28
izmir valiliği tarafından yapılan açıklamaya göre olayları başlatan patlayıcı maddelerin stada görevli olarak gelen ambulanstaki iki görevlinin sırt çantalarında stada sokulup deplasman tarafı tuvaletlerine bırakıldığı maç.
https://twitter.com/...CaGdmUaL1bA&s=19
hafta başında alınan deplasman yasağı kararı, altay tarafının yoğun tepkisi, vali'nin "ben bu yasağı tanımıyorum" açıklaması eşliğinde yasağı kaldırması, deplasman taraftarının belediye otobüsleriyle taşınmasını veto eden büyükşehir belediye başkanına yönelik yapılan hedef gösterme kampanyası ve finalde bu organizasyon...
bir spor alanında değil de herhangi bir ortamda cereyan etse, normal şartlar altında bu olaya suç işlemek için teşekkül kurmaktan tut tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüse kadar bir sürü dava okunur. ancak sporda şiddeti önleyeceği, her koyunun kendi bacağından asılmasını sağlayacağı iddia edilen passolig ve 6222 sayılı kanun ortaklığından saha kapatma ya da deplasman yasağı gibi yine bireyleri değil herkesi etkileyecek über bir ceza dışında bir şey çıkması pek olası görünmüyor.
işin daha da trajikomik tarafı, televizyona yansıyan korner direğiyle adam döven göztepe taraftarı görüntüsü sonrası kabaran tepkiye antitez olarak suratında işaret fişeği patlayan insanlardan haberdar olabilmemiz. muhtemelen o olay sosyal medyada bu kadar gündem olup da göztepe lincine dönüşmeseydi o tribünde olup olayı görenler ve yakınları hariç kimse haberdar olmayacaktı bu olaydan.
düşünün ki bir ülkede maça girebilmek için aidat verip fotoğraflı adres bilgili kart çıkartmak zorunda kalıyorsun. sınır kapısında sormadığı pasaportu o kartı çıkartmak için ibraz etmeni istiyor. şehir dışından maça gelen taraftarın yanında taşımak zorunda olduğu powerbank'e stad/salon kapılarında zorla el konuyor. bir ailenin "insan gibi" maça götürmeye çalıştığı çocuğunun bakım eşyalarına bile el konuyor.
ve bu ülkede, adamın birinin sahaya atlayıp önüne çıkan korner direğini de söküp 60 metre depar atıp kalecinin kafasında parçalamasını gölgede bırakacak böyle olaylar yaşanıyor.
bunu başka bir ülkeye kaptırsak ayıp olurdu gerçekten...
muhtemelen altay tarafı bir süreli sessizlikten sonra "illa ki" kendini aklayacak osuruktan bir bahane bulup karşı argümana başlayacaktır. gece maçında güneş gözlüğü takıp siyah tshirtünü sıyırmakla ultras olunduğunu zanneden bir ülkede bu işler böyle yürüyor maalesef. bakalım gökyüzünde kilometrelerce uzaktan görülebilecek kadar yükselsin ve uzun süre yansın diye icat edilmiş bir patlayıcıyı 15 metre ilerdeki insanların üzerine nişan alarak atmaya da nasıl bir "ultras" kılıf bulacaklar diye insan merak da etmiyor değil...
https://twitter.com/...CaGdmUaL1bA&s=19
hafta başında alınan deplasman yasağı kararı, altay tarafının yoğun tepkisi, vali'nin "ben bu yasağı tanımıyorum" açıklaması eşliğinde yasağı kaldırması, deplasman taraftarının belediye otobüsleriyle taşınmasını veto eden büyükşehir belediye başkanına yönelik yapılan hedef gösterme kampanyası ve finalde bu organizasyon...
bir spor alanında değil de herhangi bir ortamda cereyan etse, normal şartlar altında bu olaya suç işlemek için teşekkül kurmaktan tut tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüse kadar bir sürü dava okunur. ancak sporda şiddeti önleyeceği, her koyunun kendi bacağından asılmasını sağlayacağı iddia edilen passolig ve 6222 sayılı kanun ortaklığından saha kapatma ya da deplasman yasağı gibi yine bireyleri değil herkesi etkileyecek über bir ceza dışında bir şey çıkması pek olası görünmüyor.
işin daha da trajikomik tarafı, televizyona yansıyan korner direğiyle adam döven göztepe taraftarı görüntüsü sonrası kabaran tepkiye antitez olarak suratında işaret fişeği patlayan insanlardan haberdar olabilmemiz. muhtemelen o olay sosyal medyada bu kadar gündem olup da göztepe lincine dönüşmeseydi o tribünde olup olayı görenler ve yakınları hariç kimse haberdar olmayacaktı bu olaydan.
düşünün ki bir ülkede maça girebilmek için aidat verip fotoğraflı adres bilgili kart çıkartmak zorunda kalıyorsun. sınır kapısında sormadığı pasaportu o kartı çıkartmak için ibraz etmeni istiyor. şehir dışından maça gelen taraftarın yanında taşımak zorunda olduğu powerbank'e stad/salon kapılarında zorla el konuyor. bir ailenin "insan gibi" maça götürmeye çalıştığı çocuğunun bakım eşyalarına bile el konuyor.
ve bu ülkede, adamın birinin sahaya atlayıp önüne çıkan korner direğini de söküp 60 metre depar atıp kalecinin kafasında parçalamasını gölgede bırakacak böyle olaylar yaşanıyor.
bunu başka bir ülkeye kaptırsak ayıp olurdu gerçekten...
muhtemelen altay tarafı bir süreli sessizlikten sonra "illa ki" kendini aklayacak osuruktan bir bahane bulup karşı argümana başlayacaktır. gece maçında güneş gözlüğü takıp siyah tshirtünü sıyırmakla ultras olunduğunu zanneden bir ülkede bu işler böyle yürüyor maalesef. bakalım gökyüzünde kilometrelerce uzaktan görülebilecek kadar yükselsin ve uzun süre yansın diye icat edilmiş bir patlayıcıyı 15 metre ilerdeki insanların üzerine nişan alarak atmaya da nasıl bir "ultras" kılıf bulacaklar diye insan merak da etmiyor değil...