• 352
    sahada olanından, tribünde bağıranına ve oradan kenardaki teknik heyete kadar herkesin elinden geleni yapacağına inandığım maç.

    fenerbahçe' nin en önemli silahı önde baskı ve maç adeta yazı tura atışıyla başlayacak. eğer maça biz başlarsak maç başı itibariyle baskı kurmasını engelleyebiliriz.

    ilk ve son 20 dakika bizim adımıza maçın en kritik anlarının gelişeceğini düşündüğüm dakikalar olacak. umarım şans yanımızda olur.

    sonuç ne olursa olsun inanıyor ve güveniyoruz sizlere!

    (bkz: hedef 23)
    (bkz: konsantrasyon)
    (bkz: galatasaray sözlük sinerjisi)
    (bkz: galatasaray sözlük sinerji ekibi)
  • 353
    kötü enerjinin hiç yeri değil biliyorum ama ilk golü bulup sonra bunu koruyalım diye yaslanıp karşılığında bir gol de kendi kalemizde göreceğiz gibi bir his var.
    lütfen cesur olalım, bu iş ondan sonra çözülür gider zaten.

    düşünsenize 1'i attınız 5-10 dakikada kontra baskı yerken 2'yi de attınız. o stattan çıt çıkmaz çıt.

    hadi inşallah..
  • 355
    bu deplasmanda, sadece bu maç özelinde değil, genel olarak tek kazanma şansımız santrası olmayan bir gol atmak. maç 4 dakika uzadı mı, uzatmalara da 1 dakika ekledi mi, 94:55 falan, fener baskısı var ama topu kapıyoruz, hakem de bitiricek artık ama dur diyo amk, şu atak da autla, taçla, faulle vs bitsin de öyle çalayım son düdüğü. öyle olmuyor ama, son saniyede saplıyoruz golü, hakem de artık gaza geliyor, tarihe benim de adım geçsin diyor ve santra yapılmadan maçı bitiriyor.

    başka türlüsü olmaz arkadaşlar, 3 dk süre kalsa, çalınmayan bir faul, verilmeyen bir el, yaratılan bir frikik derken biz o golü yiyoruz. santrası olmayacak, saplıcaz sonra da soyunma odasına doğru 100 metre sağlık koşusu *

    tabi hayaller güzel ama gerçekler de acı malesef. çok zor maç olacak, sıkıntılı dakikalar, periyotlar yaşıyacağız. 1 gol atabilirsek 1 puanı çıkartabiliriz gibi geliyo zira fener bize illa ki 1 tane atacak. 2'yi yemeyelim yeter ki, 1-1'e bağlayabiliriz maçı.
  • 356
    "olmuyorsa zorlama, ya hayallerin kırılır ya kalbin. unutmuş gibi yap. çünkü güzel şeyler, onları hiç beklemediğinde gerçekleşir."
    gabriel garcia márquez.

    yıllarca bekledik. çok daha büyük oyuncularla bu maçlara çıkarken de bekledik. olmadı. o sahada kupalar kaldırdık; ancak bir türlü yenemedik. bekledik. her seferinde umutla bekledik. olmadı. belki de olmuyor diye zorladığımız için gerçekleştiremedik beklentilerimizi. oluruna bırakmak en güzeli belki de. belki bir gün baros'un direkten dönen topunu geç de olsa o kaleye sokabilecek biri çıkacak ve o galibiyet golü ile o galibiyeti göreceğiz. beklemeyeyim diyorum. belki beklemezsem gerçekleşir diyorum; fakat bunu düşünürken bile bir beklentinin içerisinde olduğumun farkına varıyorum. yine bekliyorum. bu maçta lemina olsaydı beklentim daha büyük olacaktı. yokluğunda biraz enerjim düşük bu konuda. lemina olsaydı bu maçı önceki maçlar öncesi gibi kesin bu sefer galip geleceğiz diye beklentiye girebilirdim. ama lemina yok ve en azından bu şekilde bir beklentim yok artık. belki de bu düşen beklentim ile beklemediğim bir güzel şey yaşarım.

    belki de fenerbahçe'yi sahasında yenebilmek o kadar da güzel bir şey değildir bizim için ve sadece bir teselliden ibarettir. asıl güzel olan şampiyonluklardır! bize güzel gelecek olan şampiyonluklardır ki 2018-2019 sezonundaki gibi şampiyonluk gitti deyip beklentimiz kalmayınca gerçekleşti bu güzel şey.

    kendime söz verdim kaybedersek üzülmeyeceğim. kazanırsak da abartılı sevinmeyeceğim.
  • 357
    fenerbahçe'de garry ve gustavo yok. emre de oynayamayacak büyük olasılıkla. ne kadro olarak ne de taktiksel anlamda bizden üstün bir takım değil fenerbahçe. kadıköy baskısı falan da artık bizi çok alakadar etmemeli diye düşünüyorum. zira bu takım ligin ilk yarısında rezalet bir performans gösterdiği zaman bile, taraftarın hiçbir umudunun olmadığı, önceki senelerde 3'er 4'er yiyip döndüğümüz ve bu sene ligin en iyi oynayan takımlarından trabzonspor deplasmanında faulden gol yemesine rağmen maçın ikinci yarısını domine ederek beraberlik çıkardı. o açıdan, kadıköy deplasmanı çok da aşırı gerilmemizi sağlayacak bir maç olmayacaktır. biz son yıllarda istediğimizi hep alıyoruz oradan, birkaç kere de galibiyetin ucundan döndük. fatih terim ve öğrencilerine güvenim tam. gereken oyunu oynayıp gereken puan ya da puanları alacaklarından şüphem yok. bu takım ikinci yarıda iyi sinyaller veriyor, eli boş dönmez kadıköyden de.
  • 359
    her ne kadar, özellikle kadıköy'deki maçlarda takımların sıralamadaki yerleri, genel form durumları, şu-bu hepsi taca çıkıyor olsa da biz mantık çerçevesinde irdelersek, benim naçizane dikkati çekmek istediğim hususlar şunlar;

    1-) oyunun hiçbir anında hırsımız aklımızın önüne geçmemeli.
    2-) oyunun ilk düdüğüyle birlikte fener'in bu seneki en büyük numarası olan erken gol amaçlı önde baskıyı izleyeceğimizi düşündüğümden, son maçlarımızda dikkatimi çeken 1. bölgede kalecimiz dahil olmak üzere geri dörtlü ile lemina-seri arasındaki riskli paslaşmalarıın (gerçi lemina yok ama) soruna yol açabileceğini öngörüyorum. bu bölgede eveleme-geveleme tipi paslaşmaları abartmaksızın topu en kısa ve hızlı yollardan 2. ve 3. bölgelere aktarabilmeliyiz.
    3-) ilk 15-20 dklık baskılarını kırıp, bu süreyi gol yemeden geçebilirsek, oyunun dengeleneceğini düşünüyorum.
    3-) kalemize kullanılan duran toplarda vedat, serdar, ozan gibi oyunculara hem vurdurmamalı, hem de ellere-kollara dikkat etmeliyiz. her türlü hinliğin peşinde olacaklarından hiç kuşkum yok.
    unutmayalım ki 22 yıldır olduğu gibi bugün de sahada bir hakem standardı olmayacak ve aleyhimize çok rahat düdükler çalınacaktır.
    4-) kesinlikle sahada 11 kişi kalabilmeliyiz. bu bağlamda tahriklere kapılmamalı, zaten gergin geçecek oyunu oyunu bir de biz gereksiz yere germemeliyiz, malumunuz genelde bu tip durumlarda zararlı çıkan biz oluyoruz. (bu nedenle 1. madde çok önemli)
    5-) en önemli hususlardan biri de, ola ki kaybettik, sonuçta futbol bu, bunun sadece 3 puan kaybı olacağını unutmadan ileriki haftaları riske atacak davranış, tutum, beyanat, sahadan eksilme, gereksiz kart...vs konularda da ayrıca dikkatli olmalıyız.
    ana amacımızın şampiyonluk olduğunu, bu maçın ana amaca giden araçlardan sadece biri olduğunu ve telafisinin olduğunu hiçbir an aklımızdan çıkarmamalıyız. (1. madde'nin burada da ön plana çıkıyor))

    ha bunlar olsa da kaybedebileceğimiz gibi, bunlar olmadan kazanabiliriz de, en başta dediğim gibi mantık çerçevesinde bütün yorumları taca atabilecek bir maç bu.
    bu nedenle şimdiden allah hakkımızda hayırlısını versin, umarım bizim için en hayırlı skorla sonlanır...
  • 360
    bu maçı kafamda yüz bin kere oynadım. çoğunda da biz yeniyorduk veya berabere bitiyordu.

    yenildiğimiz maçlarda ise duran top organizasyonundan yiyorduk hep.

    değerli sözlük yazarları gerçekten fenerbahçe'nin kadrosu cidden hiç iyi değil. kruse ve muriqi haricinde adam akıllı top oynayabilen yok.

    allah için altay kimdir, falette, ozan, tolga, isla, dirar falan kimdir? hepsi vasat futbolcular. serdar'a belki iyidir diyebilirim defansta.

    bu maçta kafa toplarından çok ama çok korkuyorum. eğer buna dikkat edersek galibiyet çok uzakta değil.

    hadi kadıköy deplasmanı falan fişman beraberliği anlarım ama mağlubiyet beni çok siniendirir.
  • 361
    agir beraberlik kokan bir mac. yanlis anlamayin, umitsizlik veya karamsarlik degil. kazanmamizi herseyden cok ben istiyorum. hatta fener’in dususte olmasi ve son haftalarda dogru nester vurup formda olmamiz cok buyuk avantaj zira bu mac kasim’da oynansaydi kafadan fener’e 2-0 yazardim. ama suan cok baska takim var.

    sorun su ki, turkiye fener’in 20 yildir yenilmemezlik serisinin bozulmasina hazir degil. ozellikle fener taraftarlari. bu macta yenilirlerse lig onlar icin biter. 2014’ten beri sampiyon olamadiklarini ve sezon basi uydurma sampiyonluklarla bizim onumuzde olduklarini iddia edip cirkeflikte sinir tanimadiklarini da hatirlarsak olasi bir yenilgi ulkede fenerler tarafindan ic savas bile cikarabilir.

    o yuzden simdiden her turlu algiyi yapmaya basladilar. gecen sene hakemle beraberligi kurtarmislardi, ne yazik ki muhtemelen bu sene de hakem mumkun oldugunda fener lehine calacak. gene de bir umit diyorum. hayat neden olmasin. ali koc aziz yildirim kadar guclu ve nufuz edebilen biri degil ama bir sekilde “nihat abi”lerinin eli degecektir bu maca.

    edit: bu entrymi afiyetle yiyorum suan. tuz da koydum oh ne guzel...
  • 363
    lemina’nin yoklugunda savunma onunde muhtemelen seri oynayacak. yani dribbling’le baski kirma ozelligi sifira yakin bir oyuncu. ersun yanal’in da bunu tahmin etmiyor olma olasiligi yok. mac planini biz topla cikmaya calisirken sok presler uzerine kuracak. savunmadan topla cikmamizi saglayacak tek oyuncu mariano. ersun yanal’in onun karsisina cigerci’yi koyacagina adim gibi eminim. fenerbahce’nin topa sahip olarak hukmettigi bir oyun ihtimali yok. once bizi karsilayacaklar.

    yanal’in mac plani su olacaktir:
    1) tolga cigerci’yle mariano’yu boğ.
    2) seri’ye kruse ve vedat’la sok pres yap.
    3) set oyununda turuc’un ters kanattan kaleye donen ortalariyla gol ara.

    bu bir satranc. elbette psikolojik tarafi yogun bir maca cikiyoruz ama manevi ustunlugu vermessek biliyoruz ki topla arasi iyi olmayan fenerbahce taraftarinin onunde bu sinavi gecemez.

    derbinin sifreleri:
    1) egonu bir kenara birak, topu fener’e ver!
    bence en onemli kisim. erken bir gol yemedigimiz her senaryoda kazanmak zorunda olan fenerbahce, yetersiz ayaklariyla ustumuze gelmeye calisacak. gidisati tahmin etmek cok zor degil.
    2) vedat’in hava topu hakimiyetini ve deniz’in kesmelerini dusunup mutlaka onlem alinmali. omer mutlaka deniz’i pasifize etmeli. mac planinda kesinlikle kolay gol olacak yanal’in. geri dusmedigimiz her saniye cok kiymetli. nagotomo’nun defansif eksikligini en cok hissedecegimiz mac bana kalirsa. ters ayakli bir sag acigin karsisina ters ayakli linnes’i koymak ve yardim getirmek makul gorunuyor.
    3) mariano’ya feg uzerinden yardim getir. gerekirse feg’i ortalama pozisyonu sag ic olacak sekilde konumlandir. mariano’ya ozgurluk alani yaratamadigimiz her senaryoda defanstan cikarken top kaybediyoruz.

    topu ve egonu birak. ayaklarina dolassin. kazanmak zorunda olan kapasitesiz bir takim var karsinda.
  • 367
    kafamda oynadığım maçta biz her türlü gol buluyoruz. onyekuru defansın arkasına sarkıyor atıyor, adem ceza sahasında atıyor, falcao sineği vurup atıyor, emre akbaba kenardan yapılan ortaya vurarak atıyor da atıyor. yani gol atıyoruz. golü ise ya seri ya da belhanda'nın top kaybında veya duran toptan yiyoruz. vedat'ı kitlersek maçı kazanırız. burada donk'a büyük iş düşüyor. birde keşke lemina da olsaydı.
  • 368
    net bir galibiyet alacağımız maç gibi büyük konuşmamamız gereken maç. ne gereksiz bir korku, ne de fazla bir cesaret, ihtiyacımız olan. yenersek şampiyonluk yolunda büyük bir güven kazanacağız, şampiyon olursak buradan müthiş bir hikaye çıkacak ama yenilirsek ya da berabere kalırsak da yarıştan kopacağımız bir noktada değiliz. ilk yarıdaki oyuna devam etsek, belki de bu maçın hiç bir anlamı kalmayacaktı daha şimdiden sezon bitmiş olacaktı. büyük bir gelişme sağladık gerçekten hem oyun hem de sonuç olarak. bugün bu maçta galibiyet umudumuzun kaynağı da budur.

    yıllar olmuş burada kazanamıyoruz, ama son yıllarda kolay kolay yenilmiyoruz da. artık buradaki kayba taraftar da futbolcu da duyarsızlaştı. üstüne bu sahada kupa kazanarak karşı tarafın kafasına bir baskı unsuru yerleştirdik. yavaş yavaş bu seri sona ermeye yaklaşıyor gibi. umalım ki bu maçta son bulsun.
  • 371
    maç güreşe dönerse fenerbahçe'ye, atletizme dönerse bize yakın olacaktır. son ankaragücü maçı fenerbahçe defansının defolarını çok net gösterdi ki o maçta iç saha oyunu oynadılar. hızlı olmalıyız, kısa pası saplantı haline getirmeyip gerektiğinde uzun çıkarak rakip savunmayı geri koşturmalıyız. karşıda adım attıkça pozisyon kaybeden bir savunma var, tek ihtiyacımız olan birkaç isabetli uzun top!
  • 372
    2 konuda sürekli umutlanıp, umudumu yitirdim diyorum sonrasında. birisi kadıköy deplasmanı, birisi de istanbul’a dönmem.

    ve bugün yine umutluyum ki her sene bu deplasmana denk gelen başka şeylere umutlanıyorum illaki bir şey denk geliyor. bugün önce kadıköy’de koycaz, sonra da haftaya kadıköy’deki iş görüşmesinde ben koycam.

    (bkz: inandık biz sizlere)
App Store'dan indirin Google Play'den alın