yine rakibe kendi oyununu kabul ettiremediği bir maç oynadı
galatasaray.
galatasaray, kimle oynarsa oynasın top kendisinde kalmalı, pasları yapmalı. yakışan budur.
özellikle ikinci devrenin başından itibaren, rakibi izleyen, pas yapmalarını seyreden, kontratakla gol bulmaya çalışan bir takım oldu
cimbom.
bunda bir türlü topa sahip olunamamasının etkisi büyük. kazanılan topların bir an evvel forvete gönderilme sevdası ve telaşı oyunu duvar tenisine çeviriyor.
hele ki
arda olmayınca.
arda’sız galatasaray’ın daha hızlı olduğunu düşünenler de var. doğru, daha hızlı takım. ancak, bir organizasyon kurulmuş, arda olmayınca daha hızlı işliyor değil. sadece top hızlıca forvete vuruluyor.
bunu illa ki her pozisyonda yapan adam özellikle
caner. caner, iyi bir oyuncu ama her pozisyonda terse ve santrafora uzun oynanmaz ki. böyle olunca orta saha oyundan düşüyor, trafik polisi gibi havadan geçen topları izliyor.
bunun dışında orta sahanın ortasındaki, yeteneği kısıtlı
barış ve
m.sarp’ın yavaş oyunları bütün takımı etkiliyor.
aynı açıklamada hızlı ve yavaş kelimeleri geçmesi kafanızı karıştırmasın, çelişki var gibi gözükmesin. biri hızlı değil telaşlı, diğeri akıllıca değil yavaş demek, buna dikkat!
çok pozisyona girdi iki takımda. ama
trabzonspor çok daha takımdı. pas yaptılar, topa bastılar, fırsatını bulunca kaleye aktılar. her iki takımında savunması içler acısıydı. defansların arkasına atılan her top, pozisyona yol açtı. ancak trabzonspor, orta sahayı sıkı tuttu. hem hücumlarında hem de özellikle savunmalarında dönen topları kazandılar. biraz daha dikkatli olsalar daha fazla gol atabilirlerdi.
galatasaray da çok pozisyon buldu. ama maçın başlarındaki 2-3 pozisyon dışında topa rahat vuracak zamanları olan pozisyonlar değildi.
oyun kafa kafaya giderken saçma sapan yapılan bir hatadan yenen gol her şeyi alt üst etti.
ve
rijkaard : bir türlü makul orta saha kurgusunu oturtamadı. sahada kazmaları tutup, oyunun her iki yönünü hepsinden iyi oynayan
elano’yu çıkarması galatasaray orta sahasını tamamen bitirdi. bunu kaçıncı kez yaptı bu sezon.
sezon başından beri hocanın galatasaray için büyük bir şans olduğunu ve sabretmek gerektiğini söylüyorum. ancak, bize ne yazık ki bir ışık vermiyor artık. sezon başındaki bol pas yapan, rakibinin üstüne giden takımdan taviz veriyor artık. vur ileri şeklinde bir oyun anlayışı hiç de güzel değil.
asla takım maçı kaybettiği için değil bu söylediklerim.
bol pas yap, rakibe bas, yine kaybet. topa sahip olmadık yine kaybettik. kimle oynuyoruz ki: trabzonspor.
yarın öbür gün şampiyonlar liginde ne yapacağız karşımıza dev takımlar çıktığında. kadro bu denebilir belki, ama bu kadroyu iyileştirme fırsatı vardı devre arasında. görülüyor ki, transfer tercihleri takımı ileri değil geriye götürdü.
son söz : bu takım, topa sahip olsun, rakibe bassın yine yenilsin, razıyım ben. ama bu kadar etkisiz sadece
giovani’nin taşıyıp getirdiği toplarla pozisyona girecekse, ben almayayım.
http://captano.blogspot.com/...galatasaray-1-0.html