• 152
    gençler birliği – galatasaray : 1-1 olur öyle, top bu

    önemli bir deplasmandı galatasaray için, beşiktaş için, fenerbahçe için. herkesi ilgilendiriyordu nitekim. 1-1 bitti. deplasmanda 1 puan fena değildir. sorun şu ki; galatasaray puan kaybetme limitini gereksizce doldurdu.

    melo, sneijder, chedjou (umarım doğru yazmışımdır) ilk 11’den 3 oyuncu eksikle çıktı. ilk devre sırıtmadı bu eksikler. uzun zamandır görmeyi özlediğimiz bir kontra golü attı takım. burak yılmaz’ın pası emre çolak’ın ofsayta düşmemek için gösterdiği çaba ve gol vuruşu çok iyiydi. burak yılmaz’ın kendi hazırladığı pozisyon kendisi için ofsayta düşmeme dersiydi. hatırlamıyorum ama belki burak yılmaz hiç ofsayta düşmedi bu maçta. en ileride oynamamasının de rolü var tabii. burak’tan devam edelim. santrafor arkası oynayınca pas yapmak zorunda kaldı. zorunda kaldı diyorum çünkü pas acemiliği çok belli oldu. olsun, daha genç öğrenir ilerleyen yıllarda.

    takım ikinci devre golü yiyeceğinin sinyallerini vermeye başlamıştı. 3 önemli oyuncunun eksikliğini ilk devre çok koşarak kapattı takım ama ilerleyen dakikalar direnci düşürdü. burada hamza hocanın devreye girip golden önce müdahale etmesi gerekirdi. saldıran gençlerbirliği’ne karşı bruma’yı daha önce oyuna alsa işler başka olabilirdi. en azından gençler bu kadar rahat saldıramazdı, arkalarına bakarak oynamak zorunda kalırdı. bu basit bir teknik direktör eksikliğidir, hatası bile değil. benim ya da taraftarın çoğunun düşündüğünü hoca düşünmedi diye hocayı asacak değilim. fenerli miyim ben? töbe töbe.

    olur böyle şeyler. olmasa, mourinho’nun her maçını kazanması gerekir, yetmez, farklı kazanması gerekir. siz genele ve sezon sonuna bakın gençler.
    ha, hocaya sallayanların bir çoğu demek ki fırsat kolluyordu. sonuçlar iyi olunca sesleri çıkmadı. sallamak means hakaret, küfür. yoksa taktiğini, oyuncu tercihini eleştirmek sallamak değil, demokratik haktır. karışmasın, ben bu kişileri karıştırmıyorum nitekim.

    rakiplerimizin haybeden penaltılar, ofsayttan goller, elle alıp sonradan özür dileyerek attıkları goller, çıkmayan kırmızı kartlarla kazandıkları puanlardan sonra galatasaray varsın böyle beraberlik alsın. bu işler böyle sürmez. bunun yolu da, sahada öyle bir basarsın ki, hakem falan hiçbir şey yapamaz. galatasaray bu yola girdi gidiyor.

    eee sonuç ne yani deyip faturanın dipteki tutarına bakanlar için bu son paragraf:
    galatasaray deplasmanda 1 puan kaybetti mi, 1 puan kazandı mı? işte bunun cevabını lig bitmeden veremeyiz. ben polyanna taraftar olduğum için her zaman 1 puan kazandıcılardan oldum, mutluyum. galatasaraylı herhangi birine küfür de etmem. hayat bana güzel lan.
    neydi, cahillik mutluluktur.

    kaptanın seyir defterine ek: 2014 işık yılı, gecelerden yine rakı:
    yazıyı yazmıştım aklıma geldi. hamit altıntop kötü oynuyor gerçekten. ama futbolu çok iyi biliyor. daha önce de yazdım, futbolu bildiği kadar onu oynayacak yeteneği yok. adam gitsin kpss'ye girsin, gitsin felsefe öğretmeni olsun yazıyor. len adam o paraya çalışır mı? ama aslında adam diyor ki, ibne milyon yüro alıyor, bana top oynasın. he, oynadı zaten. bayern'de, real'de oynadı adam. şimdi de o cv'sinin faydalarını görüyor. sen de oyna, sen de kpss'ye girme, tutan mı oldu?
    (üzmeyin beni, bak 48 olmak üzereyim. sonra ararsınız bi captano vardı nerede diye)

    *
  • 154
    milletin eski topçuları şike yaparken bizim stancunun bizde attığı gol sayısı kadarıncı golü bize atarak puan kaybettirdiği maçtır.galatasarayı diğerlerinden ayıran budur onlar ibrahim akınla,korcanlarla iş bağlarken biz şampiyonluk golünü eski futbolcumuzdan yiyebiliyoruz.
    maça gelince..keşke galatasarayı 13 yıldır izleyip iyi tanımasaydım.çünkü bu kritik maçı kazanamayacağımızı adım gibi biliyordum.yok abi yok bu takım böyle maçları kazanamıyor.güçsüz ama kritik takımları deplasmanda yenemiyor.haftaya beşiktaşa yenilirsek 6 puan fark olabilir.zaten pamuk ipliğine bağlıyız.şu an yıkık haldeyim ama açık konuşalım bugün şampiyonluk gitti galiba.takımdan da kimseye de kızmıyorum çünkü son 10 yılda böyle maçları çok yaşadık parçamız oldu resmen.yine de canınız sağolsun.
  • 155
    takımın içine sıçanlar prandelli değil revizyon yapacak götü olmayanlardır. takımın içine sıçanlar bas bas bağıran forvet, orta saha ve stoper mevkilerine transfer yapamayanlardır. takımın içine sıçanlar kadro mühendisliğinde facia adımlar atarak takıma saçma sapan oyuncuları dolduranlardır beyler. gitmesine çok sevinmiş olmama rağmen prandelli bu konuda suçlanacak en son kişidir. bu kadroyla mou bile bir yere kadar dayanabilir sonra o da tepetaklak olur. olay kadroda. olay hiç haketmediği halde milyon eurolar alanlar.

    ne demiş ata'm?

    (bkz: hakikati konuşmaktan korkmayınız)

    siz de korkmayın. burak'ın son dakikada atamadığı golleri çıkıp teknik ekip mi atsın, selçuk efendinin pas hatalarını teknik ekip mi telafi etsin?

    2 puan bıraktığımız maç. ayrıca şampiyonluğu 15. haftada kaçıran yazarları da gösteren maç. bir durun amk.
  • 156
    türk futbol tarihinin en büyük "truva"sına sahne olmuş maç. galatasaray taraftarı dağınık bir şekilde oturuyordu sonuçta cezalıydık. maç başladığı anda 100 kişilik bir grup cimbom diye bağırdı, millet akın akın koştu, o grup en az bin kişi oldu. ondan sonra futbolculara üçlü çektirmemi dersin, tezahüratlar mı dersin. üstelik resmi olarak bizim gibi gençlerbirliği taraftarını maçtan sonra çıkarmadılar*.
    edit: haberde de çıkmış
    http://www.ligtv.com.tr/...aylilar-yasagi-deldi
  • 157
    maç sonucunu tamamen kaçak saray ziyaretine bağlıyorum. lan maç günü kamptan futbolcu çıkarılıp ziyarete mi götürüler. adamların konsantre olması lazım, maça odaklanması lazım, kafasında maçı yaşaması, taktiklerin üzerinden geçmesi lazım.

    sen ne yapıyorsun, bunları yapması gerekirken, kaldırıyorsun kaçak saraya götürüyorsun, adamın dikkatini dağıtıyorsun, kimini hiç istemediği, kimini etrafında ne olaylar döndüğünü anlamadığını, kimini yalakalık yaptırmaya götürüyorsun.

    bu kaybedilen iki puanı ne hoca kaybetti, ne futbolcular kaybetti. yönetim ve özellikle abdürrahim albayrak kaybetti.
  • 158
    öncelikle maçı izleyemedim, demin özetini izledim şimdi gelip iki cümle edeyim;

    öyle aman aman kötü de oynamamışız, ki takımın bel kemiği olan üç yabancı oyuncu da yok. öne de geçmişiz ancak yine savunmada aynı sıkıntıları yaşamaya devam ediyoruz. bunlar çözülemeyecek problemler değil. şu deplasmana prandelli zamanında çıksaydık muhtemelen kanser olurduk, ızdırap yaşardık. çakma qral son dakika da o kafayı düzgün vursa galip de ayrılabilirmişiz.

    yani sırf şu maçla şampiyonluğu verdiğimizi söyleyen arkadaşlara da "sakin ol şampiyon, hele bir otur soluklan" demek lazım.

    bu takım, gelecek hafta tam kadro o beşiktaş'ın ağzına sıçar ve liderliği alıp yoluna devam eder. bundan şüphesi olan varsa da haftaya görüşürüz diyorum kendilerine. gereksiz abartılan bjk, bu aralar gol bile atamayan ancak penaltılarla galip gelen fenerden 2 yedi. hele en az burak kadar kazma emenike bile gol atmıştı hatırlatırım. biz öyle yada böyle fenere de koyduk 4 ocakta da bjk'yı yenip tatava yapmadan 20. şampiyonluğa gideceğiz.

    gençlerbirliği maçı ise şanssız berabere kaldığımız bir maç olmuş. en kötü 1-0'a bağlayıp ayrılsak tabi ki daha iyi olurdu ama karalar bağlayacak bir durum da yok.
  • 159
    twitterda takip edenler bilir macla ilgili ilk twitim toplam iq'nun en dusuk oldugu 11'le maca basladigimiz. melo yok sino yok. sabri balta burak dolu anasini satayim.

    galatasaray maca onde presle basladi. 15'te bu pres ortasahaya geriledi. 30'da ise artik kendi yaslaniyorduk. tempo golu atana kadar orta duzeydeydi. golu yiyene kadar dusuk. golu yedikten sonra ise her zamanki gibi topuklarimiz gotumuze carpiyodu. daha kac kere ayni seyi yasayacak bu takim? ya da bizler?

    sag kanat hamit sabri ikilisine emanetti. bir onceki lig macinda hamza'yi ipten alan ikili devam ediyordu. solda ise telles ve olcan. selcuk emre gobegi almislardi. umut her kanada saldiriyor adeta kendisini burak'a feda ediyordu. cunku umut bu kadar basmasa hamza hayatta 2 forvetle cikamazdi.

    gel gelelim burak bildigimiz burak'ti. daha 12'inci dakikada 3. topunu kaybetmisti. oyunun basinda fizik gucu yerinde olan oyuncular genelde pas hatasini zor yaparlar. 60'ta 70'te ardarda 2 tane top kaybi yapan oyuncu oyundan alinmaya en musait oyuncu olur.

    gencler genelde sag kanadimizi kullaniyordu. suclamak mumkun mu? ileriye cikan donemeyen sabri ve onun kademesine giremeyen hamit acik veriyorlardi. hamza mersin'in 60'tan sonraki nispeten dusuk kondusyonlu takimla taze genclerin ayni performansi verecegini dusunmustu. gecen maclarda aksayan sol kanat icin yaptigi operasyonun benzerinisag icin yapti. hamit'i sola emreyi saga olcan'i ortaya aldi. yani heralde aldi cunku olcan hic ortalarda yoktu. emre sagda hamit soldaydi top alip veriyorlardi ama ben spikerin olcan dedigini hatirlamiyorum.

    burak'in ender olarak 3 pasi dogru yaptigi bir zamanda golu bulduk. arkasindan burak'ta asist yapma merakini gorduk. bosta adam varken en zor durumdaki umut'a ortalar. ikinci yarida ceza sahasina girerken ortadan gelen selcuk ve hamit yerine cizgiye inmis emre'yle oynamalar. hep ama hep yanlis pas tercihleri. neyse pas vermeyi bu sezon ogrendi seneye de dogru tercihleri ogrenir. bizim de hayatimiz burak'in top oynamayi ogrenisini izlemekle gecer. ölümsuzuz biz sikinti degil. aslolan galatasaray degil burak.

    nerede kalmistik? bas bas bagiran gol geldi yedik rahatladik. hamza yasin'in kupadaki oyununa guvendi ve burak'in yerine aldi. pardon burak'in yerine alsaydi kazanirdik. olcan'in yerine aldi. dogru muydu? yanlis degildi bence. bruma'yi aldi nurak'in yerine. pardon berabere bitti di mi mac? umut'u cikardi.

    umut oyundan cikarken yuzu herseyi anlatiyordu. selcuk ve burak gibi medyada pr yapacak adami yoktu umut'un. sosyal medyada onu konusan bir avuc adamiz iste. sonra 84'te sinan girdi.

    sinan oyuna girdiginde 3 tane sert tekmeyle karsi karsiya kaldi. hicbirinde dusmedi. dusse rakibi sari alacakti ama onun derdi maci kazanmakti. kontrataklarda topu surerek cikan oydu. pas tercihleri dogruydu. iddia ediyorum sinan 10 dakika erken girseydi ve umut'la devam etseydi maci cevirmistik.

    ama benim bir lanetim vardi. havaalaninda italyan'a soyledigim soz kulagimda cinliyordu "90 minuti burak yilmaz eh... 90 minuti"*

    ek not: sag sol cizgiye inmek icin yapilan verkaclar gobekten yapilabilse skor cok farkli olurdu. lakin bizde o verkaclaei yapacak tek forvet var o da 20 yasinda kulubede.
  • 160
    26 aralık 2014 gençlerbirliği galatasaray maçının 60. dakikasında gençler takım olarak hücum ediyordu ve geride çok açık veriyordu. bi ara defansı yarı sahanın yayının oralara kadar çıkmıştı. tam o sıralarda topu rakip yarı sahaya daha hızlı taşımak için olcan-bruma, yavaş yavaş oyundan düşen hamit yerine yekta değişikliği yapılsaydı hafta sonu bizim için oldukça keyifli geçebilirdi.
  • 162
    bir akıl tutulmasıyla maçın cumartesi olduğunu sanarak çok uzun zaman önce tutmam gereken bir söz verdiğim ve bırakın tribünden izlemeyi ekran başından bile takip edemediğim; normalde her sene gittiğim gençlerbirliği deplasman maçımızdır. maç boyu telefon ile sürekli takip etmekle yetindim; ama özetten ve yorumlardan izlediğim kadarıyla haklı bir beraberlik aldığımız maç olmuştur. bu maçtan çıkardıklarım sneijder ve melo olmadığı zaman takımın ciddi bir mental problem yaşaması ve maalesef semih kayamızın önlenemez düşüşünün devam etmesi olmuştur. yediğimiz golde o kadar bariz bir hatası var ki eminim kendisi de sonradan çok üzülmüştür. inşallah sonradan çok arayacağımız bir puan kaybı yaşamamışızdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın