• 53
    insallah 19 mayıs 2013 te kupayı kaldırarak noktayı koyacagımız olay. once onumuzdeki antep ve sivas maclarını kazanmamız lazım tabi ki rehavetten uzak ve yuksek konsantrasyonla. sorası bayraklar atkılar mesaleler sevincten kafayı yemeler.

    yine bi 12 mayıs yine bi fener macı hemen bir hafta sonrası 19.05.2013 trabzon macı, gelen 19. sampiyonluk sloganlar t-shirtler bişeyler bişeyler.
  • 57
    kalan 4 hafta öncesi aradaki 7 puanlık farkı düşününce mutlu sona bir hayli yaklaştığımızı söyleyebiliriz. önümüzdeki hafta olası fenerbahçe mağlubiyeti ve antep'te kazanılacak 3 puan, yakın olduğumuz şampiyonluğumuzu resmiyete dökecek. fakat ben şampiyonluğumuzu 32. haftada ilan edeceğimizi tahmin ediyorum. biz 32. haftada ali sami yen'de sivasspor'u konuk edeceğiz; fenerbahçe ise düşmeme mücadelesi veren istanbul bb spor'a konuk olacak. istanbul bb spor'un fenerbahçe'ye ters geldiğini, fenerbahçe'nin bu maça benfica rövanş mücadelesinin ardından uefa'dan elenmiş olarak (büyük ihtimalle) bozuk bir moralle çıkacağını düşünürsek maçın sonunda istanbul bb spor'un puan ya da puanlar alması yüksek ihtimal olarak görünüyor. o yüzden sezon boyunca beklediğimiz, özlediğimiz, istediğimiz şampiyonluğa artık en fazla 2 hafta uzaklıktayız diyebiliriz.

    şampiyonluk, yine çok yakışacak...
  • 61
    alnimizin akiyla alacagimiz unvan. aldigimiz degil yalniz. alacagimiz. korkuya gerek yok elbette. bugun galatasaray degil 7 puan onde olmak, 3 puan geride olsaydi dahi sampiyon biz oluruz derdim zira iyi bir kadromuz, sahada savasan oyuncularimiz ve hiçbir rakipten ama netice ne olursa olsun hicbir rakipten korkmayan bir teknik direktorumuz var. bununla beraber henuz sampiyon olmadik. sampiyonluga inancimiz tam. sampiyonlugu istiyoruz. sampiyonluk için aslanlar gibi savasiyoruz ama gun itibariyle sampiyon degiliz. hele iki mac daha kazanalim, sonra konusuruz bunlari hem de keyifle.

    not: takimimiz futbolculari zaten cok ciddi ve islerine saygi duyan insanlar. bizler sampiyonuz dedigimiz icin veya medya doldurusa getirdi diye gaza gelmezler. ondan bir endisem yok. yine de sakin olalim. arogansa luzum yok :)
  • 64
    rast geldim tekrar izledim. allah emeği geçenlerden razı olsun bu nasıl bir takım yahu. muslera elmander sneijder drogba eboue... sneijder çocuklar gibi şen hollandadaki dostlarına selam çakıyor drogba kafası güzel soyunma odasında dans ediyor. 5 sene önce şu videoyu ruyamda görsem arkadaşlarıma anlatır alay konusu olurum. sözlerimi bitirirken nasıl ki bu milletin tacıdır yıldızla ay, yüksel ta arşa kadar şanlı galatasaray diyorum... saygılar efendim.

    https://www.youtube.com/watch?v=8YYQg7tFYa0
  • 67
    drogba, sneijder, riera, eboue, melo gibi kaliteli ayaklarla gerçekleşen hadiseydi. hatta ve hatta o zamanlar beğenmesek bile şimdi olsa sesimizi çıkartmayacağımız amrabat, dany, hamit gibi isimlerin de katkısı yadsınamaz. şampiyonlar ligi'nde çeyrek finali görüp elenirken, real madrid'e 3 tane sallayarak elenmiş, dosta güven düşmana korku salmıştık ve aslında ligin şampiyonunun kim olacağının mesajını da vermiştik.

    o günden sonra kadromuza en ufak olumlu takviye yapılmadı. bakın üzerinden 3 sene geçecek neredeyse ve kadroyu güçlendirecek tek bir adam ilave edilmedi neredeyse şu takıma. aksine her geçen sezon kan kaybettik. e öyle olunca da bugün kadrosuna her geçen sene adam gibi takviye yapan liderin 11 puan, aynı şekilde ikincinin de 10 puan gerisinde kalmak kaçınılmaz oldu.

    şöyle bir bakalım mesela kimler geldi geçti diye. o zaman forvet rotasyonumuzda drogba, elmander, burak ve umut vardı. drogba zaten banko oyuncumuzdu. burak da eşlik ediyordu fakat o zamanlar bu kadar formsuz değildi. dolayısıyla umut'a öyle çok ihtiyaç bile olmuyordu. ara ara oynuyordu ve öyle olunca da şimdiki gibi adamı çileden çıkartmıyor hatta sonradan girip faydalı bile oluyordu. şimdi burak ve umut ikilisi var elimizde sadece. drogba ve elmander gibi isimlerin yeri doldurulamadı. forvet hattı mercedes'ten tofaş seviyesine inmiş durumda.

    orta sahamızda melo gibi bir aslan parçası vardı. adam sadece yetenekleriyle değil mentalitesiyle de ön plana çıkıyordu. asla pes etmeyen karakteri vardı. orta sahamıza sertlik kazandırıyor ve hava toplarında önemli bir avantaj sağlıyordu. 50 metrelik hayvani diagonal paslarıyla gol pozisyonlarımızı başlatıyordu. yanında selçuk ya da hamit oluyordu. hamit'i şimdilerde beğenmesek de o sezon aslında iyi işler yapmıştı. adamın sırf direkten dönen topları gol olsa 8-9 golü olacaktı o sezon. onun dışında tecrübesiyle çok önemli işler yapmıştı bence. şimdi hamit'ten eser yok. melo'yu da bok yoluna sattılar. orta sahamız oldu helva. bugünkü rezil futbolumuzun en önemli sebeplerindendir orta sahamızın şu hali. bizi melo'muzdan edenleri iki cihanda kovalamak elzem oldu artık. şöyle bir orta sahamız varken bugün selçuk, bilal, jose, chedjou gibi vasat oyunculardan kurulu bir orta saha rotasyonumuz var. kalite yine üst seviyelerden oldukça alt seviyelere düştü.

    beklerimiz riera ve eboue'ydi. modern futbolda artık beklerin önemi tartışılmaz bir gerçek. fenerbahçe 13-14 sezonunda hiçbir bok oynamadan sadece beklerinin toplamda yaptığı 20'ye yakın asistle şampiyon oldu. kaliteli hücumcu beklerin varsa fazladan 1 gol opsiyonun var demektir. bizde de o sezon eboue ve riera vardı. riera kadife ayaklı, adam eksiltebilen, oyun görüşü yüksek, ayağı iyi pas yapan, iyi orta kesen ve adeta sol bekten oyun kurucu görevi gören bir oyuncuydu. eboue ise riera kadar teknik değildi ama hızlıydı, hücumda bindirme yapmayı seven ve bilen bir bekti. asistleri ve golleri vardı. onun da ofansif açıdan sağladığı katkı asla yadsınamaz. şimdi böyle kaliteli 2 bekten geldiğimiz noktaya bakalım hemen. sağ bek yine sabri, sol beke de carole diye birini aldık. hani kötü adam değil ama riera'nın tırnağı etmez yine de. kaldı ki sakat adam zaten, yerine olcan oynuyor kaç maçtır. düşünün şimdi. riera eboue seviyesinden sabri olcan seviyesine indik.

    son olarak da dany, amrabat gibi daha vasat oyunculara değinmek istiyorum. o zamanlar takımda çıta yükseldiği için (drogba, sneijder gibi isimler yüzünden) amrabat ve dany'yi beğenmiyorduk. fakat bugünkü kadro kalitemiz o kadar düşük ki, bu iki oyuncu da yarın bedava gelseler bize sanırım hiçbirimiz ses çıkartmayız. dany'nin şu artık rezilleri oynayan semih'ten ne eksiği var mesela? adam fizikli, güçlü, hızlı. evet çok iyi bir stoper değil ama en azından şu saydığım fiziksel özelliklerle semih'ten açık ara önde. omuz atıp kendi düşen bir stoper olabilir mi amk ya? gelelim amrabat'a. o zamanlar ben de çok beğenmezdim kendisini. fakat bugün koskoca galatasaray'ın elindeki tek kanat oyuncusu yasin öztekin :d :d :d artık gülüyorum yahu buna. tamam yasin güzel işler yaptı geçen sezon, eyvallah. ama adamın alternatifi yok. rezalet de oynasa oynatmak zorundasın. bir de hafif bir havalanma, bencillik başladı kendisinde. iyice çekilmez oldu. bugün bruma, amrabat gibi iki adamımız olsa elimizde. mis gibi çekersin yasin'i kızağa. adam olana kadar diğerleri oynar.

    uzun lafın kısası neredeyse her mevkide ciddi bir kalite düşüşü yaşadık o günden bu güne. şu tabloya bakıp başarısızlğın bağıra bağıra geldiğini göremeyen vizyonsuz yöneticiler bizi bu hale getirdi. şimdi yine tıpkı 5 sene önceki gibi dibi görmek üzereyiz ve takımda yine devrim yapacak bir ünal aysal-fatih terim ikilisine muhtacız. bakalım bu sefer o zamanki gibi şanslı olabilecek miyiz?
  • 68
    johan cruyff'un çok sevdiğim bir lafı vardır : kaliteli futbol kaliteli futbolculara oynanır.
    kimsenin arması,forması güzel futbol oynatmaz.gerçekten de öyle.kadromuz o yıl ligin çok çok üstünde bir kadroydu.

    defans:
    sağ bekte eboue gibi -özellikle hamitin ortaya geçmesinden sonra- sağ kanadı tek başına kullanan bir adam vardı.defansı zaten yapıyordu.ortada henüz ujfa'dan öğrendiklerini unutmayan,enerjik,yürekli aklını futbola veren bir semih vardı.yanında hiç sırıtmayan güçlü fiziği ve hızıyla o yıl gayet iş görmüş bir dany vardı.solda ise hücumda yaptıklarını zaten beklediğimiz ancak defansta adam geçirmemesiyle bizleri şaşırtan riera vardı.kalede de muslera olunca adeta istemediğimiz sürece gol yemiyorduk.

    orta saha:
    melo-selçuk ikilisi ligi zaten domine ederken yanlarına gelen hamit ile birlikte defansif olarak da ofansif olarak da ligin çok üstünde bir merkeze sahip olduk.bu üçlünün önünde oynayan sneijder ise o yıl henüz ağırlığı pek koymasa da taraftarı tekrar heyecanlandırdı ve karabük deplasmanında kritik bir gol attı.

    forvet :
    zaten burak inanılmaz formdayken yanına gelen drogba ile bu lige 5 gömlek fazla bir forvet hattımız oldu.özellikle drogba'nın yaptığı katkı inanılmazdı.

    o yıl aslında drogba-sneijder gelmese de şampiyon olacağımız kesin gibiydi.onlar taraftarı daha fazla çekmek ve özellikle şampiyonlar liginde katkı sağlamaları için gelmişti çok daha fazlasını verdiler.

    o yıldan sonra baştan sona domine ettiğimiz maç sayısı bir elin parmaklarını geçmez belkide.çünkü o kadronun üstüne çıkmak bir yana her yıl kalite düştü.o yıldan sonra hala da stoper tandemi oturtamadık.sol bekler hep bir şekilde eksik oldu.sağ bekin durumu zaten ortada.selçuk inanılmaz bir düşüş yaşadı.burak sanki yeteneklerini başka yerde bırakmış gibiydi.hamit bir türlü sahalara dönemedi.maalesef çok keskin bir kalite düşüşü yaşadık.o kalite düşüşünü ligde bu yıl görmeye başlarken şampiyonlar liginde 2 yıldır çok acı şekilde görüyoruz.

    ve her şeyden önce ünal aysal ve fatih terim gibi inanılmaz güven veren iki isim vardı.ancak her zaman olduğu gibi başarı cezasız kalmadı..
App Store'dan indirin Google Play'den alın