26
hey gidi günler...
ben o zaman küçüktüm.küçük dediğim lise giriş sınavlarına hazırlanıyoruz,okulun son zamanları yani.14 yaşında falan.o kadar da küçük değilmişim.neyse...
ilk maçımızı brezilya'ya karşıydı.okula gelsek mi diye konuşuyorduk o zamanlar.malum maç, saat farkından dolayı avrupa'da sabaha denk geliyordu.acaba gelsek burada izletirlermi diyorduk.gelmemeye karar verdik.ve ben evde izlemeye koyuldum tek başıma.elimde defter kalem istatistik tutuyorum o aklımla.şu sarı kart gördü,hmm bak bu iyi oynuyor falan diye.aklımı seveyim.
derken maç başladı brezilya üstün oynuyor tabi, taa ki ilk yarının sonuna kadar.hasan şaş.galatasaray'la nice başarıyı yakalayan hasan şaş.önüne atılan topa çok güzel hareketlenerek sol ayağıyla çok şık bir gol atıyordu.hiç kimse beklemiyordu bu golü.türkiye 1-0 öne geçmişti.havalarda uçuyordum ben...
ilk yarıyı çok iyi bitiren milli takımımız aynı başarıyı ikinci yarı sürdüremedi ve maçı 2-1 kaybetti.ama umut vermişti.önümüzdeki maça bakıyorduk.kosta rika...
hayat devam ediyor yine.ilk maçta sınava hazırlanan ben ikinci maçın ikinci yarısına sınavdan çıktıktan sonra yetişebilmiştim.sınav da bişeyler yapmıştım ama kazanacağımı düşünmüyodum.tek düşündüğüm şey o gün milli takımın kazanmasıydı.şanssızlığımızı kıramamıştık ve o maçta 1-1 bittikten sonra milli takım gruptaki ilk puanını almıştı.herşey son maça kalmıştı artık.
veçin maçı...
bu maçın yanı sıra brezilya-kosta rika maçı da oynanacaktı.basın da birçok spekülasyon çıkmıştı.çünkü kosta rika'ya 1 puan yetiyordu ve güney amerika takımı ikisi de berezilya yatar diyordu bizim kokoşmuş otoriteler..biz de öyle sanıyorduk tabi.
ama adamlar profesyonel.onlar 5 attı biz 3'ledir çin'i.ilk gol kaptan'dan gelmişti.büyük kaptan bülent'ten.ardından 2 gol daha.ve türkiye tarihinde ikinci kez katıldığı dünya kupasında gruplardan çıkmayı başarmıştı.bütün ülkenin buna ihtiyacı vardı.sokaklar milli takım marşlarıyla inliyordu.
ne kosta rikaaaa
ne de çinnn
ne de sambacıı brezilyaa..
diye bağırıyorduk avazımız çıktığı kadar.
2.tur da rakip ev sahibi japonya olmuştu.tarih yazan milli takım japonları'da kupanın dışına itip bir kez daha tarih yazmıştı.ardından senegal ve artık yarı finaldeydik.ne 2002 krizi,ne enflasyon hiçbir şey bozamazdı bu milletin moralini.milli takım her şeyden önemliydi.zaten adı milli olan herşey baş tacı edilmiştir bu güzel ülkede.
rakip yine brezilya..
ilk maçta ki şanssızlığımızı kırabilirdik bu sefer.bu sefer alt edebilirdik sambacıları.o zaman 65 milyonduk.65 milyon da yürekten inanmıştı buna.ronaldo'nun pis burun golüyle boyun eğmiştik tekrar.burunla gol atıldığı zaman biz saymazdık mahallede.demek ki serbestmiş.
finale çıkıp şampiyon olma şansının yakalayamayan ay yıldızlılar 3.lük maçında güney kore'yi yenip 3.lük madalyasını takmışlardı.tarihlerin de bu sadece ikinci deneyimi olan ülke 3.lükle dönmüştü.tabi ki gönlümüzün şampiyonuydu.onları karşılamaya bende gitmiştim.benim babam da herkes gibi çocuğunun elinden tutup o aslan parçalarını karşılamaya götürmüştü.masal gibiydi 2002 dünya kupası.
içinde türk milli takımı olan herşey güzeldi zaten.renk katmıştık euro 2008'de olduğu gibi.her zaman finale çok yaklaştık ama bir türlü son maça ulaşamadık.ama biliyorum ki; bir gün finale de çıkacaz kupanın adı ne olursa olsun o kupayı da getiricez.
ben o zaman küçüktüm.küçük dediğim lise giriş sınavlarına hazırlanıyoruz,okulun son zamanları yani.14 yaşında falan.o kadar da küçük değilmişim.neyse...
ilk maçımızı brezilya'ya karşıydı.okula gelsek mi diye konuşuyorduk o zamanlar.malum maç, saat farkından dolayı avrupa'da sabaha denk geliyordu.acaba gelsek burada izletirlermi diyorduk.gelmemeye karar verdik.ve ben evde izlemeye koyuldum tek başıma.elimde defter kalem istatistik tutuyorum o aklımla.şu sarı kart gördü,hmm bak bu iyi oynuyor falan diye.aklımı seveyim.
derken maç başladı brezilya üstün oynuyor tabi, taa ki ilk yarının sonuna kadar.hasan şaş.galatasaray'la nice başarıyı yakalayan hasan şaş.önüne atılan topa çok güzel hareketlenerek sol ayağıyla çok şık bir gol atıyordu.hiç kimse beklemiyordu bu golü.türkiye 1-0 öne geçmişti.havalarda uçuyordum ben...
ilk yarıyı çok iyi bitiren milli takımımız aynı başarıyı ikinci yarı sürdüremedi ve maçı 2-1 kaybetti.ama umut vermişti.önümüzdeki maça bakıyorduk.kosta rika...
hayat devam ediyor yine.ilk maçta sınava hazırlanan ben ikinci maçın ikinci yarısına sınavdan çıktıktan sonra yetişebilmiştim.sınav da bişeyler yapmıştım ama kazanacağımı düşünmüyodum.tek düşündüğüm şey o gün milli takımın kazanmasıydı.şanssızlığımızı kıramamıştık ve o maçta 1-1 bittikten sonra milli takım gruptaki ilk puanını almıştı.herşey son maça kalmıştı artık.
veçin maçı...
bu maçın yanı sıra brezilya-kosta rika maçı da oynanacaktı.basın da birçok spekülasyon çıkmıştı.çünkü kosta rika'ya 1 puan yetiyordu ve güney amerika takımı ikisi de berezilya yatar diyordu bizim kokoşmuş otoriteler..biz de öyle sanıyorduk tabi.
ama adamlar profesyonel.onlar 5 attı biz 3'ledir çin'i.ilk gol kaptan'dan gelmişti.büyük kaptan bülent'ten.ardından 2 gol daha.ve türkiye tarihinde ikinci kez katıldığı dünya kupasında gruplardan çıkmayı başarmıştı.bütün ülkenin buna ihtiyacı vardı.sokaklar milli takım marşlarıyla inliyordu.
ne kosta rikaaaa
ne de çinnn
ne de sambacıı brezilyaa..
diye bağırıyorduk avazımız çıktığı kadar.
2.tur da rakip ev sahibi japonya olmuştu.tarih yazan milli takım japonları'da kupanın dışına itip bir kez daha tarih yazmıştı.ardından senegal ve artık yarı finaldeydik.ne 2002 krizi,ne enflasyon hiçbir şey bozamazdı bu milletin moralini.milli takım her şeyden önemliydi.zaten adı milli olan herşey baş tacı edilmiştir bu güzel ülkede.
rakip yine brezilya..
ilk maçta ki şanssızlığımızı kırabilirdik bu sefer.bu sefer alt edebilirdik sambacıları.o zaman 65 milyonduk.65 milyon da yürekten inanmıştı buna.ronaldo'nun pis burun golüyle boyun eğmiştik tekrar.burunla gol atıldığı zaman biz saymazdık mahallede.demek ki serbestmiş.
finale çıkıp şampiyon olma şansının yakalayamayan ay yıldızlılar 3.lük maçında güney kore'yi yenip 3.lük madalyasını takmışlardı.tarihlerin de bu sadece ikinci deneyimi olan ülke 3.lükle dönmüştü.tabi ki gönlümüzün şampiyonuydu.onları karşılamaya bende gitmiştim.benim babam da herkes gibi çocuğunun elinden tutup o aslan parçalarını karşılamaya götürmüştü.masal gibiydi 2002 dünya kupası.
içinde türk milli takımı olan herşey güzeldi zaten.renk katmıştık euro 2008'de olduğu gibi.her zaman finale çok yaklaştık ama bir türlü son maça ulaşamadık.ama biliyorum ki; bir gün finale de çıkacaz kupanın adı ne olursa olsun o kupayı da getiricez.