Türkiye Kupası Son 16 Turu Maçı
20:30 Türk Telekom Arena
0 - 1
  • 126
    hakem falan hikaye, haketmediğimiz bir maçtı. ilk yarının bir bölümü hariç futbol oynamadık.
    aydın yılmaz ilk yarı iyi oynuyordu, sakatlığı var diye çıkarıldı sanırım. e aydın'ı çıkarıyorsun yerine direkt emre çolak'ı alsana fatih hocam. sabri ile ne diye işkence çektiriyorsun bize? yediğimiz golde de onun kanadında bulunan adam asist yaptı.

    necati ateş boktan oynadı, olabilir kötü günündeydi. baros etkisizdi, riera oyunda kaldığı sürece hiçbir şey yapmadı. semih ve ujfalusi, eneramo karşısında çok zorlandılar, balta sık sık hücuma destek versede ortaları hep kaleciye yaptı. engin ise o fizikle ne kadar çabalarsa çabalasın dominant bir oyun sergileyemez. sabri'yi hiç konuşmuyorum, ortaları artık ceza alanı içerisine düşüyor, sevindirici bir gelişme.

    bana sorarsanız günün en iyi ismi ufuk ceylan. çok kritik kurtarışlar yaptı, kalede güven verdi. selçuk inan'da günün iyilerindendi, orta sahada tek başına olmasına rağmen hem defans yapıp hem de hücumu şekillendirdi. eboue yine bindirmeleriyle alkış aldı, iyi bir performans sergiledi.

    ziraat türkiye kupası açıkcası pek ilgimi çekmiyor, elenmemize pek üzülmedim.
    son olarak kupayı bursaspor'un almasını istiyorum.
  • 129
    hızlı hücuma nasıl çıkılır bize gösteren bir sivasspor vardı, tebrik etmek lazım, hak ederek aldılar. kulüpteki kimseye saygısızlık olmasın ama bu takımın kadrosu maalesef kanadı zayıf bir şekilde oluşturuldu*. onun için galatasaraya göre en iyi sistem şekli çift forvetli sistem ve türkiyenin açık ara en iyi orta saha ikilisi (melo-selçuk) ve forvetine (elmander) sahip olduğu için de hücumda kanada inerek pozisyon üretmeye ihtiyacı pek de kalmıyor. tabi ki fatih terim bunları benden daha iyi biliyor ve ısrarla istemesine rağmen kanat oyuncusu alınmadığı için necatiyi aldık.

    ancak yine de bu maç için melo dinlenirken neden ceyhunun ya da ayhanın selçukun yanında oynamadığını tam anlayamadım. elmander de olmayınca kanattan oynamaya mecbur kaldık ve ne kadar zayıf olduğumuzu da gördük. umarım geri kalan 9 maçta elmander, selçuk ve melo hep bizlerle olur.
  • 130
    kötü oynama hakkımızı kullanmış olduk. her takımın olur böyle günleri, fazla takılmamak lazım.

    kadromuz malesef derinlik anlamında sorunlu. sabri, sercan, riera gibi futbolcu müsveddelerine şans vermek zorunda kalıyorsunuz istemeden de olsa. giden sikindirik kupa olsun önemli değil. (kedi uzanamadığı ciğere pis der mode on)

    maçın bence odaklanılması gereken yanı, son dakikada veril(e)meyen penaltı ile maç içerisinde çok sayıda çalınmayan fauller ki, bu noktada da hedef mustafa kamil abitoğlu değil kesinlikle. bu stadı doldurmayı beceremeyen, bu konuda hiç bir politika üretemeyen galatasaray yönetimidir. 50.000 kişi ile dolu olan bir statta g.t isterdi o son pozisyonu çalmamak. görev şemalarına bakılınca müdürden, şeften, sorumludan geçilmiyor ama iş yapan bir allahın kulu yok stadyum konusunda. beceremeyecekseniz bırakın, sözlükten bir araya gelir yaparız biz bir kaç kişi.
  • 135
    maçın ilk yarısı mükemmele yakın oynadık, ancak ikinci yarıya sivas çok daha diri başladı ve maçın sonuna kadar da öyle oynadı. sabri hakkındaki görüşüm yıllardır aynı, sercan sanırım 77 de oyuna girdi top ayagına 1 yada 2 kere belki değmiştir, riera hep olumlu oynamaya çalıştı ama oldukça pas hatası yaptı( ancak iyi niyetliydi ve iyi mücadele etti), baros ve necati birbirlerine çok yakın oynadıklarından pozisyon sıkıntısı yaşadık, engin ve selcuk genele bakarsak başarılıydılar. son olarak futbolcularımızın hakeme itiraz etmelerinin önüne geçmeliyiz bu başımıza iş açar.
  • 136
    maca gidip gitmeme arasinda kalmistim. daha sonra gitmeye karar verip dustum yollara ve acikcasi bu kadar doluluk beklemiyordum. helal olsun taraftara.
    mac genelinde yazacak cok fazla bir sey yok. takim olarak cok kotuyduk o yuzden bireysel performanslari elestiremem. trabzon macindan once boyle bi tokat iyi gelir. acikcasi elenmemize cok uzulmedim, beni daha cok uzen her yenilgide butun futbolculara siktir ceken taraftar.
  • 139
    maçkoskop
    kadro:
    ufuk 7
    ebu 5
    semih 5
    ufo 5
    hakan balta 5
    selçuk 5
    engin 6
    aydın 7.5
    riera -3
    baros 1
    neco -4

    zurnanin zirt dediği an:
    ikinci yarıya aydın- sabri değişikliğiyle başlamak. 2-yıl önce biri aydın çıkıp, sabri oyuna girerse takımın vitesinin küçüleceğini, dengenin bozulacağını, oyun ve pozisyon üstünlüğünün kaptırılacağını söyleseler hassiktir çekerdim. sabri bundan sonraki galatasaray kariyerini amigo olarak geçirirse çok makbule geçer.
    varil:
    neco; aslında maçın varili banko riera ama, yazmaktan bıktık, yerine bu maç neco’yu koyduk. neco benim jokerim, takım kötü sonuç aldığında muhtemelen çok kötü oynamıştır. sevmediğim bir futbolcu olduğundan işim kolay, cezayı kendisine keserim olur biter. birkaç maç oynadı, bir kaç gol attı, yeter çok bile. beklenti ne kadar az ise, saldırı da o kadar az oluyor. benim için normal oyunu oynadı, kendisinden büyük beklentim yok.
    gladyatör:
    aydın yılmaz; bu adamın oynadığı futbola benim pek muhalefet şerhi koyduğum yoktur. içimizden yetişen, maliyeti olmayan futbolculara toleransım çok fazladır. üstelik kendisinden hiç umut kesmedim. oynaya oynaya futbolcu olacağına inananlardanım. evlendikten, çocuğu olduktan sonra da sempatim fazlalaştı. neden çıktı anlamadım?
    -
    borozanci:
    ?; hakem kim hatırlamıyorum? bekçi murtazayı aratmayan bir performans gösterdi. çok düdük çaldı, en ufak dokunuşlara faul verdi. son dakikadaki penaltıyı görmemezlikten gelerek ziraat bankası’nın ve atv’nin ocağına incir ağacı dikti. bu sezonun majör takımını turnuva dışına attı. millet galatasaray’ı seyretmeye üşenirken, sivas naçını kime satacaksın?
    -
    bir soru – bir cevap:
    elenmek, takımın konsantresini bozar da, bir sıkıntıya yol açar mı?
    açmaz, elenmemiz sabaha unutulur gider. daha sonra yangın yerine dönecek pley of maçları sırasında angarya maçları oynamak takımı kötü yönde etkilerdi.
    -
    imparator:
    maçı grande çok ciddiye almış. savunmayı aynen korumuş, 76 numaraya işkenceye devam etmiş. takımın bütün dişlileri beraber çalıştığı zaman randıman veriyor. bir rulmanı değiştirip, paslı çarkı koyduğunda somut olarak oyun farkı ortaya çıktı. maçı bitiren takım, bundan sonraki maçları oynasa 9 puan da fark yer, şampiyonluğu teslim ederiz.
    -
    ordakiler:
    florya’da takımı uğurlayan, karşılayan taraftar yorgunluğunu üstünden atamamış. maçın önemiyle orantılartsak fazla bile seyirci vardı. taraftar istese bu turu geçerdi, sessiz sedasız, kazasız belasız turnuvadan çekilmek işlerine bile geldi. zaten tur atlasa bile takımı artık seyredemeyecekti. bundan sonraki maçlar tarafsız sahada oynanacaktı.
    -
    analiz:
    kupa maçlarını oldum olası sevmem. benim için tek motivasyonu fener’in kupayı almaması üzerinedir. fener elenmiş olsa, paf takımıyla oynayalım elenelim derim. ya da fener kupayı bir kere alsa ben de angarya maçları önemseme derdinden kurtulsam. maça gitmedim, kadro korkum vardı. şu kadroyla çıkacaklarını bilsem maça gider, ikinci yarıdaki kadroyu gördüğümde de maçtan kaçardım.
    maçla ilgili pek bir şey yazmayacağım, en ufak bir üzüntü ve heyecan duymadım. bir iki adam için bir iki kelam edip yatacağım.

    ufuk, kaleci olacak izlenimini verdi bana. top kurtardı diye değil, topu oyuna verimli soktuğu için en çok. heybeti zaten var, uçuş tekniği de fena değil, kaleyi kaplıyor. iş doğru hamleler yapmaktı. bu maçta fazlasıyla rahatsız edildi, varsa hünerini göstermesi açısından iyi bir fırsattı. yediği golde hatası yoktu, muso’nun yanında geçireceği yıllardan sonra takımın kalecisi olma yolunda ilerliyor.

    ikinci yarıya sabri ile başladık. en çok etkilenen ebu oldu. sabri’yi geride bırakıp gitmesi, savunmada dinamiti bırakıp gitmek gibi bir şey. nitekim bomba patladı sabri titreme nöbeti geçirirken ufuk topu kaleden çıkarıyordu. ebu kendisi kalıp, sabri’yi öne yollasa, serseri ortalar, yanlış pas tercihler, taraftar homurdanmaları, görüntü ve gürültü kirliliğiyle baş başa kalacak arena stadı. golden sonraki çok daha zor pozisyonda ebu topa müdahele edebildi, muhtemel 2. gol önlendi. biz yıllarca ne kadar kötü bekle oynamışız da haberimiz olmamış.

    bu maç lig maçı olsaydı rıza maçı kesin kaybederdi. çünkü gol attığında yatacak, beraberliğe razı bir oyun ortaya koyacak, intihara kalkışacaktı. maç kupa maçı olduğundan, berabere kalması işine gelmedi, küçülen galatasaray’ın üstüne giderek, turu perçinleme yolunu tercih etti.

    grande’yi son zamanlarda çok babacan gördüğümde çok şaşırmıştım. kafasına para yediğinde bile sinirlenmemesini ermişliğine bağlamıştım. yanılmışım, meğer hoca bizim bildiğimiz gaddar fatih terimmiş. sen kalk 5 dakika kala tur gidiyor diye yenik takıma sercan’ı al, kendisinden turu geri getirmesini iste. hocam ne sadistmişin de haberimiz yokmuş. sercan kardeşin huzurunu kaçırıyorsun. ne güzel tribünde çekirdek çitliyordu. seneler geçtikçe daha da kötü olan bu futbolcudan, 5 dakikada iki gol atıp seni kurtarmasını bekliyorsun. sercan böyle bir futbolcu olsa relam madrid türk kaynıyor, gider orda oynar. ben sercan’ın yerinde olsam, hoca beni oyuna sokarken içimden küfür ederdim. bak yiğit gökoğlan’a. koskoca galatasaray’ı tribünden seyrediyor, hocaya duacı. yiğit’in futbolculuğu şu. fabrikaya işçi olarak giriyorsun, çalışan işçileri seyrediyorsun, kendin çalışmıyorsun. çalışan işçiler uzaktaysa seyretmeye bile gitmiyorsun, maaşın bankaya yatıyo. hoca unutmuş kendisini yoksa ona da kötülük yapar oynatırdı. sercan’ın futbolculuğu da şu. askerde bölğk takımları vardır, futbolu seven fakat oynamayı bilmeyen yüzbaşı, astsubay çıkar gelir oynar. sen takımın en iyi oyuncusu nefer olarak ne yapacaksın. katlanacaksın, fırça dayak yememek için.

    riera’ ya da bulaşıp kapatacağım. bu kadar kolay maçı oynayamayan futbolcumuz. hızı sabitlenmiş araba gibi. yokuşta, virajda inişte hep aynı hızda. ivme diye bir şey yok kendisinde. maçın her hangi bir anında gözünü kapat, kaleyi tarif edemez. topla oynuyor, rotası, istikameti yok. ruhsuz, itici bir tipi var. bu heriften bize fayda yok. aldığı parada hakkım olan zerre kadar olan liramı şimdiden haram ediyorum.

    maçı seyrettim, limitteydim. eğer gökhan veya 76 numaradan bir oynasaydı kesin seyretmezdim. sonra da maçtan kaçamadım. ilk yarı iyi oynayan takımı, kötü oynadığı ikinci yarıda seyretmişsem emre çolak’tan gözümü ayıramadığım içindi. eğer o da kötü oynasaydı televizyonu kapatırdım, şimdi yazıyı kapatıyorum.

    kupa asıydık, kupa papazlığına doğru gidiyoruz sene be sene.
  • 140
    rotasyonun a. koyayım ben.

    ne zaman ki bu takımın taşları yerinden oynuyor bu takım duruyor. zaten yaratıcı bir takım değiliz, mücadelemizle, takım olmamızla kazanıyoruz maçları. ne zaman bu rotasyon denen bok çıksa ortaya eline 3 benzemez gelir de ne yapacağını şaşırırsın ya aynen öyle takım pozisyona giremiyor.

    herkes yazmıştır neden aydın çıktı ben de anlamadım. sabri girdi 20 dakika geride mi ilerde mi belli değildi. ne biz anladık ne sabri ne de eboue. zaten golü de sağ bek'in tutması gereken adam tutulmadığı için yedik. ama dediğim gibi o sırada sağ bek kimdi bilmiyorum.

    hedef çifte kupa, ama elenince zaten önemsizdi. yok öyle yağma hacı. son 4-5 senedir alt seviyedeki takımlara kaybedip eleniyoruz. birisinin galatasarayın her kulvarda iddialı olduğunu hatırlaması gerekiyor artık. hay ben bu rotasyonun....

    takımın en iyisi selçuk ve ufuktu. emre girdikten sonra çok iyi işler yaptı. sabri yerine bari emre girseydi böyle bitermiydi bence bitmezdi. ikinci yarıda çok kötü oynamamızın bir sebebi de selçuğun iyice geriye çekilmesi oldu. o geri çekilince hiç pozisyon bulamadık ve bütün toplar geri geldi.

    riera. ispanyol danası. senin yüzünden 1 ay ceza aldım sözlükten. 3 korner bir penaltı olur diye sana burdan küfür edemiyorum. ama zannetme ki kulaklarını çınlatmıyorum. birisi yazmış sözlükte keşke oly ile hazırlık maçı yapmasaydık diye. ben daha da geriye gideceğim keşke baban zamanında korunsaymış.

    balta, ujfa, semih, engin, necati ve baroş kötüydü. umarım toparlanırlar.

    son olarak baros. bu sözlükte kimse onun de kalitesini ne de geçmişte verdiklerini tartışıyor. baros son iki senedir oynamadı, sakattı dedik, takım çok kötüydü dedik yine de savunduk. barosun neler yapabileceğini de biliyoruz. ama sorun şu ki baros bitmiş okeye dönüyor. son dakikalarda bir pozisyon oldu. baros cezasahası içinde bir ikili mücadelede yere düştü!! hakeme penaltı diye itiraz etti. işin ilginç yanı top o sırada hala ayağındaydı ve kimse basmadı. 2-3 saniye top ayağında yerde öylece bekledi hakem oyunu devam ettirirken. işte ben buna sinir oluyorum. oyna kardeşim sen ya. işine bak. al topu vur sana kimse gol atamadın diye bağırmıyor. sürekli yerde olduğun için bağırıyor. ah be baros böyle bir aşk böyle bitmemeliydi.

    hocam arkandayız her daim. ama ne olur siktir et şu rotasyonu falan. takımın dengesi bozulursa bir daha zor toparlanır. ki kenara aldığın adamlar elmander ve melo. oynamayı en çok seven en hırslı adamlar. dinlenmelerine gerek de yok. her maç final her maçın kazanılması lazım.
  • 143
    defomuzu açığa çıkaran maç.

    nedir bu defo ? tabi ki takımın yedek oyuncu kalitesinin düşük olması.riera,aydın*,sercan,sabri.başlayanlar ve sonradan girenler olarak çok fena sırıttılar sahada.baros'u saymak istemiyorum.her ne kadar dün kötü oynasa da onun gibi kaliteli bir forvet her daim kadromuzda olmalı.velhasıl kelam ne yazık ki bizim rotasyon yapacak bir kadromuz yok.zaten artık elimizde bir tek lig kaldığına göre de böyle bir şey olmayacak.allah ilk 11 oyuncularımıza sakatlık vermesin.
  • 145
    eksiklerimizi görmemizi sağlayan maç.

    bu maçla birlikte bence melo'dan çok elmander'in takım için ne kadar önemli olduğunu gördük. tabi ki melo da çok önemli bir futbolcu. sene sonunda bonservesi alınsın ama elmander play offta sakatlansa * işimiz zorlaşacaktır. elmander'in yaptığını baros, engin, necati yanyana gelse ancak yapabiliyor. bu durumda da elmander varken ki oyunumuzu oynamak yani sahada fazladan bir futbolcumuz varmış gibi oynamak zor oluyor.
    tabiki tüm bunlara rağmen sivasspor'u yenebilirdik bu maçta.
  • 149
    2011-2012 sezonundaki en anlamsız mağlubiyetlerimizden birisiydi... kalede ufuk vardı, defansımız ideal dörtlüsünde idi fakat orta sahada aydın yılmaz pek etkisiz kalmış, ileride ise necati ile baros oldukça uyumsuz bir performans ortaya koymuştu... riera, selçuk inan ve engin baytar da sivas defansını zorlayacak hücum organizasyonları yapmakta zorlanmıştı. orta sahamız cidden bomboş kalmıştı bu maçta. aslında tam melo'luk bir maçtı ya neyse.

    keşke bu maça daha iyi hazırlanmış olsaydık, lakin her şeyin bir telafisi mümkün. darısı bu sezonki türkiye kupası maceramızın başına...
App Store'dan indirin Google Play'den alın