• 377
    daha önce de ifade edilmişti, bu soruşturmaya galatasaray'ı bulaştırmadan karar vermeyecekler. lube ayar hanımefendinin ifadeye çağrılma sebebi de zannımca budur. şu an adı geçmeyen bir galatasaray var ve bir yerinden onu da bulaştırabilirlerse kamuoyu tepkisinin azalabileceğini düşünüyorlar. benim asıl aklıma mantığıma sığmayan şey, galatasaray bir yerinden bulaşınca fenerbahçe'nin ayıbı örtülüyor mu? açıkcası etrafımdaki tüm fenerliler, asıl şike faruk süren zamanında, bık bık bık diye ötüyor ama ben asla "biz yapmadık" demem, sadece "diyelim ki öyle, sizin yanlışınızı mı kapatıyor?" diyor ve geçiyorum. sonuçta kulübün yönetimde değilim, hiçbir şey bilmiyorum, basit bir taraftarım ve yönetim savunmanın kulüp savunmak olmadığını çok iyi biliyorum.

    galatasaray bu sene şike yapmış olamaz ama bu konuda eminim işte. yani şike yapıp ligi ortalarda bitiriyor, uefa'ya gidemiyorsa zaten bir şey diyemeyeceğim. ama bir tarafından, belki eski defterlerle, belki başka ifadelerle galatasaray bu işe bulaştırılacak. yoksa 2006 yılından beri olayın farkında olduğunu söyleyen lube hanım, ifadeye niye çağrılsın?

    fenerbahçeli medya, destekçiler vs vs ne yaparsa yapsın, fenerbahçe'ye olan olacak. galatasaray'a ucu dokunurulabilirse, bu da bir başarıdır, iğneyle kuyu kazmaktır, tebrik ederim. ama fenerliler adına üzgünüm, öyle ciddi bir şeyler olsa galatasaray hakkında, çoktaaan çıkardı ortaya.

    tek bildiğim, türk futbolu adına bir dönüm noktası bu soruşturma; birçok dengeyi değiştirecek bu kesin, en azından önümüzdeki 10 sene sokaktaki çocuklar fenerbahçeli olup da fenerbahçe cumhuriyeti saçmalığından bahsetmez, bu tarz taraftarın nüfusu azalır diye düşünüyorum.
  • 382
    --- alıntı ---
    3 temmuz’dan beri şike soruşturması kapsamında önce gözaltına alınan, sonra raporlu sayılan, ardından da tutuklanan f.bahçe başkanı aziz yıldırım 29 gündür suçlu birçokları için...

    konuyu merakla takip ediyorum...

    özellikle boğaz köprüsü yolunda polise “allah allah” diye saldıran, shaktar maçında sahaya giren azgın sarı-lacivert kalabalığı gördükten ve tiraj kaygısını hesap ettikten sonra, medyanın bu konuya bir hayli mesafeli durmasını da doğru bulmasam da anlayabiliyorum.

    ***

    ama akıl ve izan varsa, böylesine ciddi bir konuda, taban tabana zıt 2 mutlak doğru da olamaz.

    f.bahçeliler 2’ye bölünmüş durumda...

    annem de birinci “duygusal” grupta olanlardan biri:

    - f.bahçe aleyhinde hiçbir şey duymak istemiyorlar.

    - yaşanan her şey dış mihrakların ve onların başarısını çekemeyenlerin komplosu...

    - şike diye bir şey varsa herkes yapmıştı zaten düne kadar... niye kabak f.bahçe’nin başına patladı?

    - aziz yıldırım’ın başına gelenlerde bir iş var. adam zaten hasta, onun üzerinden f.bahçe’ye ceza kesiyorlar...

    - aziz yıldırım içerden çıkmazsa f.bahçe de küme düşecek.

    ***

    “rasyonel” olan ikinci grup ise sesi az çıktığı için daha azınlıkta kalıyor.. onlara göre de:

    f.bahçe kesinlikle şike yaptı. fazla bağırmanın manası yok. hatta ağırlarına gidiyor içine düştükleri durum, utanıyorlar.

    - aziz yıldırım’a kızıyorlar. “mehmet ali aydınlar başkan olacak diye, üst üste 3 şampiyonluk sözü verdi diye, sırf kendi koltuğunu korumak için f.bahçe’ye tarihi bir leke sürdü bu adam” diyorlar... ama fazla ses edemiyorlar. çünkü azgın çoğunluktan korkuyorlar.

    - ben nihat özdemir, ali koç kalibresindeki işadamlarının kafalarını bu kadar kuma gömebileceklerini hiç sanmıyorum. bal gibi biliyorlar şike yapıldığını, bu ayıbın kendilerini de bağladığını...

    - buna rağmen aziz yıldırım meselesi ile f.bahçe’yi birbirinden ayır(a)mıyorlar... ya aziz yıldırım gazabından korkuyorlar ya da onun 13 yıldır mürit haline getirdiği f.bahçe taraftarından... dolayısıyla aziz yıldırım istifa etmiyor, f.bahçe de işin içinden çıkamıyor.

    ***

    aziz yıldırım’ın telefon konuşmalarını teker teker okudum. 250 sayfa civarında... şunları yaptığı kesin:

    - ali kıratlı, ilhan ekşioğlu, yusuf turanlı, abdullah başak ve birkaç kişi aracılığıyla etkin bir şike ağı kurmuş. bu adamlar kulüpten çıkan paraların bir bölümünü cebe indirmiş bile olabilir ama f.bahçe şike yapmış... çok açık ki, bu ekip daha önce de bu işlerde mesai yapmış, uzman kişiler...

    - f.bahçe-ibb maçı (2-0) kesin şike... i.akın ve iskender maçı satmış.

    - bursa-ibb maçında (1-1) 4 oyuncuya 60 bin lira teşvik ödenmiş. bursa puan kaybedip zirve yarışından düşsün, f.bahçe ile trabzon başabaş kalsın diye...

    - aziz yıldırım, kendi maçlarından önceki hafta emenike sakatlandı diye küplere biniyor telefonda. verilen bazı paralar geri istenmiş, hatta alınmış. menajerler birbirine girmiş. aziz yıldırım o kadar da açık etmek istememiş durumu...

    - g.saray-trabzon maçı için adnan sezgin ile bağlantı kurdurmuş, ne olur ne olmaz diye...

    - bucalı musa’yı ayarlaması için cemil turan ve ilhan ekşioğlu’nu devreye sokmuş ama ret cevabı almış.

    - federasyon başkanı ile ilgili federasyon yöneticilerine sarfettiği sözler buram buram tehdit kokuyor. hep para veya “adalet” adı altında bazı talepleri oluyor. istemediği bir şey olunca “yarın basın toplantısı yapıyorum, hepinize gününüzü göstereceğim. sizi ben seçtirdim arkadaş” diyor.

    - kim ne derse desin federasyondan vadesi gelmemiş 12 milyon lira alması bu baskının doğal sonucu... benim anladığım hep anlattığı gibi ekonomisi öyle düzgün değilmiş f.bahçe’nin...

    - benim kulağıma gelen ama ‘tape’lerde yer almayan başbakan’la ilgili bazı sözleri de var.

    ***

    aziz yıldırım bunların hepsini başarı için, f.bahçe’yi şampiyon yapmak için, önümüzdeki yıllarda daha rahat o koltukta oturmak için yapıyor.
    belki de futbol dünyasının doğal işleyişi bu... bu kayıtsızlığı başka bir kavramla açıklamakta zorluk çekebiliriz çünkü.
    şu saydığım maddelerden 2 sonuç çıkarıyorum:

    - f.bahçeliler bir zahmet karar versinler. f.bahçe büyüklüğü çok övündükleri islam çupi sözündeki gibi “kupalara bağlı olmayan başka bir büyüklük müdür?”

    - yoksa her şart altında kazanmak ve bunun için her şeyi göze almak mıdır?

    bu soruların cevabını bulanlar, aziz yıldırım meselesine daha steril bir gözle bakabilir.

    ***

    bu, parmaklıklar arkasındaki birini suçlama yazısı değil, onun neyle suçlandığını anlatabilme çabasıdır...
    düne kadar bu yapılanlar normalmiş, ama artık değil ne yazık ki...
    aziz yıldırım’ın avukatı faik bey’in medyaya söylediklerini balyoz ilk ortaya çıktığı dönemdeki çetin doğan’ın haline benzetiyorum.

    “türkiye değişiyor” sözünün az kaldığını, artık değiştiğini bile anlamıyorlar sanki...

    bu işin tek duygusal yanı, değişimin sancılı, zaman zaman adil olmayan, insan onurunu ayaklar altına alabilen yanlışlar da yapması...

    allah aziz yıldırım’a ve eşi gonca’ya sabır versin...
    --- alıntı ---

    http://gss.gs/hd
  • 383
    http://www.hurriyet.com.tr/...18401157.asp?gid=381

    danıştay'ın aldığı bu kararla kritik bir noktaya girilmiştir. çünkü ses kayıtlarının ceza davalarında kullanılma muhabbeti uzun zamandır tartışılıyordu. şimdi danıştay ceza davasında kullanılamaz ama disiplin kararlarında alınır diyor. fenerbahçe ve benzeri şikecilerin küme düşürülme kararı da disiplin kararı. dolayısıyla aziz yıldırım ve diğer tutuklu sanıkların teknik takibe takılan konuşmaları delil olarak kullanılabilecek. federasyonun ve daha sonra tahkim kurulunun alacağı karar öncesi danıştay'dan gelen bu haber fenerbahçe'yi küme düşürmemek için çare arayan bazılarının elini kolunu bağlar nitelikte.
  • 386
    işte aziz yıldırım'la şekip mosturolu'nun gün yüzüne çıkan telefon konuşmaları...

    geçen sezon ligin 33. haftasında oynanan ve fenerbahçe'nin ankaragücü'nü 6-0 yendiği maç, emre belözoğlu'nun kağan söylemezgiller'e attığı iddia edilen mesaj nedeniyle uzun bir süre gündemde kalmıştı.

    işte o görüşme

    takvim'in haberine göre; emniyet'in ulaştığı bilgiler, bu maçla ilgili ikinci bir skandalın daha patlamasına neden oldu. 14 mayıs 2011'de yani karşılaşmadan 1 gün önce şu anda metris'te tutuklu bulunan şekip mosturoğlu'nun aziz yıldırım'la yaptığı telefon görüşmesi skandalı gün yüzüne çıkarıyor. işte o telefon görüşmesi:

    istanbul' a bile getirmiş!

    saat: 19.19...
    aziz yildirim: ne oldu ses seda çıkmadı değil mi sonra.
    şekip mosturoğlu: yok akşam bitti o mevzu ama ahmet ile sabahleyin ben sami'yi konuşturdum. 'pazartesi suç duyurusunda bulunacağım' diyor. 'trabzonlu yöneticiyle ilgili' diyor. şöyle bir gelişme olmuş biz konuştuktan sonra. şey aramış mesut bakkal aramış ahmet'i. 'işte sen ne yapmaya çalışıyorsun' falan demiş. sen ne diyorsun deyince mesut herhalde biraz ters konuşmuş. ahmet ona küfür etmiş. o ona küfür etmiş. 5 dakika sonra ender aramış, o ankaragücü nün spor direktörü varya. demiş hocayla küfürleşmişsiniz falan demiş biz şimdi kayıtlardan dinledik demiş. ahmet de gider yapmış. ahmet 'ben savcılığa suç duyurusunda bulunacağım' demiş. hepiniz hakkında. benim telefonumu nasıl dinlersiniz falan. 5 dakika sonra tekrar mesut bakkal aramış. 'sen bizim dostumuzsun yanlış anladın' falan şey diyor ahmet. o şey de melih bey de bir araç varmış ortam dinlemesi yapabiliyormuş mobil bi araç. onunla birlikte dolaşıyorlarmış kamp tesisinin oraya koymuşlar ortam dinlemesi yapıyorlarmış. şeye bile istanbul'a bile getirmişler şeye otelin yanına koymuşlar. tam manyak bunlar ya sapık.

    aziz yildirim: alaattin şeye söylesin tamam, ortam dinlemesi yap.. diye"
    şekip mosturoğlu: "yani yapmak lazım bir şey.

    melih efendi dinletiyormuş

    bu görüşme sonrasında aziz yıldırım, gazeteci alaattin metin'i arayarak konu hakkında bilgilendiriyor... saat: 19.19...
    aziz yildirim: bu melih efendi telefonları dinletiyormuş... bi alet ortam dinleme aleti varmış... bu yetmezmiş gibi aleti getirmişler şeye... buraya... orda bunlarla kimler konuşuyor diye telefonla ortam dinletmesi yapıyorlarmış... necip'e de söyle necip (gazeteci) aradım ben bulamadığıydım.
    alaattin metin: "söyleyeyim... onu mutlaka araştıralım ya tamam"
    aziz yildirim: ahmet bulut'la konuşun, ahmet bulut anlatsın size"
    *
  • 394
    emniyetin bir bok bulamayacağına emin olsam da, peşin peşin yazalım.
    içimiz çok rahat, klübümüzü tanıyoruz.
    oldu ya hakikaten bülent tulun'un teşvik primi verdiği veya şike yaptığı ortaya çıktı, önce bülent tulun sonra da tüm işbirlikçileri aforoz edilir. bir daha galatasaray'ın kapısından girmeyi bırak, sokakta galatasaray taraftarıyla göz göze gelemezler. gidip suçluları kafesledikleri cezaevinin önünde 'sizi seviyoruz' gösterisi yapmayız.
    galatasaray taraftarı böyle bir durumda takımının küme düşmesine itiraz etmez, aksine suçumuz neyse çekelim der. farklı yavşakça yöntemlere başvurmaz bu takımın taraftarı.
    bugünlük bu kadar.
  • 397
    --- alıntı ---

    galatasaray spor kulübü'nden açıklama

    yürütülen bir soruşturma kapsamında sayın bülent tulun'un tanıklığına ihtiyaç duyulmuştur. gerek sayın bülent tulun gerekse galatasaray spor kulübü, emniyet ve savcılığa her türlü yardımı yapmaktadırlar.

    bu bağlamda sayın bülent tulun, florya tesislerinde emniyet mensuplarıyla bir araya gelmiştir.

    galatasaray spor kulübü

    --- alıntı ---
  • 398
    anladığım kadarı ile galatasaray'da yapılan aramalar 2010-2011 sezonu için yürütülen bu soruşturma kapsamında değil, eski bir dava ile ilgilidir. ya da olası fenerbahçe küme düşürülmesine zemin hazırlıkları için, tepki zayıflatma amaçlı olarak davalar filan birleştirildi, ilginç.

    dikkatimi çeken bir konu da, ümit karan yeniden ifadeye çağrıldı ve bizim tesislerdeki aramalar da buna paralel oldu. bağlantı vs olması tuhaf gibi, ama bu işte bir gariplik var.
  • 399
    danıştay 12. dairesi, ceza yargılamasında kullanılamayan veya kullanılmayan teknik takip ve telefon dinleme sonucu elde edilen delillerin disiplin soruşturmasında kullanılmasına vize verdi. danıştay , "disiplin yargılaması, ceza yargılamasından ayrı ve bağımsız" dedi.

    linkteki haber, şike soruşturmasının gidişatı ile ilgili önemli ipuçları veriyor.
    http://gss.gs/B7

    çıkan sonuç : tff disiplin cezalarını tatbik etmek için adli soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek zorunda değildir. oldu da tff elindeki delillere dayanarak küme düşürme, hak mahrumiyeti gibi cezalar verdi ve daha sonra şike soruşturması sonuçlandı ve adamlar aklandı, hapisteki serbest kaldı (pek mümkün değil gerçi). bunun sonucunda kimse tff'ye çıkıp hesap soramaz. hukuken tff haklıdır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın