• 1
    15 gün kalan maç.

    https://gss.gs/TTC.jpg

    18-19 sezonu 2.yarısına 19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçını kazanıp kazasız belasız girersek bizim için ivmelenme maçı bu maç olacaktır. deplasmanlarda sıkıntı yaşayan takımımız 21. şampiyonluğu kazandığı yerde 22. şampiyonluk ateşini harlasın istiyoruz. bakalım bu maça hangi ilk onbir ve nasıl bir oyunla çıkacağız?

    yeni transferler neler yapacak? merakla bekliyoruz.

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 5
    4 gün kalan maç.

    https://gss.gs/zUg.gif

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    süper lig 2018-2019 sezonu için kırılma maçlarından birisi olacak bence bu maç.

    19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçındaki iyi oyun ve takımın kondisyonunun iyi görünmesi acaba yalnızca ankaragücü'yle mi ilgili yoksa bizde de değişen çok şey var mı? bu en iyi göreceğimiz maç.

    izmir deplasmanları her daim zordur ama güzeldir. daha 8 ay önce çok güzel anılarla ayrıldık buradan. (bkz: 19 mayıs 2018 göztepe galatasaray maçı/#2415486)

    illa ki oyuncular için de pozitif bir durumdur bu. sevdiğin bir statta ve atmosferde oynama, güzel anıları hatırlamak...

    fatih terim de sonunda takımın başında sahaya çıkabilecek, bunun bu maçla başlıyor oluşu da oldukça kıymetli. oyuncular bir tık daha konsantre ve istekli olacaklardır. deplasman dezavantajını bu şekilde telafi edeceğimizi düşünüyorum.

    sahaya dönersek belhanda'nın cezası, emre akbaba'nın sakatlığı ve nagatomo'nun yokluğu dışında, serdar ve eren'i de saymazsak ha bir de olmayan forvetimizi saymazsak eksiğimiz yok :(

    19 ocak 2019 galatasaray ankaragücü maçı ilk onbirinden 9 oyuncu bu maçta yine ilk onbir başlar bence ama kim nerede oynar onu bilemiyorum, şöyle ki,

    eğer forvet transferi bu maça yetişir ve yeni gelen oyuncu direkt ilk onbire geçerse feghouli yine sağ kanatta oynar ama yetişmezse belhanda yerine donk'u mu alır hoca yoksa feghouli'yi ortaya mı çeker bilemiyorum.

    açıkçası deplasmanda oynuyor oluşumuz sebebiyle donk'un oynamasını skoru bulamadığımız takdirde ilerleyen dakikalarda hücum oyuncularını sahaya sürmemizi tercih ederim.

    artık onun detaylı analizini ve maç planını teknik ekibimiz yapacaktır.

    cumartesi gününden maçımızı kazanırsak cumartesi gecesinin de, pazar kahvaltısının da keyfi başka oluyor.

    dedim ya kırılma maçı diye, herkesin beklentisi bu maçta puan kaybetmemiz. biz genelde ligin ortasında pek seri yakalayamıyoruz. genelde serilerimiz hep nisanda başlayıp şampiyonluklarla bitiyor. (bkz: 7'de 7) , (bkz: 6'da 6)

    bu kez liderden 6 puan geride olduğumuz için farkın 6'nın üzerine çıkmaması ivme yakalama ve psikolojik olarak yarışta kalma adına çok önemli.

    biz kazandığımız sürece rakibimiz nasıl olsa bir yerde takılacak. 17 haftayı ne biz ne de onlar 51 puanla kapatamayacağımıza göre moral de bozmadan sabırla hafta hafta, maç maç, ilmek ilmek işleyeceğiz şampiyonluğumuzu.

    bu maç çok kritik ama bunu kazanırsak inanılmaz bir sinerji oluşacak. transferlerin takıma katılması ile birlikte de daha güçlenmiş bir takımla yarışta son maça kadar şampiyonluğu kovalayacağız ve şampiyon olacağız.

    bu yoldan dönmek yok!

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 6
    3 gün kalan maç.

    https://gss.gs/xTg.jpg

    forvet bu maça yetişmese bile sinerjiyi düşürmeye gerek yok,

    -------------muslera------------
    mariano-maicon-marcao-linnes
    ---------donk-fernando---------
    fegjouli------ndiaye------henry
    -------------sinan---------------

    ilk onbiri göztepe'yi yenemeyecekse kapatalım dükkanı, zaten şampiyon olmayalım!

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 7
    2 gün kalan maç.

    https://gss.gs/NKY.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    puan kaybı durumunda olacakları düşünemiyorum. dilerim 3 puanımızı alır, kafalar rahat transferin son gününü bekleriz. yoksa bu maçta muhteşem de oynasak, kötü de oynasak, galip gelemediğimiz her skorda sorumlusu forvet transferi yapamayan yönetim olacak.

    o yangınla da zaten sezonu kaybetme noktasına doğru gideriz gibi duruyor. taraftarda zerre kadar sinerji bırakmadılar...

    yazık.

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 8
    1 gün kalan maç.

    https://gss.gs/zDa.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    fatih terim sezonu açıyor! 11 kişi çıktığımız her maçta favori biziz.

    --------------muslera-----------
    mariano-maicon-marcao-linnes
    ---------donk---fernando-------
    feghouli------ndiaye------henry
    -------------sinan---------------

    ilk onbiri göztepe'yi yenemeyecekse hiç şampiyonluktan falan bahsetmeye gerek yok.

    ben 1-3'lük, 3. golün son dakikalarda geldiği klasik bir deplasman maçı galibiyeti bekliyorum. bu galibiyet ve peşinden gelecek olan forvet transferiyle birlikte yakalanacak olan sinerjiyle birlikte lige yeniden başlayacağız!

    (bkz: hedef 22)

    (bkz: kon2antra2yon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 12
    tarih, 6 nisan 2008 ankara 19 mayıs stadı... saha tam anlamıyla çamur, 24 saat önce feldkamp’ın istifası... hepimizin aklında kötü kötü şeyler... ve o maçı almıştık işte o gün o maçı kazandığımızda ne hissettiysem aynı şeyleri hissettim. 3 puan değil altın aldık resmen altın.

    forvetiniz ronaldo bile olsa takım değilseniz bu maçları alamazsınız. biz takım olmaya başlamışız sonunda...

    http://1.bp.blogspot.com/...galatasaray+ruhu.jpg
  • 14
    ankaragücü-beşiktaş karşılaşması maça saatler kala zeminin kötülüğü bahane edilerek kayseri'ye alınmış, bu olay büyük tepki toplamış, zira aynı "berbat" zeminde galatasaray da trabzon da mücadele etmiş ve kimsenin bir itirazı olmamıştı. o gün futbolcuların sağlığı ve futbolun kalitesini düşünenler cumartesi gecesi izmir'deki "gölde" futbol oynanmasına müsaade ederek, belki de ülkede yeni bir sporun öncüsü olmaya niyetlenmnişlerdi: gölde futbol...

    ev sahibi göztepe de, misafir galatasaray da futbol oynamak istiyordu, oyundan zevk almak gayesi içindeydi iki takım ama zemin topun "zıplaya oynaya" hareket etmesine izin vermiyordu, yerle ilk temas ettiği bölgede "şak" diye yapışıyordu top yere. bu şartlar altında top çevirmekmiş, yerden pas yapmakmış, topu ayakta tutmakmış en yapılmaması gereken işlerken, güçlü olan, ayakta kalan, topa "abanabilen" avantajlı olacaktı. ligin ilk devresinde galatasaray'ın fiziki yönden geri kaldığından dem vurulmuş, koşu mesafelerinde şampiyonlar liginde son sıralarda kalmışlığı eleştirilmişti. devre arasında antalya'da yeni bir antrenör fotoğraf karelerine yansıdı, topçulara kumda fizik güçlendirme idmanları yaptırıyordu, araştırdık adı alberto bartali'ydi... italyan antrenörün yaptırdığı çalışmaların sonucu uzun vadede ortaya çıkacak ama göztepe maçında "balçık" olmuş ağır sahada maç boyu fizik kondisyon yönünden ayakta kalan bir takın olması bartali'nin verdiği "reçete"nin işe yaradığını da göstermesi açısından önemli...

    saha alışılmışın dışında olunca, maçta da göze çarpan pozisyonların "zeminin azizliği" sonrası oluşması kadar doğal olan ne var ki? göztepe adına en tehlikeli iki pozisyonun birinde muslera ayağından topu açınca jerome topa dokundu ve meşin yuvarşak direği öperek dışarı çıkarken, 20. dakikada serdar gürler'in ortasında mariano göğüsü ile muslera'ya geri pas vermek istedi ama ıslak zeminde hızlanan topu uruguaylı kaleci son anda köşe dibinden çıkardı. ev sahibi ilk 20 dakika galatasaray kalesine daha fazla gelmeye niyetlendi de, orta sahada n'diaye-fernando ikilisi olsun, savunmada maicon-marcao partnerleri olsun onların heveslerini kursaklarında bıraktı. memlekette herkes portekiz ligi seyrettiği (!) ve bu lig üzerinde uzman (!) olduğu için küme düşmeye oynayan bir takımın stoperi olan marcao transfer edildiğinde yönetim acımasızca eleştirilmişti. önce ankaragücü maçında, cumartesi de izmir'de marcao ne kadar isabetli bir transfer olduğunu gösterdi ve şimdi aynı futbol ulemaları (!) "biz bu oyuncuyu 25-30 milyon euroya satarız" demeye başladılar bile...

    savunma ve orta sahada "güçlü" kalan galatasaray, topu da rakip yarı sahada oynamaya başlayınca, pozisyonlar da bulmaya başladı beto'nun kalesinde. önce selçuk'un uzun pasında henry onyekuru savunmanın arkasına koştu, şutu portekizli kalecide kalırken, 5 dakika sonra kullanılan serbest atışta maicon kafayla topu filelere yolladı ama var'dan ofsayt kararı çıktı. bir kaç dakika sonra galatasaray yine gole yaklaştı, sinan'ın ortasında feghouli gelişine "acele" bir vuruş yaptı ve top kale arkasındaki filelerle buluştu, oysa biraz daha sakin kalabilse meşin yuvarlak beto'nun koruduğu kalenin fileleriyle buluşacaktı...

    uzun bir aradan sonra kulübede fatih terim vardı ve soyunma odasına da tecrübeli hoca girdi takımla birlikte. imparatorun devre arası "motivasyonu" meşhurdur, hoca iyi "gazlar" topçularını... ikinci devreye de arzulu başladı galatasaray, feghouli'nin ortasında yakın mesafeden onyekuru beto'yu geçemedi de yan hakem ofsayt kaldırdı, oysa pozisyon temizdi. galatasaray'ın rakip kalede baskı kurmaya çalıştığı dakikalarda göztepe'nin kazandığı bir korner vuruşu sonrasında bülent yıldırım var hakemi cüneyt çakır'ın uyarısıyla penaltı kararı verdi. evet, top maicon'un eline çarpmıştı da beşiktaş-galatasaray maçında medel'in vuruşu da vida'nın eline çarpmıştı. inönü'de var'a bakarak penaltı vermeyen cüneyt çakır izmir'de penaltıya karar kılmıştı. tuhaf değil mi? üstelik pozisyonun başında jerome maicon'un omuzundan destek alarak yükselmişken, ne cüneyt çakır ne de bülent yıldırım bu anı "görmüyordu"...
    var bornova stadında o kadar "başarılı"(!) çalışıyordu ki, ilk devre sarı kart gördükten sonra elleriyle var işareti yapan gassama'ya ikinci sarı kart çıkmıyor, linnes'in ceza sahası içinde düşürülmesi yoktan sayılıyordu...

    göztepe var maharetiyle kazandığı penaltıdan borges'le yararlanamayınca, "ilahi adalet" yerini bulmuş oluyordu. galatasaray beraberliğe razı değildi, gol istiyordu, onyekuru ile ceza sahasında yine pozisyon buldu ama top "su birikintisinde" kaldı. sonrasında feghouli ile başlayan atakta mariano son haftalardaki asistlerinden birini yine yaptı, göztepe savunmasından seken topta sinan göğüsü ile takımının aradığı golü buldu. yönetiminin forvet almak için "kılı kırk yardığı" ve beklenilen golcüyü bir türlü getiremediği bu günlerde fatih terim şapkadan sinan'ı çıkarmayı bildi. geçen cumartesi açılışı yapan sinan, bu cumartesi de üç puanı getiren golü atıp, takıma 6 puan kazandırıyordu...

    kalan dakikalarda ev sahibi beraberlik için galatasaray kalesine yüklenip, jerome ile yasin ile kale direklerini döverken, galatasaray da henry onyekuru ile kaleci ile karşı karşıya pozisyonları bonkörce harcıyordu... bu arada fatih terim son dakikalarda bir kaza golüne karşın semih'i de oyuna alarak, genç oyuncunun tekrar alt yapısından yetiştiği takımının formasını giymesine vesile oluyordu...

    ligin ilk devresinde kaybedilen "gereksiz" puanlardan sonra şampiyonluk yolunda ikinci yarı alınacak her puan altın değerindeyken, göztepe deplasmanının kayıpsız atlatılması hem içteki, hem de dıştaki "rakiplere" büyük bir darbe olmuş oldu. forvet oyuncu transferinin yapılmamasını mustafa cengiz yönetimine vurulacak bir darbe gözüyle bakanlar, göztepe maçında yaşanılacak bir puan kaybını "ellerini ovuşturarak" beklerken, kazanılan üç puan ve maç sonrası fatih terim'in sağduyulu açıklamaları "içimizdeki irlandalıları" bir müddet susturacağa benziyor.

    son not: çamurlu sahalar, alınan tek farklı galibiyetler, sinan'ın üç puan getiren golleri size şampiyonluğu anımsatmıyor mu?

    kaynak ve maçtan fotoğraflar için:
    https://ultrasmovement.blogspot.com/...e0-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın