• 4
    --- alıntı ---

    ve emniyet açıkladı!
    şile soruşturmasıyla ilgili emniyetten açıklama: ""süper lig ve bank asya'da 19 maçta şike ve teşvik faaliyeti gerçekleştirildi ve delillendirildi." detaylar birazdan...

    --- alıntı ---

    http://www.ligtv.com.tr/...px?r=1&hid=94951

    olaya tamamen temkinli yaklaştığımı ilk önce belirterek ardından ekliyorum; hahahaha.
  • 6
    madde 44 – müsabaka sonucunu etkileme

    (1) müsabakanın sonucunu hukuka veya spor ahlakına aykırı şekilde etkilemek veya buna
    teşebbüs etmek yasaktır. bir futbolcuya veya kulübe teşvik pirimi verilmesi de bu
    kapsamdadır.
    (2) bu hükmü ihlal eden kişiler, bir yıldan üç yıla kadar müsabakalardan men veya hak
    mahrumiyeti cezasıyla; kulüpler ise küme düşürme cezasıyla cezalandırılır. ihlalin
    ağırlığına göre küme düşürme cezasına ek olarak puan indirme cezası da verilebilir.
    (3) ihlalde sorumluluğu bulunan kişi veya kulüplere ayrıca para cezası verilir.
    (4) anılan yasağın hakemler tarafından ihlali halinde sürekli hak mahrumiyeti cezası verilir.

    kaynak: http://www.tff.org/...isiplin-Talimati.pdf
  • 11
    bu iş bitmiştir. federasyon kanadından da artık bulgu ve delillerin var olduğu kabul edilmiştir. emniyet felan tamam da bizim için federasyon öenmliydi ve de onlar kabul ettiler şikeyi aşağıdaki açıklamayla. artık cezaların açıklanmasına kaldı her şey pazartesi.

    --- alıntı ---

    türkiye futbol federasyonu milli takımlar sorumlusu ve icraa kurulu üyesi cüneyt tanman, fenerbahçe teknik direktörü aykut kocaman’ın “federasyon yönetimi’nde futboldan anlayan cüneyt tanman var. kendisine büyük bir saygı ve güvenim var. maçlarımızı tek tek izlesin akışta bir sorun varsa gereken kararı versin” sözlerini değerlendirdi.

    kocaman’in benimle ilgili sözleri mutluluk verici; ancak bu davada maç izleyerek karar verilemez
    radyospor’dan özgür sancar’ın sorularını yanıtlayan cüneyt tanman, “aykut kocaman çok değer verdiğim ve sevdiğim bir insan. benimle ilgili sözleri mutluluk verici; ancak bu davada maç izleyerek karar vermek söz konusu olamaz” dedi.

    kocaman’i çok iyi anliyorum; ama bireysel olarak karar vermemiz söz konusu olamaz
    kocaman’ı çok iyi anladığını vurgulayan tanman, “belki de aykut kocaman’ı en iyi anlayan benim. onun hissettiklerini zamanında ben de hissettim. nasıl bir duygu olduğunu biliyorum. bütün sezon çalışıyorsunuz. emeğinizi ortaya koyuyor, sıkıntılı günlere göğüs geriyorsunuz, sonunda bir başarı ortaya çıkıyor. fakat çalıştığınız kulüpte yer alan ya da yanında, çevresinde yer alan kişilerle ilgili bir takım iddialar var. aykut kocaman bir komutan olarak, içerisinde bulunduğu ruh hali çerçevesinde açıklamalar yaptı. bunu son derece doğal karşılıyorum; ama istediğini yapmam ya da olayı böyle çözmemiz mümkün değil” diye konuştu.

    muz cumhuriyeti değiliz, uluslar arasi düzeyde sorumluluklarimiz var. yönetim olarak ortak bir karar vereceğiz
    cüneyt tanman, olayın bireysel kanaatler ya da maç izleyerek çözülemeyeceğini ifade ederek, “(gbkz: ortada delil ve bulgular var. soruşturma ve tutuklamalar var. karar bu olgular referans alınarak verilecektir). federasyonumuzun yeni yönetimi açısından da zor bir süreç. hukuk kurulumuz var. değerlendirme yapacaklar. pazartesi günü yapacağımız yönetim kurulu toplantısına kadar çok daha fazla belge olacağını tahmin ediyorum. üstelik biz muz cumhuriyeti değiliz. uluslararası sorumluluklarımız var. uefa ve fifa’ya bağlıyız. yönetim kurulumuz belge ve bulgular çerçevesinde ortak bir karar verecek” dedi.

    --- alıntı ---
    http://www.radyospor.com/News.aspx?ID=145159
  • 13
    --- alıntı ---

    fenerbahçeyle gelen demokrasi

    * şike operasyonu pek çoklarını memnun ediyor. sonuna kadar gidilsin, futbol temizlensin filan. doğrusu ben de memnunum çünkü bence bu operasyonun futboldan çok demokrasi anlayışına faydası oluyor.

    * bugüne kadar ne ergenekon, ne devrimci karargah, ne balyoz ne de kck davalarında masumiyet karinesi gibi temel hukuk prensiplerini umursamayan, polisin medya üstünden yaptığı manipülasyonlara ses etmeyen herkeslere bir demokratlık, bir sağduyu geldi. çok hoş.

    * örneğin; ahmet şık’ın yazdığı kitabı avrupa parlamentosu’nda bomba ilan etmekte hiç bir beis görmeyen başbakan erdoğan, fenerbahçe söz konusu olduğunda “temenni ederim ki süratle bir neticeye, adil bir şekilde varmak suretiyle, bizim uluslararası bu noktadaki vizyonumuza leke gelmesin. uluslararası camiada lekelenmeyelim” diyor. çok hoş.

    * örneğin; balyoz davasında yargılanan tüm sanıkları darbeci ilan eden, dijital belgelerle ilgili tübitak’ın ‘gerçektir’ diye rapor verdiği gibi yanlış bilgiler veren, bunları dile getirenleri ‘postalperest medya’ olarak adlandıran…

    * örneğin; soner yalçın’ın tutuklanmasından sonra “bir insan hem gazeteci hem de darbe örgütü üyesi olabilir. ve o insan darbeörgütüne üyelik suçlamasıyla tutuklandı diye basın özgürlüğü zedelenmiş olmaz” diyen…

    * örneğin; hâlâ yargılanmakta olan mehmet haberal ve mustafa balbay’a ‘ergenekoncu’ hükmünü veren, doğal olarak chp’yi de ‘ergenekon kumpasının aleti’ şeklinde tanımlayan… cengiz çandar, fanatiği olduğu fenerbahçe’nin başına gelenleri anlamakta güçlük çekiyor. öfkeleniyor.

    * çarşamba günü radikal’deki yazısında şöyle diyordu: “aziz yıldırım, şu anda ‘yargısız infaz’ ile ‘darağacında sallandırılmakta’ ise de fenerbahçe’yi dünya markası haline getirmekte, milyonlarca insanın özgüvenini geliştirmekte olağanüstü ve eşsiz katkıların sahibidir.” tabii ki de öyle.

    * aynı günün akşamı a haber’deki ‘aklın yolu’ adlı programda şike operasyonuyla ilgili sıkıntısını iyice detaylandırdı:

    * “medya dört gündür müthiş manipülasyon yapıyor. silah görüntülerinin ardına aziz yıldırım’ın görüntüsünü koydu. adeta bir linç kampanyası düzenledi. dün gazeteye gittim, şikeyle ilgili çok ciddi belgeler var dediler. nereden geliyor o bilgiler? polisten. polis veya yargıdan geliyor diye kalkıp önümü ilikleyemem. her şeyi de doğru yapmıyorlar yani.” e yani…

    * sonra şöyle devam etti: “adaleti yerine getirmek için adil davranmak lazım. bu gidişle adaleti bulamazsınız. batı’nın gözü üstümüzde…”

    * çandar o kadar haklı ki… adil davranılmazsa adalet gelir mi? son beş yıldır süregelen türkiye’nin en büyük davalarında da bu şiarın peşinden gidilseydi belki şimdi aziz yıldırım hazırlık soruşturması aşamasında ‘darağacında bacağından sallandırılıyor’ olmazdı…
    polisin meşrebine uygun gazetelere sunduğu konuşma kayıtlarına, iddianamelerde durup bekleyen belgelerin gündemine göre yeniymiş gibi haber yapılmasına, sanıklara verilmeyen cd imajlarının bir gazetenin manşetinden hortlamasına, yargılanan kişilerin gayet rahat biçimde lekelenmesine, kck’den yargılanan belediye başkanlarının elleri kelepçeli fotoğraflarının yayımlanmasına da bu hassasiyet gösterilseydi…

    * mesela… üç gündür emenike’nin karabük maçında oynamaması için para verildiğine kani değil miydik? medya öyle sunmamış mıydı? sonra ne oldu? serbest bırakıldı. e şimdi yazık değil mi, gencecik bir sporcu lekelendi.

    * işte son beş yıldır adil yargılanma konusuna, medyanın manipülasyonu nedeniyle lekenen güruha kafa patlatılsaydı, ‘bu nasıl iş’ diye zamanında tepki verilseydi, bugün aziz yıldırım yahut da emenike için böyle hayıflanmaya hacet kalmazdı.

    * adalet herkese lazım. her cemaate, her takıma. ilkeli olmak da aynı oranda faydalıdır. demokrasiye, gazeteciye.

    http://gss.gs/QD

    --- alıntı ---
  • 14
    eski federasyon başkanı mahmut özgener'in, başkanlık döneminde aziz yıldırım ile yapmış olduğu görüşmeler ve kurmuş olduğu yakınlık da soruşturmanın kapsamına alınmıştır. aziz yıldırım'ın maçlar öncesi federasyon başkanını arayıp hakem atamasına direkt etki ederek telkinde bulunmasına dair telefon görüşmeleri yapılmış ve konuşmalara ait kayıtlar da deliller arasındaymış.

    http://gss.gs/c9
  • 16
    http://gazete.netgazete.com/Gazete/fotospor.jpg

    öncelikle belirteyim, fenerbahçenin, benim sezon içinde izlediğmi fenerbahçenin mutlaka bir dümenler çevirdiğini düşünen biriyim.

    3, 5, 7, 11, 18, 19, 21, 22 ve 23. soruları ben de gerçekten merak ediyorum. bu basit bi şike soruşturması gibi gelmiyor bana. zaten konu hakkındaki ilk yorumum sözlükte. mutlaka siyasi bir çekişme var ve bunun hükümet odaklı olduğunu düşünüyorum. fenerbahçe şikeden yargılanıyor diye ilk öğrendiğimde çok sevinmiştim ama sonradan basının bu inanılmaz ilgisini çıkaramamıştım. hükümete yakın kanallarda 15 dakika boyunca haber yapılmasını anlamlandıramamıştım. diğer kanalları kontrol ettiğimde ise -ki özellikle ali kırcayı- 3-4 dakikadan öteye geçmiyordu haberler. çok garip bi medya yönlendirmesi var.

    bu soruşturma açıldığında inanılmaz bilgiler belgeler var dendi fakat hala ele somut bir şey geçmiş değil. ses kayıtları videolar var dendi ortalarda yok. aziz yıldırımın mahkum gibi çıktığı fotoğraf bile basına sızarken -ki ben bile utandım. isterse 100 adam öldürmüş olsun- bu görüntülerin sızmaması çok garip geldi bana. ayrıca neden aziz yıldırımın ki sızdı mesela sadece. bi yandan fenerbahçelilerle dalga geçyiroum fakat soruşturmaya dair daha bir sürü şey kafama oturmamış durumda.

    bu nedenle adam gibi bir şey çıkana kadar fenerbahçelilerle eğlenmeyi falan bırakıyorum. eğer siyasi bir oyun varsa bu şikeden daha lekelidir benim için ve böyle bi durumda tarafım fenerbahçedir.

    ve kendimce sözlükte bu konuda son yorumumu yapayım.*
    soruşturma sonucunu bilmem ama fenerbahçe ligden düşürülmez. biraz eksi puanla başlatılır. haliyle şampiyonlar ligi ve şampiyonluk yalan olur. hatta bundan farklı bir ihtimal olması benim için yarın kıyamet kopması gibi bir şey.

    sağlıcakla.
  • 18
    şu an cnn turk'te bir gazeteci var. ismi ekrem açıkel. aşağıda resmi var. bu kişi sanki operasyonun daha önce kaynaklarına ulaşmış gibi son derece hakim bir görüntü çizmekte.

    http://i.imgur.com/pE9Tu.jpg

    ekrem açıkel'in bir kardeşi var. ismi ziya osman açıkel. kendisi dindar bir çevrenin sahip olduğu tgrt kanalında ekonomi programı sunuyor(du). birkaç hafta önce bu şahıs tv ekranlarında ''hele bir bakanlar kurulu kurulsun, ne operasyonlar göreceğiz ne operasyonlar.'' gibi sözler sarfederek bir takım kişilere açık tehditler savurmuş ve gelen tepkiler üzerine programı yayından kaldırılmıştı.

    http://www.nethaber.com/...arinda-rezillik.html

    sonuç: evet ortada bir suç yok, fakat bu durum bende acaba bu operasyon dindar bir takım çevrelerin türk futbolu üzerinde oynadığı bir oyun mu şeklinde bir süphe uyandırmıyor değil.
  • 20
    şike soruşturmasında gelinen nokta : 12.07.2011

    fenerbahçe başkanı aziz yıldırım, ikinci başkan şekip mosturoğlu, kulüp muhasebecisi, efsane futbolcu ve alt yapı koordinatörü cemil turan tutuklandı.
    fenerbahçe'nin şike ve teşvik primi için para verdiği, bağlantıya geçtiği iddiasıyla sivasspor başkanı mecnun otyakmaz, kaleci korcan, eskişehirspor'un geçen sezonki kaptanı ümit karan tutuklandı.
    bunların dışında bu işleri organize ettiği, paraları alıp götürdüğü iddiasıyla aziz yıldırım'a yakın olduğu belirtilen birkaç kişi daha tutuklandı.

    bu süreç içinde tff başkanı, m.ali aydınlar soruşturmayı yürüten savcıyı ziyaret etti, sanırım üç gün önce. görüşme çıkışında “durum çok vahim” açıklaması yaptı. tff tarafından 15 temmuzda toplantı ve sonrasında açıklama yapılacağı bildirildi.
    bundan sonra pazar günü aziz yıldırım tutuklandı, fenerbahçe taraftarı ortalığı birbirine kattı ki normaldir böyle yapmaları.

    pazartesi günü kulüpler birliği tff'yle toplantı yaptı, devamında bir açıklama yaptılar :

    "bu konuyu futbol federasyonu başkanı ve yöneticileriyle paylaştık. tüm kulüp başkanları ve yöneticileri de görüşlerini belirtti. türk futbolunun en değerli markası olan spor toto süper lig’i oluşturan kulüplerin başkanları olarak tek ses, tek yürek durumundayız. tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz. birlik içinde en ufak çatlak ses bulunmamakta. herkes ortak mutabakat ve yüzde yüz beraberlik içindedir. tabii son kararı futbol federasyonu verecektir. daha bundan sonra da görüş alışverişi olacaktır. kulüplere karşı bazı basın yayın organları tarafından yapılan yargısız infazı kabul etmemiz mümkün değildir. gelişmelerle ilgili futbol federasyonu gerekli bilgilendirmeyi yapacaktır. kulüplerimiz, kulüpler birliği başkanı olarak arkadaşımın adına en yaşlı üye sıfatıyla bu açıklamayı bana verdiler. bu açıklamayı 18 kulüp adına yapmaktayım."

    ben bu açıklamayı galatasaray sözlük'te şöyle yorumladım :

    “büyük ihtimalle şöyle oldu. kulüpler tff binasında m.ali aydınlar'la görüştü. bir de baktılar ki, şike mevzusu ciddi, elde sağlam deliller var. ne yapacaklar? suyu fazla bulandırmadan, topa girmeden yalandan bir açıklama yapalım dediler.

    söyledikleri ele gelir tek şey, yargısız infaz yapılmasın. bir de 18 kulübün ortak açıklamasıdır dediler. bu kadar. böylelikle fenerbahçelilere (fenerbahçeye değil) "biz sizi savunduk ama elimizden bir şey gelmiyor, sizi bu ibne federasyon düşürecek" mesajı verdiler, topu tff'ye attılar.

    eğer böyle olmasaydı, yani elde sağlam kanıtlar olmasaydı yıkarlardı ortalığı (cem yılmaz'ın dediği gibi değil. bir dozer vardı ya, onun gibi).
    çünkü hiç bir kulüp etik, ahlak falan peşinde değil, futbol temizlensin derdinde de değil. çünkü sıra hepsine gelebilir. ama işler bu defa kolayca üstü kapatılacak gibi değil, kellelerin uçması lazım. bu sebeple kulüpler birliği, ortada kuyu var yandan geç taktiği uyguluyor.

    yazdıklarımdan ben olsam şunu anlardım; fenerbahçe küme düşürülecek, kimse elini kana bulamak istemiyor.”

    kulüpler birliği açıklamasından hemen sonra tff başkanı m.ali aydınlar şöyle bir açıklama yaptı :

    “federasyonun elinde belge ve delil bulunmamaktadır. bu konudaki disiplin soruşturması cumhuriyet savcılığının iddianameyi hazırlayıp mahkemece kabul edilmesinden sonra başlatılacaktır.
    alacağımız kararların toplumun bütün kesimlerini mutlu etmeyeceğinin bilincindeyiz.
    bugün birlik ve beraberlik günüdür bu konuda tüm kamuoyunun desteğini rica ediyoruz.
    bu süreçte uefa ve fifa ile sürekli temas içinde bulunacağız.
    lig planlandığı şekilde 5 ağustos'ta başlayacaktır
    31 temmuz'da süper kupa finali fenerbahçe ile beşiktaş arasında oynanacaktır.
    lig planlandığı şekliyle devam edecektir. böylece ligi şaibe altında bırakmayacağız.
    lig bu haliyle tescil ederek uefa'ya bildirilmiştir.
    alacağımız her karar birilerini üzecek birilerini mutsuz edecek.
    ben bu konuda herkesin sağduyulu olmasını bekliyorum.”

    m.ali aydınlar, üç önce savcının yanından çıktığında “durum vahim” demişti, şimdi “elimizde delil yok” diyor. tv'lere yaptığı açıklamalarda “kişilerle kurumları ayırmak lazım” diyor. kendinden beklenen bir davranış.

    galatasaray'dan da benzeri açıklamalar geliyor. kulüpler birliği'nde, semih haznedaroğlu ve fatih terim aracılığıyla “kişilerle kulüpleri ayıralım” fikri ön plana çıkarılmaya çalışılıyor.
    bir çeşit ortaoyunu oynanıyor. size bir şey söyleyeyim mi, şikenin büyüğü yapılıyor şu anda türk futbolunda. hatır şikesinin böyle büyük boyutlu olduğunu hiç görmemiştim.
    türk futbolundaki bütün figürler aynı şeyi söylüyor, ağız birliği yapıyor. böylesini hiç görmemiştim, milli maçlarda bile.

    peki neden? fenerbahçe olmadığında doğacak para kaybını kimse göğüslemek istemiyor, aziz yıldırım yaptıysa cezasını çeksin ama bu işin zararı bize dokunmasın derdindeler.
    size net söyleyeyim, eğer kulüplere deseler ki, “seneye gelirlerinizde bir kayıp olmayacak” anında fenerbahçe düşsün diyeceklerdir. bir de ahlakçı havalara girerler, “kim olduğu önemli değil, şike yapan düşmeli, şeriatın kestiği parmak acımaz” diyeceklerdir.
    ama şimdi hepsi sözde fenerbahçe'nin arkasında duruyorlar. ve elbette bizden bulmasın allahından (tff, uefa) bulsun derdindeler.

    tabii bir de şöyle bir durum da var; kulüpler ve özel olarak galatasaray ne yapabilir? mesela kulüpler birliği toplantısında “yok arkadaş fenerbahçe düşürülsün mü diyecekti”. adama sorarlar, “tff bile elimde delil yok diyor, sen neye göre yorum yapıyorsun? böylesi direkt düşmanlık olur.
    “şike yapan cezasını çeksin” demiyormuş galatasaray, şart mıdır? aynı şekilde bakıldığında “aziz yıldırım ve fenerbahçe'nin suçlu olduğuna inanmıyoruz” gibi bir açıklama da yapılmadı.

    asıl sorun türk futbolunu hatta türk sporunun aziz yıldırım ve fenerbahçe'nin ele geçirmesidir. tbf başkanını, tff başkanını aziz yıldırım belirliyor, onay vermediği kimse başkan olamıyor. diğer federasyonlardaki durumları bilmiyorum. m.ali aydınlar, tanımayan var mı? fenerbahçeli olduğunu bilmeyen var mı?
    fenerbahçe'nin bu hale gelmesine galatasaray'ın basiretsiz eski yönetimleri sebep oldu. türkiye'nin en güçlü iki camiasından biri kenarda durursa her kçşeyi diğeri kapar. ünal aysal yönetiminin hiç kabahati yok, şimdilik.

    buraya kadar empatiydi. yapılanların tamamı yanlış, hepsi. tff; “elimde delil yok karar veremem” diyor. savcılık; “tff'de şüpheliler var, onlara delilleri sunmam” diyor. kulüpler birliği “aman para kaybetmeyeyim” diyor. işler çarşafa dolanıyor.
    sonunda, karar verici tff, sanki hiçbir şey olmamış gibi her şeyin aynen devam edeceğini söylüyor. iddianameyi görene kadar böyle devam edeceğiz. iyi de bunun sonu yok ki, iddianameden sonra mahkeme bitsin istenecek, sonra temyiz bitsin. türk adalet sisteminden alıştığımız üzere yıllar geçecek üzerinden. o zaman da ne bu kulüplerin balında aynı başkanlar ne de tff başkanı olacak büyük ihtimalle. herkes yakar toptan kaçma derdinde.

    italya'da hemen karar verildi diyoruz ya, süreç nasıl işlemiş biliyor musunuz? polis ilk açıklamayı mayıs 2006'da yapmış. 14 temmuz 2006'da mahkeme ilk kararını vermiş. kulüpler temyize gitmiş, 10 gün sonra temyiz sonuçlanmış. sonuçların ne olduğu önemli değil, önem verdiğim işlerin hızı.
    en büyük sıkıntımız bu. davanın süresi. geç gelen adalet mi, değil tabii. ama tff de bu cesaret yok işte.

    halbuki büyük bir yanlışın içindeler futbolun aktörleri. marka değeri diye tutturmuşlar gidiyorlar, neyin marka değeri, kime marka göre değeri? yine bir türk'ün türk'e propogandası durumu var. bizim ligimizi bizden başka izleyen yok. üçyüz küsur milyon dolarlık ligi bir tek kendimiz izliyoruz.

    ---------son dakika-----
    yazının tam burasında galatasaray başkanı ünal aysal'dan açıklama geldi :

    bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz

    türk futbolu çok ağır bir şaibe altında. toplumumuzu sadece sportif açıdan değil sosyal açıdan da alt üst edecek kadar derin ve yaygın olduğu anlaşılan büyük bir sorunla karşı karşıyayız.

    göreve yeni başlamış olan türkiye futbol federasyonu’nun ne denli ağır bir sorumluluk altında olduğunun bilincindeyiz. kararların geciktirildiği her gün türk sporuna zarar vermektedir. bilelim ki dünyanın saygın bir gücü olmaya soyunmuş bir ülkesi olarak asıl verdiğimiz sınav etik değerlere sahip çıkma konusundaki kararlılığımızdır.

    galatasaray olarak biz, türk futbolunun içine düştüğü bu karanlıktan bir an önce çıkarılması için tüm mercilerin, gerekirse liglerin bir süre ertelenmesi kararı dahil, üzerlerine düşen tüm görevleri zaman kaybetmeden yerine getireceklerine ve kararın verilmesi için gerekli bilgi ve delillerin federasyon’umuza ivedilikle iletilerek sürecin hızlandırılacağına inanıyoruz.

    galatasaray camiası olarak alınacak her karar ve uygulamanın en yakın takipçisi olmaya devam edeceğiz.

    ünal aysal
    başkan
    galatasaray spor kulübü

    -----------------------son dakika-----------------------------

    kaldığımız yerden devam :

    marka değerini yerlerde süründürecek en önemli etken güvenilmez bir ligtir. dönen paralardan sadece futbolcular, teknik direktörler ve menajerler kazanır. ama dürüstlük, ahlak yoksa kimse size dönüp bakmaz.
    eskiden bazı şehirlerdeki at yarışları için “burada her şey olur, oynamayın” derlerdi abiler.
    böylesine güvenilmez bir lig dünya üzerinde büyük itibar keybeder. hangi futbolcuyu getirirseniz getirin kimse dönüp bakmaz. aslında dünya ölçeğinde çok takmadıkları için bir önemi yok belki.

    asıl önemlisi kendi içimizdeki güven sorunu, bunu çözemezse tff türkiye'de futbol biter. bir çok kişi var tanıdığım, “abi neyini takip edeceğim, her şey önceden belli” diyor. o adamı ne maça getirebilirsin, ne forma aldırabilirsin, ne de tv yayını. benim gibiler önemli değil ki, ben manyağım siz bana ne bakıyorsunuz, ben her halukarda maça da giderim, forma da alırım, yayın da alırım. ama benim giblerin sayısı çok değil ki.
    bu mevzular sırasında bir ara “ulan yemişim stsl'i, alayım premier lig maçlarını onları takip edeyim, onları yazayım, serde eski liverpoollu'luk da var” diye düşündüm, ben bile.

    bu sorun bir an evvel çözülmeli.

    gelelim galatasaray başkanı ünal aysal'ın açıklamasına. dün kulüpler birliği ile fikir birliği içinde, düşük profil çizen bir galatasaray varken, bugün bir anda öne çıkan bir galatasaray var. bu işlerin bir an evvel temizlenmesini talep ediyor, hatta para kaybetmeyi bile göze aldığını bildiriyor. robert bosch tavrı. güzel.

    ve galatasaray farklı bir kulüp olduğunu bir kez daha kanıtladı. daha önce sportif anlamda defalarca kanıtlamıştı. mart ayında başkanını ibra etmeyerek bir ders vermişti, şimdi de türk futboluna dersini veriyor.

    açıkçası beklemiyordum bu çıkışı. yukarıda da yazdığım gibi, eğer bu topa girmeseler hiç şaşırmazdım. şaşırttı beni başkan. geldiği günden beri farklı bir model sergiliyor zaten, yine farklı bir tavır geliştirdi. doğrusu bir kez daha gururlandım.

    denebilir ki, taraftarın tepkisi sebebiyle yapıldı bu açıklama. doğrudur. belki kendisi de böyle düşünüyordu ama statükodan çekindiği için cesaret edemiyordu, taraftarın isteğini de görünce bombalamakta sakınca görmedi.

    elbette ünal aysal'a bu çıkışı yaptıran şey, galatasaray'ın temiz oluşu. anlaşıldığı kadarıyla ünal aysal meydanı fenerbahçe'ye bırakma niyetinde değil.

    şimdi önümüzde iki yol var, ya tff galatasaray'ın açıklamasını dikkate alacak ya da kontra açıklamalar gelecek. bakalım neler olacak.

    vallahi billahi o kadar sıkıldım ki şike mevzusu yazmaktan. yeter artık bitsin bu işkence, mahkeme her türlü yorumu yasaklasın da ben de kurtulayım.

    reklam : www.captano.net
  • 22
    zannımca üçüncü ve son dalga federasyona yapılacak ve soruşturma aşaması yerini yargılama sürecine bırakacak.

    eskişehir, sivas, fener, beşiktaş, trabzon ve ibb ile altı takım yapıyor zaten. tff başkanı burada http://gss.gs/xZ 6-7 takım var bunların ikisi büyük kulüp diyor. o açıklamadan sonra trabzonspor ve beşiktaşlı yöneticiler gözaltına alındı.

    o yüzden içinizi rahat tutun. galatasaray yok. dediğim gibi son dalga federasyonu vuracak büyük ihtimalle. şimdi rahat rahat uyusun herkes.
  • 24
    uluslararası hukukçular derneği'nin açıklaması imiş.

    --- alıntı ---

    uzun bir süredir gündemi meşgul eden ve uzun bir süre daha meşgul edeceği anlaşılan şike soruşturması kapsamında yaşanan bazı gelişmeler ve özellikle türkiye futbol federasyonunun 11.7.2011 günü ve sonrasında yaptığı açıklamalar, konu hakkında aşağıdaki açıklamanın yapılması gereğini doğurmuştur.
    spor karşılaşmalarında şike yapılması veya teşvik primi verilmesi eylemleri ceza hukuku yönünden bir suç teşkil ettiği gibi spor hukuku yönünden de bir disiplin ihlali olarak kabul edilmektedir. bilindiği gibi spor hukukunda şike, teşvik primi ve diğer yasak fiil ve davranışlar ile bunlara uygulanacak yaptırımlar 14.4.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6222 sayılı sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair kanun’la düzenlenmiştir.

    bu kapsamda, tff liglerinde yer alan kimi futbol kulüplerinin yönetici, futbolcu ve öteki yetkilileri hakkında istanbul özel yetkili cumhuriyet savcılığı tarafından başlatılan adli soruşturma, ceza muhakemesi kanunu hükümlerine göre yürütülmektedir. suç soruşturmasının bir evresi olarak hazırlık soruşturmasında alınan gizlilik kararı nedeniyle, soruşturma dosyasında yer alan ve adli kolluk güçlerince elde edilen bilgi, belge ya da delillerin başta tff olmak üzere öteki kurum ve kuruluşlardan gizlenmesinin hukuka uygun olduğu ortadadır. bu yönden son günlerde yaşanan gelişmeleri hukuka ve yasalarımıza uygun kabul ettiğimizi belirtmekteyiz.

    ancak, futbolda şike yapıldığı veya teşvik primi verildiği yönündeki savların spor hukuku yönünden bir disiplin ihlali oluşturduğu da gözden kaçırılmamalıdır. bilindiği gibi türk futbolunu sevk ve idarede tek yetkili organ olan özerk türkiye futbol federasyonunun yetkili organlarının ve bu organlarda görev yapacak kişilerin nasıl hareket edecekleri ya da yükümlülüklerinin ne olduğu tff statüsünde açıkça belirtilmiştir. buna göre; tff’nin organ veya kurullarında görev alanlar ile tff’nin yetkilileri fifa, uefa ve tff’nin statülerine, talimatlarına, düzenleme ve kararlarına ve ayrıca kendi faaliyetleriyle ilgili olması halinde fifa’nın etik kurallarına ve fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerini gözetmekle yükümlüdürler. bu düzenlemeden hareketle, türk futbolunda ortaya atılan şike ve teşvik primi savlarının futbol mevzuatı hükümlerine göre (5894 sayılı kanun, tff statüsü, futbol disiplin talimatı ve etik kurulu talimatı) ivedilikle incelenerek karara bağlanmaları zorunluluğu bulunmaktadır.
    önemle belirtmek gerekir ki, futbol disiplin talimatında tanımlanan ve yaptırımının ne olduğunun belirtildiği şike ve teşvik primi eylemleri nedeniyle tff’nin konuyu etik kurulu’na sevk ettiğini basından öğrenmiş bulunmaktayız. tff’nin yönetim kurulu ile hukuk kurullarının görev ve yetkileri ile yargılama usul ve esasları futbol mevzuatında açıkça düzenlenmiştir. bu kapsamda, suç soruşturması yargı tarafından kendi kurallarına göre yürütülürken, futbolun etik ilkelerine, fair play kurallarına aykırılık oluşturan eylemlerin varlığı konusunda en küçük bir ihtimal olması halinde dahi tff’nin yetkili organlarının adli soruşturmanın sonucunu beklemeksizin kendi kurallarına göre disiplin soruşturmasını başlatması ve eldeki bilgi, belge veya öteki bulgulara dayanarak bir karar vermesi gerekmektedir.
    unutulmaması gerekir ki, suç soruşturması ile disiplin soruşturması bağlı olduğu usul ve esaslar yönünden kimi benzerlikler göstermekle birlikte, tff’nin yetkili hukuk kurullarının (etik kurulu, disiplin kurulu ve tahkim kurulu) karar vermesi için adli soruşturmanın sonuçlanmasını beklemek zorunluluğu hiçbir şekilde bulunmamaktadır.

    bu çerçevede, henüz tff tarafından soruşturma yapılmamışken;
    -uefa’ya avrupa kupalarında “gündemdeki soruşturmanın tarafı olan kulüplerin de” yer aldığı türkiye’yi temsil edecek listelerin gönderilmesi,
    -türkiye liglerinin başlamasının içinde bulunulan üst düzeydeki güvensizlik ortamına rağmen ertelenmemesi,
    -tff’nin açıklamalarında ki farklı ve çelişik yorum prensipleri,
    maalesef uzun sürede türk futbolunun her yönde ciddi manada zarar görmesi sonucunu doğuracaktır.

    unutulmamalıdır ki, uefa’nın ve fifa’nın ulusal bazdaki gelişmelerle ilgili alacağı tedbir ve kararlar tamamen türkiye futbol federasyonu’nun alacağı kararlar yönünde şekil almaktadır.

    işte temel nokta ve temel problem buradadır ki, inisiyatif sahibi tff’nin yukarıda bahsettiğimiz hususlarda alacağı ve daha doğrusu almış olduğu kararların sonuçları ile de uefa türkiye’yi mesul sayacaktır. uefa ve fifa yerleşik kararlarında, bilinmelidir ki iddiaların doğru çıkması, türkiye’nin uluslar arası tüm müsabakalardan (milli müsabakalar dahil) uzun süreli men cezası alması sonucunu doğuracaktır.
    türkiye’nin sadece tüm uluslar arası müsabakalardan men’i değil, bahis ve benzeri meseleler yönünden de geriye dönük maddi sorumluluklarını da beraberinde getirecektir.

    bu bağlamda tff tarafından ivedi bir şekilde olayın soruşturulmasının ve gerekirse bu soruşturma sonuca bağlanıncaya kadar liglerin ertelenmesinin türkiye’nin uluslar arası alandaki imajı açısından daha doğru olacağı kanaatindeyiz.

    kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.
    --- alıntı ---
    http://www.uhder.org.tr/...fa=icerik&sid=47
App Store'dan indirin Google Play'den alın