• 352
    futbol'un adaleti tanımını falan kullanmaya gerek yok artık. deplasmanda o teraziyi dengelemek elimizde. rakibin en antipatik oyuncusu aynı zamanda en iyi oyuncusu, maçın adamı seçildi. bu maç "atamayana atarlar"la açıklanabilecek bir maç değil. daha iyi bir takımız, yine böyle oynayarak fark yapmalı, bunun mucize olduğunu ispatlamalıyız. işte o zaman adalet yelkovanı bizden yana dönmeye başlayacaktır. tesadüfler, ihtimaller, istatistikler, ayı çıkabilir, taş düşebilirler geride kaldı. aksi halde galatasaray kalitesini, centilmenliğini göstermiş olmak yetmeyecektir. spor'a tam anlamıyla sadece spor'a ihtiyaç vardı, biz bunu başardık. şimdi de skor'a ihtiyaç var. eminim büyük galatasaray bunu da başaracaktır. şartlar ne olursa olsun, son nefese kadar, en büyük "galatasaray".
  • 356
    http://dakika90.blogspot.com/...-oynamak-yetmez.html

    yukarda objektif yorumum var.

    maç boyunca futbol adına hiçbir şey yapmayan , yerlerden kalkmayan , sertliği futbol adına kullanmayan , maç sonu kendisine en ufak bir hakarette bulunmamış taraftara el kol yapan , iki pozisyonla maç bitiren ama o maçı kazanan bir takımın galibiyetini izledik bugün. şaşırmamak gerekiyor , türk futbolunun kirliliği ve her yeni gün uydurduğu yeni uygulamalar bunu gerektiriyordu zaten. tarih şampiyonu bu saçma organizasyonu kazanan olarak yazacakmış ; tarihi böyle yazıtlara da alet ettiler. 9 puan farkla bitirdiğin lig bir anda 5 puanlık bir ranta dönüştüğünde itiraz edenler o rezilliği saha ve saha dışında yaşayanlardı. neticede istenen oldu , kazanan rant olacak.

    maç içinde yakaladıklarını atamayan futbolcularımız oldu ama kızamıyorum. neden kızamıyorum , çünkü bu adamlar senelerdir 34 maç oynayıp tatile çıkmış insanlar. ha diyeceksin ki fenerbahçe 28 maç mı oynadı ? futbolu oynayan yorulur , oynamayan değil derim ben sana.

    ek olarak mehmet topuz'un yaptığı hareket hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. ya da vazgeçtim istemiyorum , çok yakıştı formasına. gerçekten.
  • 359
    --- alıntı ---*
    999.galatasaray'ın bu sezon kadro kalitesi, teknik direktör, oyuncu yapısı ve kondisyonu ile fenerbahçe'den en az 3 gömlek üstün oldugunu görmemizi saglamıs maç. malumunuz üzerine bunun belli baslı sebepleri var, fakat bu derece teslim olup, aciz kalmayı kabul edemiyorum. bir fenerbahçeli olarak maçı izlemek açıkçası işkenceydi. tek taraflı bir maçın nesi zevkli olsun ki ? adamlar nerden baksan 70 dakika istekli,arzulu ve dominant oyununu fenerbahçe'ye kabul ettirdi ve oyun olarak rahatlıkla fenerbahçe'yi ezdi diyebilirim. volkan'ın insanüstü performansı ve kaleci şansı ile farktan kurtulduk ve kornersiz, frikiksiz sadece 2 pozisyon ile maçı almasını bildik. evet önemli olan "kazanmak" olabilir ama böyle bir galibiyeti açıkçası içime sindirdiğim söylenemez.
    --- alıntı ---
  • 367
    maçtan önce hepimizin beklentileri vardı, herkes defalarca kez oynatmıştı maçı kafasında. sahaya çıkacak futbolculara teker teker dualar edilmiş, onlardan beklentiler sıralanmıştı. sizler bizim kalbimizin kazananlarısınız ne olursa olsun denmişti. hayaller güzeldi, beklentiler gerçeğe kavuşacaktı. maç başladı, beklediğimiz şekilde, baskıyla. gol gelmedi. kontrataktan golü buldular, denedik, sakin kaldık, oyun sistemini bozmadan inatla sabırla oynadık. sinirlenmeden, korkmadan, acaba demeden. çok acaip goller kaçırdık, ama selçuk’a dayanamadı top ve onların 1 numarasının parmaklarının ucundan sıyrılıp ağlarla buluştu. golden henüz 10 saniye sonra çok net kaçırdık, 1dakika sonra daha net pozisyonunu kaçırdık, olmadı atamadık. ama geliyordu gol, o baskı sonuç verecekti, tribün de inanmıştı. olmadı atamadık. yedik. bitti. futbol adına her şeyi yapmamıza rağmen yapamadık atamadık. girmedi kaleye. geçemedik kalecilerini, olmadı yani yapamadık. her istatistikte önde olmamıza rağmen, rezil etmemize rağmen olmadı.
    ağladım maçtan sonra, neden diye sordum onlarca kişiye, cevap alamadım. neden sorusuna cevabımız yoktu bugün. cevabı olan varsa paylaşsın ki az da olsa rahat nefes alayım. geçen sene çok ağladım, hatta geçen yıl bu zamanlarda küme düşücez diye ağlamıştım, küme düşmek-puan farkı 2 oldu diye ağlamak. çok fark var be arasında çok. geçen yıl maç skorlarından bağımsız takımdakilere sinirimden ağlamıştım, ruhsuzluklarından, çaba göstermemelerinden, kazanmayı benim kadar bizim kadar istememelerinden dolayı. bu seferki ise bambaşkaydı, üzüldüm çokça, takımdakilerin çabalarının boşa gitmesine, bugün sırf biz üzüldük diye üzüleceklerinden dolayı. sırf istediklerini yapamadılar diye, sırf kalpleri kırıldı diye, kalbimiz kırıldı diye. sinirlenecek kimse yok takımda, ellerinden geleni yaptılar. benim kadar istediler benim dilediğim kadar mücadele ettiler. ama” iyiler mutlaka kazanır” sözü gerçekleşmedi bugün, gerçekleşemedi. bize hep böyle denmemiş miydi. iyi bizdik, en iyisi en doğrusu en hak edeni bizdik. ama olmadı, söz “iyiler sonunda mutlaka kazanır” şeklinde değil miydi ama. son bugün değildi belki de son’un tarihi 22 nisandan sonrası olmalı belki de. playoffu çıkaran şeref yoksunlarına, bugünkü sonuca deli gibi sevinen ligtv+federasyona cevabı vermek aslanlarımızın görevi, benim gönlümün iyileri onlar, her biri teker teker.

    derbiyi kazanamadık diye
    şampiyonluk gitti zannetme..
    üstünüzdeki forma güç verir size
    hakkını verin sadece...

    unutmayın iyiler “sonunda” mutlaka kazanacak.
  • 371
    bu maçta aldığımız mağlubiyet bence şampiyonluğa mal olmuştur. en basit bir hesapla, iki takım da son maça kadar olan maçları kazansa 2 puan farkla kadıköy'e gideceğiz ve karşımızda, rakibi kendisini sikmesine rağmen deplasmandan 3 puanla dönen aşırı motive bir takım olacak. bence bu durumda orada kazanmamız zor.

    özet: balınızı sikeyim şikeci ibneler.
  • 373
    midede uzun zaman çıkmayacak bir yumruk. öyle bir yumruk ki, binlerce kilometre ötede, alçak ve şerefsizlere diz çöktürmemenin, yine yaptıklarının yanlarına kalacak olmasının, ali sami yen'in çimlerinin yedi kat dibine, bir daha çıkamayacak üzere gömememenin dayanılmaz gazabı.

    şampiyonluk batsın. evet ezildiler, evet 75 dakika zulüm gördüler. ama yetmez; bu olmamalı. bunları doğduğuna, var olduğuna pişman etmeden rahat yok. berlin'de, küçük istanbul denen yerin sportsbarlarından bir tanesinde, binlerce kilometre ötede galibiyet için değil, şampiyonluk için hiç değil, arma için orada olan, kalbi sıkışanlar vardı. alçaklara, şerefsizlere, puşta pezevenge haddini bildirmeyi bekleyen, onurun armasını yüreklerine kazımış aslanların beklediği bir aslan kafesi gibiydi bugün berlin'in kreuzberg'indeki arena sportsbar.

    fakat alçağın, şerefsizin, haysiyetsizin şeytanı yine bir ters takla attı. şampiyonluk da gelse, ne olursa olsun hayatın en adi, en yavşak anlarından biriydi, yerel saatle saat akşam 8 civarı. öyle bir yumruk ki midedeki, zor çıkacak. zor unutulacak.

    sahaya bir eleştiri yok. aslanlar gibi çıkıp oynadılar. ellerinden geleni yaptılar. her biri gereğini yaptı. ama o memleketteki alçağın ve şerefsizin yanına kar kalması yasasını kıramadılar. biz onurumuzla varız. galatasaray demek onur demektir. onurumuza zeval gelmedi, bunun için sonsuz teşekkür. ama bu yumruğun acısı biraz zor çıkacak. hele de bu kadar uzakta.
  • 374
    büyük bir hayal kırıklığı ile sonuçlanmış karşılaşmadır.

    oysa ne güzel başlamıştı, hava, stad, atmosfer, oyun, her şey mükemmeldi. ama bazen kaderin önüne geçemiyoruz ne yazık ki. polyannacılık oynamak istemem ama bu maç belki de bizim için daha hayırlı olmuştur. bu play off zımbırtısının son haftası kadıköy'e mutlak galibiyet için gideceğiz ve biz gerçekten inanırsak, motive olursak onları kadıköy'ün çimlerine çok rahat gömebiliriz.

    şampiyonluğu garantilesek bile, son maçta kadıköy'de maça asılmayıp yeniliriz, seri devam eder korkusu vardı içimde bu maçtan önce.

    artık yok.
  • 375
    fenerbahçenin 18 içine iyi bir şekilde yığıldığı maç oldu.rakibimiz bir kez bile korner kullanmadan maçı kaybettik.şans faktörü çok önemli ama fenerbahçenin galatasarayın en etkili tarafı olan orta tarafı iyi kapattığını söyleyebiliriz. oyunu açma anlamında kanatlardan sıfıra inmek gerekirken bunu yeterli sayıda gerçekleştiremedik. bunun en önemli nedeni kanatlarda oynayan iki oyuncunun kanat özelliklerinden çok içe kateden orta saha özelliklerine sahip olması. hem emre hem de engin kanattan sıfıra inmek yerine sürekli ortaya dönmeyi tercih etti.yenilginin şanstan sonra 2. sebebi bu gibi geldi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın