• 676
    stadyumda kuzey üstte uzaktan izlediğim, çıktıktan sonra pozisyonların detaylarını ve birkaç güvendiğim yorumcunun değerlendirmelerini görene kadar sadece kendi takımıma ve hocaya kızdığım ancak ağır şekilde operasyon yediğimiz, bizden alınmış ve fenerbahçe’ye verilmiş maçtır. kötü oyunun bahanesi bir yere kadar. neden sonuç ilişkisinde çok haksız bir travmaya sahne olmuştur, keşke sadece kötü oyunumuzla yenilmiş olsaydık…

    özellikle diagne’nin iptal edilen golünü görene kadar içim daha ferahtı, stat çıkışıyla ankara’ya yaklaşık 6 saatlik yolculuk yaptık, uyandığımdan beri berbat durumdayım, yazıklar olsun bu sistemde hiçbir şey yapmaya, hiçbir şeye gönül vermeye değmez. iğrenç bir düzende galatasaray’ı sevmeye devam edeceğim ama son birkaç yılın da birikimiyle uzun bir süre iğrenç süper lig ile bağımı koparıyorum. yazıklar olsun emeği geçen herkese, allahından bulsunlar, bu hayatta, öbür dünyada falan değil…
  • 677
    santrforsuz, defansif orta sahasız, yedek kalecili, koşu yapamayan fenerbahçe'ye üstelik de 10 kişi kalmışlarken acınası bir şekilde yenildiğimiz karşılaşma. bu zavalli takımı da yenemiyorsak zaten hiç konuşmayalim. alanyaspor nasıl çatır çatır üç büyükleri yendiyse sen de yeneceksin. hala mazeret hala hakem. 10 kişiler ve santrfor yok diyorum rakipte?
  • 678
    irfan'ın asist yapmadan kerem'i düşürdüğü ve oyunun devam ettiği, diagne aynı şekilde rakibini düşürünce faul verilerek golün iptal edildiği, bir kez daha berkan aynı şekilde düşürüldüğünde oyunun devam ettiği mücadele.

    bir de diagne gole giderken ceza alanı içinde düşürüldüğünde penaltı vermek yerine önceki pozisyona faul verilip gaz almak için tisserand'ın ikinci sarıdan atılması var.
  • 679
    diagnenin faul kararıyla iptal edilen golü verilse - ki bence verilmeliydi - omuzlara alınacak sevgili hocamızın yerden yere vurulduğu, kaderin cilvesi derbi maçı. öyle tahmin ediyorum ki galatasaray taraftarları olarak ciddi bir süre hazmedemeyeceğimiz dolayısıyla da unutamayacağımız kara gece.

    hakem birkez daha maçın önüne geçti. var hakemi* insana ağzını kallavi bozduracak kadar kötü niyetli, maçın orta hakemi de türk futbol hakemlerinden beklendiği gibi ruhen ayarsızdı. maçta verilen verilmeyen kararları düşününce var hakeminin net olarak zaten ayarları gevşek orta hakem ile fırsatını bulunca kukla gibi oynamaya başladığı ve onu istediği gibi yönlendirdiği kanaatını ediniyorum. orta hakem - bana göre - hatalı bir ikinci sarı karttan fenerbahçeyi eksik bıraktı. hadi karar doğru diyelim. her şekilde fenerbahçe 10 kişi kalınca var hakemi orta hakemin iplerini eline aldı ve işlemeye başladı ve geldiğimiz noktayı görüyoruz.

    başkanımız burak elmas bugün federasyona gideceğini açıkladı. bence yemesin içmesin var kayıtlarını istesin. özellikle kırmızı karttan sonra var hakemi ile orta hakem arasında ne diyaloglar geçmiş, görelim. günahı benim boynuma! bir de diagne itti diye golü iptal ettiren var hakemi neden son dakika da ceza alanı içinde yine bir itme pozisyonu için hakemi ikaz etmemiş, bunun yaptırımı ne olacakmış, başkanımız bunu sorsun ve ilerleyen haftalarda takibini yaptırsın.

    fenerbahçe antrenörü vítor pereira ikinci yarı orta sahadan ya 1 ya da 2 oyuncu birden çıkarınca maçı beraber izlediğim iyi kötü antrenörlük yapmış insanlar "bu hoca deli mi, galatasaray şimdi akın akın gelir" dediler. nitekim de öyle oldu ve gol olabilecek pozisyonlar bulduk. kimileri yüzde yüz pozisyonlar diyor ki ben öyle değerlendirmiyorum. doğru, hepsi gol olabilecek pozisyonlardı ama olmadılar. yeteri kadar sert, köşeye veya zamanında vurulmadığı için gol olmadıklarını düşünüyorum. ha diğer yandan fenerin ikinci golünde topa muslera değiyor, top sonra direğin içine vurup giriyor. yani demek ki top istedikten sonra sert ama vasat bir vuruş da gidip gol olabiliyor. belki de şans da hiç yanımızda değildi.

    yazıyı bitirirken gecenin öne çıkan dört figür için de fikirlerimi yazmak istiyorum:

    burak elmas: başkanım bir an önce ayıdan post, ali koç başkandan ise yola beraber çıkılacak dost olmayacağını idrak etsin.

    fatih terim: sevgili hocam bence dün gece çok şansızdı. diagnenin golü sayılsa şimdi yeni yine yeniden kraldı. belki de bazı anlamsız inatlarına ve üstüne serptiği bir tutam kibirine karşı kainat kendisine ceza kesiyordur. atılmasına gelirsek, bana göre de bilerek atıldı. bu ve benzeri hamasi taktiklerini 2018e girerken daha çok kişi yiyordu. 2022ye girmek için gün saydığımız şu günlerde daha az kişi yemeye başladı. bunu iyiye işaret olarak görüyorum. fatih terim hocamız bile kulübümüzden büyük değildir. bir süredir bana sayın hocamız kulübümüze 5000 iş günü doldurulacak yer muamelesi yapıyor gibime geliyor. muhakkak ki çok sevdiği kulübünü çok iyi yerlerde görmek istiyor ama bir yandan da bunun için çok patinaj çektiğini de görmekten kaçıyor. kendisine her zamanki gibi bol şans diliyorum.

    mesut özil: topçuluğuna gram laf yok ama seni ilk gördüğüm günden beri çok sinsi biri olduğunu düşünürdüm. dün akşam yaptığın provokatif hareketlerden sonra ise düşüncelerim kanaata dönüştü. türkiyemiz için bütün fertleri arasında ölümüne barış ve huzur diyorum ama seni kenara ayırıyorum çünkü sen kötü niyetli istisnalardan birisin. bence adam bile değilsin.

    sahaya zippo atan arkadaş: hocam sen de kusura bakma ama galatasaraylı filan değilsin. kulübüne verebileceğin zararı göz ardı edip bunu nasıl yapıyorsun anlamak mümkün değil. hiç atılmaması ütopik eyvallah ama atılacak şey var atılmayacak şey var.

    hepimize geçmiş olsun. ben takımımızın iyi bir kadrosu olduğunu düşünüyorum. böyle düşe kalka öğrenerek daha iyi yerlere geleceğine inanıyorum.

    edit: pita vaveyla rumuzlu yazardan anne, bacı ve ebeler ile ilgili bir talep okudum. kendim de muhatapı olaraktan gereğini yapıp yazımı düzelttim. annelerin ellerinden, bacıların gözlerinden ve ebelerin de yanaklarından öperim.
  • 680
    yenildik, daha da yenileceğiz, daha iyi yenileceğiz ama yeter ki hepsinden ders çıkaralım. açıkçası, genç oyuncularımızın büyük maçlardaki tecrübe eksikliğini çok hissettiğimizi düşünüyorum. zamanla bunu aşarız.

    özellikle avrupa ligi’nde lazio, lokomotif moskova, marsilya gibi takımlarla karşılaşmak bizim için avantaj.

    bu sene hedef, galatasaray olduğumuz için tabii ki şampiyonluk ama ister fatih terim olsun ister başka teknik adam, ben geçiş seneleri diye yorumluyorum.

    iskeleti doğru kurduk, doğru dokunuşlarla daha sağlam hale getirmemiz lazım. bu maçtaki kayıp, ilerisi için belki kazanç olacak.

    son 20 dakikadaki oyunumuzu keşke 30-35 dakikaya yayabilseydik. yapacak bir şey yok, tarih bu galibiyetlerden ziyade şampiyonluğu yazıyor. iki senedir kadıköy’de yeniyoruz ama şampiyon olamıyoruz.

    2021-2022’de üç derbide skoru koruyamadık. bunları da atlatırız, bu huyumuzu da düzeltiriz. inanıyorum.
  • 681
    uzun uzun içimi döküp yazmak istiyorum ama hayatımın muhtemelen en boktan 3 gününü geçiriyorum bu yüzden yazamayacağım çünkü cuma gününden beri uyumadım.

    ama içimi yakan maddeleri sözlük silmezse şuraya yazayım;

    1- sağ olsun yönetimimiz her hakkımız yenen maçtan sonra dostluk mesajlarından dolayı yine rahat rahat hakkımız yendi.
    2- taraftarın maçtan önceki inanılmaz özgüveni maalesef çok fena geri tepti.
    3- taraftarın hazırlamış olduğu muzzam başarılı ama planlara uymayan kareografisi.
    4- federasyon yetkilisinin fb gollerinden sonra delicesine sevinmesi.
    5- galatasaraydan ve galatasaray taraftarından zerre korkmayan "ki genelde pasif olduğumuzdan dolayı" tff nin her türlü korkmadan hakkımızı yemesi. benzer durum rakibimize yapılmış olsaydı şu an sorumlular devletten polis koruması falan talep etmişti.
    6- musleranın artık kendini riske etmemek için toplara uçmaması ya da ayaklarının titremesi.
    7- fatih hocanın 3 yıllık planı.
    8- uzun zamandır zombi gibi uyuyan ve hiç ortalıkta gözükmeyen, futbol ile ilişkisini kesmiş fenerbahçelilerin tekrar alev alması.

    kısacası maç muç düşünmemem gereken zaten içimin külsüz bir kürek köz ile yandığı bir dönemde sağ olsun bu maç 1 bidon benzin boşaltmıştır içime.

    sebep olanlar umarım içten de dıştan da yanar ve ben görürüm.
  • 683
    maçtan çıktıktan sonra "maç yazısı yazmayacağım" dediğim maç.

    yazmayacaktım, dayanamadım.

    maç önü yazdım, bizim kadroyu hatta bire bir verdim. ne yapmak isteyeceğimizi fenerbahçe analizinde gördüm, yazdım.

    bu oyunun çözümü geçiş oyunuydu, fenerbahçe'nin 2. bölgeden 3. bölgeye geçişini engelleyecek ve kaptığımız toplarla da hızlı çıkacaktık.

    kağıt üzerinde her şey okey, planlamada her şey okey, rakibin alışkın olmadığı bir sistemle çıkmış, stadı doldurmuşsun her şey inanılmaz ya her şey tam da olması gerektiği gibi.

    üzerine golü de bulmuşsun.

    ama sonuçta maçı kaybediyorsun.

    bakın hakem vs. konuşmak istemiyorum. elbette umrumda, elbette halil umut meler'in de yaşar kemal uğurlu'nun da kariyerleri bugün bitsin isterim. ama ben bizi konuşuyorum.

    maçkolik istatistik verilerinde bizim xg'miz 2.0, fenerbahçe 0.97 ve buna rağmen biz sadece 1 gol buluyoruz fenerbahçe 2.

    bizim 2 orandan en az 3, belki becerikli isek 4 gol bulmamız gerekir. fenerbahçe bu becerikliliği (şans yardımı vs. de olsa) göstermiş ve 0.97'den 2 gol bulmuştur.

    burada sorum şu: napıyoruz abi?

    14 şut atmışız, 4 isabetli. maç boyu. kalede de berke var ha. yemin ediyorum berke'yi staddaki taraftar olarak biz daha fazla rahatsız etmişizdir bizim forvetlerden.

    çektiğimiz o 4 isabetli şut: https://gss.gs/ORB.png

    bir köşeye kerem vurdu gol oldu, diğer köşeye cicaldau vurdu gol olmadı. diagne - feghouli zaten üzerine vurdu.

    kim ne düşünüyor ne yazıyor emin olun okumadım bile, bugün hiç bir şeye bakasım yok. twitter'a bile bakmadım, telefonu elime kız arkadaşımın mesajlarına cevap vermek için alıyorum, arkadaşlarla biraz konuşuyorum o kadar. maçı kimseyle konuşmuyorum, sorana da "aman abi derbi bu ne olacağı belli olmuyordu olmadı işte" diyip geçiyorum.

    ama umrumda be beyler. benim umrumda. bu takımın kadrosunu bilip, oynayacağı düzeni gören, ne oynaması nasıl oynaması gerektiğini bu kadar yazıp anlatan benim, dün gördüğüm oyuna açıkçası isyanım var.

    bakın oynayamamak başkadır, dersin ki "kapasitemiz yok oynayamayız bunu" ve değiştirirsin. ama bunu da yapmıyoruz ve görünüşe göre yapmayacağız da. oynayabileceğimiz benim için halen meçhul olan bir taktiğe, bir sisteme, bir şablona böylesine saplanıp kalmamız benim umrumda.

    bitiricilik yok. duran top desen elalemin dosta güven düşmana korku salar duran topları, bizimkiler tam tersi. duran top kullanacağımız zaman ben korkuyorum artık, kontra gelecek çünkü.

    bu işin çözümü bitiricilik. dün kaideyi taciz eden istisna ile maç sonunda da konuştuk, elindeki forvetler senin 2 xg yarattığın maçta 3 gol atamıyorsa sorun forvetlerinde, forvetleri değiştirirsin sorun çözülür. ama saplanıp kaldık, bilmiyorum ne olacak.

    umarım bazı doğru adımlar görürüz bu bitiricilik sorununu çözmek için.

    maçın tek pozitif yönü, tüm sözlük ekibimiz ile birlikteydik bu maç. pivot santrfor malum yeni bir döneme geçiyor hayatında ve tribün jübilesini yaptı. tüm diğer arkadaşlar; azmimertcelik - varian - erman41 - galatasarayla - kaideyi taciz eden istisna ve nacizane ben galatasarayefendisi jübile gününde onun yanındaydık. jübileyi kaybetmemiz güzel olmadı tabi ama artık yelkeni açıp devam ettiği yeni hayatındaki mutlulukları bu hüznü elbet unutturacaktır.

    sabah 7'de eve girdim bu arada, uykulu gözlerle anahtarı kapının deliğine sokamayınca eve alttaki cümle ile girdim.

    "ah ulan kerem, atsana o topu içeri be..."

    (bkz: benzer işler)

    edit: sabah 7'de eve girmenin yamulmuşluğu ile elbette eric cantona ile de görüştüğümüzü unutmuşum, twitter'dan yazdı şimdi. yazınca eklemiş gibi oldum ama valla unutmuşum, yine de geç olsun güç olmasın :)
  • 684
    kendi evimizde fenerbahçeyi yenemediğimiz maçtır.

    burada yazılanların çoğunu okumaya çalıştım. lakin çoğunluk, haklı olarak hakem kararlarından dem vurmakta. ancak, bu takımın hakem kararından vs. daha önemli bir sorunu var. galatasaray, 0-0 iken, 1-0 iken, 1-1 iken (ilk yarı sonuna kadar) fenerbahçe'den daha iyi bir top oynayamadı. ki bu fener, bu sene ilk kez 4-4-2 oynamış. koşmayan mesut-sosa ve önde bir halt yapamadığı belli olan berisha ile, bence covid olan yedek kalecisi ile maça çıkmıştı. bu takıma bile oyun olarak üstünlük kuramayan 3.5 senelik dönemde toplasanız takımı 10 maç iyi oynatamamış olan fatih terim ve kerameti kendinden menkul ekibi, bu işin bir numaralı suçlusudur.

    önce yediğimiz gole gelelim. sanki 100 küsür kornerden 30 gol çıkaran bir takımmışız gibi, 1-0 önde olduğumuz bir süreçte kontraya yakalanmak, bıraksan 100 metreyi 15 saniyede koşamayacak olan mesuttan böyle bir gol yemek de sadece bize yakışırdı. pozisyonda faul var mı? evet var. ancak, çizgi üzerine bıraktığın 2 adam, mesuta yetişemiyorsa, dükkanı kapatalım biz.

    1-1'den sonra da, ikinci yarının 60. küsürüne kadar da orta sahada fener sürekli bizi ezdi. morutan/feg-cica-berkan'lı bir orta saha kurgusunun, sosa-mert hakan- irfan'a üstünlük kuramaması da maalesef hocaya yazar. kimse kusura bakmasın. bu ortamda, top tutamayan halili sağa çekip öne bir forvet almayı düşünemeyen hocaya da bu maç yazar. yahu, kuntz geldi, baktı bu halilden tek forvet olmaz. direkt burağın arkasına çekti. bizim ders almayan ancak ders veren hocamız halen anlayamadı. bu yüzden hem halil, hem muhammed hem de diagne'den toplasanız tek bir forvet verimi dahi alamıyoruz.

    taylan ve diagnenin oyuna girmesi ve fenerin de çekilmesiyle oyunu aldık; 65-85 arası takımın maalesef golü atması gerekirdi. atamadık. gol pozsiyonunda faul var mı? evet var. oyunun doğal akışında bu pozsiyon rizedeki gibi değerlendirilse de, var'da yavaş çekimde izlenince faul veriliyor haliyle.

    sonra zaten malum. taylan'ın uyumasıyla gelen 2. gol ve işler malum.

    fatih hocam tabii, tecrübesiyle kendisini güzelce attırmayı bildi *. ben bu kadar yatırım yapılan bir takımın ligin 12-13 haftasında lider takımdan iki haneli fark yemesi açıkçası benim canımı acıtıyor. sizi bilmem.
  • 685
    böyle güç olarak birbirine yakın takımların maçlarında hakem artniyetli olursa o maçı kazanmak imkansıza yakındır. mesut’ un attığı golde kerem’ in düşürülmesi faul değilse diagne’ nin attığı golde de faul yoktur. yine oyunu devam ettirmesi gerekirken ve kim diagne’ yi düşürmüşken bir önceki pozisyona faul çalmak nedir ? hele son pozisyonda berkan’ ın kendi gözünün önünde itilmesini görmemek. bizi dün akşam hakem federasyonun talimatıyla yakmıştır. hiçbiri hata değil kasten verilmiş kararlardır. yerin dibine batsın bu düzen. yenilmek üzmüyor sonuçta ilk defa yenilmedik bunlara ama göz göre göre haksızlığa uğramayı kaldırmak zor geliyor.
  • 687
    üç tane provokatör futbolcuya yenildik. aynısını deplasmanda bizim yapmamız gerek. çakmak mı geldi. oynamayın mk. 5 dk bekleyin. kornerde yabancı madde mi geldi. atmayın, gidin orta sahaya. irfana dikkat edin. hakem ile birlikte yönetti resmen maçı. buna müsade etmeyin. mhy bakın mesela? donk''un yanında kuzu gibiydi. irfan'la da başa çıkacak futbolcumuz yoktu. irfan kim ya? adamlar taktikten çok buna çalışmışlar. biz de bundan sonra kuralına göre oynamalıyız.

    edit: fenerin takım olarak kötü oynadığını düşünüyorum. başkası olsa 5 atardı.
  • 688
    belki bu sözlükte hakemlerden ve federasyondan en çok şikayet eden adamımdır ama son dakikada lehimize çalınmayan penaltı hariç bu maçta hakemlik bir şey yoktu. marcao ferdi'ye direk kırmızı kart bile görebileceği düzeyde gaddarca girmişken ikinci sarı kartı görmedi, sonra tisserand'a şak diye ikinci sarı kart çıktı. mesut'un attığı golden önce irfancan'ın kerem'e yaptığı harekette faul falan da yoktu.

    bildiğim kadarıyla top kaleye gitmediği müddetçe kırmızı kartın avantajı olmadığı için hakem diagne'nin pozisyonunun bitmesini beklemeden oyunu durdurdu. dolayısıyla artniyetli olan tek kişi var monitörünün başındaki yaşar kemal denen tipti, son dakikadaki penaltımızı yedi. onun dışında halil umut meler'in bizim adımıza kötü bir maç yönettiğini söyleyemem.

    ekleme: bir de marcao'nun topsuz alanda berisha'ya vurması var. berisha bizim atağımız boyunca yerde yatıp fenerliler topu kapınca ayağa fırladığı için kimse ciddiye almadı ama hakem görse sorgusuz sualsiz ikinci sarıyı yemişti marcao.
  • 689
    hakem konuşmayı sevmem ama var başındaki arkadaş maçı bizden alıp fenerbahçe’ye vermiştir.
    benim futbol anlayışıma göre 3 itmede de faul yoktur.
    aralarında en sert olanı da berkan kutlu’ya yapılmıştır.
    eğer diagne’nin golü itme nedeniyle iptal ediliyorsa, berkan’a da o pozisyonda penaltı verilmelidir.
    yaşar kemal uğurlu denen arkadaşın niyetinin ne olduğu 14 haziran 2020 çaykur rizespor galatasaray maçında andone’nin sakatlandığı pozisyonda ortaya çıkmıştı.
    o maç üstüne fenerbahçe derbisine var hakemi olarak atanmasını kabul etmek ve isyan etmemek bana göre çok büyük hatadır.
    evet hep sahanın içinde kalalım ama testi kırılmadan önlemi almak lazım.
    sahanın içine gelecek olursak da, derbide 1.96 xg üretip 1 gol çıkartıyorsan ve rakip 0.96’dan 2 gol çıkartıyorsa mağlubiyet normaldir.
    he buna üzülüyorum, kızıyorum ama bu benim umutlu olduğum gerçeğini değiştirmiyor.
    eskiden 5’e 2 kontrayı hiç eden takım karbon kopya gibi olan geçiş hücumuyla goller atıyor.
    gelişen ve değişen bir sürü şey var. daha da gelişecek ve iyi olacağız.
    rakip takımın en iyileri stoper ve kalecisi oluyorsa biz nasıl kötü oynamış oluyoruz?
    daha da baskın oynadığımız fenerbahçe maçlarında da mağlubiyet almış bir takımız. yani artık bazı şeyleri açıklamak zorlaşıyor.
    evet hala çok eksiğimiz var ama galatasaray futbol takımı gelişiyor ve bunu görmemek için gerçekten art niyetli olmak lazım.
  • 690
    hakem maçı bizden alıp rakibe vermiş olmasına rağmen hala hakemlik bir şey yok denebilen karşılaşma. pazar günü bize operasyon çekildi, alenen operasyon çekildi.

    yediğimiz golde kereme yapılan hareket fauldür. herkes itmeye odaklanmışken, irfan ayağıyla da kereme faul yapıyor. bunun adı faul arkadaşlar, böyle bir ikili mücadele yok. eğer attığımız golde faul varsa, kereme yapılan hareket double faul.

    marcaoya direkt kırmızı çıkamaz, orada irfan marcaoya faul yapıyor, dengesi bozulan marcao adımlayamıyor, ayrıca kayarak dengesiz gelen kişi ferdi. faul yok, taç atışı normal olurdu, eğer öncesinde marcaoya faul yapılmasa. buradan kırmızı, sarı kart devşirmeye çalışmak komik.

    attığımız gol, tertemiz gol. berisha denen şarlatan zaten düşmeye meyilli, pozisyon alamamış, teması hissettiği gibi bok çuvalı gibi bırakıyor kendisini. faul maul yok burada. kereme yapılan itme çok daha faul.

    tisseranda verilen kırmızı kart skandal. diagne orada kaleciyle karşı karşıya, ortada galatasaraylı oyuncu bomboş. ya penaltı ya gol olacak diye faulü veriyor. avantajı oynatamaması için 2. sarıyı vermek zorunda kalıyor. penaltıyı, golü engellemek için fenerin 10 kişi kalmasını göze alıyor hakem.

    son dakika berkana yapılan hareket sahanın herhangi bir noktasında olsa faul verilirdi. hava topuna çıkan oyuncuyu o şekilde itemezsin, bu faüldür.

    maç içinde kereme yapılan, berkana yapılandan çok daha hafiflerine faül verildi rakip lehine. ilk yarıda berkanın rüzgarını hissedince bok çuvalı gibi düşen berishaya faul verilip, duran top fırsatı yaratıldı.

    galatasaray pazar gecesi fenerbahçe kongre üyesi nihat özdemir ve servet yardımcı tffsi tarafından kahpece katledilmiştir.
  • 692
    her şeyi bir kenara bıraktım; yediğimiz 2 gol de o kadar boktan ve o kadar rezilce ki ne hakeme küfredebildim ne başka bir şeye...

    yürümeye hali kalmayan mesut'u sen 50 metre mesafede kaleciyle karşı karşıya bırakıp yetişemiyorsan o maç orada bitmiştir zaten.

    yıllardır maçları izlerim; bireysel hatalardan, saçmasapan bir sürü gol yediğimizi gördüm ama takımca bu kadar rezil bir gol yediğimizi hiç mi hiç hatırlamıyorum.
  • 693
    kritik hakem kararları ile ilgili görüşlerim şu şekilde;

    1- fenerbahçe'nin ilk golünde faul veya ofsayt yok.
    2- fenerbahçelilerin penaltı dediği pozisyon, berkan'ın eline çarpan topta penaltı yok.
    3- 45. dakikada marcao'nun hareketi sarı kart. daha önce sarısı vardı.
    4- tisserand'ın ikinci sarısı doğru. kerem'in ayağına kontrolsüz basıyor. kırmızı kartları da avantaja bırakmıyorlar normalde. burda hakemin hatası bir süre bekleyip oyunu kesmesi.
    5- diagne'nin golü temiz diye düşünüyorum. rakibi kolay bırakıyor kendini. ama dediğim gibi düşünüyorum. göreceli bir karar.
    6- serdar dursun'un eline gelmeyen bir top var itiraz ettiğimiz. penaltı değil.
    7- zurnanın zırt dediği yer. berkan, diagne'nin verilmeyen golündeki pozisyonun eksiği olmayan fazlası olan bir şekilde itiliyor ve karar devam. var'dan da herhangi bir müdahale yok. hakem bu iki tutarsız kararla son dúzlükte galibi belirliyor.
  • 694
    maç sıcaklığı geçtikten sonra yazmak istedim. gerçi maç bitince düşündüklerimden hiçbir farkı yok bu yazacaklarımın ama millet çok galeyana gelmişti durulsun istedim.

    ilk olarak maçı baştan koparmamız lazımdı. gol gelmeden önce fenerbahçe hiçbir şey oynamıyordu ve keremin golü geldikten sonra afallamışlardı. o esnada biz yine lokomotif maçı gibi aynı hatayı yaparak topu rakibe bıraktık ve adamları maça dahil ettik. lokomotif maçının kopyası. hadi lokomotifin ayakları kötü ama fenerbahçede mesut, irfan, sosa gibi topun kendisinde kaldığında çok tehlikeli olabilecek teknik oyuncular var. bunu maç esnasında da yazmıştım.

    (bkz: #3281221)

    ikinci olarak bizim takımın 1-1 sonrası iki maçta da nasıl ilerde tehlikeli pozisyonlar yaratabildiğini gördük. hoca ise takımı 1-0 sonrası kontra oyununa döndürerek gitmek isteyen takımı adeta dizginliyor. aynı hatayı son 1 ayda 2 kez görmüş oluyoruz böylece.

    üçüncü olarak hakemlik bir şey yok mu? elbette var. ama bu iş hakeme gelmeden ilk yarıdan kopacaktı. kopacaktı derken de içi boş sen galatasaray’sın 50 bin taraftarın önünde gibi gaz laflarla değil somut olarak oyun içini baz alarak diyorum. gerçekten yazık oldu. bu maç teknik direktöre yazar.

    4 kasım 2021 galatasaray lokomotif moskova maçı
  • 695
    fenerbahçe'nin ilk golünde faul yoksa, bizim attığımız golün de verilmesi gerekiyor. eğer onların attığı gol geçerli, bizim attığımız faul ise bu sefer son dakikada berkan'ın pozisyonunun da penaltı olması gerekiyor. hakem gözümüzün içine baka baka maçı bizden alıp fenerbahçe'ye hediye etti, gerçek bu.
    ayrıca çok fazla net pozisyonumuz varken yenildik, klasik galatasaray-fenerbahçe maçı. kendi açımdan büyük beklenti içerisinde olduğum için çok üzüldüm, ama başka yazar arkadaşlarımız da yazmış. dünya da bu maçlardan çok daha büyük dertler var. netice itibariyle futbol.
    galatasaray iyi yolda, daha da iyi olacak. ben buna inanıyorum. ne durumda olursa olsun, son yarım saat fenerbahçe'yi ablukayı alarak çok fazla net pozisyona girip atamazsan kaybediyorsun.

    edit: net pozisyonlarımız ile ilgili ifadenin düzeltilmesi.
  • 696
    bir şeyler yazmak için biraz beklemem gerekti. hem sakinleşmem zaman aldı hem de iş yoğunluğundan anca fırsat buluyorum...

    -fatih hoca neden diagne ya da mostafa ile başlamadı diye sorabilir miyiz?
    +sorabiliriz.
    -galatasaray 1-0 öne geçtikten sonra çok yaslandı bu bir sorun değil mi diyebilir miyiz?
    +diyebiliriz.
    -muslera o golü yemeseydi diyebilir miyiz?
    +diyebiliriz.
    -pva o golü neden kaçırdı der miyiz?
    + deriz.
    -diagne o golü atacaktı diyebilir miyiz?
    +onu da deriz.
    ....

    yukardaki gibi birçok soru sorulur. üzerine fazlasıyla da tartışılır. kişiden kişiye göre de değişir hepsi. futbol bu top yuvarlak sonuçta. mükemmel oynayıp kaybede de bilirsin, kötü oynayıp kazana da bilirsin. ama sendeki maçı senden alıp başkasına verilmesi çok farklı çok ayrı bir konu. önce burada anlaşalım.

    eğer ki, fenerbahçe'nin ilk golünde faul yoksa, bizim attığımız ikinci golün sayılması gerekiyor. eğer onların attığı gol temiz bizim attığımız faul ise o zaman son dakikada berkan'ın pozisyonu da penaltıdır.
    hepimiz burada biraz da olsa futboldan anlıyoruz diye düşünüyorum. neyin faul neyin penaltı olduğunu anlayabilecek kadar en azından biliyoruz.

    çok yoğun bir çalışma döneminden geçiyorum. bu haftadan önce de gecelere kadar ve hafta sonu çalıştım, çalışıyorum. geçtiğimiz cuma günü iş için sabah 04.00'da kalkıp, 7.30 uçağı ile rize'ye gittim. gece 22.15 uçağı ile döndüm. eve girip yatıp uyumam 03.00'ı buldu. cumartesi sabahtan biraz dinlenebildim ancak akşam planımdan sebep yine eve geç döndün ve 03.00 civarı uyudum. sabah 08.00'da uyanıp öğlen 15.00'a kadar bir kere bile oturmadan çalıştım. sonrasında maça gittim. maçta da bir an olsun oturmadım. pazartesi sabahı o ruh hali ve yorgunlukla 06.00'da kalkıp brief toplantısına gittim. toplantı 19.30'da bitti ve ben 21.00'da falan evdeydim yine. ben oraya paramı hadi paramı geçin zamanımı, enerjimi en önemlisi kalbimdeki sevgiyi götürüyorum. ve kendini bilmezin biri hakem olması gerekçesi ile benim hakkıma giriyor. soruyorum şimdi size hak mı bu?

    galatasaray top oynasaydı o zaman diyorlar. kardeşim oynamasına izin mi veriyorlar? oyunu durdurmadan, aleyhine karar vermeden bir an olsun mu geçiyor? 5 gol de atsan 10 gol de atsan karşında saymayan ya da aleyhine karar veren, organize, art niyetli bir oluşum var. sen nereye ne kadar top oynuyorsun... çok değil 2 sene önce başak maçında 2 attın 1 sayıldı. sen neden bahsediyorsun acaba?

    sahada bir oyuncu var yine düşündükçe deliyorum. tribünleri sürekli kışkırttı. sırf ileride siyasi bir oluşuma dahil olmak için bu ülkeye geldi. yarın öbür gün birilerinin danışmanı veya milletvekili olacak diye maçta dokunulmazlığı vardı resmen. tek bir kart bile çıkmadı. bir de kalkıp ben doğuştan fenerbahçeliyim diye açıklama yapıyor. biz senin türk vatandaşı değilim dediğin zamanları da hatırlıyoruz ama neyse... siyasi yazmamak için zor tutuyorum kendimi.

    daha çok yazacağım da düşündükçe sinir tepeme çıkıyor, burnumun direği sızlıyor hakkım çalındığı için...
    hakkım helal değil. bu maç geçti bir dahaki maç yine aynı şeyler olacağı için üzülüyorum ben. bir çözüm bulunmamasına, galatasaray'ı böyle yıldırmaya çalışmalarına üzülüyorum. sırf galatasaray düşmanlığı için hakkına girdiğiniz her insanın hakkı ahı sizden, size destek olan ufacık işinizi kolaylaştıran kişilerden çıksın istiyorum.

    hakkım buna sebep olan hiç kimseye helal değildir.
    ama sen kalkıp sana art niyetle bu kadar yaklaşılmasını yok sayıp sadece oyuncu, hoca, yönetim eleştiriyorsan kusura bakma o zaman sende benim gözümde bunu yapmalarına çanak tutuyorsun demektir.

    şu şekilde bitireceğim. ben yanlış kadro ile çıkabilirim. ben yanlış oyuncu ile oynayabilirim. ben top oynamaya da bilirim ama sen; ben yanlış, kötü ya da hatalı oynuyorum diye bile isteyerek benim hakkımda art niyetli "yanlış" karar veremezsin. eğer bu senin mesleğin ise mesleğini yapman gerektiği gibi adaletli yapacaksın.

    galatasaray'ımın da canı sağ olsun. sefasını sürdüğüm gibi cefasını da çekerim.
    marsilya maçında da yine tribünde hep destek tam destek.
  • 699
    arkadaş bu akşamki maçta* daha az heyecanlı ve daha az paniktik. sakin sakin topumuzu oynadık ve rakibi 4'e yatırdık geçtik. yanlış anlaşılmasın marsilya'yı 4 ledik. hatta 5 de sen ona. bu maçı izleyince pazar akşamı yaşananlar insanı daha da bir sinirlendiriyor.

    pazar akşamı fenerbahçe maçında* tuhaf bir heyecanı vardı oyuncuların; saçma sapan, kendimize zarar vereceği belli olan kontrolsüz bir hırs ile oynadı takım. hoca'da bir tuhaflaşıyor. sanırım farka yatırmak istiyor rakibi. hayır rakipte gariban fenerbahçe. neyini büyütüp kontrolü kaybediyorsunuz anlamıyorum. bizim takıma çeyrek beta bloker yutturun bari fener maçlarına çıkarken, o kontrolsüzlük giderilsin, içerdeki maçlarda 3'e 4'e yatırmazsak ben de hiç bir şey bilmiyorum. şu ezginlere kendi kendimize maç veriyoruz.
  • 700
    sezona havlu attığımız maçtır. yanılmak ve entryi bu şekilde revize etmek tabi ki de isterim ancak benim bildiğim galatasaray bu maçın etkisini kolay kolay üzerinden atamaz. etkisini geçtim liderden 12 puan geri düşmemize neden olan maç oldu.

    önümüzdeki sene baskın bir iç saha performansı, derbi galibiyetleri ve mutlu son en büyük dileğim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın