakta bile zorlandığım maç. zaman zaman pozisyon veren oyunu bir de bu açıdan değerlendirmek gerek. attigimiz gol ise schalke deplasmanını andırmıştır. nasıl semih kaya fırtına gibi esen draxler'in peşinde koşarken gücü tükenip yere düştüyse, drogba gibi ligde çıktığı her maçta rakip stoperi hastanelik eden bir forvete karşı muhteşem bir performans sergileyen gilles binya'nın da gücü tükenmiş; tükendiği noktada şansımız yaver gitmiş, burak golü çakıp 3 puanı almıştır.
  • 241
    istanbul'dan bu maç için pazar sabah 5:00'de yola çıktık. 7:00'deki adana uçağına atlayıp ordan gaziantep'e geçtik. biletimizi günler öncesinden almamıza rağmen stada giremedik. 5 buçukta girdiğimiz sırada aynı noktada tıkandık, 4 posta biber gazı, 2 posta su yedik. sonra maçı 417'den birçok tanıdık kişiyle kahvede izledik.

    emeği geçen herkesin allah bin kez belasını versin.
  • 242
    kazasız belasız atlattık, tam bir "1-0 olsun bizim olsun" maçıydı, aynen de öyle oldu. ne kart gören, ne sakatlanan, temiz galibiyet. evet kötü oynadık ben de sinir olduk ekran başında ama ümit davala bunun gerekçesini çok güzel belirtti, futbolcular için de zor yani koca hafta "şampiyon şampiyon" diye anılıp hala maça çıkmak psikolojik açıdan güç bir iş ama kazandık mı kazandık.

    kimseyi tek tek eleştiremem bu maçta, herkesin hakkı var yani performansı düşük bir şekilde oynamaya ama fernando muslera ve semih kaya gerçekten süperlerdi, hatasız oynadılar. felipe melo ise son haftalardaki güzel oyununu sürdürdü ve güzel bir uzun topla asisti de yaptı zaten. bu 3 oyuncumuzu ayrıca tebrik ediyorum. gökhan zan da girdikten sonra savunmaya direnç getirdi ve 1-2 kritik kafa topunu uzaklaştırdı. diğer oyuncularımız ise pek iyi değillerdi ama hepsinin canı sağ olsun.

    burak yılmaz ise tam bir büyük futbolcu golü attı, bütün maç yokları oynadı ama en bariz fırsatta tak diye yazdı golünü. hiç riske etmeden kalecinin ayağının tam dibine sert ve usta işi bir vuruş yaptı ve ligde 20 gole ulaştı, helal olsun gerçekten. kritik son virajda tam bir "büyük takım galibiyeti" aldık. kötü oynasak da bazen bu tip maçlar oluyor yani mühim olan kayıpsız atlatmak ki deplasmanda oynadık bir de, eminim ki haftaya evimizde oynayacağımız 5 mayıs 2013 galatasaray sivasspor maçı çok daha farklı olur ve resmi olarak mutlu sona ulaşırız.

    emmanuel eboue ve burak yılmaz arasında olan tatsızlığı olmamış kabul ediyorum ki bana göre sorun çoktan halledilmiştir zaten.
  • 248
    http://bandieras.blogspot.com/...larak-biber-gaz.html

    --- alıntı ---
    28 nisan 2013 sabahı bandierasblog yazarları artı bir olarak sabahın çok erken saatlerinde yola çıktık. önce adana'ya uçakla gidip oradan da araçla antep'e geçtik. maç önünde ufak da (!) olsa bir badere atlatmış olsak da bu olay haricinde her şey yolunda gidiyordu, ta ki 17:00 sularında stat girişine doğru yönelene kadar..

    kamil ocak stadı'nın misafir takım taraftarı için ayırdığı bölümün 2 girişi var. 1. girişteki sıra ilk bakışta normal göründüğü için önce o sıraya geçtik. daha sonradan biletlerimizin 2. girişten olduğunu farkedince normal prosedüre uyup 2. girişe doğru geçtik. bu giriş tam olarak ana baba günü gibiydi, hiç kimse herhangi bir sırada beklemiyor, herkes kapıya doğru yönelmiş bekliyordu. kapılarda ise enteresan bir bekleyiş vardı, hiçkimse içeri alınmıyordu.

    bir saat bekleyişten sonra birden turnikelerin bozulduğu ve kapıların kapatıldığı haberi geldi bize. bu geçen bir saat içerisinde doğal olarak bir adım dahi öne gidememiştik; kapıdan herhangi bir taraftar kabulü yoktu çünkü. bir süre sonra kalabalığın da artmasıyla izdiham arttı ve polisin ilk biber gazlı müdahalesi geldi. işin en korkunç tarafı, polis biber gazını insanların gözünün içine içine sıkıyordu. biber gazı sıkılması dahi rezalet bir durumken bir de insanları kasten yaralamak için kullanıyordu adi silahını polis.

    o noktadan sonra yaklaşık bir buçuk saat boyunca izlemek için parasını verdiği maça girmek için çabalayan insanların biber gazı ve tazyikli kanalizasyon suyu ile imtahanı sürdü. günler öncesinden resmi yollarla parasını vererek biletini satın aldığımız maça girmek için sadece sırada beklediğim için dört posta biber gazı ve tazyikli kanalizasyon suyu yemiştik kısacası..

    olayın asıl sebebi ise basında tamamiyle yanlış - yanlı şekilde resmediliyor. birçok gazetede sadece tribündeki olaylar aktarılırken asıl olaylar dışarıda yaşandı. tribünde biber gazından etkilenen insanların etkilendiği gaz, stat dışında insanların üzerine sıkılan biber gazıydı. o biber dışarıdakilerin genizine, burnuna falan girdi öncelikle, daha sonraki tahribatı zaten ligtv yayınladı. o görüntülerden bile ilk tahribatın boyutunun ne denli büyük olduğunu anlayabilirsiniz.

    asıl iğrenç nokta ise bu olayların net bir şekilde gaziantep spor kulübü tarafından planlanmış olduğuydu. biletleriyle dışarıda en az 2000 kişi kaldı, bu da gösteriyor ki (ayrıca bu bilgi antep'teki nüfuzlu birçok kişi tarafından dillendirilmiştir.) 5600 kişi kapasiteli galatasaray tribününe en az on bin bilet basılmış. beş bin altı yüz kişilik kapasite dolunca da kapılar kapatılmış. gerisi tamamen hikaye, uydurma..

    komedinin son perdesi de bugün gaziantepspor'dan yapılan açıklama oldu. gaziantepspor, maça giremeyenlerin celal doğan tesisleri'ne biletleriyle gelip bilet ücretini geri alabileceğini duyurdu. düşünün ki o biletlerin neredeyse tamamı çevre illerden yada istanbul'dan gelen taraftarlar tarafından alınmış ve siz bu biletlerin iadesini gaziantep'den yapıyorsunuz. asıl soru ise, biz biletimizi internet üzerinden biletixten almışken iadeyi neden bir biletix gişesinden yapamıyoruz ? niyet belli, plan belli..

    gaziantepspor'u muhteşem şark planlarından dolayı kutluyorum. gaziantep polisini de bir türk saldırı silahı olan biber gazını en etkili biçimde üzerimizde kullandığı için tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum..
    --- alıntı ---
  • 249
    27 nisan gecesi 10 sıraları çıktık yola. otobüste herkesin suratında 'bir bok yedik ama hayırlısı' ifadesi vardı. bir durgunluk hakimdi içeride ama bu böyle gitmezdi. 20 saatlik yol uyuyarak geçmezdi. önce tezahüratlar yapıldı. tribün tabiriyle makaraydı bu. birbirlerine beste yapanlar,şoföre takılanlar ne ararsanız vardı. ardından bir cd çalındı. o çalma listesini hayatım boyunca unutamam. önce yalın ardından soner sarıkabadayı sonra bengü,tribüncülerin ortak sevdası sıla ve fettah can,ahmet kaya ile giden bir listeydi. ilk saatlerde iyi de geldi şarkılar. dalga geçtiklerimiz ve gerçekten beğendiklerimizle güzel bir müzik ziyafeti denilebilirdi ama nereye kadar? 20 saat yol gidiyosun ve tekrar tekrar dinlediğinde doğal olarak çok sevdiğin sıla bile sana itici gelmeye başlayabiliyor. kıç cebindeki cüzdan mayın etkisi yapabiliyor sana. zamanla yoruluyosun. kafanı yaslayıp uykuya dalmak istiyosun. ankara'da yasladığın kafanı kaldırdığında konya'da adana'da kaldırmayı diliyosun ama uyandığında yarım saat geçtiğini görüyosun. öğle vaktine gelindiğinde az kaldı diyerek bir daha sabır diyosun kendi kendine. hatta kendinin göstermediği sabrı başkalarının göstermesini istiyosun. zaten göstermesen ne olacak? geri dönecek halin yok. her neyse. sonunda gaziantep'e vardık. stadın yakınlarında bir yere park edip 1 saatlik bir gezinti izni aldık başkan rafet karanfil'den. kebapların baklavaların hayallerini kuruyoruz o anlarda ama nafile. antep'te de pazar günü açık yer bulmak yapılmamış sabri esprisi bulmak kadar zor. antep gibi yere gidip normal ev yemeği yiyebiliyoruz sadece.

    maç saati yaklaşıyor. stadın etrafında sıraya giriyoruz. o sırada üstüne eski bir galatasaray forması,eline galatasaraylı eldiven giymiş bir çocuk görüyorum. belli ki sarı kırmızı ne varsa giymiş. paltosu olsa onu da giyecek antep sıcağında. soruyorum maça mı gireceksin. evet ama bilet yok diyor. günahı sevabı hesaplanmaya başlanmamış çocuğa bilet soracak olan zihniyete peşinen küfredip alıyorum çocuğu yanıma. gözümdeki en büyük galatasaraylı oymuş gibi geliyor o an. öylesine samimi öylesine saf. yaşı daha 11. adı eyüp. sonradan öğreniyorum. stadın turnike tarafına gidiyoruz tüm grupla ama tabi içeri girmek yok hemen. kalanların gelmesi beklenecek. bizim marmara 1 kişi eksik. şarjı bitmemiş olan bir tek ben varım bir de dışarıda kalan arkadaşımız. diğer arkadaşlar içeriye girecek ben kalan arkadaşı alacağım mecbur. eyüp de içeri girenlerle giriyor. ilk maçı ilk heyecanı ve belki hayatının en mutlu anları o dakikalar. ben hala arkadaşı bekliyorum. o sırada arkadan bağrışlar geliyor. sıranın en arkasına biber gazı sıkılmış. herkes can havliyle tellerden stad avlusuna atlıyor ama polis o atlayanlara jopla dalıyor. bir kaç yaşı büyük adamlarla gidiyoruz anlatıyoruz durumu. biber gazından haberim yok diyor polis yüzünde maskeyle...
    kalabalığın arasında bir kadın görüyoruz çekiyoruz kenara,kadın ağlıyor geride kalan kocası için ama bilmiyor ki kapıyı kıran galatasaray taraftarı o andan sonra durdurulamaz.

    tüm bu kargaşanın ardından stada girdik hep beraber. sonradan öğrendik içeride olanları sahaya girenleri falan. eyüp nerde diye sordum. sağolsun arkadaşlar tribünün başka yerine yollamışlar onu.

    maç başlıyor. taraftar o kadar emin ki şampiyonluktan,direkt olarak şampiyonluk tezahüratları ile giriyorlar olaya. hele ki kayserispor'un gol haberinden sonra iyice havaya giriyorlar. öyle ki o anda bizim bu maçta top bile oynanmadığını devre arasında kavrayabiliyoruz. ikinci yarı başlıyor. bu kez takımda da hareketlilik var. tek kurşunla alıyoruz maçı. o an ne yorgunluk kalıyor ne başka bir şey. maç sonu makarasını yapıp otobüslere biniyoruz tekrardan ama bu kez ne çalınan şarkılar ne de yol o kadar da uzun gelmiyor. hele bir de şampiyon olsak kuş olup uçacağız ama erteleniyor hayaller. 20 saatte geldiğimiz antep'ten 14 saatte geri dönüyoruz. bu arada antep'te yiyemediğimiz baklava uçakla dönen bir abimiz tarafından izmit civarlarında bize hediye ediliyor.

    gidiş dönüş 34 saat süren deplasman yolu bitiyor ama cimbom aşkı bitmiyor.
  • 250
    bi' hevesle bilet bulduğumuz, istanbul'dan erkenden yola çıkıp öncesinde cennet vatan gaziantep'te 2 gün geçirme şansına nail olduğumuz, sezgin özcimbomlu'yla ciğerci mustafa'da karın doyurduğumuz, maç günü 4-4,5 saat önceden stada gidip turnikelerde ezilme tehlikesi atlattığımız, hümanist türk polisinin ağzımızın içine biber gazı sıktığı-ki bu tecrübenin ileride çokça işe yaradığı-, burak'ın attığı golle 1-0 kazandığımız ve belki de sonunda 2013 şampiyonluğuna en çok yaklaştığımız deplasman. unutulmaz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın