2011-12 Türkiye Süper Lig 4.Hafta Maçı
20:00 Ali Sami Yen Arena
2 - 0
  • 100
    skibbe'nin iki farklı stoper ikilisi var; biri diego angelo ve kaptan sezgin coşkun, diğeri de diego angelo ve safet nadarevic. böyle büyük bir maç için diego - nadarevic ikilisini tercih edeceğini tahmin ediyorum, fakat ligin ilk haftalarındaki futboldan cesaretlendiyse, ideal sağ beki koray arslan'ı ilk onbirde kullanmak amacıyla diego - sezgin ikilisine dönebilir.

    diego gerçekten iyi bir oyuncu, seneye galatasaray'a gelse, "niye avrupa liglerinden x değil de bu futbolcu geldi?" diyemem, diyeni de ciddiye almam. fiziği savunma için ideal, çevik sayılır, müdahaleleri ve zamanlaması yerinde; bunlara ilaveten, ayağı da çok düzgün. plase vuramıyor ama kaleyi karşıdan gören yerden frikik kazanıldığında, çok tehlikeli pis burun gömçürüyor. diego'nun savunma arkasına gönderdiği uzun toplara da dikkat etmek gerekiyor, takımın önemli gol silahlarından biri bu.

    diego'nun yanında sezgin coşkun'un oynaması, bizim için önemli bir avantaj olur. kolay geçilen bir oyuncu değil, ama yan toplarda markaj hatalarını sık sık yapıyor ve daha da zayıf noktası, her an top kaybı yapabilecek, pek soğukkanlı olmayan bir futbolcu olması. elmander ve sercan'ın ikisini birden sahaya sürmektense, baros'u mutlaka bir şekilde sahada bulundurmalıyız. baros, sezgin'e pres yaparak baskı altında bırakırsa; kritik bir kaç top kaybı yaptıracaktır.

    dede ve diomansy kamara arasındaki uyum çok iyi; öyle iyi ki, kazım'ın konsantrasyonunu kaybederek sabri'yi de olumsuz etkileyip sağ tarafımızı tarumar etmeleri riskini göze alamayız. sağda sabri - eboue ikilisiyle oynamak daha mantıklı.

    eskişehirspor'un sağ bekinde sezgin coşkun oynarsa, çok fazla bindirme yapmayacaktır çünkü o tarz bir futbolcu değil zaten. fakat koray arslan çok süratli ve kalburüstü miktarda da teknik bir futbolcu, ona dikkat etmek gerekebilir. sağ kanatta dikkat edilmesi gereken bir diğer futbolcu da burhan eşer; adam geçme ve sürat özellikleri pek tehlikeli olmasa da, mehmet yıldız'dan da, batuhan karadeniz'den de daha bitirici bir futbolcu. içeri katettiği zaman pek eli boş dönmüyor; hakan balta'nın klasik adam kaçırmalarının hiç sırası değil.

    geçtiğimiz üç haftada, skibbe farklı orta saha kurguları kullandı. alper potuk hepsinde banko olarak oynuyor, topu hızlı taşıması ve isabetli pas oranının yüksek olması gibi artıları var. tahmin ediyorum ki alper'in yanında pele oynayarak tandemi oluşturacaklardır. pele, aslında bir defansif orta saha; fakat çalım özelliği ve sağlam şutları gibi ekstraları var. özellikle işin şut kısmı, kalede ufuk'un oynayacağını tahmin ettiğim için, korkutuyor. pele - alper tandeminin arkasında, tamamen türk olduğu için yer bulabilen veysel sarı oluyor genelde; top çalmakla görevli, sıradan bir ön libero.

    geçtiğimiz haftaki gençlerbirliği maçında skibbe, tello'yu ilk onbir başlattı ve muhtemelen 90 dakika üst düzey performans sağlayamayacağını anlamıştır. o yüzden veysel - alper - pele orta sahası karşımızda olacak ve ikinci yarı ya da son 30 dakika tello oyuna girecektir. orta saha hakimiyetini kazanmak için, bu hafta selçuk inan'ın daha fazla ekstra işler yapması şart.

    mehmet yıldız'ın ilk üç haftaki performansından anladığımız kadarıyla, görmeyeli fizik gücünden pek bir şey kaybetmemiş; hala ileride top tutuyor, adam geçiyor, savunma arkasına atılan topları kovalıyor, hava toplarını indiriyor. servet ya da gökhan, ikisi de formda bir mehmet yıldız'ın karşısında endişe verici; gökhan'ın geçen haftaki ümit verici oyununa rağmen. olur da skibbe, forveti mehmet yıldız - batuhan karadeniz şeklinde ikilerse; batuhan matah bir futbolcu olduğundan falan değil de, bizim cenabetliğimizden dolayı illa ki gol atar ve şu hayattaki en sinir bozucu şey de bu heriften gol yemektir diye tahmin ediyorum...

    skibbe'nin kulübede, takımı zinde tutacak rodrigo tello ve erkan zengin gibi iki kullanışlı futbolcusu var; ikisi de çok yönlü ve kaliteli oyuncular, ikinci yarı için idealler. normal şartlarda, eskişehirspor'un deplasman stresini kaldırıp, normal oyununu sahaya yansıtması mümkün değil. fakat sürekli söylediğim gibi, bizim takımın henüz oturmamış olması, futbolcuların atar-gider yapmasına ve zincirleme konsantrasyon kayıplarına sebep oluyor. bu sorunlar aşılmaya başlamadan önce, içeride ya da dışarıda, ilk golü bizim yediğimiz hiç bir maçı çevirmemiz mümkün değil diye düşünüyorum. fakat ilk golü biz atarsak, eskişehirspor çözülecek ve 2.'yi, 3.'yü de yiyecektir.

    edit: düzeltme, special thanks to ykaraca...
  • 215
    nerden başlasam nasıl anlatsam, çok karmaşık bir 2 günün sonunda pek de keyifli olmayarak izleyebildim maçı. bir hafta öncesine saralım zamanı; antalya'dan çok sevdiğim dayım gelecekti. "yeğen" dedi (dayı mode on :)) "arena'da maç varsa izleyelim." olmaz mı, tam da geldiğinin ertesi günü eskişehir maçı var. tamam dedim dayı, sen merak etme, gideriz. benim zaten kombinem var, bir tane bilet almak kafi. perşembe biletler gs bonuslulara öncelikli satışa çıktı, e bende de var gs bonus, alırım dedim rahat rahat. ama ne mümkün. biletix denen rezillikten bilet almak deveye hendek atlatmaktan daha zor. taraftar numarasının girildiği ekranı aşamadım bir türlü. ne yaptıysam olmadı, telefon zaten düşmüyor. neyse ki öğlen capitol civarında bir işim vardı, gitmişken uğradım capitol biletix'e bileti aldım. operasyon tamamdı, pazartesi dayımı arena'da ağırlayacak olmanın mutluluğu ile işe döndüm.

    hafta sonu geldi, pazar sabahı aslan parçam can'ın ateşli haliyle uyandık. bütün gün yandı yavrucak, 39'lara çıktı ateşi. mecburen akşam acile götürdük. boğazında ve biraz da sağ kulağında enfeksiyon var dedi doktor. antibiyotik ve ateş düşürücü şuruplarla eve döndük. o gün dayım da istanbul'a inmişti. ertesi gün maç günü. işe hazırlıklı geldim, akşam maça gidecek gibi ama aklım evde. can nasıl oldu merak etmekten maçı filan düşündüğüm yok. gelen haberler hiç iyi değil. ateşi düşmüyor, akşam maça gitmesek mi ki? dayıma nasıl söylesem durumu? aradım, dedim dayı böyle böyle, akşam maçı evde seyretsek mi? çok daha iyi olur yeğen demesiyle derin bir oh çektim. derken evden başka bir bomba haber geldi; can düştü başını kalorifere vurdu. apar topar koştum eve maça zaten gidemeyecekmişiz. yemişim maçı can'ımdan değerli mi? gittik yine acile, doktor baktı neyse ki önemli bir şey yoktu. 24 saat takip edin, kusma-bulantı vs olursa getirin dedi. döndük eve. dayım da eve gelmiş, hoş geldin beş gittin derken yavaş yavaş maç havasına girelim dedim. açtım tv'yi, o da ne?? yayın yok... kullandığım sistemin üyeliği bitmiş. hay bin kunduz! evdekiler maça gidin diyor ama bilet iş yerinde, saat olmuş 19:00, mümkün değil yetişemeyiz. digiturkwebtv'den maçı satın alayım dedim. digiturk üyeliğim ile oluşturduğum bir üyeliğim vardı, onunla alayım maçı dedim ama aksilik orada da buldu beni. saçma sapan hatalar verip işlem yapmama izin vermedi. dedim bu işte bir iş var, bu maçı seyretmememiz gerekiyor sanırım. ama dayıya da ayıp olacak... yeni bir üyelik oluşturup maçı satın aldım. bu arada saatler de 19:50 olmuştu. ucu ucuna yetiştik maça. bilgisayarı da tv'ye bağladık mı tamam derken bir de baktım ki görüntü rezalet. mozaikleniyor, hemen sd görünüme geçtim, nispeten daha iyi ama tam ekran seçeneği yok, saçma sapan bir görüntü ile maçı izledik. bu kadar hikayeden sonra maça gelirsek:

    hazırlık maçlarından sonra izlediğim en iyi galatasaray'dı. savunmada servet'in yokluğu her haliyle belli oluyordu. savruk servet yerine gladyatör ujfalusi geçince savunma toparlanmış göründü. sabri ait olduğu mevkide daha iyi görünürken, hakan balta da gün geçtikçe iyiye doğru yol alıyor görüntüsü içindeydi. bunda riera'nın etkisi olduğunu söylemek mümkün. ön alanda yaptığı baskı ile arkaya fazla iş düşmemesine ve bu sayede hakan'dan beklenen bindirmelerin gelmesine yardımcı oluyor riera. netekim ikinci gol, hakan'ın sağ ayağından çıkan şutun direkten dönmesi ile oldu. gökhan zan da yanında çakma ayıboğan yerine harbi ayıboğan olunca çok sırıtmadı. golünü attı ama kritik bir iki hatası var ki ujfa olmasa yine sıkıntıya girebilirdik. ujfa demişken; sezon başında forlan-reyes-ujfalusi üçlüsü için ispanya'ya gidip sadece ujfa ile dönen yönetime 3'ün 1'i diye yüklenenlere nazire yaparcasına faydalı olmaya devam ediyor. sağ bekte gösterdiği performanstan sonra bu maçta da ligin güreşçilerinden mehmet yıldız'a göz açtırmadan hiçbir pozisyonda ezilmeden işini yaptı. aykut'un rahat bir maç çıkarmasını sağladı. yanına iyi bir stoper daha koyabilirsek kaleciye ihtiyacımız kalmaz neredeyse.

    orta sahada yeri garanti olan selçuk ve melo'nun yanında denenen sabri ve eboue'den sonra sıra baytar'daydı. henüz fizik olarak hazır olmasa da hem sabri'den hem de eboue'den daha uygun olduğunu gösterdi bu bölgeye. maçı tamamlayamamasında fiziksel olarak yeterli seviyede olmamasının etkisi büyük. hazır olduğunda o bölgenin banko adamı olabilir. pitbull'a söylenecek laf bulmak çok zor. kiralık bir oyuncunun takımı bu kadar benimsemesi, bu kadar sahiplenmesi görülmüş müdür ben bilmiyorum. adamım benim bu sene forma almayacaktım ama bu adam bana forma aldıracak gibi ve ilk defa hayatımda formaya futbolcu ismi yazdıracağım.

    kazım ilk 3 maçtan daha derli toplu bir görüntüdeydi. özellikle savunmadaki müdahaleleri çok yerindeydi ama hücumda biraz daha toparlaması şart. riera'nın da henüz uyum sürecini atlatamamış olması nedeniyle, ilerideki tek forvet oynayan adam hep yalnız kalıyor. kanatlarımız işlemediği için uçamıyoruz. bu da zamanla aşılacaktır.

    maçın orta bölümünde oynanan oyun 96-2000'lerden esintiler sunuyordu. toplu rakibin başında biten 3 kişi ve sahanın her bölümünde yapılan pres ile kazanılan toplar iyi kullanılmaya başlayınca daha rahat maçlar seyredebileceğiz. temponun bütün maça yayılabilmesi için biraz daha sabretmemiz gerekiyor. yorulduğu için oyundan çıkmak isteyen oyuncuları ısrarla oyunda tutan terim belli ki onları zorlayarak kondisyonlarını artırmak istiyor. skor üstünlüğü de olunca bunu yapmak rahat tabi, bir şey demek düşmez bize.

    şimdi deplasmanda kazanma zamanı. ilk iki deplsamanda alınan kötü sonuçlardan sonra ankaragücü'nü yenip içeride bursa maçı ile zirveye doğru yol almaya başlamak lazım. captano'nun da dediği gibi; şikecileri kurtarmak için uydurulan play-off zırvası bizim işimize yarayacak bu gidişle. yeniden yapılanma senemizde bu piyangoyu iyi değelendirmek lazım.

    http://thisisthebesttillwedobetter.blogspot.com/...0-eskisehirspor.html
  • 134
    geç kalmış olabilirim ama maça gitmek için birazdan gidecek abilerime ablalarıma kardeşlerime sesleniyorum.

    bağırmayana mardin'de parası olmayıp maçı radyodan dinleyen çocuğun hakkı helal olmasın.

    izmir'de okuyup parası olmadığı için galatasaray aşkıyla yanıp tutuşan ama arenaya gelemeyen öğrencinin hakkı helal olmasın.

    80 yaşında dizleri tutmayan ama aşkla bağlandığı takımına arenada destek vermek isteyen dedenin hakkı helal olmasın.

    kısacası siz şanslı insanlarsınız bağırın be yıkın o stadı bugün.
  • 214
    alt bostancı hareket amirliğinden kalkan taraftar otobüsüyle gittiğim maç. şimdi bir defa, maça giderken ve gelirken yola herhangi bir ücret vermedim* ). iş çıkışı olduğundan 6.30 otobüsüne bindik. 2. köprüde inanılmaz bir trafik. maça yetişmemiz imkansız. fakat galatasaray yönetimi otobüsün emniyet şeridinden gitmesi için trafikten izin almış. bu sayede hiç beklemeden 45 dakikada stada ulaştık . bu bahsettiğim olay bana mucize gibi geldi. binlerce kişi trafikte sıkışmışken bizim yardıra yardıra yanlarından geçmemiz ve maça saatinde yetişmemiz yönetimin her bir taraftara ne kadar önem verdiğinide göstermiştir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın