• 503
    elektronik hakem, video hakem, her ne haltsa, uygulansa 0-0 bitecek maçtır. bu ligde efendi hoca efendi topçu olmuyor, ağlamayana meme yok. şu şartlar altında türkiye'nin en büyük markası galatasaray'ın bu ligde oynaması bile büyük hata. şu devran dönene kadar ligden çekilsek 10 sene sonra gururla anılır, ünal aysal'ı bu yüzden takdir ediyorum. sadece rakiplerle mücadele etmiyoruz bu sistemde.
  • 505
    top oynamadan kaybettiğimiz maç. 4. yıldızın diyeti sebebiyle açlıktan ölücez heralde. yüzümüz gülmüyor bir türlü. yazarlarımız hiddetli bir şekilde 4 taraftan saldırıyor haklı olarak. bir çok konuda kendimizi geliştirmemiz gerekiyor. demoralize olmamız maç özelinden kaynaklanmıyor. oyun canımızı sıkıyor. hakkımızda hayırlısı.
  • 507
    istemediğimiz, denemediğimiz, çabalamadığımız maç.

    kaval kemiğiyle atılmasına rağmen bitiricilik kokan bizim için kötü bir gol. defansta rakibe yoktan yaratıp hediye ettiğimiz bir penaltı, bruma'nın yalandan çektiği şut, fenerbahçe'nin direği sıyıran bir kafa vuruşu, biraz volkan şen, biraz bruma...

    onun dışında koca bir boşluk. kazanmak için sahaya çıkan takım çok da kasmadan sırf sahaya çıkmış olmak için çıkmış takımı yendi.

    aslında olay bu kadar basit. en azından yazarken...
  • 508
    maç özelinde konuşcak olursak, rezalet oynadık. volkan gerçekten de yere yatmadı. hücum yapmakda gerçekten de zorlandık.

    ancak kabul etmemiz gereken bir şey var. maç öncesi kadrolara baktığımızda galatasaray gerçekten de kötü bir kadroya sahip. yani bu kadrodan çok da fazla bir şey beklememek lazım.

    1. defans 3 yıldır sorunlu. şu takımın 3 yıldır lider bir defansı yok. başarılı olduğumuz dönemlere bakın. bülen korkmaz, rigobert song, tomas, ujfaluji vs vs lider bir defansımız vardı. üç senedir bu takıma lider bir defans alınmıyor resmen kendi ayağımıza sıkıyoruz.

    2. bekler iki tarafta da yetersiz. sabri de, carole de galatasaray bekleri olamayacak futbolcular. bunda kanatlarımızın da bekleri tamamlayacak tipte oyuncular olmamasının payı var.

    3. selçuk zaten 3 senedir aynı. takımın hızını düşüren ve artık hiçbir ekstra özelliği kalmamış düz bir oyuncu. de jong galatasaray ortasahasını kaldırabilecek fizik yeterlilikte değil. yaşlı ve ekonomik oynuyor. sneijder de aynı olunca takımın sırtına kocaman bir yük biniyor.

    4. podolski ligin ortasına geldik hala sakatlık şu bu bir türlü takıma tam anlamıyla katılamadı. büyük eksiklik.

    5. sinan hala takımın bir parçası gibi değil. çok gitgelli bir oyuncu.

    6. eren ne yazık ki galatasaray' a yetmiyor. özellikle koşu özelliği zayıf. ara koşu özelliği yok. orta sahaya pas opsiyonu yaratamıyor.

    7 sniper' ım canım ciğerim. kadro böyle kalacaksa yani çevresinde fizik olarak güçlü ve koşu özelliği olan oyuncular olacaksa oynasın, yoksa şu an ki kadroda oynamasının bir anlamı yok. defalarca söyledim. hızlı atağa çıkmak gibi bir hedefiniz yoksa bu adamın bir anlamı kalmıyor. yavaş futbolda zaten yaşı ilerledi, bu fizikle bişey yapamıyor.

    son olarak riekerink bey; takıma yalnızca pas üzerinden bir hücum planı kuramazsın. rakipler bunu anladı ve yakın markajla bunu engellemenin yolunu buldular. takımın havadan uzun toplarla ve arkaya yapılacak koşularla hücum planlarını zenginleştirmesi lazım. yoksa bundan sonra zor gol atarız.

    ama teknik direktörümüze bu kadar saldırılmasını anlamlı bulmuyorum. fener' in kadrosu bizden çok çok daha iyiydi arkadaşlar. sonuç süpriz değil. başakşehir de bu ligin en iyi takım oyunu oynayan takımı. yalnızca trabzon mağlubiyetini kabul edemiyorum.

    saygılar
  • 517
    bu takımın bu hale gelmesine sebep olan herkes adam gibi mücadele eden futbolcularımıza ihanet etmiştir. maç sonunda içimden diyebildiğim tek şey "bir şeyler yapmaya çalışan gencecik bruma'ya, tolga'ya yazık oldu. muslera'ya yazık oldu. hatta sinan'a da yazık oldu.". her zaman dendiği gibi bu takım kötü oynayabilir fakat sen kadıköy'e deplasmana gidiyorsan kıçını yırtana kadar mücadele etmek zorundasın! galatasaray klubünde oynamak bunu gerektirir. bu maçı umursamayıp sahada agresifleşmemek olmaz! agresifleşmekten kastım saldırganlık değil extra mücadeledir. bu mücadele de önce takımın büyüklerinden başlar. bu takımda selçuk, sneijder, eren gibi futbolcular gençlere örnek olacağına tolga, bruma diğerlerine örnek oluyor resmen. dakika 90'da bruma'nın sol kanat tan gelip sağ kanatta boşa kaçma çabası vardı ki yemin ediyorum üzüldüm. bu çocuk bugün oley çekilmeyi haketmiyordu. bu çocuk kadar ilerde maçı isteyen yoktu. ne eren ne sneijder ne podolski... ey eren kadıköy'e galatasaray formasıyla çıktıysan koşacaksın! patlayana kadar defansı yıpratıcaksın! yok ben pivotum benim böyle bir özelliğim yok deme, çünkü sene başında evimizde oynadığımız bir maçta sen bunları yeni gelmenin verdiği motivasyonla yaptın. biz de seni ayakta alkışladık. ama gün bugündü, bütün takım için. sahada hiç koşmadığınız kadar koşacaktınız, biz de diyecektik ki bu takım olacak, yenilseniz de. ama kadroda köklü değişiklikler olmadan bu takım olmayacak siz bize bunu gösterdiniz. tek kelimeyle mücadele eden oyuncularımıza yazık oldu. ki bunlar genç ise bin kat yazık oldu, abileri onlar kadar umursamadıkları için... en çok da bu yenilgiyi onlar haketmedikleri için... sinan'a da ayrı parantez açmak istiyorum. sinan'a da yazık oldu dedim. bunu dememin sebebi sinan'ın oyunu değil, maç sonu sinan hakkında yapılan eleştirilerdir. evet sinan kötüydü ama bu maç sonrası bu kadar bu çocuğa yüklenilmemeli. kim ne derse desin zaten bizim oyun sistemimiz yüzünden sağ kanada kim geçerse geçsin orası işlemiyor. sneijder sağolsun. yine çok yalnız kaldı sinan. he yalnız kalmasa değişir miydi? bilemem. fakat sinan'a bu kadar yüklenmeden önce onu orda yalnız bırakmayacaksınız, hele ki kadıköy deplasmanında. sinan'a gelmeden eleştirilecek bir sürü kişi var. bu eleştirmeyelim manasına da gelmiyor fakat "bu çocuktan olmaz, acilen yollanmalı" gibi anlamsız eleştirileri sinan kesinlikle haketmiyor. sağ kanada kimi koyarsan koy olmuş bir topçu değilse bizim sağ kanatta iş yapmaz. sinan da olmuş bir topçu değil, oldum dediğini de zannedenlerle aynı fikri paylaşmıyorum.
  • 518
    iki takımın çocuk tecavüzüne karşı bir pankartla çıkmak yerine, hükümeti mutlu edecek 15 temmuz'u unutmadık pankartıyla çıktığı maç. yahu unutmayın zaten. tüm halk olarak hatırlıyoruz. en önemli mimari eserlerimizden birinin adını mı değiştirmedik, olağanüstü hal rejimine mi geçmedik, neler olmadı neler. sağolsun devletimiz de unutturmuyor. ama çocuk tecavüzüne af getirilmesi bu iki kulüp için sorun değilmiş demek ki!

    bir yanda beyler sınıfı, bir yanda halkın çocukları. fener'i anlıyorum, göbeğinden bağlı hükümete ama galatasaray'ı böyle görmek utanç veriyor.
  • 519
    ilk defa bir fb maçini izlemeyi birak, livescore'dan takip bile etmedim. gece 11 gibi internete girdim, skoru görünce 1 e kadar uyuyamadim. yapimda ve yayinda emegi geçen herkesin allah belasini..

    fener yine klasil bal takviyesi ile hiç bir $ey oynamadan bir gs derbisinden daha galip ayrilmi$. derbi demeye dilim varmiyor ya neyse..

    fb maç boyunca 6 $ut çekip 2 $utta isabetli olmu$, bunlarin ikisi de gol olmu$. bir kaval kemiginden, digeri ise penaltidan.

    biz ise 5 $ut çekip, 1 kez isabetli olmu$uz, oda sanirim tolga'nin yerden yuvarlanan $utu olmali.

    fener ba$ak$ehir'den daha mi iyi, be$ikta$'ta daha mi iyi? bir takim bir kez de tehlike olu$turamaz mi rakip kalede?

    valla lami cimi yok. 25.11.16 bursaspor maçini kazanmadigi takdirde jor hocama güle güle diyebiliriz gibime geliyor.

    sözlerimden fatura'yi tamami ile jor'a kestigim anla$ilmasin ama aslan payi kendisinde. bursa maçi son $ansi.

    topa sahip olma ile maç kazanilmiyo. pozisyona gireceksin! dün 1 tane atsan, ikinciyi yemezdin!!!!
  • 520
    asla izleme fırsatı bulduğum galatasaray maçını yarıda bırakmam. real madrid'den 6 tane yediğimiz maçı bile sonuna kadar izledim. ronaldo defansımızın içinden dahi geçse ofansif anlamda yine de tehlike oluşturup taraftarı heyecanlandırabilen bir takım vardı sahada.

    ilk defa 15/16 sezonunda deplasmandaki atletico maçında yarıda bırakmıştım izlemeyi. zira kapattıktan sonra da "ulan ne izledim ben az önce?" diye sorup gerçekten yediğimiz goller dışında birşey hatırlamadığımı fark ettim.
    aynı durum dün için de geçerli. penaltıdan sonra iki dakika izleyip üçüncü bölgede (caps lock in) her (caps lock out) topumuzun kesilip geri dönmesini izledikten sonra kapattım. maç hakkında aklımda hiç görüntü yok. sanki maç oynanmamış, rakip bizimle öylesine dalga geçiyor.
  • 523
    stada gitmeden önce kartları okutan sistem bozuktu kimsenin kartı okumadı, önce bileti okunmayan kimseyi otobüse almayacağız denildi. bayağı bekledik daha sonra cihazlar bozuk deyip herkesi otobüslere aldılar. stada kadar polis her yolu kesmişti haklarını vermek lazım 20 milyonluk şehirde tek insan görmeden bizi stada kadar götürdüler. stada gittiğimizde 2300 kişiyi tek kapıdan içeri sokmak istediğinden bildiğiniz izdiham çıktı. zar zor içeri girdik ki yine çoğu kişinin bileti turnikede okumadı. skordan bağımsız başından sonuna kadar belki de hayatımın en rezil deplasmanını yaşadım.

    sahadaki futbola yazacak yorum yok. olmayınca olmuyor maç siniriyle yazıyoruz ediyoruz da ne yapalım olacağı varmış.
  • 524
    eskiden kadıköy derbileri çok daha gergin geçiyordu. özellikle 2005-2010 arası diyebiliriz sanırım. her maçta kavga çıkardı. futbolcular birbirlerini boğazlardı. sahanın ortasında birbirlerini kovalarlardı. bol bol 7-8 futbolcunun birbirini çekiştirdiği zamanlar görürdük. maç öncesi bile tahrikler, itiş kakışlar olurdu. artık öyle değil. bu maçla da gördük. ufak tefek elektriklenmeler dışında bir şey olmuyor.

    bi kadıköy derbisi düşünün ki maç sonu volkan sabri'ye (kameralarla sabit) "gel 3'lü çektir, gel gel" hareketleri yapıyor sabri de el kol yapıyor sadece.
  • 525
    maç öncesi fener tribünlerinde kocaman "herkes haddini bilecek" yazılı bayrak açılan maç.

    yahu bu 3. yıldız savaşları zamanından kalma bizim "herkes rütbesini bilecek" sloganımıza cevaben fener tribünlerinin açtığı "herkes haddini bilecek" yazılı dev bayrakla aynı!

    olm kocaman şeyi kaç sene nerde sakladınız lan! tamam koreografi sizin işiniz değil de bu kadar da olmaz.

    ayrıca üstüne 18. kadıköy şenliklerine hoşgeldiniz yazılı bayrak yaptırsanız daha tahrik edici olurdu.

    galatasaray tribünlerindeki 4 yıldızlı bayraklar bile daha iyiydi valla. bak objektif olarak söylüyorum bunu. yeri gelmişken tribünü komple çekmeyen lig tv'yi de kınıyorum. ya ucundan gösterdiler ya zoomladılar. olm bi komple alsanıza şu tribünü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın