bir önceki hafta fenerbahçe'nin
15 nisan 2006 vestel manisaspor fenerbahçe maçını kaybetmesi, galatasaray'ın ise
16 nisan 2006 galatasaray çaykur rizespor maçını kazanmasıyla daha farklı bir atmosferde oynanmış maç. bu iki skorun neticesinde sürekli geriden takip ettiğimiz fenerbahçe ile üç puan önlerindeyken karşılaşma fırsatı elde etmiştik. bu maça gelene kadar ki süreç de çok dikkat çekicidir.
hatırlanacağı gibi, o sezon haftalar birbirini kovalıyor, hem galatasaray, hem de fenerbahçe şampiyonluk yarışında kayıpsız şekilde ilerliyorlardı. enteresan bir biçimde, başladığı günden beri kavgaların, polemiklerin ve karşılıklı hamlelerin ardı arkası kesilmeyen ligde nisan ayı geldiğinde herkes sessizleşmiş, adeta kabuğuna çekilmişti. herkes ligin sonuna mümkün olduğunca az kayıpla girmenin derdine düşmüş ve bu da kılıçların bir süreliğine kınına girmesine yol açmıştı. ancak bu sessizlik en ufak bir kıvılcımda polemik, kavga ve atışmaları tetikleyecek gibiydi. ve nitekim, sessizliği bozan kızılca kıyamet 15 nisan 2006’da manisa’da koptu…
süper lig'de 30. haftaya averajla lider başlayan fenerbahçe, vestel manisaspor'a 5-3'lük skorla boyun eğdi. maçın bitiminde büyük olaylar çıktı. statta animasyon yapan ekibin sunucusunun karşılaşma sonrası ''lay lay fenerbahçe, olamazsın şampiyon'' şeklinde anons yapmasının ardından, sarı-lacivertli takımın taraftarlarının bulunduğu tribün bir anda karıştı. bazı taraftarların sandalyeleri sökerek sahaya fırlattığı gözlenirken, çıkan kargaşada bazı taraftarlar hafif şekilde yaralandı.
fenerbahçe, vestel manisaspor'a sürpriz biçimde 5-3 yenilerek şampiyonluk yolunda büyük bir yara alınca, şampiyonluk yarışında gözler ertesi gün oynanacak galatasaray-çaykur rizespor maçına çevrilmişti. galatasaray da ç.rizespor'u 4-2 yenerek liderlik koltuğuna oturmuştu. bu galibiyetle f.bahçe'yle arasındaki puan farkını 3'e çıkaran cimbom, şampiyonluk için çok önemli bir avantaj elde ediyordu.
maçın ertesinde galatasaray kulübü başkanı özhan canaydın, çaykur rizespor galibiyetinden sonra fenerbahçe derbisini de kazanıp, şampiyon olmak istediklerini söyledi.
başkan yardımcısı adnan polat ise çaykur rizespor maçının üst düzeyde bir mücadele olduğunu belirterek, ''derbi öncesindeki maçlar genelde böyle zor olur. fenerbahçe şükrü saracoğlu stadı'na 3 puan önde çıkacağımız için mutluyuz'' dedi. bu avantajlarını en iyi şekilde değerlendireceklerini vurgulayan polat, ''derbiden galip ayrılmak istiyoruz. fenerbahçe geride olduğu için gerek futbolcuları, gerek taraftarları daha stresli olacak. inşallah fair play içinde bir derbi olur' diye konuştu.
galatasaray teknik direktörü erik gerets, fenerbahçe'nin 3 puan önüne geçmeleri konusunda temkinli konuşarak, ''lig yarışında değişen bir şey yok, sadece kadıköy'de kazanmak mecburiyetinde değiliz'' dedi.
22 nisan 2006 fenerbahçe galatasaray maçına gidilirken nefesler tutulmuş, herkes derbi sonrası nasıl bir tablo oluşacağını konuşuyordu. dananın kuyruğunun kopacağı günler gelmişti.
o hafta içi türkiye kupası’nda finalin adı beşiktaş-fenerbahçe olarak belirlendi. takımının finale kaldığı maç sonrası konuşan beşiktaş başkanı yıldırım demirören, ''biz türkiye kupası'nı alırız, galatasaray da şampiyon olur'' dedi. demirören’in bu açıklamaları, kaostan ve kavgadan beslenmekten zevk alan aziz yıldırım’a büyük bir fırsat oldu.
fenerbahçe başkanı düzenlediği basın toplantısında “güvenlik güçleri, manisa’da taraftarımıza terörist muamelesi yaptı, orantısız güç kullandı. yaşananlar adil değil. rakip kulüplerin başkanları bize karşı ittifak kuruyor, önümüz kesilmeye çalışılıyor. ama kimse merak etmesin, biz nasılsa hafta sonu galatasaray’ı yener, yeniden lider oluruz” dedi.
galatasaray kulübü başkan yardımcısı adnan polat, beşiktaş kulübü başkanı yıldırım demirören'in sözlerinin saptırılmaması gerektiğini söyledi.
mecidiyeköy'de bulunan sportif a.ş. binasında basın toplantısı düzenleyen adnan polat, demirören'in, ''biz türkiye kupası'nı alırız, galatasaray da şampiyon olur'' şeklindeki sözleri sonrası oluşan polemikle ilgili görüşünün sorulması üzerine, ''yıldırım demirören'in beyanatlarını saptırmaya kimsenin hakkı yok. kimse öküz altında buzağı aramasın. aziz yıldırım bu konuda fazla hassas davranıyor'' diyerek yıldırım’ın algı operasyonu yapmasına set çekti. fenerbahçe başkanı, polat’ın bu demecinden sonra bir daha asla bu konuyu gündeme getirmedi.
türk kamuoyuna göre göreve yeni gelen adnan polat, aziz yıldırım karşısında iyi bir sınav veriyor, yıldırım’a “meydan artık boş değil” mesajı veriyordu. aslında bu daha henüz işin başlangıcıydı. ligde son 4 haftaya girilirken türk futbolunda işler çok ilginç bir noktaya gidiyordu.
son iki sezonun şampiyonu olan fenerbahçe'de, başkan aziz yıldırım gözünü ezeli rakipleri galatasaray'ın rekoruna diktiğini yakın çevresine bir kez daha tekrarlamıştı. sarı- kırmızılı takım, 1996-2000 arasında tam 4 kez üst üste şampiyon olarak rekor kırmıştı. hatta bu müthiş serinin sonunda da uefa şampiyonu olmuş, süper kupa'yı kaldırmıştı. işte aziz yıldırım, cimbom'un dört sezonluk rekorunu 2007-08 sezonun sonunda tarihe gömmek istediğini söylüyordu.
f.bahçe başkanının yakın çevresine "en zoru bu sene. g.saray da yarışa iyi asıldı. bu sezonu şampiyon bitirebilirsek rekorun geleceğinden şüphem yok. gelecek sezon zaten 100. yılımız. fenerbahçe'nin bu tarihi dönemine yakışır bir şekilde kuracağımız kadronun zirveye çıkacağından eminim. zaten aynı kadro bir sonraki sezonda da sahada olacak ve önünde kimse duramayacak. o zaman da rekor gelecek" değerlendirmesinde bulunduğu konuşuluyordu. ancak bunun için sarı-lacivertli takımın o sezon ve sonraki iki sezon da şampiyonluk ipini göğüslemesi gerekiyordu ki bu heves çok yakında başka bahara kalacaktı.
tff, kadıköy’deki derbiyi hakem cüneyt çakır’ın yöneteceğini açıkladı.
türk futbolunun kalbi 22 nisan 2006’da kadıköy'de atacaktı. süper lig’de 2005-2006 sezonu şampiyonunu belirlemesi açısından büyük önem taşıyan maçta ezeli rakipler fenerbahçe ile galatasaray karşı karşıya geliyordu. galatasaray, derbi maça ezeli rakibinin 3 puan önünde lider olmanın avantajıyla başlıyorken, vestel manisaspor karşısında 5-3'lük şok skorla yenilerek liderliği galatasaray'a kaptıran fenerbahçe ise, büyük seyirci desteği altında oynayacağı maçı kazanarak, son 3 maç öncesi liderliği yeniden eline geçirmek istiyordu.
fenerbahçe, galatasaray'ı appiah, luciano, alex ve anelka'nın attığı gollerle 4-0 yendi. bir o kadar da kaçırdığı gol fırsatı mevcuttu. bu galibiyetle ezeli rakibini puan olarak yakalayan sarı-lacivertliler, yeniden liderlik koltuğuna oturdu. şampiyonu artık kalan 3 maç belirleyecekti.
f.bahçeli futbolcular ve teknik heyet kalan üç maçta fire olmazsa camiaya tarihteki ilk "üç kez üst üste şampiyonluğu" yaşatacaktı.
adnan polat, maçtan sonra sahaya hindi getirilmesi ve 'bir baba hindi' tezahüratları ile ilgili olarak, "bu sevinme türünü garipsedim. f.bahçeli tuncay, daha önce yaptığı tezahürat nedeniyle federasyondan ihtar cezası almıştı. ancak yakışıksız tavrını sürdürdü. fenerbahçeli futbolcular, yöneticiler, herhalde kendilerini türk futbolunun üzerinde görüyorlar ki federasyon dahil hiçbir otoriteyi takmıyorlar" yorumunu yaptı.
“fenerbahçe türk futboluna nifak tohumları ekmeye devam ediyor” diyen adnan polat, durumla ilgili "bu yaşananlar futbol değildi. rüzgar ekenler fırtına biçeceklerdir" dedi.
aziz yıldırım ise maç çıkışında iki sene içinde fenerbahçe'yi avrupa'nın bir numaralı kulübü yapacağını söylerken, asıl nifak tohumlarını adnan polat’ın ektiğini iddia etti. yıldırım, son dönemde fenerbahçe'ye yönelik yapılan eleştiriler karşısında bugüne kadar gösterdikleri bilinçli duruşa devam edeceklerini belirterek, ''çünkü susmak da bazen bir erdemdir'' dedi. fakat kendisinin bilinçli duruşun sözlük anlamını bilip bilmediği hiçbir zaman tam olarak tam anlaşılamadı.
fenerbahçeli futbolcular o geceki galatasaray galibiyetini christoph daum’un verdiği bir yemekte kutladılar. onlara göre artık türk futbol tarihinde yeni bir sayfa açılmıştı. bundan sonra fenerbahçe alıp başını yürüyecekti.
ülke, ligin son üç haftasına devrik bir galatasaray, devre dışı bir futbol fedarasyonu, etkisini daha ligin ilk haftalarında kaybetmiş diğer 16 tane takım ve herkesi sindirmeyi başarmış bir fenerbahçe’yle giriyordu. tablo, hiç olmadığı kadar umutsuzdu. ama florya’ya çekilen eric gerets’in bir tek tesellisi vardı. şampiyonluğun kapısı matematiksel olarak kapanmamıştı. ve o kapı aralık kaldığı sürece, oradan içeri girip mücadeleye kaldığı yerden devam edebileceğini düşünüyordu. çok değil, üç hafta sonra o kapıdan girecek ve güzel bir mayıs akşamı bu derbinin rövanşını alacaktı. hem de cümle aleme ibret olacak bir zaferle…
2006’nın 22 nisan’ında avrupa’nın aslanı tökezlemişti. aslında bilirsiniz, topallayan atları vururlar. ama bu kez öyle olmadı. galatasaray aldığı yaraya rağmen koşmaya devam etti. çünkü 22 nisan, bir şampiyonluk kaybediş değil, bir uyarıydı. aziz yıldırım, “durdurulmazsam istediğimi yaparım” diyordu. ülke bu demokles kılıcının altında son üç haftaya giriyordu. olaylar karşısında aciz kalmış bir galatasaray başkanı, koltuğunu bırakıp gitmeye zorlanmaya başlanan bir teknik direktör, yenik düşmüş bir takım ve yönetimle hiç anlaşamayan bir taraftar kitlesi vardı. şimdi bu karmaşık denklemden bir çözüm çıkarılması gerekiyordu. ama nasıl ve kimle? 23 nisan sabahı, florya’da bu soruların yanıtını hiç kimse bilmiyordu.
aynı sabah gazeteler heyecanla “fenerbahçe şampi…” şeklinde manşet atıyorlardı. onlara göre galatasaray, rakibi fenerbahçe tarafından birçok kaçırılan golün de olduğu bir maçta 4-0 ile devrilmiş, hatta daha büyük fark yemekten ucuz kurtulmuştu.
fenerbahçe yönetimi, samandıra’da futbolcuları ziyaret edip kameralar karşısına çıktı. gazeteleri onlar da okumuş, atılan manşetlerden memnun olmuşlardı. 23 nisan 2006 sabahı aziz yıldırım’ı gülümseten de buydu.
tüm fenerbahçeliler büyük bir sevinç içindeydi. “balyozu indirdik, galatasaray'ı devirdik” sevincindeydiler. oysa balyoz, sadece üç hafta sonra kendi kafalarına inecekti… (bkz:
14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı)