• 8
    iyi ki var. (u: :() çok üzgünüm. benim galatasaray'a ihtiyacım var. yenilsek de umrumda değil. izleyeyim onları. uzaktayım aslında ama o 11 adamın sarı kırmızı için koştuğunu hissedeyim yeter bana. ben kırmızıyı daha çok severim ama tek başına kırmızının mutlu ettiği başka bir yer yok. o yüzden sarı kırmızı benim için tek ve hep öyle kalacak. senden başka kimseyi sevmeyeceğim galatasaray.
  • 71
    bu maçta iyi değildik ama kötü olduğumuzu da düşünmüyorum. sonuçta maçın başında öne geçince cluj maçını da düşünerek defansif bir oyun sergiledik. burada önemli olan pozisyon vermememizdi ve yediğimiz golden önce verdiğimiz iki pozisyon haricinde hiç pozisyon vermedik. bu anlamda taktiksel olarak başarılı bir maç çıkardık.

    bugün crisi beğendim. kritik müdahaleleri vardı. musleranın yediği gol ona yakışmadı doğrusu. onun dışında yekta sanırım kazandığı formayı meloya geri verecek gibi gözüktü.

    seriye başladık 4-5 maç peşpeşe kazanırsak fark iyice açılacak gibi gözüküyor. tebrikler aslanlar.
  • 77
    'galatasaray, 2012 ekim ayındaki maçlarında kontrol futbolu oynamalıydı abicim'(skor yazarlarıdır kendileri) diyen kitlenin, '2 kasım 2012 istanbul bb spor galatasaray maçı bu takıma hiç yakışmadı, böyle oyun olmamalıydı' diyerek kendileriyle çeliştikleri maçtır.

    öncelikle her maçın canı ayrıdır. oynanması gereken futbol maçın 10. dakikasından itibaren bile değişebilir. 2 kasım 2012 istanbul bb spor galatasaray maçında bir deplasman ekibi olarak takım, en az 4 kez kaleci ile karşı karşıya kalınabilecek pozisyon ürettiyse, kalesinde minumum pozisyon gördüyse bana kalırsa en ideal deplasman performansını sergilemiştir hatta darısı da 7 kasım 2012 cfr cluj galatasaray maçı'nadır. unutulmaması gereken bir durum var. bu takım tek kulvarın takımı değil. 2011-2012 sezonundaki gibi hafta içi taktik antrenman yapma- rolanti fırsatı yakalanan maçları domine etme arzusu olamaz bu takımın.

    maçtan insana mutluluk verecek olaylar, yekta'nın kötü performansına rağmen rotasyonun içine girmesi- cris'in etkileyici savunma performansı- burak'ın asist özelliğini göstermesi idi. takımın kazanma alışkanlığı adına üst üste kazanılan maçlar önemlidir. o yüzden de bol pozisyon yakalanan 3 gollü deplasman galibiyeti güzeldir ve keyif vericidir.
  • 7
    hep uyumdan bahsediyorsak en önemli bölgelerde bir uyum yakalamaya çalışmamız gereken maç. yekta formayı hak etti. melo şampiyonlar liginde 1 maç cezalı, engin 90 dakikaya hasret, ceyhun üst düzey maçları çıkartabilecek potansiyelde gözükmüyor. tüm bunları alt alta koyunca yekta'nın şans bulma sırası gelmiştir. selçukla uyum sağlamaları ayrıca önemli.

    diğer uyum da stoperlerde. muhtemelen yine bir şeyler deneyeceğiz. bence son kayseri maçına* aldanmayalım. cris golünü attı iyi de bir performans ortaya koydu ama bugün webo'yu mümkün değil tutamaz. dany'nin kalitesini tartışmam ama mental bazı sıkıntıları olduğu da bi gerçek.

    son 5 maçın 4'ünü kaybetmiş eski "belalı" hüviyetinden çok uzak bir takımla oynayacağız. umarım erken bi gol bulup kolay maç geçiririz.
  • 75
    ibb – galatasaray : 1-3 galatasaray çalışıyor

    istanbul içi deplasman kadar gıcık bir şey az olur. hele ibb gibi bozbaykuşlardan başka kimsesi olmayan bir takıma karşı.
    gerçi istanbulun trakya yarısahasına bakan diliminde, bakan ne kelime direkt trakyada bir stat da olsa yine de deplasman sayılmaz. deplasmana gittik şehri gezelim yok, kavga yok, gürültü yok, polise saldırma yok, rakipten küfür yok. bir de allahın dağında, çekilecek ıstırap değil. ulan, olimpiyata gitmemek için amma kıvırdım ha.

    olimpiyat stadına ulaşabilirsek maça da geçelim. son zamanlarda galatasaray’ın topa bu kadar sahip olduğu az maç gördüm. manchester united deplasmanında bile kafa kafaya topa sahip olmuştuk. sanırım en son, 12.mayıs.2012’de kadıköy deplasmanında hani şampiyonluk kupasını aldığımız maçta böyle bir şey görmüştük.
    hani salı günü 6 kasım, fenerin bizi 6-0 yendiği gün yakın ya ve şikeciler bik bik konuşacak ya, 10. yıl marşı yazıp havai fişekler patlatacak ya, ben de sizin yüreğinizi soğutacak bir ince yapayım dedim.

    galatasaray kadrosunda semih’in ve melo’nun olmaması şaşırtıcıydı. gerçi fatih terim için şaşırtıcı değildi. kazanan takım bozulmaz, olağanüstü şartlar yoksa. olağanüstü şartlar derken şöyle; sakat, cezalı durumları ya da rakibin çok önemli bir takım olması. ibb, sıradan bir takım. ibb için başka kadro kurmaya gerek yoktu.
    fatih terim’in galatasaray’a (takım, taraftar, camia) yeniden hatırlattığı şey budur işte. galatasaray büyüktür, rakibi düşünsün.

    topu rakibe vermek. aslında bu önde basıp, topu kazanıp hızlıca rakibin üstüne gitmemek demektir. rakibi kontrollü şekilde beklersin, topu kazanıp hızlı kontra yaparsın. galatasaray bugün böyle oynadı ve sonucu aldı gibi gözüküyor. peki ibb gibi sıradan bir takımın 18 içine bu kadar rahat girmelerini ne yapacağız. (ben 18 dedikçe siz ceza sahası diye okuyun gençler.)

    doğruya doğru galatasaray böyle oynasın bu ligde bütün maçlarını kazanır. kendi sahasına kapanmaya programlanmış takımlar sudan çıkmış balığa döner. fenerbahçe’nin yıllardır yaptığı bu zaten.

    amma velakin, ben bu gece maçı kazanmamıza rağmen zevk alamadım.

    galatasaray bundan sonra böyle oynayacak zannedenler yanılıyor bence. fatih terim, cluj maçı öncesi kostümlü prova yaptı sanırım. idmanda puanlı çift kale gibi bir şey. haaa, galatasaray şampiyonlar ligi’nde böyle oynarsa şaşırmam. bugün oynanan oyun şampiyonlar ligi için olabilir. bakın takım şampiyonlar liginde böyle oynayıp 3 puan alırsa “zevk almadım” şımarıklığı yapmam. hatta hoca keşke buna baştan uyansaydı bile derim.

    iki maçtır kolayca kazanan takım önemli. takıma yeni katılan ama bir türlü uyum sağlayamamış oyuncular için güzel. hamit, burak, cris, dany, amrabat gibi.

    uyum dedim de aklıma geldi. türkiye’de ilk sezonunu geçiren oyuncular için en büyük uyum sorununu hakemler yaratıyor. memlekette hakemler kendilerine yapılan azıcık itiraza sarı kartı yapıştırırken, rakibinin bileğine tekmeyi koyan, kırmızı görmesi gereken adama “cısss, bir daha yapma” diyor. avrupa’da bu işler böyle değil. hakemler kusura bakmasın ama sahada kişilikleriyle ilgili sorunları var gibi görünüyor. tribünden baktığımda hakemlerin hepsinin psikiyatriste, psikologa ve hatta kendime de yontarak yaşam koçuna ihtiyaçları var gibi görünüyor.
    dikkat ettinizse yabancı-yerli oyuncu ayırımı yapmadım uyum sorunu için. bunların içinde cris de var hamit de.

    galatasaray 10. haftadan sonra vites arttırır, uzar gider demiştim. 10. hafta galatasaray için bitti, bakalım bundan sonrası nasıl olacak.

    neyse, cuma oynayıp koymak güzel. şimdi antalyaspor düşünsün. herhalde ligin 8-9-10.’su endişe edecek değil, ligin ikincisi üzülecek.

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın