• 751
    çok kritik bir 3 puan aldığımız fakat okan buruk'un acayip kötü bir performans gösterdiği maç.

    kazandık diye rahat rahat yazıyorum; savunmadan pasla çıkma ısrarı yüzünden veya mertens yerine vinicius'u çıkartıp zaha'yı oyuna alma gafleti yüzünden puan kaybı gelebilirdi. hele bizim hücum presimizi kırıp atağa çıktıkları bir pozisyon var... dua edelim o top dave'e çarpıp kornere gitti. şu an şampiyonluk gitti mi acaba diye hayıflanıyorduk belki.
  • 754
    rezalet oynadığımız maç. biz bulduğumuz az sayıda pozisyonu gole çevirdik, antalyaspor çeviremedi. hiç hak etmediğimiz bir 3 puandı. takımda nelsson ve köhn’den başka iyi oynayan oyuncumuz malesef yoktu. erden timur ve okan buruk’un sene başında oluşturdukları kadro mühendisliğinin patladığını görebiliyoruz. ne torreira’yı ne mertens’i dinlendiremiyoruz, kalan haftalarda da bu olmayacak malesef çünkü yedekleri yok adamların. kerem demirbay da kalan haftalarda gol yedirmeye devam edecek gibi. zaten almanlar bir gurbetçi futbolcunun modern futbolda yeri kalmadığı zaman o oyuncuyu bırakıyor. biz de sazan gibi atlıyoruz.

    https://x.com/...203356011872707?s=46

    şöyle bir istatistik var ki, galatasaray gibi kendi liginde oynayan fenerbahçe ve beşiktaş hariç diğer tüm takımların toplamı kadar bütçeye sahip bir takımda asla kabul edilemez. okan buruk ve yardımcıları bu problemi acilen çözüme kavuşturmalı. ayrıca yine okan buruk ve teknik ekibi, önümüzdeki sene bu takıma kontrollü oynamayı ve geriden (kuracağı pas setleriyle) çıkmayı öğretemez ise, teknik direktör değişikliğine gidilebilir. antalyaspor, sparta prag’ı kopya etti ve bizi çok zor durumlara düşürdü. deşifre edilmişiz gibi duruyor ve son haftalara girilirken bu hiç hoş gözükmüyor.

    bizi her maç sinir stres sahibi yaptığınız için de teşekkürler dursun özbek ve erden timur.
  • 759
    maçta tete'ye müdahale yapılan pozisyon... fbliler siz istiyorsunuz ki sizin lehinize verilen penaltılar bize verilmesin, aleyhinize verilmeyen penaltılar bizim aleyhimize verilsin.

    bizim lehimize verilmeyen; icardi- ghezzal => https://gss.gs/xpC.jpg
    sizin lehinize verilen; dzeko => https://gss.gs/QhA.jpg

    sizin aleyhinize verilmeyen; samet => https://gss.gs/NRX.jpg
    bizim aleyhimize verilen;nelsson => https://gss.gs/bWi.jpg

    alın bu da g**ünüzde patlayan; tete => https://gss.gs/I01.jpg

    ha bir de kendileri buz gibi ofsayttan gol atacak => https://gss.gs/2ap.jpg
    bizim ofsayt olmayan tertemiz golümüz iptal edilecek ha! => https://gss.gs/hfc.jpg

    daha onlarca örnek bulabiliriz.
    hadi bakalım şimdi s**tirin gidin boş algilariniza devam edin. 
  • 760
    bülent timurlenk ağabey çok güzel özetlediği maç...

    "medrano sirki’nde kedi elbette yoktu, kedi sirk hayvanı değildir. istanbul’un her kedisine yetecek sokağı da, kapısı da var ama aslanı bir tane... şimdi bu kez ben demiyorum belgeseller diyor: 'aslanı vuruyorsan, öldüreceksin… yaralı bırakırsan gelir seni bir çıkmaz sokakta bulur ve…' itirazı olan national geographic’e yazsın lütfen..."
  • 761
    benim futbol görüşüme göre futbol bir temas oyunudur her temas faul değildir. ne tete'ninki penaltı ne de vinicus'un golü fauldur. basketbol oynamıyoruz sıktı artık şu her müdahaleye her yere düşene faul çalmaya. köşe bayrağında top antalyalı'da vinicus baskıya geliyor en ufak şarjda hop faul.

    maçı stattan izledim o yüzden birçok şey gözümden kaçtı ancak genel olarak toparlarsak;

    1. penaltı penaltı değil,
    vinicus'un golü faul değil.
    kerem demirbay'a atılan tekme kırmızı kart,
    torreira'nın yüzüne atılan dirsek kırmızı kart.

    tam bir türkiye standartlarına göre bir maç oldu.
  • 762
    güzel bir maç oldu aslında tarafsız gözle izleyen biri için. her varyasyonu görmek gerçekten güzeldi.
    ancak ben tarafsız değilim. benim için sıkıntılı bir maçtı. bulduğunu atacaksın, maçı sıkıştırmayacaksın. hücum olarak sınıfta kaldık. mertens yorgun, vini hazır değil, tete çok heyecanlı. kerem a. bana göre iyiydi bir tek.
    defans olarak saçma pas hataları yapmasak pozisyon vermeyeceğimiz bir maç olacaktı. ancak biz de pozisyona bol bereketli giremedik.
    üst üste bireysel 2 hatadan 1 gol yedik ve aynı hatalardan bir kaç tane daha yiyebilirdik.
    antalya sanki son maçıymış gibi oynadı. göbeği kalabalık tutup bizim pas yollarımızı kapadılar. sonrasında barış alper ve tete uyumsuzluğu bizi kısır bir oyuna itti.
    prag bizi çok yormuş. her oyuncumuzun hantallığı vardı.
    bir tek nelsson çok diriydi. ancak nelsson'un da oyun kurulumuna katkısı az olduğundan topun yönünü hep sınırlandırmak zorunda kaldık.
    maçın kritik pozisyonları vardı.
    tete'ye yapılan net penaltıydı. attığımız ikinci gol açısı biz izleyiciler için aldatıcı olduğundan teknoloji doğru demiştir diyorum. kaldı ki alanya fener maçında çizilen çizgi bile ofsayt olmasına rağmen gol verdiler.
    bizim ikinci penaltımız da doğruydu. vini'nin attığı gol nizamiydi bana göre. maç içinde en az 20 tane aynı hava topu mücadelesi oluyor. kaldı ki rakip yetişemeyeceğini anladığı için kolaya kaçıp bırakıyor kendisini. verilmeyen 3 net kırmızı olduğunu düşünmekteyim.
    antalya'dan erdoğan ve buksa bizden ise zaha direkt kırmızı ile oyun dışı kalmalıydı.
    torreira pozisyonunda ise kart olmazdı. çünkü torreira'nın adam ile alakası yok. topa bakıyor ve adam kayıyor. bilindiği üzere yer çekimi kanunu var. o ayağı bir yere indirecek. vücut dengesi falan filan derken öyle kart olmaz. pozisyon gereği olacak bir hareketti o.
    ancak fener o kadar algı ve manipüle ustası olmuş ki her oku bize çevirtmeyi başarıyor. çalışıyor demiyorum başarıyor.
    hak olanı bile şaibeli kılmayı başarıyorlar. bunu kendi adımıza yönetimsel eksi olarak değerlendiriyorum.
    sonucunda güzel bir galibiyet oldu. rakip iyice çileden çıktı ve baskılandı. biz ise yolumuza devam ediyoruz allah'ın izniyle.
  • 764
    maçta gerim gerim gerildim. bir çok pozisyonda ellerimle yüzümü kapatıp geçmesini bekledim. zor bir akşamdı.

    takımımız için düşüncem maçın genelinde fazla dağınık bir oyun sergiledik. elbette prag maçının etkisi çoktur bunda. bireysel pas hataları çok fazla yaptık, topu nasıl kullanacağımızı şaşırmış gibiydik. öyle ki üst üste üç pas yapamadık uzun süre. taçları bile gecikmeli kullandık ve atar atmaz kaptırdık.

    rakip ise hücumda çok daha zorlayıcıydı. orta sahada geri dönen toplarin çok önemli bir kısmını aldılar. beraberliği yakaladılar hatta öne de geçebilirlerdi. şanslıyız ki bu olmadı. aksi halde geri çevirmek çok zor olurdu.

    statta şu çok daha net gözüküyor ki torreira akıl almaz bir adam. ben ömrümde böyle efor sarf eden bir oyuncu görmedim. net söylüyorum kendisinin olmadığı maçlarda takımın mücadele gücü üçte bire falan düşer. başkası olsa o yorgunluktan üç gün ayağa kalkamaz adam üç günde bir maç yapıyor. çılgınlık ya başka bir şey değil.

    son söz dün ses sisteminde yaşanan problemle alakalı. pek konuşulmadı ama kulakları şişiren, tüm stadı susturan saçma sapan bir gürültü oldu bir süre. tüm konsantrasyon yok oldu bir anda. bir kaç dakika sonra da gol yedik. sonrasında devam etti problem ama ilk yarı bitmeden hallettiler. en son hoparlörlerden birinden duman çıkıyordu. umarım bir daha böyle bir şey olmaz.
  • 766
    pera'dan sevgilerle'yi bu hafta mecburen ikiye böldük ve ikinci bölümde sadece tff, var vs. konuştuk. ilk bölümde ise konumuz bu maç ve kaybedilen sparta prag maçıydı. ben kötü oynadığımızı düşünüyorum bu maçta ayrıca hem presimiz kolay kırılıyor hem de biz rakibin presini kıramıyoruz ama chakiz benden daha iyimserdi bu hafta.

    https://youtu.be/qw7c9o6E1J8?si=9aFMOatj3GpcHYQ7
App Store'dan indirin Google Play'den alın