183
öncelikle hakkında bir kaç tarihi anekdot düşmemiz gereken maçtır.
1- çok uzun yıllar sonra ilk defa galatasaray maça başlarken eski açık önündeki kaleyi alıp maça başlamıştır.
burada küçük bir bilgi vereyim. maçın başında kale mi top mu atışı kural olarak yapılmasına rağmen, centilmenlik gereği misafir takım kale seçimini ev sahibi takıma bırakıp topla başlama vuruşunu da ev sahibine ikram etmeye çalışır. işte bu gizli centilmenlik anlaşması nedeniyle galatasaray her maçta, ilk yarıda yeni açık önündeki kaleyi alarak başlar ve ikinci yarı bu kaleye saldırır. bunun istisnasını bir kaç uluslararası maçta görmüş olmamıza rağmen son senelerde ilk defa bir ulusal maçta gördük.
2- benim hatırlayabildiğim kadarı ile (çok sinirliyim) manisaspor ile ilk defa ali sami yen de
a) berabere kaldığımız
b) 1-1 berabere kaldığımız
ve
yaptığımız maçlar içinde ilk defa 1-1 berabere kaldığımız maçtır.
-allah beni utandırmasın. yanlışım varsa, sağolsun ich veya belgarath beni uyarırlar. düzeltirim-
bunların yanı sıra;
a) eski açık önündeki amigo tribününe (adı ne o demir yığının bilmiyorum) bu sezon başından beri metin oktay formalı bir amigo çıkıp eski açığı yönlendiriyordu. üstünde parçalı olan bir ultraslan amigosunu ilk defa gördüğüm için içimi bir sevinç kaplamıştı. ulan herhalde bunlarda galatasaray taraftarı oluyorlar artık diye. hatta bu gurubun yandaşlarından birileri reislerinin fenerbahça maçında galatasaray forması giydiğini müjdelemişti de darülacuze de kurban kestiydim. (bkz: sebahattin sirin/@zizonkovac)
bu maçta o demir yığının üzerindeki ultraslan amigosunun üstünde bırak metin oktay parçalısını, galatasaray forması bile yoktu. uydurma bir kırmızı tişört vardı. yeni açıktan çok dikkatli ve dürbünle bakmama rağmen o tişörtün üzerinde galatasarayla ilgili herhangi bir işaret göremedim.
b) kapalı daki ultraslan işgali bu maçta biraz daha yoğunlaşmıştı. yılmaz başkan gene en janti hali ile setin üstünde yanında ultraslan giyisili elemanlarla kuşatıp, kapalının sağını solunu "alayına" polarlı gruplarla donatmıştı.
(bkz: spor tarihinin en buyuk yalani)
(bkz: ultraslan in eski acik a gecmesi/@zizonkovac)
c) ilk defa bir maçta sadece 1 farkla önde iken eski açık nevizade söyletti. garip. bu geleneği en çok bilmesi gereken eski açık halbuki. fark 2 olmadan nevizade söylenmez.
gelelim maça;
maça 2-4-3-1 ile başladı hocamız. geçen maçta uyguladığı (bkz: 8 kasim 2009 diyarbakirspor galatasaray maci) allahını seven onsekize girip topa vursun taktiğinden uzaklaştığını gördük. nitekim ilerideki 1'in temsilcisi nonda 8 kişilik defansın arasında kalınca etkisiz kaldı doğal olarak.
oyunda kaldığı zaman süresince etkisiz eleman olarak görev yapan elano bir tek pozisyonda takipçilik yapıp topu onsekize sürükleyince oluşan karanbolde kewel golümüzü yazdı.
rijkaard ın sabri nin, elano nun önüne geçmesini yasakladığını gördük. bu nedenle önündeki elano etkisiz kalınca sabri de verimsizleşti. elano nun önüne geçemeyince topu hep içerilere doğru kullanmaya çalıştı. gene de adamım sabri sahanın en iyi oyuncusu olarak göze battı.
ikinci yarıya ise;
tek santrafordan vazgeçip 4-4-2 ile çıkardı takımı hocamız. bu 1-0 a razıyım, ikinciyi bulursam ne ala demekti. sağda elano etkisiz kaldığı için zaten sağ taraftan hiç verim alınamadı. sol taraf malum zaten, adamım kewel den başka o kanadı çalıştırabilen yok. kewel 4-4 te ki 8 kişinin geride kalması nedeni ile pek bir halt yapamadı. sonunda korkulan oldu ve bir korner atışı/duran top organizasyonundan golü yedik. giren golü çıkarmamız da mümkün olmadı.
bu takımı bu hale getiren hoca hakkındaki düşüncelerimi ise frank rijkaard a mektuplar başlığına yazacağım. çok sinirliyim. biraz sinirlerimi dinlendirmem lazım.
edit: belgarth kardeşimiz sağolsun hemen uyardı. geçen sezon 0-0 biten fener derbisi de maçın başında eski açık taki kale alınarak oynanmış. (yani centilmenlik anlaşması bozulmuş) bir de 1999-2000 sezonundan beri ilk yarıda maç başlarken yeni açığın önündeki kaleyi alarak oynakmaktayız. çok teşekkür ediyor ve gözlerinden öpüyorum. saygılarımla.
1- çok uzun yıllar sonra ilk defa galatasaray maça başlarken eski açık önündeki kaleyi alıp maça başlamıştır.
burada küçük bir bilgi vereyim. maçın başında kale mi top mu atışı kural olarak yapılmasına rağmen, centilmenlik gereği misafir takım kale seçimini ev sahibi takıma bırakıp topla başlama vuruşunu da ev sahibine ikram etmeye çalışır. işte bu gizli centilmenlik anlaşması nedeniyle galatasaray her maçta, ilk yarıda yeni açık önündeki kaleyi alarak başlar ve ikinci yarı bu kaleye saldırır. bunun istisnasını bir kaç uluslararası maçta görmüş olmamıza rağmen son senelerde ilk defa bir ulusal maçta gördük.
2- benim hatırlayabildiğim kadarı ile (çok sinirliyim) manisaspor ile ilk defa ali sami yen de
a) berabere kaldığımız
b) 1-1 berabere kaldığımız
ve
yaptığımız maçlar içinde ilk defa 1-1 berabere kaldığımız maçtır.
-allah beni utandırmasın. yanlışım varsa, sağolsun ich veya belgarath beni uyarırlar. düzeltirim-
bunların yanı sıra;
a) eski açık önündeki amigo tribününe (adı ne o demir yığının bilmiyorum) bu sezon başından beri metin oktay formalı bir amigo çıkıp eski açığı yönlendiriyordu. üstünde parçalı olan bir ultraslan amigosunu ilk defa gördüğüm için içimi bir sevinç kaplamıştı. ulan herhalde bunlarda galatasaray taraftarı oluyorlar artık diye. hatta bu gurubun yandaşlarından birileri reislerinin fenerbahça maçında galatasaray forması giydiğini müjdelemişti de darülacuze de kurban kestiydim. (bkz: sebahattin sirin/@zizonkovac)
bu maçta o demir yığının üzerindeki ultraslan amigosunun üstünde bırak metin oktay parçalısını, galatasaray forması bile yoktu. uydurma bir kırmızı tişört vardı. yeni açıktan çok dikkatli ve dürbünle bakmama rağmen o tişörtün üzerinde galatasarayla ilgili herhangi bir işaret göremedim.
b) kapalı daki ultraslan işgali bu maçta biraz daha yoğunlaşmıştı. yılmaz başkan gene en janti hali ile setin üstünde yanında ultraslan giyisili elemanlarla kuşatıp, kapalının sağını solunu "alayına" polarlı gruplarla donatmıştı.
(bkz: spor tarihinin en buyuk yalani)
(bkz: ultraslan in eski acik a gecmesi/@zizonkovac)
c) ilk defa bir maçta sadece 1 farkla önde iken eski açık nevizade söyletti. garip. bu geleneği en çok bilmesi gereken eski açık halbuki. fark 2 olmadan nevizade söylenmez.
gelelim maça;
maça 2-4-3-1 ile başladı hocamız. geçen maçta uyguladığı (bkz: 8 kasim 2009 diyarbakirspor galatasaray maci) allahını seven onsekize girip topa vursun taktiğinden uzaklaştığını gördük. nitekim ilerideki 1'in temsilcisi nonda 8 kişilik defansın arasında kalınca etkisiz kaldı doğal olarak.
oyunda kaldığı zaman süresince etkisiz eleman olarak görev yapan elano bir tek pozisyonda takipçilik yapıp topu onsekize sürükleyince oluşan karanbolde kewel golümüzü yazdı.
rijkaard ın sabri nin, elano nun önüne geçmesini yasakladığını gördük. bu nedenle önündeki elano etkisiz kalınca sabri de verimsizleşti. elano nun önüne geçemeyince topu hep içerilere doğru kullanmaya çalıştı. gene de adamım sabri sahanın en iyi oyuncusu olarak göze battı.
ikinci yarıya ise;
tek santrafordan vazgeçip 4-4-2 ile çıkardı takımı hocamız. bu 1-0 a razıyım, ikinciyi bulursam ne ala demekti. sağda elano etkisiz kaldığı için zaten sağ taraftan hiç verim alınamadı. sol taraf malum zaten, adamım kewel den başka o kanadı çalıştırabilen yok. kewel 4-4 te ki 8 kişinin geride kalması nedeni ile pek bir halt yapamadı. sonunda korkulan oldu ve bir korner atışı/duran top organizasyonundan golü yedik. giren golü çıkarmamız da mümkün olmadı.
bu takımı bu hale getiren hoca hakkındaki düşüncelerimi ise frank rijkaard a mektuplar başlığına yazacağım. çok sinirliyim. biraz sinirlerimi dinlendirmem lazım.
edit: belgarth kardeşimiz sağolsun hemen uyardı. geçen sezon 0-0 biten fener derbisi de maçın başında eski açık taki kale alınarak oynanmış. (yani centilmenlik anlaşması bozulmuş) bir de 1999-2000 sezonundan beri ilk yarıda maç başlarken yeni açığın önündeki kaleyi alarak oynakmaktayız. çok teşekkür ediyor ve gözlerinden öpüyorum. saygılarımla.