• 745
    transferin sadece son gününde;

    joao mario 3m euroluk yıllık ücretinin sadece 1/3'ünü ödemek şartıyla bedelsiz sporting fc'ye kiralandı,
    transfer döneminde yokladığımız idrissa doumbia, huesca'ya bedelsiz kiralandı,
    hiç istemesem de bize iyi kötü ilaç olacak kwadwo asamoah boşa çıktı.

    şimdi bu kimin kim ile inadı idi de bunlar gibi onlarca alternatifi elimizin tersi ile ittik? kim neyin hesabını yaptı da bu takımı kolu kanadı kırık sezona başlattı göz göre göre? arkadaş joao mario'yu, doumbia'yı geçtim biz sayı olarak eksiğiz! vallahi ali ece gibi çıldırıcam, benimle evlenir misin caner gibi kafamda tabak kırıcam şimdi. yönetim, hoca birbirinize düştünüz de elinize ne geçti bir anlatın bakalım? yazık be kardeşim, şuradaki insanlara yazık.
  • 20
    planlarımızın şampiyon olup olmayacağımıza göre şekilleneceği dönemdir. şu an için yapılabilecek hamleler kiralık oyuncularımızdan seneye de bizimle olmasını istediklerimizin tekrar kiralanması için anlaşma zemini yoklamak ve satılacak oyuncuların potansiyel müşterileriyle görüşmeler şeklindedir. açıkçası gelecek oyuncuları(mert hakan ve emre kılınç hariç) ligdeki pozisyonumuza göre şekillendirmemiz ffp açısından daha doğru olacaktır.
  • 101
    kurulan takımlara, istenen isimlere bakınca önümüzdeki sezonun fatih terimim 2. dönemi remastered olmasına sebep olacak transfer dönemi olmasından endişe ediyorum.

    o dönem de kulüp mali krizdeydi hem ucuz hem genç olsun diye kamyonla bir sürü saçma sapan adam alındı. yaşım küçüktü ama hatırlıyorum yani volkanları, cihanları, pintoları falan. şimdi bu entry yazarken baktım, o takımın yaş ortalaması 27'ymiş. sonra o isimlerden ne performans alındı ne de hiçbiri patlama yapıp bonservis getirdi. üstüne kulüp daha da kötüye gitti.

    şimdi de gerek sosyal medyada gerek burada kurulan kadrolara bakıyorum bi muslera bi marcao kalmış. herkesin satıldığı, 8-10 tane scout transferi yapıldığı fantezi kadrolar görüyorum. atalayın, oğulcanın 11 de olduğu kadrolar görüyorum.

    umuyorum yönetim sosyal medyanın gazıyla transfer yaptığı gibi sosyal medyanın gazıyla takımı bozmaz. tamam küçülme olması gerekiyor mali şartlardan dolayı ama küçülme taraftarın düşündüğü şekilde olmaz.

    olabilecek senaryolar nedir. macion, belhanda, feghouli, falcao, babel, linnes, diagne, ahmet, jimmy bir şekilde elden çıkarılır. yıllara yayılmış maaşları +bonservisleri ile 30-35 milyon euro'luk bir bütçe açılır. sonra takımın geri kalanını aynı şekilde koruyarak bu 35 milyon euroluk açılan bütçeyi doldururken 15-20 milyon euro harcarsın.

    maaş bütçesi 25-30 milyon euro olan, sekidika, emin bayram, kaan ayhan, emre kılınç gibi isimlerden kurulu bir takım olsak. ilk sene ligi 5. sırada bitirip, fenerbahçe şampiyonluğu görsek gene ne fatih terim kalacak ortada ne de yönetim. ilk ortalığı yangın yerine çevirip, istifa isteyenlerde bugün bu kadroları kuranlar olacak.

    sonuç : doğa bize gösterir ki büyüme de küçülme de belli aşamalardan geçerek kademeli olarak yapılır. aksini denemek hüsran ile sonuçlanır.
  • 136
    feghouli, belhanda, maicon, diagne'den toplamda 20 milyon € bonservis gelirse çok çok iyi bir kadro oluşturabileceğimiz bir transfer sezonu olabilir. lütfen artık biz de iyi satış yapabilelim. araplara ya da çin'e. hem bu oyuncuları satmak demek epey bir maaş yükünden kurtulmak demek.

    luyindama ve marcao için bence 20 milyon €'dan aşağı satış düşünülmemeli. o ikiliyi iyi tutturduk. çabuk kaybetmemek gerek. iskandinav ülkeleri, belçika ligi, uzakdoğu (japonya), güney amerika ligleri gibi liglerde beni alın diye bağıran uygun maliyetli bir sürü oyuncu var. bir zahmet scout ekibi bulsun ve onların da sözüne itimat edilsin artık.

    gidenin yerinin daha iyisi ile dolduğu ve kulübümüzün kârla kapattığı bir süreç olsun.
  • 233
    benim kırmızı çizgim marcao, luyindama ikilisinin korunmasıdır öncelikle.

    bir takımın gençleşmesi, yeniden yapılanması 15 adam gönderip yerine 15 genç transfer ederek olmaz. zaten bunu deneyen hiçbir takım da başarıya ulaşamamıştır. önemli olan senin sorunsuz çalışan parçalarını muhafaza etmek ve etraflarına potansiyelli gençleri dizmektir. gönül siter ki imkanlar olsun ve aksayan parçaları ileride aksamaaycağı umulan potansiyeli yüksek gençler yerine direkt oraya cuk oturacak adamlarla değiştir ama ona maddi gücün yetmez. mademki yeni kurallar ve ekonomik şartlar dahilinde yeniden yapılanacaksın o zaman yaş ortalaması 24 olan ve muazzam şekilde de tutmuş, şampiyonlar ligi için bile sırıtmamış bir tandemi bozmak bence aptallık olur. biri çıkarıp da luyindama ya da marcao için 30 milyon euro koyuyorsa masaya tamam sat da 10 15 milyon euroya bu adamlardan birini sattığında yerine zaten ona benzer bir adamı koymak için 5 6 milyon euro harcayacaksın yine.

    telles gitti, hala sol bek arıyoruz, telles bugün 30 milyon euro. sende kalsaydı 30 olmazdı ama 20 olurdu yine. kaldı ki bizim taraftar denayer'e ozan kabak'a sabretmemiş, bu sözlükte bile bu admalar için abuk sabuk nedenelrle stoper olamazlar denmiş, ahmet'e mehmet'e kimse sabretmez. ozan'ın, ahmet mehmet'ten farkı şu; ozan denayer gibi adamlar sahaya çıktıklarında, rakiple karşı karşıya kaldıklarında ya da topu ayaklarına aldıklarında ben futbolcuyum diye bağırıyorlardı zaten. denayer sana gelmeden önce zaten iskoçya'da kendini ispatlamıştı, ozan 16 yaşından itibaren zaten konuşulan bir çocuktu. bunlara sabredemeyen, bunlara gömen taraftar ptt ligden gelen adamları linç eder. ama sen iyi bir takımın içine, işleyen bir sistemin içine o ptt'den gelen adamı monte edersin işte. luyindama'nın sağına koy burak kapacak'ı, burak adamını kaçırsın mesela ya da kötü bir çalım yesin vs. luyindama gider o sol açığı yer çizgide. ama orada oynayan emin gidip de bir de burak'ın açıklarını kapatamaz. ya da marcao'nun yanına emin'i koy, marcao ondan topları alır emin'e baskı gelirse, ileri oynar. ama emin'in yanında bir emin daha olursa adamlar kendileri daha tam hazır değiller ki birbirlerine yardımcı olabilsinler.

    ben de genç oyuncular oynasın istiyorum, çok istiyorum ama bizim genç oyuncuların kiralık gittikleri takımlardaki halleri de ortada. bir bilemedin iki tanesi hariç kendini 2. ligde bile kabul ettiremeyen adam galatasaray'da nasıl oyansın?

    özetle, mecburen gidenler gelenler olacak ama umarım luyindama, marcao gibi ilk 11'in banko oyuncusu olan, yıllık maliyeti düşük olan ve yaşları da genç olan adamları satmaya kalkmayız ki zaten bu ikisinden başka öyle bir adamımız da yok.

    zamanında keita'yı satıp yerinin pino ile doldurmaya da kalkmıştık mesela, onu da unutmayalım.
  • 123
    pozisyon oyununa uygun transferlerin yapılacağı sezon.

    (bkz: jean michael seri)

    bence fatih hoca 2 sene aradan sonra doğru oyunu buldu. geç oldu ama yapacak bir şey yok.
    açık ara bence ligin en iyi top oynayan takımıyız. hem de bunca eksiğe rağmen. pandemi öncesini zaten konuşmuyorum bile. ligi sürklase ediyorduk. biz; bu oyunu geliştirip, doğru oyuncuları kullanıp, rakiplere de kabul ettirirsek avrupa'dan bir kupa daha getiririz bu ülkeye.

    inan edin!

    ayrıca; (bkz: #2873162)
  • 42
    bu seneki transfer hedeflerimizde genç yerli oyuncuların adı geçiyor genellikle. şahsen semih kaya yerine yerli statüsünde oynayabiliyorsa eray cömert ve ravil tagir'i tercih ederim. şimdi ravil için ışık kaan arslan ve emin bayram varken gerek yok diyenler olabilir lakin unutulmamalıdır ki bu çocuk bu sezon bir alt ligde düzenli şekilde forma giyen yegâne genç çocuklardan birisi. yani diyeceğim o ki uygun bir bonservis bedeli ile belirli bir maç tecrübesine sahip ve hazır şekilde gelebilecek fazlasıyla potansiyelli bir yerli stopere burun kıvırmak pek mantıklı değil. adı geçen diğer oyunculardan mert hakan yandaş, emre kılınç ve erdoğan yeşilyurt'a kimsenin alınmasınlar gibisinden olumsuz görüş bildireceğini zannetmiyorum hazır maddi durumumuz pek iç açıcı değilken ve yerli oyuncu rotasyonumuzun kalitesi de yerlerde olduğundan dolayı sözleşmeleri sona eren bu 3 oyuncu kaçırılmayacak derece de büyük bir fırsat. lakin oğulcan çağlayan, nazım sangare ve özellikle de caner erkin oldukça tartışmaya açık isimler. öncelikle fatih hocam oğulcan gibi kadife bilekli futbolcuları çok sever. özellikle bu sezon bize karşı gösterdiği performansta gayet etkiliydi. ben oğulcan'ın cüzi bir yıllık ücretle takıma katılmasından yanayım. tabiki bu görüşümde forvet dışında kanatları da yedekleyebilmesi önemli bir etken. nazım sangare ise kesinlikle galatasaray seviyesinden uzakta bir bek olup eğer alırsak defoları ortaya çıktıktan sonra göndermenin yollarını arayacağımız bir futbolcu. caner'e gelecek olursak, şahsen tecrübesi ve etkili ortaları dışında emre taşdemir'den iyi olduğunu düşünmüyorum. o yüzden canerin alınması fazlasıyla anlamsız olacaktır. son olarak bir küçük transfer önerisi de ben vereyim, takımımızın yaş ortalamasını yükselten futbolculardan ryan babel ve jimmy durmaz ile yolları ayırdıktan sonra, zaten devre arasında yollarımızı ayırdığımız emre mor ile boşalan kanat rotasyonumuza peterborough united'de forma giyen serhat taşdemir' i alabilirsek doğru bir iş yapmış olacağımızı düşünüyorum.
  • 567
    transfersizlik genellemek istemiyorum ama bir kesim taraftara müstehak. adı geçen vasat oyuncu kim varsa instagram hesabına yükleniyorlar 'come to gs' diye. adam oyuncunun adını bile ilk kez duyuyor belki ama 'gel' diyor. n'olcak gelince? ilk hatasında ışık hızıyla hesabına yüklenip küfürü basacaksınız. sonra yönetime 'nerden buldunuz bunu?' diyeceksiniz, kim bilecek?

    açıkcası vasat oyuncuyu kampa yetiştireceğimize hiç almayalım daha iyi. ben beklemeye razıyım. fernando ve n'diaye lige 1 hafta kala geldiler, çatır çutur oynadılar. e tabii iyi oyuncu alacaksak bu geçerli. o yüzden sabırla bekliyeceğim bir süre daha.
  • 534
    hala orta saha alınmamasını mantıklı bulan entryler okuyorum ve hayretler içerisine düşüyorum. ikinci hafta başakşehir, üçüncü hafta fenerbahçe ve hemen ardından avrupa ligi’nde eleme oynayacağız. lemina ve seri’nin gideceği ta 1 sene önceden belliyken yerlerine gelecek isimleri ağustos’un sonuna gelmişken ayarlayamamak tam bir iş bilmezliktir. 1.4 milyon euro kullanılabilecek paran varken ortalığa mensah, moder, coulibaly gibi bonservisle alabileceğin isimleri atarsan taraftar senden bonservisle oyuncu almanı bekler. ben 1 ay öncesinden kimseyi alamayacaklarını ve bu sebeple seri ve lemina’nın ne yapıp edilip 1 sene daha kiralanması gerektiğini düşünüyordum ve ne yazık ki haklı çıktım. transferin son gününe kadar bekleyip büyük ihtimalle takımında ıskartaya çıkarıldığından doğru düzgün kamp bile yememiş bir oyuncuyu “fırsat transferi” yapmak galatasaray’ın kuruşunu korumak değildir.

    insanın sinir kat sayılarını arttıran bir başka transfer dönemidir.
  • 271
    şimdi geçen sezonun başına baktıkça derin bir çekiyorum. koskoca bir futbol sezonu, 2 transfer dönemi boyunca kazanımlarımız ne oldu, diye soruyorum kendime. gerçekten ne kazandık biz şu koca 1 yılda? hangi oyuncuyu kazandık? bir oyun mu oturttuk? bir genci takıma monte mi ettik? acayip bir taktik varyasyon mu ekledik repertuvarımıza? defansif anlamda bir şeyler oturtabildik mi? hücumsal anlamda peki?

    ne kazandık?

    sakatlıklar, corona vesaire bir kenara ama biz ne kazandık? onca olumsuzluğa rağmen bir şey kazanırsınız? mesela takır takır bir forvetimiz var, diyebiliyor muyuz? falcao, acaba oynayabilecek mi diye düşünürken bulmayan var mı kendini? aynı şey lemina için de geçerli. gerçi onun durumu çok daha vahim, çünkü bizim oyuncumuz bile değil.

    elbette, olumsuzluklar da birer kazanımdır. pekala onlardan ders çıkarırsanız. yine olumlular da tekrarlarsanız birer kazanım olur.

    ne yalan söylemeli, biz hiçbir şey kazanmadık şu geçtiğimiz sene boyunca. belki kayıp bile ettik. hem de çok şeyi. koskoca bir yılı kaybettik, dile kolay. ve belki de birçok şey de kazanabilirdik. evet, şampiyon olabilirdik. en olmadı avrupa'ya kapağı atabilirdik. ama biz gerçeklere o kadar gözümüzü kapatmışız ki...

    olmayan şeyler üzerinde ısrar edip, "belki bu sefer olur" diye diye hep aynı şeyleri deneyerek şampiyonluk umudunu kovaladık. sonumuz tepeden uzakta oldu. elimizde ise neredeyse hiçbir şey kalmadı.

    olmayacak oyunlar üzerinde direttik. olmayacak oyuncular üzerinde direttik. transfer, transfer, transfer diye direttik. para yoktu ama kiralık denen bir formül vardı. aldık, aldık, aldık. olmadıkça eskiye baktık. belhanda olmuyordu, olacak dedik. selçuk inan çoktan emekli olmuştu, oyunu soğutur dedik. nagatomo'nun mecali kalmamıştı, ya nasip dedik. elimizde stoper yoktu, her şeyi denedik, artık hiçbir seçenek kalmayınca, belki emin bayram dedik.

    şu garabetin tâ nihat özdemir tff başkanı olduğu zaman geleceğini herkes biliyordu. kimi gözünü kapıyordu, kimi görmezden gelince olmayacağını umuyordu.

    biz geçen sezonun ilk yarısında çok çok kötü bir futbolla, takır takır puan kaybedip zirveden uzaklaştığımızda, bu sezon için çok şey kazanabilirdik aslında.

    olmayan futbolculara verilen sürelerin çok çok yarısı gençlere verilseydi, biz kazanırdık, ligdeki durumumuz da bundan kötü olmazdı. gerçekten diyorum bunu. bugünden geçmişe bakmak, ahkam kesmek kolay geliyor. biliyorum, böyle yapıyorum. ama o zaman da çok şey istemiyordum.

    olmayan futbolcular yerine, olabilecek veya olmayabilecek futbolculara şans verilmesini istiyordum. geleceğe hazırlık için. olmasaydı, olmazdı. bakmayın, o da bizim kazancımız olurdu.

    ama geleceğe hazırlamak da öyle kolay olmuyor. şu akademilere gerçekten eğitimci, araştırmacı, futbol hastası, liyakat sahibi insanlar, antrenörler getirmek çok mu zor? 1 transfer yapmayalım, biraz yatırım yapalım.

    atalay babacan'ı belhanda'nın yerine hazırlamak, süleyman luş'u sol bek için hazırlamak, emin bayram'ı veya ışık kaa n'ı, emirhan civelek'i, sekidika'yı...

    ama biz, şimdi sırası değil, daha çok gençler, bu sorumluluğu kaldırmazlar diye diye... neyse. yahu laf mı bu? bizim organize sanayide bir genç var. 18 yaşında. babası vefat etmiş. ailesine o bakıyor. kardeşlerini okula gönderiyor. ek işler, şunlar bunlar. yetmiyor, okula gidiyor, ders çalışıyor. o adamın, -gerçekten adam ama- sorumluluk değil mi şimdi? sırtında tonlarca ağırlık, kafasında kim bilir ne sorunlar? onu hayat zorlamış sorumluluk almaya. sen kaç senedir, bu çocukları o sorumluluğa hazırlayamıyorsan koskoca galatasaray kulübü olarak, zaten kapat git o akademileri. bir de lisesiyle, üniversitesiyle, eğitim vakfıyla eğitimci bir kültürü, eğitim alanında bir ağırlığı var bu kulübün.

    1 transferden vazgeçmeye bakar, adamakıllı bir antrenör departmanı kurmak. hiçbir şey kaybetmeyiz ve çok şey kazanırız.

    transfer güzel şey. muhabbeti hoş, heyecanı bol olur. ama beni şu zamanlarda antrenörler kadar heyecanlandırmıyor.

    sahaya yeni, afili futbolcularla çıkılmasındansa yeni ve fiyakalı bir oyunla çıkılmasını tercih ederim. o beni daha çok heyecanlandırır.

    sonra...

    mesela...

    bilimin her an geliştiği, verinin her saniye eksponansiyel arttığı bir çağdayız. şu kulüpte oyuncu gelişimi konusunda bilimsel yöntemlerle yaklaşıldığı konusunda en ufak bir haberiniz, duyumunuz vesaire var mı?

    elin amerikalısı, safinaz gibi basketbolcuları bir sene hazırlıyor da, olimpos dağı'nı nidasıyla yaran çok affedersiniz yarma gibi, yeri geldiğinde yaşar doğu gibi pehlivanca kuvvetli, yeri geldiğinde bruce lee gibi dayanıklı heriflere evriltiyor. biz hâlâ bizim çocuklar çok cılız, güçsüz diyoruz. hazır değil diyoruz.

    niye hazırlamıyorsunuz? niye hazırlamıyoruz? neden hazırlayamıyoruz?

    elbette, fizyoloji herkes için farklıdır. ama kardeşim, altyapıya baktığında hemen hepsi için aynı sözleri sarf ediyorsan bir şeyleri yapmıyor ya da eksik yapıyorsun demektir.

    ne diyordum? ha transfer... istemi betil'in fenomen laz ziya'sının dediği gibi: "allah daha çok versin."

    son söz: öyle şey yapmayın. ağzımın suyu aka aka transfer spekülasyonları hakkında kafa patlatıp nee on birler kuracağım sizin hiç mi hiç haberiniz yok. yazarız sonra. acelesi yok (:
  • 236
    futbol bir takım oyunu ve artık şunu öğrendimki alınan isimlerin tek tek yıldız olması bir anlam ifade etmiyor. önemli olan parçaların birbiriyle uyumu. bazen vasat isimlerle dolu bir takım çıkıyor, önüne geleni deviriyor. bazende bu sezonki g.saray gibi uzay takımı kurduk diyorsun ama ilk 5'e zor giriyor. misal vasat sivas ligde bizim önümüzde. ordan oraya kiralık giden mert hakan bir bakmışsın paylaşılamıyor. yada 2009 yılındaki mehmet yıldız'lı sivas, dümdüz bir takımdı isimlere bakarsan.
    kasımpaşada fırtınalar estiren diagne ekürisi trezeguet olmadan zorlanıyor. diagne ve falcao'nun bekleneni tam verememesinin de sebebi bu bence. onların oyun tarzına uygun, tamamlayacak oyuncu yok etraflarında.
    gomis ve garry rodriguez kariyer zirvesini bizde yaşadılar uyumlarıyla.
    lider başakşehirden bile imkan olsa visca ve irfancan dışında bir oyuncu alırmıyız, sanmıyorum ama adamlar uyuta uyuta şampiyon oluyor. nihat kahveci, kovaçeviç gibi bir pivotun yanında ispanyanın kralı oldu.
    bu transfer döneminde bence kılavuzumuz bu olmalı. pahalı isimler yerine birbirini tamamlayan isimler.
  • 651
    bu transfer döneminden en büyük beklentim; falcao, diagne, babel, feghouli, belhanda ve maicon gibi overpaid oyuncuların en az 2-3 tanesinin gönderilmesiydi. ne yazık ki sadece maicon gitti.

    ffp'den bağımsız bir şekilde, kasada para olmadığı söyleniyor. kadromuzdaki yüksek maaşlı oyuncuları da düşünürsek, 1 ekim 2020 rangers galatasaray maçından önce transfer beklemiyorum.

    eğer bu maçı kazanabilirsek, kasamıza 300 bin euro girecek. gruplara kaldığımız için de 2.9 milyon euro. gruplarda ise puan başı başarı bonusu 190 bin euro. neftçi ve hajduk maçlarından gelen toplam para ise 540 bin euro.

    özetle, 1 ekim 2020 rangers galatasaray maçı sezonun en önemli maçlarından biri olduğu gibi, içinde bulunduğumuz transfer sezonu için de kilit rol oynayacak. kazanamazsak transfer yapılacağını pek sanmıyorum.

    edit: yayın haklarından gelecek parayı da eklemek lazım.
  • 89
    jesse sekidika, oğulcan çağlayan gibi galatasaray'da 18 e girebileceği meçhul adamlara teklif götürdüğümüzde bile araya girip adamlara teklif götüren, transferi bozmak için her yolu deneyen bir rakibimiz var, anadolu kulüplerinin başında da ilhan cavcav gibi benim sözüm 500.000 eurodan daha değerlidir diyecek onurlu kulüp başkanları yok. ciddi anlamda zorlu geçeceğini düşündüğüm transfer dönemi.
  • 688
    kapanmasına 64 saat kalan transfer dönemi (pazartesi gecesi 23:59'da kapanacak gibi düşündüm). yurtdışı transferi için ise 40 saat civarı bir süre kaldı. gelecek oyuncunun sağlık kontrolü, uçak seyahati, uygun uçuş derken son dakika kimse gelemez.

    pazar akşamına kadar bir isim düşmezse, geriye zaten istanbul içi transfer ihtimali kalıyor. irfan can kahveci'yi alacak para olmadığı için maç saatinde halen bir transfer gerçekleşmemiş olursa sizleri 4 ekim 2020 kasımpaşa galatasaray maçında alıcı gözle aytaç kara'yı izlemeye davet ediyorum. hayırlara vesile olsun.
  • 208
    sözleşmesi sonlanan oyuncuları kaçırmamamız gereken sezondur.

    misal nampalys mendy. ver 2-2,5 milyon €, al getir. bekleme artık genç oyuncu düşürmek için. düşürürsen onu da alırsın.

    elabdoullai ve emre kılınç çok güzel hamleler. umarım yalan olmazlar. ben olsam son dakika mert hakan için de devreye girer, fiyat yükseltirdim. öyle başa, böyle tarak.

    sonrasına bakarız işte. giden olursa, gelen olur. lemina da kalacak gibi konuşmuş. ilk kampa as kadroya yakın gideriz.
  • 621
    fatih hocanın 20 eylül 2020 istanbul başakşehir galatasaray maçı sonrası açıklamalarına* bakılırsa son 10 gün çok hareketli geçecek.

    tahminim marcao ayrılacak, gelen para ile de eksikler kapatılacak.

    diğer tahminim diagne ayrılacak, gelen para ile eksikler kapatılacak.

    en kötü tahminim ikisi birden satılacak ki en düşük ihtimal bu.

    inşallah olur dediğim tahminim de belhanda 5 milyon euro'ya gidecek, telles ve ozan satılacak, gelen para ile de eksikler kapatılacak.

    inşallah marcao satılmaz. hatta 20 milyon euro teklif gelse dahi inşallah satılmaz. gerçekten çok üzülürüm. diagne'ye de çok üzülürüm; ama defans dörtlümüz çok iyi oldu. avrupa standartlarında oldu ki daha muslera gelecek bu dörtlünün(omar-boss-marcao-saracchi) arkasına. ulaşacakları seviyeyi düşünün yani, harika olacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın