zaten sözlük introsundan mütevellit tüylerim diken diken oldu, şunu da paylaşmak istiyorum. maç öncesi çok iyi gider diye düşündüm; zira yarın gece olası bir galibiyetten sonra o bileklerin sonuna kadar bükülmeyeceğini düşünüyorum. sanırım yeni kapıların bir kez daha açılma zamanı geldi.
çok şey öğrettiler / 19 nisan 2001 perşembe---
alıntı ---
onlar türk futboluna cennetin kapısını açtılar. onlar bize kompleksten kurtulmayı öğrettiler.
futbolda, hezimet dolu günlerin acısını çıkarttılar.
yeni nesile boyun eğmemeyi öğrettiler.
o kötü günler için intikamın karanlık sularından içtiler.
onlar firavun gibi sözlerinden dönmediler. hep bildikleri yoldan gittiler.
real madrid’e elendiler, ama bize çok şey öğrettiler.
hiç kimseyi arkadan vurmadılar. ‘paramızı almadık oynamayız’ demediler.
kırık, çıkık ayakla sahalara çıktılar. ciğerlerindeki son hava kabarcığına kadar mücadele ettiler. bir gün yorulduk demediler. tatil yapmadılar. sevgililerini terkettiler. eşlerini ihmal ettiler. ne kadar dev varsa toprağa gömdüler. dünya basınını peşlerinde koşturdular.
en krizli günlerde bile türk insanını sokağa döküp çığlıklar attırdılar. müzelerini kupalarla doldurdular. hayalleri, rüyaları gerçekleştirdiler.
kahramanlar yarattılar. fatih terimler, hakan şükürler ve sonra okanlar, emreler, suatlar, ümitler. hagi’nin tarihini yeniden yazdılar. antrenörlerini dünya’nın en mutlu insanı yaptılar. kendilerini takip eden gazetecilere onur yaşattılar. kimseye ezilmediler, yılmadılar. farklı yenilgi aldıkları günler oldu. ama hep inanıp, bildikleri yoldan gittiler. eğilmediler, dik kaldılar.
evet real madrid’e yenildiler, ama bunları yaptılar.
arada öylesine farklar var ki. gücümüz bir yere kadar. bir maçta 2 milyon dolar seyirci hasılatı yapan real madrid, diğer yanda bizim galatasaray. 100 milyon dolarlık oyuncularla, 100 bin kişi önünde oynayan takıma karşı bu çocuklar ne yapsın? iman gücü bir yere kadar. edilen yeminler bir yere kadar. ama orada bernabeu’da bir gerçek var: real
basın tribününde baktım; bıçak gibi sallanıyor kalemler. utandım, yazamadım. elim varmadı. bu altın çocukları eleştiremedim. kötü oynadıklarını bu satırlara yazmayı kendime yediremedim. leedsler, milanolar, kopenhaglar, monacolar bir film şeridi gibi geçti gözümün önünde. hem de kare kare. varsın elensinler. varsın kaybetsinler. varsın kötü oynasınlar. varsın bizleri üzsünler. onlar bize o kadar çok şey öğretti ki. yazmıyorum kardeşim. ben bu çocuklara kötü yazmıyorum. onlar benim kalbimde ruhumda. onlar benim beynimde. yazmıyorum kardeşim var mı, işte yazmıyorum. bu maçı eleştirmiyorum. kenarından bile dokunmuyorum. o zafer dolu günlerin anısına tek kötü söz bile etmem. hiç olmazsa bu kadarına borçlu hissettim kendimi.
evet onlar yenildiler, ama ben bernabeu da bağırıyorum: helal olsun size
deli diye bakanlar vız gelir. belki de delirdik kimbilir. staddan giderken insanın aklına takılıyor. acaba deliler ağlar mı?
---
alıntı ---
http://gss.gs/9NB