• 77
    bu maçta sahaya şu 11 ile çıkacağımızı düşünüyorum.

    ----------muslera--------------

    -eboue--semih--dany--hakan balta-

    --hamit--melo--selçuk--amrabat--

    --------burak--umut---------

    tabi fatih terim gerçeğini unutmamak lazım. hamit'in ağrıları olursa yerine engin'i bile görebiliriz. hakan balta'dan memnun değildir eminim elinde olsa oynatmaz belki de riera sürprizi bile görebiliriz. amrabat'ın yerine de emre olabilir.
  • 78
    cris-gökhan zan ikilisiyle başlamasak bari dediğim maç. denemediğimiz bir bu kaldı.

    şaka bi yana artık takıma bir savunma dörtlüsü oturtmamız gerekiyor. savunma 4'lüsünde rotasyon olmaz düşüncesindeyim. kupa maçlarında yapılır yapılırsa.

    bu maçta emre çolak'ın ilk 11 başlayacağına kesin gözüyle bakıyorum. forvette de umut'un dönüşü yüksek ihtimal. asıl soru burakelmander mi kesilecek?

    ilk dakikadan itibaren atak başlayalım rakip yarı sahada oynayalım gibi bir anlayış olamaz. puan maçı bu. top ne olursa olsun bizde kalmalı. oyunu biz yönlendirmeliyiz. açıkçası braga takip ettiğim bir takım değil. ama ilk maçı evlerinde kaybettikleri düşünülürse defansif bir tertiple sahada olmayacakları muhakkak.

    sahaya çıkacağımız taktik kadar oyuncularımızın maça motive olmaları da çok önemli. stsl'de 34 hafta var şampiyonlar ligi'nde 6 hafta.
  • 81
    heyecanı bünyemi şimdiden sarmış maçtır. yıllar sonra, yepyeni stadımızda ilk şampiyonlar ligi maçımız, ötesi yok bunun. avrupayı bir dönem sallayan takımın, herkes tarafından cehennem olarak tabir edilen bir şehrin, geri dönüşü olacak. 90 dakikadan çok, beni bu yönü çok heyecanlandırıyor. koreografiyi sabırsızlıkla bekliyorum, şampiyonlar liginin intro görüntülerinde kendine yer bulacak şahanelikte bir şey olacak gibi hissediyorum. stadtaki atmosferi gözlerimle görmeyi, kalbimle hissetmeyi çok isterdim, ama darısı manchester maçına. taraftarımız önemli maçlarda çok iyi atmosferler yaratır her zaman, ama biliyorum ki bir avrupa maçı, hiç bir lig maçıyla, derbiyle eş değer değil gözümüzde, ve yaratılan atmosfer de, takımımızın oynadığı oyun da her zaman farklı olmuştur bu maçlarda. o güzelliği yaşayacaklara şimdiden özeniyorum..
  • 82
    maç günü sabah 8:30dan akşam 17:30a kadar dersim olacak ve ben ders bitiminde kampüsümden aşağı yürürken bu noktaya gelmemizde önemli pay sahibi olan saracoğlu stadına bir bakış atıcam.önce 'o an' sonra eskiler sonra bi daha o an ve en sonunda sami yen sokak.gönül isteyecek sami yende oynayalım ama biz önünden söz vererek geçicez ve metro yolculuğu ile evimize yol alıcaz.şimdi onlar düşünsün.şimdi onlar korksun.efsane geri döndü.evi değişti ruhu bizde haydi çocuklar hatırlatalım kendimizi
  • 84
    galatasaray futbol takımı, sadece bir futbol takımı değildir. eğer öyle olsaydı, ben çoktan tası tarağı toplamış, unu elemiş kaybolmuştum. çünkü ortalıkta benim sevdiğim, peşinden koştuğum futbol, uçurtmalara binip kayboldu. şavrolet mançester birliği'ne karşı yaşlı traffold'da, 4 bek, 2 ön libero, 2 açık, 2 uçla oynayan galatasaray, ramiz köfte akhisar'a karşı da aynı dizilişle oynuyorsa, benim futbol sever olarak sistemde durmamın anlamı yok. ortalıkta oynanan, sergilenen futbol da, herhangi bir langırt tahtasının millerine kumanda eden oyuncuların şansına veya hünerine kalmış tabela. barca'dan, pendikspor'a kadar dünyanın her takımı hemen hemen aynı futbol anlayışını sahaya yansıtıyor. oyuncuların güçleri aynıysa, farkı, kalite belirliyor ve küçük takım büyük takım birbirinden ayrılıyor. yazsam, sabaha kadar okusanız bitmeyecek sebeplerden dolayı futbolu hiç sevmiyorum. bu artık hiç sevmediğim futbola, yıllardır beni pamuk ipliğiyle bağlayan tek bir madde var, o da galatasaray'ın belki de kendisinin bile farkında olmadığı yüksek galatasaray ideolojisidir.

    galatasaray, kendisinden küçük takımlarla oynarken önce sahaya saygıyı çıkartır. asla küçük görmez, kibirlenmez, rakibi ezmez. tabelayı bulunca durur, boğmaya gitmez, gururlarıyla oynamaz. attığı gole maymunluk yapmaz. hakemden puan dilenmez, haksızlığa tahammülü olmayan futbolcularla oynar. güç, kariyer, klas gösterisine girişmez. galatasaray kendisinden küçük hiç bir takıma 7-8 gol atmaz. atamaz demiyorum, atmaz. bizde sevgi özgür, saygı mecburidir. küçük takım, galatasaray'dan hem sevgi, hem saygı görür. yıllardır sürüp giden galatasaray karakteri yüzünden, biri hariç hiç bir takım galatasaray'a nefret beslemez. galatasaray özelde ülkenin, genelde bütün mazlum ulusların sempatisini kazanmış takımdır.

    kendisiyle eş değer, ya da daha büyük takımlara karşı duruşu ise ideolojisinin temel prensibidir. korkmaz, nerede, hangi platformda olursa olsun yenmeye oynar. gerekirse yenmeye oynarken hezimete uğrar, ama felsefesini sahaya koyar. bu felsefe şahittir ki, çoğu maçta kendisinden çok daha büyük takımlara kan kusturmuştur. futbolcuları, büyük maçlarda yapabilecekleri her şeyi yapmış olmanın huzuru içinde soyunma odasına gider. en umutsuz anlarda bile, büyük taraftarı son sözün hakemin son düdüğüne kadar söylenmediğini bilir. hiç bir maça beyaz bayrakla çıkmaz. kendisinden daha büyük takımlara da saygısı mecburdur, ne var ki küçüklerin aksine onları sevme mecburiyeti yoktur.

    elbette oynadığı bütün maçların sonunda, galatasaray'ın oluşturduğu felsefeyi uygulayarak döndüğünü söyleyemeyiz. hatta galatasaray'ın kendi ideolojisini bütün bir sezonda uygulayamadığını da gördük. gördük de, işte bu felsefe bize öğretti ki, takımı felsefeyi uygulayacak olanlarla değiştirdik. uzun yıllardan sonra, bağlılığımızın tek sebebi galatasaray karakterinin sahaya, dolayısıyla neticeye yansıdığının olanca coşkusu içerisindeyiz. istisna maçları ihmal edebilsek bile, ihmal edilemeyecek maçlar geldi çattı. 6 senelik aradan sonra galatasaray ideolojisinin tezleri yeniden savaş alanlarına çıktı.

    yener, yenilir, maçlar 3 ihtimallidir. galatasaray oynayacağı bütün şampiyonlar ligi maçlarına kazanmak için çıkacaktır. rakibe, hakeme, maçı izleyecek milyonlarca insana saygı mecburidir. hiç kimse kendi menfaatini değil, büyük galatasaray'ın ali çıkarlarını düşünecektir. son düdük çaldığında 10 metre bile koşacak dermanı kalmayacak şekilde bütün gücünü harcayacaktır. sonuç ne olursa olsun, utanacak hiç bir şeyleri olmadan uyuyacaktır maç gecesi. olur da yenilirse, bir sonraki maçı kazanmak için, ihtiyacı olan motivasyonu asla kaybetmeyecektir. ve her şeyden önemlisi, büyük taraftarını başı dik, gezdirecektir.

    bizim bu yaştan, onca zaferi canlı yaşadıktan sonra futboldan beklediğimiz fazla bir şey yoktur. işimiz, galatasaray'ın yüksek ideolojisini bir iki veya daha fazla çocuğa aşılamaktır. yıllardan sonra yine düştük yollara, yeter ki felsefemizi ortaya koyun çocuklar, korkmayın sakın, bu sevdamız bizi asla terk etmeyecektir.
  • 85
    sadece futbolcularin ve imparatorun performansini beklemek ve ona göre sonucun açiğa çikacağini düşünmek anlamsiz.

    tv başinda ya da tribünde,

    sen ne kadar istersen kazanmayi, onlar da o kadar isteyecek.

    o yüzden maç saatini ya da maça çikacak kadroyu bekleyeceğimize önce kendimiz bir hazirlanalim şu maça. malesef 2 hafta önce oynadiğimiz manchester united maçi'nin sinerjisi ortalarda görünmüyor.

    ben saat 00.00 olduğunda ilk bu başliği sol tarafta görmek istiyorum, x niye böyle oynadi ya da hoca niye onu çikardi gibi laflar değil.

    biraz silkelenme vakti.
  • 93
    takımımıza ne kadar güvendiğimi anladığım maç.

    korku yok, tedirginlik yok, telaş yok..
    bu eserin bir çok sahibi var ancak en başta fatih terim geliyor sanırım. takımımıza katılan her oyuncuyu olabildiğince en üst seviyeye taşıdı. onlarda şimdi galatasaray'ımızı en üste taşımak için çalışıyor.

    her zaman söylüyorum böyle oynayın isterseniz on yiyin. yeter ki ezilmeyin. bırakın direklere çarpsın top, bırakın hakemler yesin hakkımızı, bırakın rakiplerimiz 11'e 11 defans yapsın ama ezilmeyin.

    biz sizinle yenilirken de gurur duymayı seviyoruz.
    yeter ki aslan gibi savaşın..
  • 94
    böyle bir mevzu var buyrun

    https://fbcdn-sphotos-b-a.akamaihd.net/...1843_841498006_n.jpg

    büyük galatasaray taraftarı şimdi görev zamanı !

    şampiyonlar ligi’nde evimizde oynayacağımız ilk maç olan braga karşılaşmasında

    dosta düşmana galatasaray’ın, galatasaraylılığın ne demek olduğunu gösterme zamanıdır…

    şimdi görev senin !

    90 dakika susmadan skor ne olursa olsun takımını destekle…

    tribün birlikteliği ve görsellik için sadece ve sadece "kirmizi" giyinmeye özen göster !

    unutma! bugüne kadar kazanılmış ve kazanılacak bütün zaferlerde senin de imzan var!

    güneş ufuktan şimdi doğar, yürüyelim arkadaşlar !
  • 97
    braga' nın ilk maçta cluj' a kaybettiğini düşünürsek bizim maça motivasyonları yüksek geliceklerdir. 28 eylül 2012 orduspor galatasaray maçında yenilmemizi pek önemsemiyorum fatih terim faktörü var yeterli motivasyonumuz olur.

    gruptan çıkmak için mutlaka kazanmamız gerektiğini düşünüyorum. kendi evimizde oynadığımızı düşünürsek baskı kuracağımızdan eminim. savunmada cris ağır olduğu için kontralara karşı danny daha mantıklı bir seçim olur. amrabat geniş alanda daha etkili olduğu için öne geçtikten sonra rakip risk almaya başlayınca oyuna girmesi daha mantıklı. emre çolak' ın hücum pres özelliğine ihtiyacımız olur elbet. selçuk inan bu maçta kendini daha çok göstermeye başlar umarım. hamit altıntop' un şampiyonlar liginde daha motive oynaması da avantajımız. maçın başlarında bir gol bulabilirsek sonlara doğru kontradan atar maçı bitirebiliriz. forvette elmander- burak ikilisi iyi işler yapabilir.

    kazanmamız gereken bir maç ve kazanabileceğimize inanıyorum.
  • 100
    muslera-eboue-semih-dany-hakan-melo-selcuk-emre colak-hamit-umut-burak onbiriyle baslayip, ilk yariyi 2-0, tamamini da 3-0 onde bitirmemiz gereken mactir. cris'in stada bile girmesi engellenmeli, ilk dakikalarda kacacak olasi gol pozisyonlarindan sonra oyuncularin morali bozulmamalidir. ayrica fatih terim'in dedigi gibi, muhtesem baslayacagimizi biliyorum, ama o sirada kotu bir gol bizi bozmasin. onlar yesin golu bitsin is.
App Store'dan indirin Google Play'den alın