• 48
    yine, yeniden türlü bizans oyunlarına, kirli pazarlıklara sahne olan/olacak mali genel kurul.

    mustafa cengiz başkanlığının ilk döneminde biliyorsunuz, meşhur bir “sahte imzayla üyelik” skandalı yaşanmıştı. ekseriyeti genç lise mezunları olan bir grup blok şekilde üye yapılmak istenmiş, 210 kişilik bu grubun 141’inin imzasının sahte olduğu tespit edilmiş ve bunların üyelikleri dönemin sicil kurulu başkanı selçuk erdoğmuş ve kurul tarafından veto edilmişti. bunun düzeltilmesi için çağrılan namzet üyelerin sadece 2 tanesi düzeltme yapmak için gelmişti.

    biraz daha geriye gidelim. mustafa cengiz öncesi, serdar eder* sicil kurulu başkanıyken üye olmak isteyen insanlardan para alınmış ve bu kişiler üye yapılmayınca suç duyurusunda bulunup soruşturma açılmasına sebep olmuşlardı. adli makamlarca yapılan araştırma neticesinde adaylık süresince kesilen makbuzlar ile üye yapılan aday sayısı arasında büyük fark olunca skandal ayyuka çıkmış, sicil kurulu üyelerinden iki kişi ihraç edilmiş, kurul başkanı serdar eder de 1 yıl hak mahrumiyeti cezası almıştı. sonrasında 16 ekim 2021 galatasaray mali genel kurulunda bu ceza kaldırıldı. buraya kadar yazdıklarım yaşanmış, bir kaç dakikalık araştırmayla dönemin haberlerine ulaşılabilecek şeyler. bundan sonra yazacaklarım ise maalesef ciddi ciddi konuşulanlar.

    şimdi gelelim bugüne. ortada bir kaç aydır ibra edilmeme korkusu yaşayan bir başkan ve yönetim kurulu var. geçmiş dönemlerde nasıl mevcut başkanları ibra etmeme hakkını kullandıysa şimdi de kendisi bu tehdidi hissediyor. geçtiğimiz günlerde kendisine serdar eder tarafından şu teklif yapılıyor; “zamanında blok üyelikleri veto eden, önceki dönemde yaşanan para alınıp üye yapılmama skandalının soruşturulmasına müsaade eden kurul üyelerini ihraç edin, ihraç kararını mali genel kurula yetiştirin, biz de sizi sayısı en az 200 olan genç üyelerle beraber ibra edelim”. bunun üzerine yönetim apar topar toplantı yapıp dönemin sicil kurulu başkanı selçuk erdoğmuş ve 7 üyenin - doğru dürüst bir suç olmadan ve savunmasını dahi almadan- ihraç edilmesi kararını almış. şimdi bu ihraç kararının onaylanması için 26 mart’ta mali genel kurul’da oylama yapılacak.

    tüm bunları göz önünde bulundurduğumda iki şeyi düşünüyorum; birincisi, milyonlarca insanın uğruna hayatlarından, zamanlarından ve daha nice varlıklarından feragat ederek gönül bağı kurduğu galatasaray, bir kaç yüz kişinin elinde oyuncak olmaktan neden bir türlü kurtulamıyor? neden hala şark kurnazlığıyla, kirli pazarlıklarla, tehditle, şantajla, milyonlarca euro’luk ekonomik değere sahip, 120 senelik camia madara ediliyor? üstelik, bu kepazeliklerin müsebbipleri sorsanız kendilerini kulübün gerçek sahipleri, fikri vicdanı hür galatasaraylılar, tevfik fikret’in mirasçıları falan diya tanımlarlar. otursanız, pilav kaşıklarken size galatasaraylılık dersi vermeye çalışırlar.

    ikincisi ise bir kaç aydır süren bu ibra tantanasının yönetim adına olumlu bir şekilde sonuçlanacağına dair beklentim. bu konuda tahminim ibra edilecekleri yönündeydi zira burak elmas, gerek yönetim listesini yaparken, gerek seçim öncesi kulüp içindeki kliklerin hemen hepsine mavi boncuk dağıttı. kimisine vaat, kimisine taviz vererek. örneğin mevcut sicil kurulu başkanı şükrü ergün*. yönetimdeki üyelerin çoğu galatasaray lisesi mezunu ve ekibin en genci, denetim kurulu yedek üyesi liseli nazımcan angın genç üye tabanına hakim. bunu haziran 2021 seçimlerinde genç üyelerin çoğunlukta olduğu son sandıklarda eşref hamamcıoğlu’nu sollamasından anlayabilirsiniz. sicil kurulunun yani kulübe yeni üye olacakların onay alması gereken kurulun başına azılı liselilerden birini getirerek -ki kurulun 7 asil üyesinden 6’sı liselidir, diğer üye ise alp yalman’ın oğlu mehmet mustafa kemal yalman- ve yönetim kurulunun büyük çoğunluğunu liselilerden oluşturarak bu kanadın eşref hamamcıoğlu’na blok oy vermesinin önüne geçti ve teraziyi dengeledi. diğer taraftan liseli olmayan ağır topların* bir kısmının desteğini de disiplin kurulunun başına alp yalman’ı getirerek aldı. zaten yalman’ın oğlu da belirttiğim gibi sicil kurulunda. bir de bunlara artı olarak, kayınbabası faruk süren’in tabii desteğini ekleyin. ve en nihayetinde fatih terim. yolun başından itibaren hocayla devam edeceğini açıklayarak ciddi bir üye sayısının ve taraftarın da desteğini arkasına alarak neredeyse kulüp içindeki tüm kliklerden* az ya da çok destek alarak başkan seçildi.

    bu saydığım kadrolar içerisinde sadece fatih terim ve destekçilerinin yönetimle bağı kalmadı diyebiliriz. köksal ünlü ve rezan epözdemir bu kontenjandan yönetime giren üyelerdi ve zaten hocadan önce onlar ayrılmışlardı. toparlayacak olursak, başkan seçilmeden taviz veya vaat vererek desteğini aldığı gruplardan sadece terim grubunun bağları kopmuş, diğer grupların temsilcileri hala kurulların içerisinde görevlerine devam ediyor. hal böyleyken ve ibrasızlık gibi insanı bir kaç defa düşünmeye sevk eden ağır bir yaptırım söz konusuyken bu yönde bir irade çıkacağını düşünmüyorum. fakat galatasaray genel kurulunun sürprizlerle dolu yapısı, kesinlikle ibra edilir dedirtmiyor. madalyonun bir de öteki yüzü var.

    birincisi adnan polat ve “alaylı galatasaraylılar” diyebileceğimiz ekip. bu kurula çok çetin bir hazırlıkla geldikleri konuşuluyor. özellikle selçuk erdoğmuş’e yapılanlar bu ekibi -haklı olarak- bilemiş vaziyette. küçümsemek olmaz zira toplama kadro ve son anda rica minnet bulunmuş bir adayla 700 oya sahip olan bir gruptan bahsediyoruz. şayet rahmetli mustafa cengiz başkan bir kaç ay önce “ben devam etmiyorum.” deyip bu ekiple koordineli bir şekilde ciddi bir liste ve sağlam bir aday çıkarsaydı, fatih terim’le çalışmama durumuna rağmen sürpriz yaşanabilirdi. laubali bir aday ve ciddiyetsiz açıklamalara rağmen alınmış 679 oy var ortada. bu grubun tavrı ibrasızlık olur diye düşünüyorum fakat liseciler gibi konsolide olabileceklerini, hele hele gece yarılarına, sabah saatlerine kadar sürecek toplantının sonunu bekleyeceklerini düşünmüyorum. ama yapacakları konuşmalar burak elmas’ı baya terletecektir.

    ikincisi fatih terim ekibi ya da fatih terim’e yapılanı sindiremeyenler. bu grup zaten değil ibra, ihraç oylansa sıkılmış yumruklarını kaldırır.

    üçüncüsü seçimi kaybeden adayların ekipleri. bunların içinden metin öztürk çok net bir şekilde ibra etmeyeceğini söyledi. toplu bir karar mı alırlar, yoksa her üyeyi vicdanıyla baş başa mı bırakırlar bilemiyorum.

    dördüncüsü burak elmas’ı indirip başkan olmak isteyen ve çeşitli ittifaklar deneyen üyeler.

    tüm bunları önümüze koyduğumuzda, lisecilerin bu mevzularda bir anda konsolide olma hızı ve yapılan pazarlıkları göz önünde bulundurursak ibrasızlık çıkmaz gibi duruyor. tabi yine altını çiziyorum, bu benim şahsi kanaatim. ibrasızlık çıkarsa da şaşırmam. fakat ibra olsun ya da olmasın burak elmas bugün kurul toplantısına bir kaç yedek gömlek götürse iyi olur. çok çetin konuşmalar, ağır ithamlar onu ve ekibini bekliyor. duyduğuma göre 120 civarı üye konuşma yapmak için başvuru yapmış. hatırladığım kadarıyla mustafa cengiz’in ibra edilmediği mart 2019 genel kurulunda 60 civarı kişi konuşmacıydı ve kepazelikle sonuçlanan oylama ancak gece yarısı yapılabilmişti. bu 120 kişinin içerisinde yine oylamayı gece yarılarına sarkıtıp o genel kuruldaki gibi bindirilmiş kıtalarla ibra kararı çıkartmak isteyenler olduğu de söyleniyor. netice ne olursa bu kurul yönetimi zayıflatacaktır. adnan polat’ın ibra edilmediği mart 2011 kurulu gibi bir ortam oluşabilir.

    son zamanlarda dikkat çeken bir şey daha var; iki yüzlülük. “mali yönden ibra etmemek için hırsızlık, görevi kötüye kullanma gibi yüz kızartıcı suçların olması gerekiyor.” diyenler son günlerde çoğaldı. temelinde doğru bir yaklaşım. neticede bu iktisadi faaliyetlerin ve politikaların oylandığı bir kurul. fakat gelin görün ki mustafa cengiz’i ibra etmezken, başta burak elmas’ın kendisi olmak üzere zamanın yönetimini ibra etmeyenler, idareyi beğenmediği ve galatasaray değerlerinin çiğnendiği gibi soyut şeyleri öne sürerek idari açıdan ibra etmediklerini öne sürmüşlerdi. o zamanlar şimdi söylenen yüz kızartıcı suç mu vardı, varsa neden yasal yollara başvurulmadı? 3 sene önce böyle konuşurken şimdi bu bahaneyi öne sürmek ne kadar etik? bir önceki sezon şampiyon olmuş, o sezon da şampiyonluğa yürüyen bir takımı idare eden ve avrupa’dan men edilmenin önüne geçen yönetim, soyut kavramlarla ve idaresi beğenilmediği için ibra edilmiyorsa futbol takımı 15. sırada yer alan, her branşta yokları oynayan, bir oyuncu transferi ile bile madara olan, futbolu yöneten hiçbir kurul, kurum ve şahıs üzerinde ağırlığı olmayan, yönetim kurulu üyelerinin skandalları ayyuka çıkmışken herhangi bir yaptırımda bulunmayan ve en acısı önümüzdeki 2 yıl olumlu hiçbir şey vaat etmeyen bir yönetim, ibrasızlığı kat be kat fazla hak etmektedir. şayet çıkış noktamız mustafa cengiz’i ibra etmezken öne sürülen sebeplerse yarın burak elmas’ın en başta kendisinin, kendi yönetimini ibra etmemesi gerekir.

    son olarak galatasaray’ın mali genel kurullarında ibra etmeme tehdidini yönetimlerin başında demokles’in kılıcı gibi sallandırmanın yolunu açanları tebrik ediyorum. 2011 mart ayında adnan polat’a yapılan ibrasızlık, o kongrede yapılan konuşmalar vs. bir çoğumuzu gaza getirip hoşumuza gitse de maalesef temelimize dinamit koydu. haydi orada adnan polat’ın da affedilmez hataları vardı diyelim, 2019 mart’ında mustafa cengiz’e yapılan ucube darbe*, bu dinamitleri ateşledi. en başta belirttiğim gibi bunu yapanlar da galatasaray’ın etik değerlerini öne sürerek ahkam kesenler oldu. “j’accuse j’accuse” diye çığırtkanlık yapanlar o çok sevdiğimiz galatasaray’ımızın iradesi olan kongreleri kirli pazarlıkların ve hesaplaşmaların sahnesi haline getirdi. yazıklar olsun.

    yazdıklarımda bahsi geçenler:

    burak elmas’ın mevcut yönetim kurulu:
    burak elmas
    polat bengiserp (lise)
    remzi sanver (lise)
    başak karaca (lise)
    bikem kanık (lise)
    turhan özen (lise)
    burçak zorlu (lise)
    özgür kalelioğlu
    ışıtan gün
    reha keskin (lise)
    selim sefada
    vahap tanrıverdi
    polat kalafatoğlu (lise)
    ozan şener
    murat devellioğlu (lise müdürü - doğal üye)
    seçildikleri sonra istifa edenler: köksal ünlü ve rezan epözdemir

    sicil kurulu:
    şükrü ergün (lise)
    gülbin erduran (lise)
    mehmet yalman
    sedat besen (lise)
    sebla kesim (lise)
    ilknur gündem (lise)
    halim neyzi (lise)

    adnan polat’ın idari açıdan ibra edilmediği kongre:
    (bkz: 27 mart 2011 galatasaray mali kongresi)

    mustafa cengiz’in idari açıdan ibra edilmediği kongre:
    (bkz: 23 mart 2019 galatasaray olağan mali genel kurulu)

    burak elmas’ın başkan seçildiği kongre ve adayların aldığı oylar:
    (bkz: 19 haziran 2021 galatasaray seçim genel kurul toplantısı)
    burak elmas: 1541
    eşref hamamcıoğlu: 1500
    metin öztürk: 893
    yiğit şardan: 679
    ibrahim özdemir: 92
  • 16
    eğer ibrasızlık çıkarsa galatasaray’da bir şeyler daha da bozulacaktır.
    burak elmas ibra edilip edilmemesi çok da mühim değil.
    ben bunu adnan polat için de söyledim. o gün doğru gözüken şeyin aslında bugün ne kadar yanlış olduğunu anlıyoruz.
    sürekli ortada bir ibrasızlık lafı dolaşıyor, çocuk oyuncağı mı bu kardeşim?
    gedson fernandes’i almadı diye ibra etmeyeceğim diyen insan gördüm.
    resmen bir mastürbasyon aletine dönüştü bu ibrasızlık.
    galatasaray’da temmuz 2001’de başlayan seçim esnaflığının 20 yılda geldiği durum ortada.
    sürekli erozyona uğrayan bir yapı var önümüzde.
    polat, aysal, özbek ve cengiz’i ibra etmeyen bir çok üye artık işin tehlikele yere gittiğini gördükleri için ibra edeceklerini söylüyorlar.
    burada sorun burak elmas’ın kalması veya gitmesi değil.
    bu kafa yapısıyla kulübe güçlü başkan bulamazsınız.
    rahmetli cengiz’den kurtulmak için burak elmas gelsin diyenler, bugün de burak gitsin istiyor.
    burak gitsin tamam ama kim gelecek?
    dursun özbek mi? e o gitsin diye rahmetliyi seçmiştik.
    bence sorun kişilerden çok daha büyük ve bunu çözmedikçe kısır döngünün içinde dönüp duracağız.
  • 56
    29 yaşındayım çok genel kurul izledim. öğrendiğim tek şey var bizim kurullardan. eğer lobiciliğin ve çevren iyiyse başarılısın ve ibra edilirsin. tam tersi olursa geçmiş olsun. düşünün genel kurul dursun özbek gibi birini ibra edip, mustafa cengiz'i ibra etmedi. dursun özbek o günlerde maça gelse yemeyeceği küfür kalmazdı.

    mesela liseliler mustafa cengiz'e nasıl saldırdı zamanında. mevcut başkan burak elmas twitter'dan yargılar dağıtıyordu. şimdi nasıl kuzu gibi oldu. o kadar lobiye rağmen korkuyor. galatasaray hiç bir zaman taraftarın olmadı. galatasaray her zaman lobisi iyi olan liselilerindi ve öyle olmaya devam edecek mavcut tüzükle.

    son olarak kulüp yangın yerine dönmüş, rezaletler ve skandallar yaşanmış, verilen müjde üyeler yazın galatasaray adasında havuza girebilecek. bu bile yeterli bizim genel kurulu anlamak için. yüz yıllık kulübün en rezil başkanı genel kurula katılıp sırıtabiliyor. işte ona bu imkanı veren galatasaray lisesi tutuculuğu ve adam kayırmacılığıdır. genel kurulda öyle aman aman fikri hür vicdanı hür gibi bir durum yok. çıkarlar ve arkadaşlık daha önde gelir.

    galatasary iyiyse ''fanlar'' çok karışıyor işimize, durum kötüyse canımız taraftarımız bize destek olsun. özetimiz bu maalesef.
  • 120
    şahsen ben yönetimi ibra edecek olsam gecenin bu saatine kadar beklemezdim. bunun için burak elmas aşığı falan olmak lazım. ancak ibra etmemeyi kafaya koymuşsam, sabaha kadar da sürse oy kullanmak için beklerdim.
    bu saate rağmen salon hala kalabalık. hala çok agresif bir ortam var. ben ibra etmeyenlerin çoğunlukta olduğunu düşünüyorum.
    ibra edilirse çok ama çok şaşırırım.
  • 77
    kürsüye gelen hemen hemen herkes "efendim gece geç vakitlere kadar sürecek olmaz böyle şey" diyor ardına uzun uzun konuşuyor. klasik türkiye yani kimse kimseyi dinlemiyor diğeri sussun ve ben konuşayım diye bekliyor.

    ayrıca kürsüye gelen üyeler "sözlerime başlamadan değerli divan, divan başkanım, değerli yönetim/başkan, değerli üyeler ve bizi izleyen galatasaraylıları selamlıyorum" yerine herkesi saygıyla selamlıyorum dese 1 saat kazanırdık :)
  • 119
    hayrettin kozak'ın mantıksız erteleme talebi reddedildi. neden mantıksız diyorum, bu saate kadar 2000 civarı üye orada sabırla beklemiş, şehir dışından, yurt dışından, isviçre, abd gibi ülkelerden genel kurul için gelen ve yarın uçağı olan insanlar var. bu sebeple ertelenmesi mantıksız.

    zaten ilk tüzükte bununla ilgili çalışma yapılacak. konuşmalar ve oylamalar önceden belirlenmiş iki günde ayrı ayrı yapılacak. ancak bu saatte gelin erteleyelim demek orada bekleyen insanlara saygısızlık.
  • 33
    faruk süren, ergun gürsoy, adnan polat, ali dürüst ve ünal aysal'ın, galatasaray tarihinin en rezil yönetimi olan burak elmas yönetiminin ibra edilmesi için çağrıda bulunduğu genel kuruldur.

    adnan polat hariç aynı kişilerin burak elmas yönetiminden kötü olmayan mustafa cengiz yönetimi haksız yere idari ibrasızlık yerken nerelerde ne yapmakta olduklarını merak ediyoruz.

    galatasaray başkanlık makamı, türkiye cumhuriyeti içerisinde insanların kişisel reklamını yapmak için olabilecek en uygun yerdir. kimlere ne anlamlar yüklediğimize dikkat edelim o yüzden...
  • 150
    saat sabah 4 olmuş insanlar sırada oy vermek için bekliyor. rezillikten başka bir şey değil. o yorgunlukla yanlış oy kullanmasalar bari. çünkü hem mustafa cengiz, hem de burak elmas oylanıyor. halbuki mustafa cengiz'in oylanması el kaldırma usulü açık şekilde yapılabilirdi.

    bunun sayımı falan derken sabah 7 den önce sonuç belli olmaz bence. allah hepimize akıl fikir versin biz de normal insanlar değiliz şu saatte ne yapıyoruz belli değil oy kullananından izleyenine kadar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın