sportif komediye dönmüştür.
istanbul’da olsam florya ve stat civarında bir arkadaşımı menajer gibi yanıma alıp üstümde idman tişörtü, altımda şort, gözde pahalı gözlük, ağızda sakız artist artist futbolcu gibi dolanırım şu saatlerde. iş bilmez transfer komitesi koldan tutup masaya oturtabilir. şaka ya da trollük değil, bu seviyede ilerliyorlar.
arkadaş kanatları elden çıkarıyorsun, “3’lü sisteme geçecem kanat bek lazım” diyorsun, solda topçun yok. yok yani bildiğin sol kanat kalmadı takımda. sonra son günler sol kanat kovalıyorsun, sol kanat olmuyor sağ kanat isimleri çıkmaya başlıyor. e hani 3-5-2? hani kanat bekler? eldeki kanatları niye sepetledin?
reddit’de gördüm. yahu şöyle bir takım olabilir mi?;
https://ibb.co/hd7SFmwallah kitap aşkına bu nedir? avrupa’ya açılan pencere dedik de “avrupa’da aşırı sağ yükseliyor” goygoyunu bu kadar yanlış anlayıp, uygulayın da demedik.
dolayısıyla mctomminay, hojberg ile başlayıp alakasız stildeki sara’yı getiren, eldeki kanatları yukarıda anlattığım şekilde elden çıkarıp sol kanadı tamamen boşaltan ve şimdi de kanat fark etmeksizin önüne gelene teklif yapan bu yönetim bana, sana, hepimize gelebilir.
tek talebim var. yukardaki resmi alın, çerçeveletin stat müzesine asın. “dursun özbek yönetimi ve kadro planlama” diye. tarihe geçecek bir tablo.