• 1
    --- alıntı ---

    başkanı ve asbaşkanı şikeden tutuklanan sarı-lacivertli kulüp “tehdit” kokan bir açıklamayla federasyon’u uyardı ..
    www.taraf.com.tr/haber/fenerbahce-booooo-dedi.htm

    sarı-lacivertlilerden anlamsız ziyaret..
    www.taraf.com.tr/haber/sari-lacivertlilerden-anlamsiz-ziyaret.htm

    --- alıntı ---

    adi suçlardan itham edilen bir kulübün taraftarı, bir çok delil olmasına rağmen bu adi suçlamalardan utanmadan bunlara tepki olarak atatürk'ü ziyarete gidiyor . sözün bittiği yer..
  • 5
    --- alıntı ---
    3 temmuz’dan beri şike soruşturması kapsamında önce gözaltına alınan, sonra raporlu sayılan, ardından da tutuklanan f.bahçe başkanı aziz yıldırım 29 gündür suçlu birçokları için...

    konuyu merakla takip ediyorum...

    özellikle boğaz köprüsü yolunda polise “allah allah” diye saldıran, shaktar maçında sahaya giren azgın sarı-lacivert kalabalığı gördükten ve tiraj kaygısını hesap ettikten sonra, medyanın bu konuya bir hayli mesafeli durmasını da doğru bulmasam da anlayabiliyorum.

    ***

    ama akıl ve izan varsa, böylesine ciddi bir konuda, taban tabana zıt 2 mutlak doğru da olamaz.

    f.bahçeliler 2’ye bölünmüş durumda...

    annem de birinci “duygusal” grupta olanlardan biri:

    - f.bahçe aleyhinde hiçbir şey duymak istemiyorlar.

    - yaşanan her şey dış mihrakların ve onların başarısını çekemeyenlerin komplosu...

    - şike diye bir şey varsa herkes yapmıştı zaten düne kadar... niye kabak f.bahçe’nin başına patladı?

    - aziz yıldırım’ın başına gelenlerde bir iş var. adam zaten hasta, onun üzerinden f.bahçe’ye ceza kesiyorlar...

    - aziz yıldırım içerden çıkmazsa f.bahçe de küme düşecek.

    ***

    “rasyonel” olan ikinci grup ise sesi az çıktığı için daha azınlıkta kalıyor.. onlara göre de:

    f.bahçe kesinlikle şike yaptı. fazla bağırmanın manası yok. hatta ağırlarına gidiyor içine düştükleri durum, utanıyorlar.

    - aziz yıldırım’a kızıyorlar. “mehmet ali aydınlar başkan olacak diye, üst üste 3 şampiyonluk sözü verdi diye, sırf kendi koltuğunu korumak için f.bahçe’ye tarihi bir leke sürdü bu adam” diyorlar... ama fazla ses edemiyorlar. çünkü azgın çoğunluktan korkuyorlar.

    - ben nihat özdemir, ali koç kalibresindeki işadamlarının kafalarını bu kadar kuma gömebileceklerini hiç sanmıyorum. bal gibi biliyorlar şike yapıldığını, bu ayıbın kendilerini de bağladığını...

    - buna rağmen aziz yıldırım meselesi ile f.bahçe’yi birbirinden ayır(a)mıyorlar... ya aziz yıldırım gazabından korkuyorlar ya da onun 13 yıldır mürit haline getirdiği f.bahçe taraftarından... dolayısıyla aziz yıldırım istifa etmiyor, f.bahçe de işin içinden çıkamıyor.

    ***

    aziz yıldırım’ın telefon konuşmalarını teker teker okudum. 250 sayfa civarında... şunları yaptığı kesin:

    - ali kıratlı, ilhan ekşioğlu, yusuf turanlı, abdullah başak ve birkaç kişi aracılığıyla etkin bir şike ağı kurmuş. bu adamlar kulüpten çıkan paraların bir bölümünü cebe indirmiş bile olabilir ama f.bahçe şike yapmış... çok açık ki, bu ekip daha önce de bu işlerde mesai yapmış, uzman kişiler...

    - f.bahçe-ibb maçı (2-0) kesin şike... i.akın ve iskender maçı satmış.

    - bursa-ibb maçında (1-1) 4 oyuncuya 60 bin lira teşvik ödenmiş. bursa puan kaybedip zirve yarışından düşsün, f.bahçe ile trabzon başabaş kalsın diye...

    - aziz yıldırım, kendi maçlarından önceki hafta emenike sakatlandı diye küplere biniyor telefonda. verilen bazı paralar geri istenmiş, hatta alınmış. menajerler birbirine girmiş. aziz yıldırım o kadar da açık etmek istememiş durumu...

    - g.saray-trabzon maçı için adnan sezgin ile bağlantı kurdurmuş, ne olur ne olmaz diye...

    - bucalı musa’yı ayarlaması için cemil turan ve ilhan ekşioğlu’nu devreye sokmuş ama ret cevabı almış.

    - federasyon başkanı ile ilgili federasyon yöneticilerine sarfettiği sözler buram buram tehdit kokuyor. hep para veya “adalet” adı altında bazı talepleri oluyor. istemediği bir şey olunca “yarın basın toplantısı yapıyorum, hepinize gününüzü göstereceğim. sizi ben seçtirdim arkadaş” diyor.

    - kim ne derse desin federasyondan vadesi gelmemiş 12 milyon lira alması bu baskının doğal sonucu... benim anladığım hep anlattığı gibi ekonomisi öyle düzgün değilmiş f.bahçe’nin...

    - benim kulağıma gelen ama ‘tape’lerde yer almayan başbakan’la ilgili bazı sözleri de var.

    ***

    aziz yıldırım bunların hepsini başarı için, f.bahçe’yi şampiyon yapmak için, önümüzdeki yıllarda daha rahat o koltukta oturmak için yapıyor.
    belki de futbol dünyasının doğal işleyişi bu... bu kayıtsızlığı başka bir kavramla açıklamakta zorluk çekebiliriz çünkü.
    şu saydığım maddelerden 2 sonuç çıkarıyorum:

    - f.bahçeliler bir zahmet karar versinler. f.bahçe büyüklüğü çok övündükleri islam çupi sözündeki gibi “kupalara bağlı olmayan başka bir büyüklük müdür?”

    - yoksa her şart altında kazanmak ve bunun için her şeyi göze almak mıdır?

    bu soruların cevabını bulanlar, aziz yıldırım meselesine daha steril bir gözle bakabilir.

    ***

    bu, parmaklıklar arkasındaki birini suçlama yazısı değil, onun neyle suçlandığını anlatabilme çabasıdır...
    düne kadar bu yapılanlar normalmiş, ama artık değil ne yazık ki...
    aziz yıldırım’ın avukatı faik bey’in medyaya söylediklerini balyoz ilk ortaya çıktığı dönemdeki çetin doğan’ın haline benzetiyorum.

    “türkiye değişiyor” sözünün az kaldığını, artık değiştiğini bile anlamıyorlar sanki...

    bu işin tek duygusal yanı, değişimin sancılı, zaman zaman adil olmayan, insan onurunu ayaklar altına alabilen yanlışlar da yapması...

    allah aziz yıldırım’a ve eşi gonca’ya sabır versin...
    --- alıntı ---

    http://gss.gs/hd
  • 6
    http://www.hurriyet.com.tr/...18401157.asp?gid=381

    danıştay'ın aldığı bu kararla kritik bir noktaya girilmiştir. çünkü ses kayıtlarının ceza davalarında kullanılma muhabbeti uzun zamandır tartışılıyordu. şimdi danıştay ceza davasında kullanılamaz ama disiplin kararlarında alınır diyor. fenerbahçe ve benzeri şikecilerin küme düşürülme kararı da disiplin kararı. dolayısıyla aziz yıldırım ve diğer tutuklu sanıkların teknik takibe takılan konuşmaları delil olarak kullanılabilecek. federasyonun ve daha sonra tahkim kurulunun alacağı karar öncesi danıştay'dan gelen bu haber fenerbahçe'yi küme düşürmemek için çare arayan bazılarının elini kolunu bağlar nitelikte.
  • 9
    danıştay 12. dairesi, ceza yargılamasında kullanılamayan veya kullanılmayan teknik takip ve telefon dinleme sonucu elde edilen delillerin disiplin soruşturmasında kullanılmasına vize verdi. danıştay , "disiplin yargılaması, ceza yargılamasından ayrı ve bağımsız" dedi.

    linkteki haber, şike soruşturmasının gidişatı ile ilgili önemli ipuçları veriyor.
    http://gss.gs/B7

    çıkan sonuç : tff disiplin cezalarını tatbik etmek için adli soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek zorunda değildir. oldu da tff elindeki delillere dayanarak küme düşürme, hak mahrumiyeti gibi cezalar verdi ve daha sonra şike soruşturması sonuçlandı ve adamlar aklandı, hapisteki serbest kaldı (pek mümkün değil gerçi). bunun sonucunda kimse tff'ye çıkıp hesap soramaz. hukuken tff haklıdır.
  • 15
    tahir kum'un derhal ve ivedilikle yalanlama yazısı yazarak "aziz yıldırım iftira atmaktadır" deyişiyle fenerbahçelilerin içinde patlaması gereken bir hal almış soruşturmadır.

    http://www.sporx.com/...iradirSXHBQ242704SXQ

    galatasaray'ın da soruşturmaya dahil olmasına çok sevindim, hiç birşey çıkmadığında fenerbahçelilerin bir büyük hayal kırıklığı daha yaşamasını sabırsızlıkla bekliyorum.
  • 16
    ben bir galatasaray taraftarıyım. renklere, armaya aşığım. bu takımı, bu kulübü büyük yapan da geçmişinden bugüne biriktirdiği onurlu, gururlu, şerefli yöneticileri, üyeleri, sporcularıdır. ancak her toplulukta olduğu gibi pek tabi tarihimize ve kulübümüze yakışmayan insanlar çıkmıştır, ilerde de illa ki çıkacaktır.

    bugün bülent tulun, kulübün (http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10743.php) ve ali dürüst’ün açıklamalarına (http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10750.php) göre kurum içi yazışmalardan dolayı olduğu belirtilen bir konuyla ilgili olarak “tanık” sıfatıyla ifade verdi. florya’ya arama izniyle giden emniyet görevlileri, taşınma sebebiyle evrakların tt arena’da bulunması sebebiyle galatasaray’ın daveti üzerine arama yaptılar. bu kısımda biraz koptum ancak sonrasında bülent tulun’un evinde ve adnan polat’ın ofisinde de aramalar yapıldı. sonuçta bahsedilen belgeye bildiğim kadarıyla ulaşıldı.

    3 temmuz’dan bugüne, olayların göbeğinde bulunan fenerbahçe'yi destekleyen* her birey (taraftar, yönetici vs) bir kez olsun; hayır bu işleri benim kulubüm yapamaz, beni bu işlerle anılmasına sebep veren “her kim olursa olsun aklanana kadar her türlü hakkından vazgeçmelidir” demedi. savunma dedikleri şey genel olarak “herkes yaptı, biz kurbanız, bunlar aziz yıldırım’ı bitirme komploları, cemaat bizi ele geçirmeye çalışıyor, galatasaray sütten çıkma ak kaşık mı” dan öteye geçemedi maalesef. üzerlerine sıçrayan lekeyi, iddia ettikleri gibi temizlemeye çalışmaktansa; herkesi lekeleme yoluna gittiler. hala da devam ediyorlar. bugün yaşanan timsah durumları zaten çok net, bahsettiğim bu durumdan duydukları hazdı.

    bugün ki aranan belgenin, lube ayar’ın günlerdir 05-06 şampiyonluk maçları öncesi geliştiğini iddia ettiği olayların belgesi olduğu iddia edildi. bu belgenin kopyasını ise emniyete tahir kum’un verdiği söyleniyor. sonuç itibariyle bu bahsedilen belge bulundu, tulun ifadesini “tanık” sıfatıyla verdi ve kendi deyimiyle “kendi arabamla geldim, kendi arabamla gidiyorum” diyerek anlayana ayarı çekti. sabahtan beri süregelen kına yakma eylemleri ise yarın adnan polat’ın ifade verme işlemine kadar durdu.

    bir aydır masumluk karinesi diye bık bık konuşan koskoca fenerbahçe camiası, soruşturma kapsamında tff’ye verilen 26 klasör ve soruşturma kapsamında hazırlanan 100 klasöre rağmen iddiaların inandırıcı olmadığından ve yetersizlikten bahsederken; bugün bir mektubun peşinde karineyi unuttu. bana göre, hakkında suçlama iddiaları olan kişi suçsuz olduğu kadar suçludur da. iddia makamı suçu ispatlamaya, savunma makamı ise suçsuzluğunu ispat etmekle yükümlüdür. o yüzden bu kişiler görevlerinden istifa etmeli, en azından bağlı olduğu kurumlara saygısını göstermelidirler. tabi burada araya giren şey, o kişilerin kurumlarına ne gözle baktığıdır. o kurumun sahibi olarak görüyorsan kendini ve fazlası o kuruma gönül verenlerin oluşturduğu ortam/sinerji tüm kamuoyuna bunu gösteriyorsa durum değişir. bugün timsaha yatanların bir kısmının “ tamam da siz bunu 1 aydır yapıyorsunuz, infazsız yargılıyorsunuz bizde bu yüzden böyle yapıyoruz” demeleri de kılıf aramaktır, başka bir şey değil. zira insan olan doğru bildiğinden vazgeçmez. bu yüzden biz; allah korusun aynı durumlara girersek; asla hiçbir futbolcumuzun bacağına sarılmaz, ayağını öpmez, sahaya inmez ve bu utancı bize yaşatacak kişinin maskelerini takmayı aklımızdan geçirmeyiz.

    bu yüzden galatasaray taraftarı olarak, şahsımda, bu şike soruşturmasına bağlı olarak herhangi bir lekelenme durumunda; bana, duygularıma, heyecanıma ihanet eden kişileri kim olursa olsun sarı-kırmızıdan uzak durmasını, zorla uzaklaştırılmasını ve yanında cezamız neyse çekmemizi isterim. bu kişi fatih terim, hasan şaş, hakan şükür, bülent korkmaz ya da bir başkası, kim olursa olsun değişmez. ama o kişi bana bu başarıları yaşattı, şunları bunları yaptı diyene de kibarca siktir çekerim. bu kadar net.

    görünen bazı amaçlar olduğu aşikar. suç belli ki büyük. evin şımarık küçük çocuğu belli ki babasından dayağı tek başına yemek istemiyor. sarının lacivert yakasında emenike transferi ile başlayan, arkasından lugano’nun, andre santos’un gidiş dedikodularının sürdüğü belirsizlik ortamında, düşürülme cezası kapıdayken, yanlarında bizi de içinde bulundukları çukura çekseler hiç fena olmayacak. öte tarafında biraz daha komplo teorilerine girdiğimiz vakit, galatasaray dışındaki tüm büyüklerin bu işin içinde olması yüzünden herhangi bir ceza verilmemesi durumunda bariz galatasaray’ın mağdur durumda kalacağı ortamda; bakın bu işte sizde varsınız diyerek bir kovuşturma yapılması hiç de uzak bir ihtimal değil. neyse geçelim bu konuyu zaten ortalık komplo teorisinden geçilmiyor.

    kısa bir paragrafta basına yazalım. haberi verirken ki ünlemler, getirildiler götürüldüler ile kimi rahatlatıyorsunuz? neyi zihinlerde meşrulaştırıyorsunuz? ayrıca yıllardır taraflı yayın diye bangır bangır bağırırken biz, sesi çıkmayan güruh; sayelerinde “passat medyası” diye bir jargon oluşmasına rağmen, bu soruşturma döneminde yapılan yayınlardan sonra basını stadlarından taşlaya taşlaya dışarı attılar. bugün yapılan yayınlardan sonra tepki verdiğimizde ise, “ee ne oldu dediğimize geldiniz işte” dediler ya, daha başka bir şey demem.

    sonuç olarak bugün bu yazıyı yazmamdaki amaç sadece bariz şekilde bulaştırılmaya çalışıldığımız şu soruşturmayla ilgili ilk andan rengimi belli etmek istemem. benim ve benim tanıdığım bir çok galatasaraylının kafası çok rahat. zira yapımız itibariyle bildiğimiz tek şey biz kendimizi gerekirse darağacına çıkarırız, kendi sandalyemize kendimiz vururuz. son durum itibariyle de söyleyeceğim şudur; bu ateş üfleyerek alevlenmez! altına daha çok odun atmanız gerek. üzgünüz ama yine erken timsah.
  • 17
    --- alıntı ---
    galatasaray spor kulübü'nden kamuoyuna duyuru

    çeşitli yayın organlarında galatasaray spor kulübü'nden istenen bazı belgelerin bulunamadığı ve bu sebeble emniyet görevlilerine temin edilemediği yönünde asılsız haberler yer almaktadır.

    galatasaray spor kulübü yetkilileri dün de ifade edildiği gibi, emniyet güçleri ve yargı mensuplarıyla tam bir işbirliği içerisindedir. dün istenen belgelere ek olarak, bugün bazı başka belgeler de talep edilmiştir. sözkonusu taleple ilgili galatasaray spor kulübü, hertürlü özeni göstererek elde olan türkçe ve yabancı dildeki tüm belgeleri tasnif etmekte ve yabancı dilde olanları yeminli tercümanlar vasıtasıyla tercüme ettirmektedir.

    emniyet güçleri ve sayın savcılığın iş yükünü azaltmak maksadıyla ve yargıya olan saygının bir gereği olarak belgeler yabancı dildeki orjinalllerinin yanısıra türkçe tercümeleriyle sunulacaktır.

    bu itibarla, galatasaray spor kulübü'nün talep edilen belgelerdeki eksiklikten dolayı bir gecikmesi veya noksanlığı bulunmamaktadır.

    yürütülen bu süreçte basın ve yayın organlarının kulübümüzü itham edebilecek nitelikte yaptığı yayınlara bir son vermesini ve hukuka tam olarak uygun hareket eden ve hatta benimsemiş olduğu etik değerler gereği mecbur olmamasına rağmen her türlü belge ve bilgiyi paylaşan kulübümüze saygı göstermeleri önemle rica olunur.

    galatasaray spor kulübü
    --- alıntı ---

    http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10757.php

    görüldüğü üzere galatasaray'ın gocunduğu hiçbir şey yok.
  • 25
    "şike: organize suçlar ve futbol" isimli kitabın yazarı kanadalı declan hill, yolsuzluğun futboldal uzaklaştırılması için öneriler getirmiş. tff'nin meşhur 22 ağustos 2011 kararları arasında umarım bazıları yer alır. özellikle şike teklifi alan kişinin ihbar etmemesi durumubnda şike yapan kadar suçlu sayılması hususu çok önemli. uğur uçar gibi şike teklifini kabul etmeyen dürüsüt kişileri için bir sonraki aşama (ihbar) daha kolay olur böylece.

    --- alıntı ---
    bağımsız bir muhbir hattı kurulabilir. şike teklifi gelen kişilerin, isim vermeden ihbarda bulunulabilecek bir ihbar hattı kurulabilir.

    türkiye futbol federasyonu, futbol endüstrisinden sorumlu bir kuruluş. milyonlarca dolar değerinde bir sektör ve türk ulusunun idealleri futbola yansıtılıyor, türkiye için sembolik de bir önemi var. türkiye futbol federasyonu, 20-30 polis emeklisini işe alıp neden bir güvenlik birimi kurmuyor?

    oyuncular zamanında paralarını almalılar. eğitim ve sağlık konusunda yan ödemeleri olmalı. yolsuzluğa karıştıklarında bunu kaybedeceklerini bilmeliler. şike teklifi alan kişi harekete geçip ihbarda bulunmazlarsa şike yapan kadar suçlu olmalılar. böylece kötü adamlar bir birine güvenmemeli ve bir birinden korkuyor hale gelmeliler."
    --- alıntı ---

    http://www.cnnturk.com/.../625696.0/index.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın