1
https://tr.beinsports.com/...saray-hk-kayserispor (3.26-3.40 arası)
23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'nın 92. dakikasında hasan hüseyin acar'ın martin linnes'in hem sağ hem de sol ayağına ayrı ayrı olmak üzere arkadan yaptığı müdahale ile düşürmesi sonucu verilmeyen penaltıdır. pozisyon öyle bir pozisyon ki hasan hüseyin acar, martin linnes'in sağ ayağına vuruyor, sol ayağına vuruyor, topa da vuramıyor. yani pozisyon öyle bir pozisyon ki penaltı kararı verilse sosyal medyadaki fbjk'liler "böyle penaltı yanlışlıkla yapılmaz" denip hasan hüseyin acar suçlanır maç satmakla.
bugünkü yönetimi bazı galatasaray taraftarları tarafından çok beğenilmiş olan orta hakem turgut doman görüldüğü üzere pozisyonu gayet net bir şekilde görüyor;
https://gss.gs/5h5.png
karşılaşmada video yardımcı hakem sisteminin de devrede olduğunu hatırlatmak gerek. var hakemi de yönetimimizin 2 ay önce beyaz sayfa açtığı ali palabıyık.
pozisyonun çeşitli mecralardaki yansımaları;
ekşi sözlük : 3 büyüklerin maçlarında istisnasız her olaya başlık açılan mecrada başlığı bile açılmadı.
twitter : gündem olmadı.
galatasaray sözlük : gündem olmadığı gibi, hakemin harika maç yönettiğini söyleyenler çıktı.
mustafa cengiz yönetimi : esas ortalığı yıkması gerekenler bu arkadaşlar ama her zaman olduğu gibi hakkımızı savunmaktan acizler.
fatih terim : üzücü bir şekilde hoca da gündeme getirmedi bu pozisyonu. belki maçın genel dinamiklerinden (penaltı+kırmızı olması, çok iyi oynayıp golü atamamamız vs.) ve aleyhindeki algıdan dolayı konuşmak istemedi ama +5 uzatmayı eleştirmiş olup bu pozisyon hakkında konuşmaması yanlış.
pozisyonun penaltı olduğunu gündeme getirmeye çalışan bir avuç galatasaray taraftarı : kale bile alınmadılar, hatta inanılmaz bir şekilde kendi renktaşları tarafından eleştirildiler.
yanlış anlaşılma olmasın bu arada. pozisyon tartışmalı bir pozisyon değil, tartışmasız bir penaltı ve verilmemesi 2 puanımıza mal olan bir penaltı.
gerçi sen camia olarak (yönetim, futbolcu, teknik ekip, taraftar) bu penaltının verilmemesine gereken tepkiyi göstermiyorsan başına gelecek budur. süper lig 2018-2019 sezonu'nun ilk yarısında da aynısı oldu, süper lig 2019-2020 sezonu'nun pandemi sonrası bölümünde de.
hala "özeleştiri yapacağım ben, hakemlere ses çıkarmayacağım" kafası hakim. yazık gerçekten. iyi oynamamıza rağmen kolay maçta puan kaybettik, eksikler canımızı çok yaktı, bireysel hatalar canımızı çok yaktı, belki değişiklikler de hatalıydı... hepsi düzelir.
ama şu "reaksiyonsuzluk" hiçbir zaman düzelmeyecek gibi duruyor. ben galatasaray'ı takip etmeye başlayalı beri (2004) aynı reaksiyonsuzluk, aynı hakkını savunamama, aynı acziyet devam ediyor. rakiplerimizden nispeten daha iyi yönetildiğimiz, winner genlerine sahip olduğumuz ve fatih terim gibi bir efsaneye sahip olduğumuz için şampiyonluklar, kupalar geliyor ama hiçbir zaman istediğimiz, hak ettiğimiz dominasyonu sağlayamıyoruz. çünkü saha dışında çok güçsüzüz. bu 2004-2020 arası da böyleydi, 1925-1985 arası koca 60 yıl boyunca da böyleydi. 1985-2004 arasında belki biraz gücümüz olmuştur, o da belki. 2020 sonrası dönemde de aynı durum uzun yıllar boyunca devam edecek gibi duruyor.
- bu "reaksiyonsuzluk" takımımızın 3 lig alta düşecek derecede şike yapmış olan rakibinin şikesinin ortaya çıkmasının üzerinden 1 sene bile geçmeden deplasmanda şampiyonluk maçına çıkmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2017-2018 sezonu, süper lig 2018-2019 sezonu gibi aleyhimize yapılmamış hakem hatasının kalmadığı 2 sezonda hakemlere rağmen aldığımız şampiyonlukta dahi medya ve sosyal medyada algının tam tersi olmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2019-2020 sezonu ve hatta süper lig 2016-2017 sezonu'nda umutlarımızın göz göre göre çalınmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" yayıncı kuruluşun camiamızla yıllardır alenen taşşak geçmesine neden oldu; (bkz: #3009743) ve (bkz: #3011785).
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2010-2011 sezonu'nun başından beri 3 büyükler arasında hakemler konusunda en "şanslı" takım olan fenerbahçe'nin ve bu konuda 2. en şanslı olan beşiktaş'ın mağduru oynayıp galatasaray'ı şeytanlaştırmayı başarmasına neden oldu;
(bkz: #3001688)
süper lig 2010-2011 sezonu'nun ilk günü ila 24 ekim 2020 saat 18.15 tarihi arasında;
rakibinin gördüğü sarı kart - gördüğü sarı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +172
fenerbahçe = +220
beşiktaş = + 194
rakibinin gördüğü kırmızı kart - gördüğü kırmızı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +11
fenerbahçe = +25
beşiktaş = -2
kullandığı penaltılar - rakiplerinin kullandığı penaltılar (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +26
fenerbahçe = +33
beşiktaş = +29
not: istatistiklerin daha detaylı hali entry'de var.
- bu "reaksiyonsuzluk" tff, mhk, pfdk ve tahkim kurulu gibi futbolu yöneten kurullara ve medyaya çoğu galatasaray kompleksi ve galatasaray düşmanlığı'na sahip olan fbjk'lilerin dolmasına sebep oldu.
- hatta ve hatta bu "reaksiyonsuzluk" bize beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu, beko basketbol ligi 2013-2014 sezonu ((bkz: 3 haziran 2014 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı)), kadınlar basketbol ligi 2012-2013 sezonu ((bkz: 26 nisan 2013 fenerbahçe galatasaray kadın basketbol maçı)) ve 2013 erkekler basketbol türkiye kupası ((bkz: 10 şubat 2013 fenerbahçe ülker galatasaray basketbol maçı)) şampiyonluklarına mal oldu.
3 lig, 1 türkiye kupası şampiyonluklarından bahsediyoruz, mahalle kupaları değil yani. trabzonspor'u 3 temmuz'un üstüne gitmemekle suçlayan taraftarımızın gıkı bile çıkmadı beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu'nda. sanki hakkımızı çatır çatır yememişler gibi, sanki recep ankaralı - semih özsoy ses kaydı çıkmamış gibi unutuldu gitti o sene, o seneler. beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu'nda hakkımızı yedirmeyeceğimiz yerde; ya da ülkenin en büyük camiasıyız ya, hakkımızı yiyenlere gereken mesajı verip bir daha hakkımızın yenmemesini sağlayacağımıza maça çıkmayıp tişört bastırdık ve o bize yetti. ben aklıma geldikçe hala çıldırıyorum beko basketbol ligi 2013 - 2014 sezonu'na, ama özellikle renktaşlarımın "asalet mecbur kılar" diyip geçmelerine. adamlar bir sezonun emeğini çaldı ve "asalet mecbur kılar" diyip geçtik, hala inanamıyorum.
- bu "reaksiyonsuzluk" dünya tarihinde belki de bir ilk, rakibimizin yaptığı şikeden mağdur olmasına ve yaptıkları kanıtlı itiraflı şikenin suçunun bize kalmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" az daha 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı rakibimizin sahaya istettiği kupayı kaldırmamıza izin vermemesine yol açacaktı, 40 yılın başı gereken reaksiyonu vererek bu rezilliği engelledik çok şükür.
- bu "reaksiyonsuzluk", korkum o ki rakiplerimizin türkiye kupası kadar bile şampiyonluklara eklenme hakkı olmayan 1925-1955 arası kupaları da (bkz: #2962464) hanelerine ekleyip şampiyonluk sayılarını kendi lehlerine ciddi ölçüde değiştirmelerine neden olacak.
bu "reaksiyonsuzluk" daha aklıma gelmeyen birçok haksızlığa maruz kalmamıza neden oldu/oluyor/olacak.
ama çok sevgili galatasaray taraftarı (çok az bir kısmı hariç) ve çok sevgili galatasaray yönetimleri izlemeye devam etsin, oh ne güzel. demek ki basketbolda 3 senede 4 kupamızın elimizden alınmasını, istisnasız tüm şampiyonluklarımızın karalanmasını, aleyhimizdeki felaket hakem kararlarını, 2016-17 ve 2019-20 gibi sezonlarda başımıza gelenleri, medyadaki ve kurumlardaki galatasaray düşmanlığını vs. vs. benden daha "olgun" karşılayabiliyorlar. ben bu saydıklarımı sindiremiyorum, demek ki camianın %99'u sindirebiliyor. sanırım midemde bir hazım problemi var. bu tip sıkıntılara "the blue pill" diye bir ilaç iyi geliyormuş, onu deneyeyim bari.
not: entry çok dallanıp budaklandı, bu maç özelinde son 10 senemizinin, hatta daha öncesinin röntgenini çekmeye çalıştım ve entry belki de bağlamından biraz koptu. sonuç olarak 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'nın 90+2'sinde skor 1-1 iken %100000 penaltımız verilmemiş ve 2 puanımız gasp edilmiştir. maalesef birkaçımız hariç galatasaray camiası da dahil olmak üzere kimse bu durumu umursamamıştır.
edit: hem sağ hem de sol ayağa ayrı ayrı olmak üzere topa da dokunmadan arkadan müdahale yapıp rakibini ceza sahası içinde düşürmenin penaltı olmadığını da öğrenmiş olduk (!). sözlüğümüzün güzide yazarlarının ikna olması için linnes yumruk yemeliydi demek ki.
23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'nın 92. dakikasında hasan hüseyin acar'ın martin linnes'in hem sağ hem de sol ayağına ayrı ayrı olmak üzere arkadan yaptığı müdahale ile düşürmesi sonucu verilmeyen penaltıdır. pozisyon öyle bir pozisyon ki hasan hüseyin acar, martin linnes'in sağ ayağına vuruyor, sol ayağına vuruyor, topa da vuramıyor. yani pozisyon öyle bir pozisyon ki penaltı kararı verilse sosyal medyadaki fbjk'liler "böyle penaltı yanlışlıkla yapılmaz" denip hasan hüseyin acar suçlanır maç satmakla.
bugünkü yönetimi bazı galatasaray taraftarları tarafından çok beğenilmiş olan orta hakem turgut doman görüldüğü üzere pozisyonu gayet net bir şekilde görüyor;
https://gss.gs/5h5.png
karşılaşmada video yardımcı hakem sisteminin de devrede olduğunu hatırlatmak gerek. var hakemi de yönetimimizin 2 ay önce beyaz sayfa açtığı ali palabıyık.
pozisyonun çeşitli mecralardaki yansımaları;
ekşi sözlük : 3 büyüklerin maçlarında istisnasız her olaya başlık açılan mecrada başlığı bile açılmadı.
twitter : gündem olmadı.
galatasaray sözlük : gündem olmadığı gibi, hakemin harika maç yönettiğini söyleyenler çıktı.
mustafa cengiz yönetimi : esas ortalığı yıkması gerekenler bu arkadaşlar ama her zaman olduğu gibi hakkımızı savunmaktan acizler.
fatih terim : üzücü bir şekilde hoca da gündeme getirmedi bu pozisyonu. belki maçın genel dinamiklerinden (penaltı+kırmızı olması, çok iyi oynayıp golü atamamamız vs.) ve aleyhindeki algıdan dolayı konuşmak istemedi ama +5 uzatmayı eleştirmiş olup bu pozisyon hakkında konuşmaması yanlış.
pozisyonun penaltı olduğunu gündeme getirmeye çalışan bir avuç galatasaray taraftarı : kale bile alınmadılar, hatta inanılmaz bir şekilde kendi renktaşları tarafından eleştirildiler.
yanlış anlaşılma olmasın bu arada. pozisyon tartışmalı bir pozisyon değil, tartışmasız bir penaltı ve verilmemesi 2 puanımıza mal olan bir penaltı.
gerçi sen camia olarak (yönetim, futbolcu, teknik ekip, taraftar) bu penaltının verilmemesine gereken tepkiyi göstermiyorsan başına gelecek budur. süper lig 2018-2019 sezonu'nun ilk yarısında da aynısı oldu, süper lig 2019-2020 sezonu'nun pandemi sonrası bölümünde de.
hala "özeleştiri yapacağım ben, hakemlere ses çıkarmayacağım" kafası hakim. yazık gerçekten. iyi oynamamıza rağmen kolay maçta puan kaybettik, eksikler canımızı çok yaktı, bireysel hatalar canımızı çok yaktı, belki değişiklikler de hatalıydı... hepsi düzelir.
ama şu "reaksiyonsuzluk" hiçbir zaman düzelmeyecek gibi duruyor. ben galatasaray'ı takip etmeye başlayalı beri (2004) aynı reaksiyonsuzluk, aynı hakkını savunamama, aynı acziyet devam ediyor. rakiplerimizden nispeten daha iyi yönetildiğimiz, winner genlerine sahip olduğumuz ve fatih terim gibi bir efsaneye sahip olduğumuz için şampiyonluklar, kupalar geliyor ama hiçbir zaman istediğimiz, hak ettiğimiz dominasyonu sağlayamıyoruz. çünkü saha dışında çok güçsüzüz. bu 2004-2020 arası da böyleydi, 1925-1985 arası koca 60 yıl boyunca da böyleydi. 1985-2004 arasında belki biraz gücümüz olmuştur, o da belki. 2020 sonrası dönemde de aynı durum uzun yıllar boyunca devam edecek gibi duruyor.
- bu "reaksiyonsuzluk" takımımızın 3 lig alta düşecek derecede şike yapmış olan rakibinin şikesinin ortaya çıkmasının üzerinden 1 sene bile geçmeden deplasmanda şampiyonluk maçına çıkmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2017-2018 sezonu, süper lig 2018-2019 sezonu gibi aleyhimize yapılmamış hakem hatasının kalmadığı 2 sezonda hakemlere rağmen aldığımız şampiyonlukta dahi medya ve sosyal medyada algının tam tersi olmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2019-2020 sezonu ve hatta süper lig 2016-2017 sezonu'nda umutlarımızın göz göre göre çalınmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" yayıncı kuruluşun camiamızla yıllardır alenen taşşak geçmesine neden oldu; (bkz: #3009743) ve (bkz: #3011785).
- bu "reaksiyonsuzluk" süper lig 2010-2011 sezonu'nun başından beri 3 büyükler arasında hakemler konusunda en "şanslı" takım olan fenerbahçe'nin ve bu konuda 2. en şanslı olan beşiktaş'ın mağduru oynayıp galatasaray'ı şeytanlaştırmayı başarmasına neden oldu;
(bkz: #3001688)
süper lig 2010-2011 sezonu'nun ilk günü ila 24 ekim 2020 saat 18.15 tarihi arasında;
rakibinin gördüğü sarı kart - gördüğü sarı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +172
fenerbahçe = +220
beşiktaş = + 194
rakibinin gördüğü kırmızı kart - gördüğü kırmızı kart (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +11
fenerbahçe = +25
beşiktaş = -2
kullandığı penaltılar - rakiplerinin kullandığı penaltılar (fazla olan hakem yönünden daha şanslı);
galatasaray = +26
fenerbahçe = +33
beşiktaş = +29
not: istatistiklerin daha detaylı hali entry'de var.
- bu "reaksiyonsuzluk" tff, mhk, pfdk ve tahkim kurulu gibi futbolu yöneten kurullara ve medyaya çoğu galatasaray kompleksi ve galatasaray düşmanlığı'na sahip olan fbjk'lilerin dolmasına sebep oldu.
- hatta ve hatta bu "reaksiyonsuzluk" bize beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu, beko basketbol ligi 2013-2014 sezonu ((bkz: 3 haziran 2014 fenerbahçe galatasaray basketbol maçı)), kadınlar basketbol ligi 2012-2013 sezonu ((bkz: 26 nisan 2013 fenerbahçe galatasaray kadın basketbol maçı)) ve 2013 erkekler basketbol türkiye kupası ((bkz: 10 şubat 2013 fenerbahçe ülker galatasaray basketbol maçı)) şampiyonluklarına mal oldu.
3 lig, 1 türkiye kupası şampiyonluklarından bahsediyoruz, mahalle kupaları değil yani. trabzonspor'u 3 temmuz'un üstüne gitmemekle suçlayan taraftarımızın gıkı bile çıkmadı beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu'nda. sanki hakkımızı çatır çatır yememişler gibi, sanki recep ankaralı - semih özsoy ses kaydı çıkmamış gibi unutuldu gitti o sene, o seneler. beko basketbol ligi 2010 - 2011 sezonu'nda hakkımızı yedirmeyeceğimiz yerde; ya da ülkenin en büyük camiasıyız ya, hakkımızı yiyenlere gereken mesajı verip bir daha hakkımızın yenmemesini sağlayacağımıza maça çıkmayıp tişört bastırdık ve o bize yetti. ben aklıma geldikçe hala çıldırıyorum beko basketbol ligi 2013 - 2014 sezonu'na, ama özellikle renktaşlarımın "asalet mecbur kılar" diyip geçmelerine. adamlar bir sezonun emeğini çaldı ve "asalet mecbur kılar" diyip geçtik, hala inanamıyorum.
- bu "reaksiyonsuzluk" dünya tarihinde belki de bir ilk, rakibimizin yaptığı şikeden mağdur olmasına ve yaptıkları kanıtlı itiraflı şikenin suçunun bize kalmasına neden oldu.
- bu "reaksiyonsuzluk" az daha 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı rakibimizin sahaya istettiği kupayı kaldırmamıza izin vermemesine yol açacaktı, 40 yılın başı gereken reaksiyonu vererek bu rezilliği engelledik çok şükür.
- bu "reaksiyonsuzluk", korkum o ki rakiplerimizin türkiye kupası kadar bile şampiyonluklara eklenme hakkı olmayan 1925-1955 arası kupaları da (bkz: #2962464) hanelerine ekleyip şampiyonluk sayılarını kendi lehlerine ciddi ölçüde değiştirmelerine neden olacak.
bu "reaksiyonsuzluk" daha aklıma gelmeyen birçok haksızlığa maruz kalmamıza neden oldu/oluyor/olacak.
ama çok sevgili galatasaray taraftarı (çok az bir kısmı hariç) ve çok sevgili galatasaray yönetimleri izlemeye devam etsin, oh ne güzel. demek ki basketbolda 3 senede 4 kupamızın elimizden alınmasını, istisnasız tüm şampiyonluklarımızın karalanmasını, aleyhimizdeki felaket hakem kararlarını, 2016-17 ve 2019-20 gibi sezonlarda başımıza gelenleri, medyadaki ve kurumlardaki galatasaray düşmanlığını vs. vs. benden daha "olgun" karşılayabiliyorlar. ben bu saydıklarımı sindiremiyorum, demek ki camianın %99'u sindirebiliyor. sanırım midemde bir hazım problemi var. bu tip sıkıntılara "the blue pill" diye bir ilaç iyi geliyormuş, onu deneyeyim bari.
not: entry çok dallanıp budaklandı, bu maç özelinde son 10 senemizinin, hatta daha öncesinin röntgenini çekmeye çalıştım ve entry belki de bağlamından biraz koptu. sonuç olarak 23 kasım 2020 galatasaray kayserispor maçı'nın 90+2'sinde skor 1-1 iken %100000 penaltımız verilmemiş ve 2 puanımız gasp edilmiştir. maalesef birkaçımız hariç galatasaray camiası da dahil olmak üzere kimse bu durumu umursamamıştır.
edit: hem sağ hem de sol ayağa ayrı ayrı olmak üzere topa da dokunmadan arkadan müdahale yapıp rakibini ceza sahası içinde düşürmenin penaltı olmadığını da öğrenmiş olduk (!). sözlüğümüzün güzide yazarlarının ikna olması için linnes yumruk yemeliydi demek ki.