2016-17 Türkiye Süper Lig 8.Hafta Maçı
19:00 Türk Telekom Arena
0 - 1
  • 73
    -------- çıkıp bambambam 3-1 alacağımız maç --------

    rica ediyorum maçtan önce kadroda selçuk, yasin ve sabri'yi gördüğünüzde, ya bu ya rikerink nabıyon ya abi gitti maç berabere kalsak iyidir ya of ya puf ya, gibi saçma ifadeleri beyan etmeyin. kadroya göre maç öncesi modunuzu değiştirmeyin. aslanlar gibi parçalayacağız. nokta.

    -------- çıkıp bambambam 3-1 alacağımız maç --------
  • 25
    normalde hiçbir maçtan önce temkini elden bırakmam ama haftaya ersun yanal'ı unutamayacağı bir skorla trabzon'a yolcu etmeliyiz. hatta bu maçtan sonra trabzon karışmalı, trabzon halkından tepkiler yükselmeli, ersun kardeşimizin hocalığı sorgulanmalı, bir grup taraftar tesisleri basmalı falan.

    bu sefer 1-0'dan sonra frene basmak yok. 90 dakika boyunca allah ne verdiyse saldırın *
  • 291
    galatasaray – trabzonspor : 0-1 hücumdaki telaş

    kötü geçen önceki sezondan sonra 2016-17’ye galatasaray beklenenden iyi başlamıştı doğrusu. trabzonspor ise yine ve her zamanki gibi sezona beklenenden kötü başladı.

    trabzonspor’a biraz değineyim sonra da asıl bilgi sahibi olduğumuz galatasaray’a geçelim. trabzonspor taşıma suyla değirmeni döndürmeye çalışmanın cezasını çekiyor. bu yolu açan mehmet ali yılmaz. düşünün artık ne kadar eskiden bahsediyorum. kendi öz değerlerine sahip çıkmak, kulüp kültürünü bilen oyunculardan kurulacak iskeletle başarı peşinde koşmak şart ve bu sadece trabzonspor’a özgü değil. örnek basit. türkiye’nin gördüğü en başarılı takım olan 2000 galatasaray’ın iskeleti galatasaray’dan yetişen ve birkaç yıldır galatasaray’da oynayan yabancı oyunculardı. captano uyandırma servisi’nden dev hizmet.

    “yav kapo adamlar galip gelmiş, neyi eleştiriyorsun” diyen mutlaka olacaktır. onlara tüyo vereyim, trabzonspor’un bu akşam maçı kazanmasından “çok” mutlu olan trabzonsporlu varsa onları ilerleyen günlerde büyük hayal kırıklığı bekliyor.

    galatasaray bütün defolarına rağmen oynaması gerektiği gibi oynadı. uzun zamandır takımın kontra oynaması gerektiğini yazıyorum ama tabii ki gönül hücum oynayan, rakibi bunaltan takım istiyor. bugün tam da böyle bir galatasaray vardı. maçı kaybetti, kontra isteyen ben haklı çıktım. mı acaba? skora bakınca haklıyım da, gerçek pek öyle değil. bu fikrin de defoları var. kafanız karıştı mı? iyi. benim de kafam karıştı. şaka la şaka, ne dediğimi biliyorum, merak etmeyin. yazının ilerleyen satırlarında bağlayacağım. inşallah.

    galatasaray rakibe büyük baskı kurdu ve hatta kontra bile yemedi neredeyse, hele ikinci yarı. trabzonspor savunması cansiperane savaştı, galatasaray’a net pozisyonlar vermediler. dar alanda oynadıkları için güçlerini maç sonuna kadar korudular.
    ersun yanal otobüsü ceza sahasına çekti. ne yapacaktı ki başka? ne yapsın istiyorsunuz, açılıp puanları bıraksa mıydı? profesyonel bir iş bu ve adam maçı kazanmak için tek çaresinin bu olduğunu gördü ve takımına uygulattı. fakat bizim tanıdığımız ersun yanal takımı bu olamaz. kontra bile yapamayan bir takım ersun yanal’a yakışmıyor. 3 puanı aldı eyvallah ama bundan sonrası trabzonspor için karanlık. böyle oynarsa tabii.

    galatasaray için sıkışık oyunlarda işi çözecek adamlar ortada yoktular. sneijder, selçuk inan, podolski. neredeydiler acaba bu akşam? maç günü daha önemli ne olabilir ki?
    galatasaray kaleye çok şut attı. tolga ciğerci en çok şut atan adam. tolga bu takımda şut atmak için önlerde yer almaz, almamalı ama bu tolga’nın kabahati değil, doğru anlaşılsın lütfen. saydığım maça gelmeyen arkadaşlardır bu takımın şutörleri. şut noktalarında yoklardı. bilen bilir, yerli-yabancı takıntılı değilimdir. kaliteli oyuncudan daha fazla etkinlik beklerim. örneğin carole’in kötü oynamasıyla şino ve selçuk’un kötü oynaması aynı şey değildir. bu yüzden şino’ya da yüklenirim, selçuk’a da. ha, carole de kurtulamaz.
    son 15 dakikada baskı iyice arttığında kaleye şut atacak adamlardan sadece podolski sahadaydı. aslında şino, selçuk, poldi kötü oynarken bu üçlüden sadece ikisini değiştirmeniz mantıklı ama selçuk ve şino’nun birlikte çıkması saçma. ne kadar formsuz da olsalar servis yapacak bu ikiliden birini sahada tutmak şart. selçuk’u çıkart şino’yu ortaya çek. riekerink burada hata yaptı. tamam da maçı da bu değişiklikler falan vermedi. saçmalamaya gerek yok.

    galatasaray’ı bitiren hücumdaki telaş oldu. bu telaş son iki yıldır fenerbahçe’nin başının belası. fenerin bundan kurtulması daha zor çünkü iki yıldır böyle oynuyorlar. galatasaray ise formsuz oyuncularının form tutmasıyla bundan kurtulur. oyun stili böyle değil çünkü. daha önce de geride olup son dakikalarda maçlar kazanıldı ama bu telaş yoktu.

    geçen yıldan beri yazdığım gibi şino oynadığında forvet 4’lü oluyor (mahşerin 4 atlısı), bu adamların savunmaya katkıları bir yana hücumda etkin olmadıklarında problem oluyor. hele bugünkü gibi 4’lüden ikisi şino ve poldi formsuz olduğunda ve bunlara selçuk eklendiğinde takımın gücü 3 kişilik yani %30 değil, çok daha fazlası eksik kalıyor. bir nevi güvendiğin dağlara kar yağma hadisesi.

    neyse. tam bir “olur öyle, top bu” maçı oynandı. takım da riekerink de ders alacaktır.

    bruma’nın büyük çabası ve iştahına büyük övgüler düzmek lazım. büyük oynuyor çocuk. memlekette bireysel oyununu izlemekten zevk aldığım iki oyuncunun da portekizli olması tesadüf değil sanırım.

    bence maçın kazanılıp kaybedilmesi o kadar önemli değil. bugün galatasaray genel kurulu’ndan çıkan riva ve florya’nın satılma yetkisinin yönetim kuruluna verilmesi 3 puandan kat kat fazla önemli. bu konuda çok bilgim yok. işin kötüsü oy verenlerin de bilgisi yoktu. çünkü protokollerdeki gizli maddelerden bahsediliyor ve bunun galatasarayla ilgili değil emlak konut’la ilgili olduğu söyleniyor. çok saçma. ben bir yer satacağım, eşimle kızımın onay vermesi gerekiyor, alıcıyla anlaşma yapmışım ama eşimle kızıma diyorum ki bazı gizli maddeler var size söyleyemem, siz bana izin verin. eşim ve kızım bana güveniyorlar tabii ki ama onlara böyle bir şey söylersem şüphelenirler ve ne işler çeviriyor bu adam derler.

    pek zannetmiyorum ama hayırlısı olur inşallah.
  • 77
    nasıl geçeceğini kestirmek zor. karşımızda yaralı ve kaybedecek bir şeyi olmayan bir takım var. muhtemelen sahanın her yerine koşarak başlayacaklar ve fazla efor sarf edecekler. bizim yapmamız gereken, bu sene en iyi yaptığımız şey olan sakin kalıp, ayağa oynamak. ilk 15-20 dakikada golü bulursak trabzon dağılır. tabii tribünlerde de yine 40 bini bulursak çok iyi olur. baskı ve coşkuyu hissettirmemiz lazım. akıllı oynarsak -ki bu sene oynuyoruz- o atmosferde trabzon dayanamaz.

    tabii bakmayın böyle sakin sakin yazdığıma, 2 yıldır yaptıklarından sonra sikip atmamız lazım bunları. puan kaybına tahammülümüz yok iç sahada.
  • 71
    bu mac 3 hafta önce olsa handikap cok rahat olurdu. belki yarin da farkli kazaniriz ama kolay olmaz.

    trabzon takimi gecen hafta oldukca iyiydi ama golu bulamadilar. cikis ariyorlar ve asy arena'da galatasaray'a karsi oynanacak olan oyun ve alinacak skor bir nebze rahatlatir. bu sebeple yuksek konsantrasyon ile coskulu ve inancli bir taraftarla 90 dakika iyi mucadele ederek oynamaliyiz.
  • 53
    trabzonspor 7. haftada topu en kisa surede kapan takim olmus. ortalama 7.5 saniyede kapmislar topu. biz ilk 5'te yoktuk yanilmiyorsam. dusunulenin aksine son derece zorlu bir mac bizi bekliyor.

    takim olarak daha konsantre olmaliyiz. gencler macinda yapamadiklarmizi bu macta yapabilmeliyiz. nedir onlar? bir defa bulduklarimizi daha yuksek bir yuzdeyle atmaliyiz. cok acik ki fisi cekemedigimiz maclar izdiraba donusuyor.

    2. olarak da geriye kesinlikle yaslanmamaliyiz. acik olan baska bir sey de su ki savunmamiz cok kotu. geriye cekilip rakibe baski kurma sansi verdigimizde cok sayida pozisyon da veriyoruz. muslera her mac superman'e baglayacak degil.

    hasilli 90 dk boyunca ciddiyeti elden birakmamaliyiz. intikam mintikam gecelim bunlari. buyuk takim gibi gereken cevabi sahada verelim. istedikleri kadar kufur etsinler. nankorlukleri onlari baglar.
  • 281
    arkadaş, birkaç gündür bu maçın başlığına bakıyorum. yok 5 atarız diyen mi dersin, yok silindir gibi ezeriz diyen mi dersin. hangi dünya'da yaşıyosunuz beyler, aynısını antalya maçında da yazdılar, yok rahat yeneriz, yok arkanıza yaslanıp, keyfinize bakın. şu kafadan bir çıkın artık, antalya maçında arenadaydım, selçuk freekick'ten yazmasa karşılaşma max berabere biterdi. o devirler geçti artık, sahanda 2 puanlı antalya'yı anca son 15 dk'da güç bela çözebildin. karabük maçı ortada.

    1-0 olsun bizim olsun diye düşünüyordum ve korkuyordum bu maçtan, korktuğum da başımıza geldi.

    işin şakası yok, havaya girdiğimiz bu sezonda bir de bakmışız kasım sonunda, bjk 7-8 puan önümüzde, fb ile kafa kafayayız. hala asarız keseriz. başakşehir ve fb maçlarından 6 puanla çıkar mıyız ? dördüncü yıldız'dan sonra hayalet olmuş şino, şut mevzusu hariç sahada bir şey vermeyen lucas, yan pas xelcuk, ileri savunma tekniklerine sahip defans oyuncularımız ile hiç zannetmiyorum. neyse bizim yazarlara göre, bu maçlarda rahat geçer, üçer üçer sallarız.

    bu arada, mağlubiyetin hayırlı tarafına da bakmak lazım, bu yenilgi ile spor gündemi bize kanalize olmuş oldu. trabzon yenilgisi, genel kurul vs derken aziz rahatlar. başkanı yedirmeyiz.
  • 70
    bünyede heyecan yapmaya başlayan maç. trabzonspor'un galibiyete çok ihtiyacı var. son zamanlarda skor olarak oynadıkları futbolun karşılığını alamıyorlar. kazanırsak herkese normal gelecek ancak göründüğü kadar kolay değil galibiyet. iyi takım olsak da kazanabilmek için her maç yüksek konsantrasyon ve devamlılığa ihtiyacımız var. çünkü defansif zaafiyetlerimiz fazla. bu çabayı göstermezsek güçlü taraf bile olsak hiç bir müsabakada favori değiliz bence. bu bakımdan ne zaman muslera gibi ekstra bir oyuncu performansına ihtiyaç duymamaya başlarız, o zaman daha rahat beklerim maçları.

    ayrica 9 ve 10. haftaya kadar yaşanacak puan kaybı bizim için sıkıntı olur. sırasıyla başakşehir ve fenerbahçe maçları öncesinde 7 galibiyet 2 beraberlik istatistiğini tutturmamız çok önemli.

    cepte değil, zor maç. kritik 3 puan. konsantrasyon!!
App Store'dan indirin Google Play'den alın