• 3
    7 gün kalan maç.

    https://encrypted-tbn0.gstatic.com/...pjycpaGizoLNQSxgw3QH

    alanya'da i.sackey kırmızı kart cezası sebebiyle oynayamayacak.

    alanya'da sakatlıklar sebebiyle baska eksikler de var ama onların durumu netlesince yazarız.

    orta sahaya dinamizm ve sertlik katan oyun yapisiyla önemli bir eksik. bizim icin iyi oldu.

    bu maçı da insallah kazasız belasiz atlatalım ve trabzon deplasmanina 9 puanla gidelim.
  • 9
    hocanın maça dair tercihleriyle başlamak lazım. geçtiğimiz haftalardaki hatalı kararların ardından, en mantıklı diziliş ve ilk on birle maça çıktık. çift ön libero gibi artık ilkelleşmiş bir tercihten vazgeçerek fernando + belhanda - emre akbaba merkez hattını kullanmak oldukça doğruydu. ayrıca belhanda - emre akbaba ikilisini önlü arkalı, çaprazlı değil bildiğiniz yan yana sahaya sürdük ki dediğim gibi doğru olan buydu. doğru olan sadece oyuncu tercihleri ve diziliş miydi? hayır. en önemlisi oyun mantalitesi doğruydu. ilk yarıda oynadığımız futbola burada çok laf edilmiş ancak takım önceki haftalara göre oldukça derli toplu ve diri bir görüntü verdi. kopuk, amaçsız, disiplinsiz şekilden ne yapmak istediği belli olan, bir kurgusu olan, disiplini olan bir oyuna geçti. bu disiplinin meyvesini de ikinci yarı hayli hayli toplamayı başardık. tabi çok önemli notlar var bu maçta:

    1- oyunu kurma şeklimiz değişti:

    dünya kupası'nda hırvatistan'ı herkes seyretti. zlatko dalic'in belki büyük hüneri, savunmadan hücuma çıkışlarda daima, bakın daima, rakitic ve modrid'i kullanmasıydı. diğer takımlar 6 numaralarıyla bu işi yapmaya çalışırken hırvatlar bir fark koydular ortaya ve de başarılı oldular. alanya maçına bakacak olursak bu taktiği çok kez kullandığımızı gördük. akhisar, ankaragücü, göztepe maçlarında fernando ve donk ile atakları başlatmayı tercih eden hoca, bu sefer aynı görevi belhanda ve emre akbaba'ya verdi ki herhalde oyuna yansımasını da herkes gördü. böylelikle, pas becerisi ve oyun aklı güçlü futbolcuların atak başlatmasıyla orta sahaya ve üçüncü bölgeye geçişlerimiz hızlandı. dolu alana değil boş alana doğru oyunu kaydırdık, rakibin dengesi bozuldu. takım yeni şekline alışır alışmaz ilk yarım saat on bir kişi kapanan alanyaspor'un devasa boşluklar vermesinin önemli bir nedeni belhanda ve emre akbaba ile oyunu kurmamızdı.

    2- emre akbaba'nın gelişiyle belhanda'nın yükü azaldı:

    bugün belhanda'nın çok kez top kaptığını, stoperlerin arasına kadar gelip rakibi bozduğunu, inanılmaz bir çaba gösterdiği gördük. peki belhanda bunları daha önce yapmıyor muydu? yapıyordu. onluk yapmasa bile yedilik sekizlik yapıyordu. ama daha önce hem savunmada hem hücumda sorumlulukları vardı. takımın orta sahası o kadar durağandı ki belhanda'nın mücadele etmesi, top kapması, rakibi bozması ve hatta hücumda çok iyi iş çıkartması bir zorunluluktu. bu işi yapacak sadece belhanda olduğundan onun aksağı anlarda sanki belhanda hiçbir şey yapmıyormuş gibi bir algı oluşuyordu. şimdi ise belhanda'nın yaptıkları bir lütuf haline geldi. çünkü savunmada kargaşa yok, emre akbaba da mücadele edip rakibi bozuyor. emre akbaba da hücum yükünü sırtlıyor. yani bir arkadaş geldi orada belhanda'ya. birçok şeyi önceden de yapmasına rağmen yanında ona benzer bir oyuncu daha olunca performansı başka bir boyuta ulaştı. takımın da performansı başka bir boyuta ulaştı. notunu tutmuşum, belhanda ve emre'nin şok pressle rakipten kaptığı top sayısı 10'a yakın. ee bir de hücum katkısı var bu ikilinin...

    3- savunma önünde tudor versiyonuna (geçtiğimiz sezon ilk 7 hafta) dönüldü:

    fatih hoca ile öncesinde nasıldı? dip dibe donk ve fernado vardı. donk her ne kadar iyi niyetle oynasa da fernando'yu çok bozdu. fernando'nun özgürlüğüne zincir vurduk. komutanlığını aldık. savunma önünün kralıyken tahtının yanına bir tane de ufak tabure koyduk. şimdi, yeniden tek hale geldi ve müthiş oynadı. yönetti her şeyden önce yönetti. o alanda tek olduğunu bilince kendine güveni geldi. baskınlığını konuşturdu. ve de stoperlerin hemen önüne çekilerek savunma önü bölgeyi daralttı.

    https://resmim.net/f/7dJrYv.png (19 ağustos 2018 galatasaray göztepe maçı)
    https://resmim.net/f/Qv4N6o.png (27 ağustos 2018 galatasaray göztepe maçı)

    bu iki resimde stoperler arası mesafeye, stoperlerin önündeki alana ve santra civarına iyi bakın. birincisi göztepe maçında stoperler arası mesafe daha fazla. ikincisi, stoperler önündeki alan tabiri caizse yayla gibi. işte size maicon'un kötü gözükmesinin bir nedeni. adamın önü boş kalınca haliyle rakip hücumcularla birebir kalıyor veya arkaya atılan topta rakibine yetişemeyip pozisyon yediriyor. alanya maçında ise ahmet ve maicon'un hemen önünde fernando var. fernando rakibi karşılıyor, rakip ondan geçerse ancak maicon'a ve stoperlere ulaşabiliyor. artı, rakip fernando ile meşgulken stoperlerimizin arkadan gelip rakibe press yapma imkanı da doğuyor. bu da birçok top kazanmamızı sağlıyor. bitti mi? bitmedi. göztepe maçının resmine bakılırsa donk ve fernando'nun nerdeyse aynı yerde konumlandığını göreceksiniz. gereksizlik demek bu. aynı tarzda iki tane oyuncuyu aynı yere koyup fark yaratmalarını bekleyerek bir yere varamayız. varamadık da. hem fernando'nun etkinliği kayboldu hem de orta saha parselizasyonunda geriye düştük.

    4- uzun top sayımız asgari düzeye çekildi:

    geçen sezon 3-0 kazandığımız sivasspor maçının uzun top sayısı: 67
    geçen haftaki göztepe maçında uzun top sayımız: 66
    bu maç: 38

    yani son yılların en az uzun top atılan maçlarından birini oynadık. işin güzel yanı, bunu bilinçli oynadık. fatih hoca belli ki dersini çalışmış, geçen haftalardaki salaş futbolu bir kenara bırakıp ''benim istediğim bu'' demiş. ilk düdükten itibaren de tıpkı geçen sezonun o şaşalı dönemindeki gibi ne oynamak istediği belli, bir amacı mantalitesi olan takım görüntüsü çizdik. uzun top sayımızı azaltıp, ''bilinçli'' pas sayımızı arttırdık.

    5- top kapma noktaları ve hücum press

    haaa çok sevdiğim bir kısma geldik şimdi. birkaç örnek vereceğim her şey anlaşılacak.
    https://resmim.net/f/IEQS70.png : 25 ağustos 2017 galatasaray sivasspor maçı galatasaray'ın top kapma noktaları
    https://resmim.net/f/xKdg4J.png : 19 ağustos 2018 galatasaray göztepe maçı galatasaray'ın top kapma noktaları
    https://resmim.net/f/pWZYZL.png : 31 ocak 2018 manchester city west brom maçı manchester city top kapma noktaları
    https://resmim.net/f/DN1h35.png : 27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı galatasaray'ın top kapma noktaları

    geçen sene şaşalı dönem sivas maçı, toplam 8 top kapma, 4 kendi yarı sahamızda, 4 rakip yarı sahada
    geçen haftaki kötü futbol oynadığımız göztepe maçı, toplam 12 top kapma, 9 kendi yarı sahamızda, 3 rakip yarı sahada
    guardiola'nın harika manchester'ı, toplam 8 top kapma, 4 kendi yarı sahasında, 4 rakip yarı sahada
    alanya maçı, toplam 13 top kapma, 7 kendi yarı sahamızda, 6 rakip yarı sahada

    rakip yarı sahada kazanılan top sayılarına dikkat. iyi oyunun olduğu üç maçın ikisinde oran birebir, birinde yaklaşık birebir. kötü futbol oynanan, yumuşak bir görüntü çizilen göztepe maçında ise oran üçe bir. kısacası, göztepe maçında hücum press yokken, dengeli bir oyun yokken diğer iki maçta ve alanya maçında hücum press var, dengeli oyun var.

    6- ortalama atak süresi / üst üste yapılan atak sayısı

    akhisar maçı, ankaragücü maçı, göztepe maçı... seken topların çoğunu kaybettik. hücumda press yapamadığımızdan rakipten top kazanmamız da uzun sürdü. oyun durağanlaştı, zaman kaybedildi, rakip dinlendi, üst üste atak yapılamadı. bunun sebepleri var. mesela fernando'nun stoperler önünde oynamaması, mesela mantalite bakımından yerden oyunu seçmememiz, mesela oyuncu tercihleri. baktığımız zamansa yeniden üst üste atak yapan bir galatasaray var. ve bu tesadüfen değil, taktiksel olarak çalıştırıldığı için, teknik direktör tarafından oyunculardan istendiği için var. bilinçli olarak var.

    7- onyekuru'yu doğru kullanmıyoruz

    https://resmim.net/f/DFLxYT.png : üstte onyekuru'nun bölgesi, altta sinan-emre ve mariano'nun bölgesi. bir tanesi çizgiyi hiç kullanmamışken diğer kanat sıkça çizgiyi kullanıyor. onyekuru'nun en önemli özelliğinin hız ve dribbling olduğunu düşünürsek bu pek akıl karı da değil. bir şekilde sol çizgiyi de işler hale getirmek durumundayız.

    8- altı golün üçünde belhanda var:

    https://resmim.net/f/U4yHyb.png
    https://resmim.net/f/PsZwSe.png
    https://resmim.net/f/ur9Na4.png

    maçtan küçük küçük notlar:
    * geçen hafta toplam 3 kez rakipten top çalan maicon-ahmet çalık ikilisi bu hafta toplamda 5 defa top çaldı. nedeni ise fernando'nun kendilerine yakın konumlanması ve böylece rakibi oyalayan fernando'nun arkasından topu daha rahat çalmaları.
    * geçen hafta fernando-donk-sinan merkez üçlüsünün toplam kilit pas sayısı 2. bu hafta fernando-belhanda-emre üçlüsü 4. sinan ile beraber 8.
    * belhanda 73 kez topla buluşarak takımın en fazla topla buluşan ismi oldu. ikinci sıradaysa fernando ve maicon var. özellikle maicon'un yeniden topla ilişkisini üst seviyeye çektiğini görmek oyun tarzımızın yenilendiğini gösteriyor.
    * hatlar arasındaki kopukluk ve donukluk normal seviyeye çıkmış duruyor.

    maçın adamı: belhanda

    sürpriz: ahmet çalık. gayet iyiydi.

    fatih terim: kusursuz bir maç geçirdi.

    22. şampiyonluk. hayat neden olmasın...
  • 10
    ultras/movement'in maç onbiri

    1- şampiyonluktaki rakipler beşiktaş ve fenerbahçe'nin mağlubiyetlerle kapadıkları haftada iç sahada alanyaspor karşısında alınan farklı galibiyet, "transfer kabızlığı" çeken galatasaray taraftarına ilaç gibi geldi. göztepe maçında oyuna istediği gibi başlayamamıştı galatasaray ama alanya karşılaşmasında daha derli toplu bir görüntü sergiledi. oyunu ilk dakikadan itibaren deplasman takımının yarı sahasına yıkmak istese de maçın ilk tehlikeli atağı campos'un ara pasında bobo ile alanyasporlulardan geldi. zaten bu atak mesut bakkal'ın talebelerinin maç içinde görüp görecekleri tek tehlikeydi. sonrası ipler galatasaray'ın elindeydi, mariano ve nagatomo destekli kanat ataklarıyla sinan ve onyekuru'nun ceza sahasına koşuları, eren'i topla buluşturma çabaları golün sinyalini verirken, 36. dakikada emre akbaba'nın kullandığı köşe vuruşunda sinan topu kale çizgisine yolladığı ve eren'in yatarak yarattığı karambol fernando'ya hayatının en kolay golünü attırdı... soyunma odasına önde girmek galatasaray'ı rahatlatırken, esas fırtına ikinci yarı esti. önce sinan, belhanda'nın pasıyla bulur buluşmaz uzaktan vurdu ve geçen sene alanya'da kendi kalesine gol atan tzavellas'ın kafasından seken top galatasaray'ı iki farklı öne geçirdi. ne olduğunu anlamayan alanyalılar, bu defa yine belhanda'nın sinan'ı ceza sahasına soktuğu pasla sinan'ın eren'e yaptığı asitle topu kalelerinden çıkarmak zorunda kaldılar. mesut bakkal kenardan bağırsa çağırsa da köşeye sıkışmış böksör gibi "sallantıda" olan alanyaspor savunmasını bu kez de eski oyuncusu emre üzdü. 4-0... fatih hocanın takımlarının özelliğidir, skora bakmadan gol için saldırmak, tabelaya bakmadan yine yüklendi sarı-kırmızılılar, penaltı da kazandılar da hakem var'a danışınca, "hava atışıyla" oyunu devam ettirdi. olsun, durdular mı aslanlar, durmadılar ve bu kez onyekuru skoru değiştiren adam oldu. yetti mi? yetmedi, oyuna yeni giren genç yetenek yunus'un pasında emre akbaba kendisinin ikinci golünü eski takım arkadaşı haydar'ın kalesine yolluyordu. maçı yöneten halil umut meler sakatlık, var, oyuncu değişikliği gibi etmenlerle fazlaca duran oyunu gerektiği gibi uzatsaydı, fark daha da açılırdı ama hakem kısa kesmeyi tercih etti... son düdük çaldığında tribünler mutlu, hoca mutlu, futbolcular mutluydu...

    2- muslera adını maç boyunca iki kez duydum. ilkinde bobo'nun tehlike yaratacak atağında zamanında çıkışıyla topu bacakları arasında yakaladığı anda, bir de sinan'ın düşürülmesi sonrası kazanılan penaltıda taraftarın "muslera, muslera, muslera" şeklinde uruguaylı kaleciyi penaltı noktasının başına davet etmesinde... onun dışında nando oldukça rahat bir maç çıkardı, zaten seyrantepe'de son 11 maçta galatasaray 30 gol atıp 3 gol yemiş... evde harikayız, darısı deplasmanlara...

    3- maçlarda genellikle gol atanlar ön plana çıkar da, galatasaray'ın savunma bekleri duruşlarıyla, hırslarıyla, arzularıyla, oyun zekalarıyla aslında görünmez kahramanlar. yuto'daki oyun ciddiyeti, mariano'daki özgüven galatasaray'ın bu denli etkili oyunun çok önemli parçaları. takım savunmasına katkı yapmakla kalmıyorlar, hücümda da her daim hazır bulunuyorlar ki, geri dönüşleri de bir o kadar çabuk ve hızlı... orta saha oyuncularını ya da golcüleri izlerken mest olursun ya, galatasaray beklerini izlemek de başlı başına bir haz...

    4- hafta içi maicon'un satıldığı haberini duyduğumda gomis'ten daha çok üzüldüm gitmesine de bereket evraklar yetişmemiş de maicon kaldı takımda. sosyal medyadaki "şampiyonlar ligi için ağır" diyerek başlayan "karalama" kampanyasına katılmıyorum, maicon'un öyle kenara atılacak bir topçu olmadığını düşünüyorum çünkü sadece savunma yapmıyor, hücümda da oldukça etkili, ayrıca lider özellikli ve kaybetmeyi sevmeyen bir yapısı var. serdar aziz'le birlikte iyi bir ikili oluşturmuşlardı, son iki maçta ahmet'le de uyumlu oynuyorlar. alanya karşısında rakip forvetlere göz açtırmadılar... fatih terim de bunun farkında olmalı ki, transferde stoper tercihini iptal etti ve donk'u da o bölgeye ekleyerek bu dört futbolcu ile yoluna devam etme kararı aldı...

    5- göztepe maçındaki fernando- donk ikilisi bu kez fernando-belhanda çiftine bıraktı yerini. bu değişiklik de oyunun da hızlanmasına sebep oldu zira donk rakibi karşılamada oldukça sert ve başarılıyken, topu oyuna sokmada o kadar da çabuk davranamıyordu. oysa belhanda orta sahaları yumuşak takımlar karşısında o bölgede tam da aranan adam olduğunu gösterdi özellikle maçın ikinci yarısında. belki de galatasaray'a geldiğinden beri oynadığı en etkili maç diyebiliriz alanyaspor karşılaşmasına. takımın farkı açtığı her golün başlangıcında mutlaka belhanda'yı gördük... orta sahaya n'diaye'nin de geleceğini düşünürsek, fatih terim için oldukça keyifli olacaktır maç kadrosunu yazmak taktik tahtasına...

    6- emre akbaba... cim bom bomun çocuğu emre akbaba... büyük umutlarla, büyük paralarla gelen topçular üzerinde beklentiler çok olur ve futbolcular bazen bu baskıyı kaldıramaz. emre, eski takımına karşı maçın ilk yarısı biraz heyecanlı biraz tutuk gözükse de, ikinci devre "açıldı" ve golleri sıraladı... atmış olduğu goller, üzerindeki baskıyı da aldı genç oyuncunun. bir de gollerden sonra sevinmemesi, 20 gün önce birlikte yemek yediği, aynı kampı paylaştığı arkadaşlarının üzüntüsünü paylaşması karakteri açısından da olumlu görüntülerdi emre'nin... çok büyük topçu aldı galatasaray, çok büyük...

    7- garry rodrigues iki haftadır kenarda ama kimse onun adını anmıyor zira henry onyekuru öyle bir oyun çıkarıyor ki, "bu adamı satın alma opsiyonuyla mı kiraladık?" sorusunu sorduruyor seyredenlere. cevap verelim, maalesef sene sonu geri dönecek henry ama belki yuto gibi takıma "tapusuyla" katabiliriz... böyle oynarsa da o iş çok zor olur... topla oldukça hızlı ve ceza sahasına girdiğinde asist yapacak arkadaşını arıyor nijeryalı, ki fatih terim de maç sonu verdiği röportajda kendisini golü düşünmesi için uyardığını belirtti. bruma ve garry rodrigues pas vermeyi daha az düşünüyordu, fırsatı bulunca kaleyi yokluyorlardı. ben asisti seven kanat adamını severim ve inanıyorum ki yeni gelecek golcüyü oldukça doyuracaktır onyekuru...

    8- ilk yarıda durgun olan sinan, ikinci yarıda çok daha arzuluydu, istekliydi ve hal böyle olunca da gollerde katkısı büyük oldu. futbolda şansa pek inanmam, şans arzu edenin yanındadır, sinan o şutu çekmeseydi top "şansa" rakibin kafasına çarpmayacaktı, sen isteyeceksin ve çabalayacaksın ki şans da yanında yer alsın...

    9- sezon başından beri takımın golcüsü olarak ilk onbirde yer alıyor eren derdiyok. gomis'in satılmasından sonra da tek forvet kaldı. galatasaray yönetimi transfer bitmesine günler kala bir golcü arayışında ama bakalım bu iş nasıl sonuçlanacak. eren'in eline iyi bir şans geçti ama bu fırsatı olumlu kullandığını düşünmüyorum. tamam, goller atıyor ama benim beklediğim eren derdiyok performansı bu değil, daha iyisi olabileceğini, rakibi presle boğabileceğini, kafa toplarında hakimiyet kurabileceğini ve hücümda top tutabileceğini iki sene önce ilk transfer olduğunda bize göstermişti.

    10- kenarda feghouli gibi milyon euroluk adam beklerken fatih terim oyuna yunus'u alıyor, ozan'ı alıyor... bu topçular da sahada oldukları 5-10 dakikada ne kadar yetenekli olduklarını gösteriyorlar cümle aleme. özellikle yunus kamp döneminde yakaladığı formu sürdürüyor, maça girdi ve topa ilk dokunuşuyla asist yaptı. maçın son dakikasında da fileleri havalandırabilirdi... ozan da fernando'nun yerinde sırıtmadı, sahada bulunduğu az sürede ayağının sağlam bastığını gördük... genç topçuları yazarken, gökay'dan bahsetmeden geçemeyeceğim. galatasaray yurt dışı kampındayken gökay genç milli takım ile avrupa şampiyonası maçları yapıyordu ve arkadaşları gibi kendini fatih hocaya gösterme şansı olmadı, tabii ki hoca onu biliyor, idmanlarda izliyor ama hazırlık maçında görmesi oldukça farklı bir olay... umarım gökay'ın da sahada olacağı günler yakındır...

    11- 2018-2019 futbol sezonu "var"la başladı ve geçen üç haftalık periyotta bu sistemi en kötü kullanan hakem halil umut meler oldu. ilk hafta yönettiği fenerbahçe-bursaspor maçında video görüntülerine bakmasına rağmen verdiği yanlış kararlar ve kaş-göz oynatma mimikleriyle büyük tepki toplayan genç hakem, dün gece de büyük bir fiyaskoya imza attı. galatasaray'ın gelişen atağında sinan'ın düşürülmesine penaltı çalan halil umut meler, var'a bakma gereği duymadan belhanda'yı penaltı noktasına gönderip, herkesi ceza sahasını sınırlayan çizgilerin dışına davet ettikten sonra faslı topçu tam topa vuracağı anda "dalga geçer gibi" düdük çalıp, var'a bakmaya koştu... oysaki, pozisyon başında video hakeme danışıp, görüntüleri izlese ve kararını vermiş olsaydı, böyle rezalet bir görüntü ortaya çıkmayacaktı.

    maça dair fotoğraflar ve yazının kaynağı:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...ay6-0alanyaspor.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın