bu konuda beni en çok rahatsız eden şey; sanki 1923'ten beri ülkede ulusal lig oynanıyormuş da, tff yıldız sistemini kafasına göre 1959'dan başlatmış gibi konuşulması. işin kötüsü beş yıldız işine karşı olan insanlar bile, sanki 1959'da sadece ligin ismi değişmiş gibi davranabiliyor.
oysa çok basit araştırmada bile bu konu netleşebiliyor. ben tarihçi değilim ama çok temel araştırmaların sonucunu paylaşıp bu konudaki bilgi eksikliğini bir damla olsun gidermek isterim. 1959 öncesi değerlendirilen 3 temel turnuva aşağıda. bunların içerisinde bugünkü ligimizle eş tutulabilecek bir ulusal lig yer almıyor.
excel'de hazırladığım dandik grafik gözlerinizi bozmazsa o da yardımcı olacaktır.
https://gss.gs/cKA.png 1.
istanbul futbol ligi:
1923'te başlayıp, bir sezon dışında kesintisiz 1959 yılına kadar oynanan bir turnuva. her yıl yaz sonu başlıyor, ertesi senenin bahar aylarına kadar sürüyor. bizim ligimiz gibi. hani diyorlar ya eski efsanelerimizin çabaları yok mu sayılacak diye. hah işte o efsanelerin çoğunun esas derdi, uğraşı, çabası istanbul ligi'ni kazanmak o sıra. aslen 1904 yılında başlayan ve bugünkü ligimiz kurulana kadar da futbolumuzun lokomotifi olan turnuva, istanbul futbol ligi'dir. en önemsenen lig bu olsa da elbette ki mahalli bir ligdir.
1951 yılında ülkemizde profesyonel futbola geçilmesiyle, sadece adı değişmiş ve istanbul profesyonel ligi olarak 1959'a kadar devam etmiştir.
2.
türkiye futbol şampiyonası:
yerel liglerin birincilerinin birbirleriyle mücadele edip türkiye birincisini belirlemesi için düzenlenen bir kupa. ağırlıkla liglerin bittiği yaz aylarında yapılmış. formatı da lig değil, eleminasyon usulü turnuva. aslında niyet olarak bugünkü şampiyonluğun yerine sayılması en makul turnuva da bu. ancak şöyle büyük bir sorun var, planlanan şekliyle hayata geçebilen bir turnuva olamamış.
ilk 8 senesinde sadece 2 defa düzenlenebilmiş. sonra sadece 4 sene yapılıp, milli küme'nin başlamasıyla kapanmış. ancak 4 sene sonra tekrar açılmış. 7 sezon boyunca milli küme ile beraber yapıldığı için o sezonlardan ikişer şampiyon çıktığını iddia ediyor rakibimiz. 1923-1959 arası 37 senede yalnızca 16 kez düzenlenebilmiş. kulüplerin angarya gördüğü, as takım istanbul ligi'nde mücadele ederken, b takımlarıyla çıktığı bir turnuva olmuş. halit kıvanç'ın deyimiyle, "kazanan takımın türkiyenin hakiki birincisi olup olmadığını sporla uzak veya yakından ilgili her şahsın takdir edeceği" bir hale gelmiş.
https://gss.gs/H1j.jpeg 1951 yılında ülkemizde profesyonel futbola geçilmesiyle birlikte tarih olan bir turnuvadır.
3.
milli küme /
maarif mükâfâtı /
millî eğitim kupasıyalnızca istanbul, izmir ve ankara liglerinden takımların oluşturduğu bir özel ligdir. yine istanbul ligi bittikten sonra düzenlenir. sadece bu 3 ligin takımlarının turnuvası olması nedeniyle ulusal bir hüviyeti yoktur. izmir ve ankara liginde bulunan bazı çevre il takımlarının da yarışmışlığı vardır ama örneğin karadenizden, doğudan, akdenizden takımlarımızın katılamadığı kapalı bir turnuvadır. halit kıvanç'ın yukarıdaki kupürde belirttiği "futbolda ileri üç şehir için bir çeşni olmaktan başka işe yaramayan" turnuva işte budur.
1951 yılında ülkemizde profesyonel futbola geçilmesiyle birlikte tarih olan bir turnuvadır.
yani kısacası, 1923-1959 arası 37 yılda, sadece 20 sene düzenlenen, istanbul ligi'nin gölgesinden kurtulamayan bu turnuvaların bugünkü şampiyonluğa eş değer olması isteniyor. hatta 20 seneden 27 şampiyon çıkması isteniyor.
gelin bu işin garabetine dair geçmişten birkaç detaya daha bakalım:
-
1940'taki 24 saatte şampiyonlukfenerbahçe 1940 yılında milli küme'yi kazanıyor. milli küme'ye katılmayan şehirler de kendi içinde turnuva düzenlemiş ve eskişehir demirspor kazanmış (ama o mesela şampiyonluktan sayılmıyor, bir senede 3 şampiyon çıkmasın diye herhalde). bu ikisi maç yapsın ve kazanan türkiye şampiyonu olsun deniyor.
1940 yılının türkiye birincisi, sadece 24 saat arayla yapılan iki maçla belirleniyor. eskişehir ekibi şampiyon oluyor. mantıken 1940 şampiyonunun sadece eskişehir olması lazım. ama fenerbahçe olur mu öyle şey diyor ve kendine de şampiyonluk yazıyor. eskişehir demirspor son maçı kazanmasa, fenerbahçe sadece tek galibiyet alarak aynı senede müzeye bir şampiyonluk daha ekleyecekti. tek maçla bir senede aynı takım 2 kez şampiyon. bu sezon 36 maç uğraşıp aldığımız kupanın eşdeğerini bir maçla alacaktı yani rakibimiz. o maçı kazansa bu sene 28 değil 29 şampiyonluğu olduğunu iddia edecekti.
-
1951 sonrası yok sayılan yıllar1951 senesinde profesyonel futbola geçilince türkiye'nin en önemli turnuvası olduğu ve şampiyonu belirlediği iddia edilen müsabakalar tarihe karışıyor. sadece istanbul ligi kalıyor. mehmet demirkol'a kadar tüm fenerbahçelilerin dilinde eski oyuncuların yok sayılmaması var ya... al işte 1951'den 1957'ye kadar hiç şampiyon yok. çünkü angarya turnuvalar yok, sadece en önemsenen lig olan mahalli ligler var. o yıllarda oynayanlar yok mu sayılıyor? istanbul ligi'nde oynadıkları için, tarihten silinmiş mi sayılıyorlar? sene sonunda bir yazı tura atsalar ve birine türkiye şampiyonu dense mi var sayılacaklardı? işte en sinir olduğum ve insanların birçoğunun anlamadığını fark ettiğim konu bu. efsanelerin emeklerini takdir etmek için onların ulusal ligde oynamalarına ya da yapılan her turnuvayı ulusal ligle eşdeğer görmemize gerek yok. mahalli ligde de olsa onlarca yıl oynadılar ve kulüplerde, milli takımlarda tarihe geçtiler. bu kadar basit. kimsenin yok sayıldığı yok.
-
almanya örneğialmanya'da bundesliga 1963 yılında kurulmuş. bize çok yakın. birçok yerde şu yanlış bilgiyi görebilrisiniz: almanya da eski şampiyonlukları sayıyor. hayır efendim saymıyor. yani tabii ki görmezden gelmiyor ama eski şampiyonluklar yıldız hesabına dahil edilmiyor.
bundesliga'nın kurulduğu 1963 yılı öncesi schalke 04'ün 7, nürnberg'in 8 şampiyonluğu var. bu kulüplerin formasında yıldız yok. 63 öncesi 0, 63 sonrası 5 şampiyonluğu olan gladbach'ın ise 2 yıldızı var (orada 3 şampiyonluk 1, 5 şampiyonluk 2 yıldız) almanya örneği bu kadar netken bile yanlış bilgi verilebiliyor dikkat edelim.
-
hem başbakan hem kulüp başkanışükrü saraçoğlu 1934-38 yılları arasında adalet bakanı, 38-42 yılları arasında dışişleri bakanı, 42-46 yılları arasında başbakan ve 1950 yılına kadar da tbmm başkanı olarak görev yaptı. türkiye siyasetinin zirvesinde geçen 17 yıldan bahsediyoruz. bu 17 yılda sayın saraçoğlu'nun bir meşgalesi daha vardı: fenerbahçe spor kulübü başkanlığı.
fenerbahçe'nin iddia ettiği 9 şampiyonluğun 8'i bu 17 senelik dönemden. leblebi gibi toplamışlar turnuvaları o dönem. hele 42-46 arası başbakanlık döneminde her sene bir şampiyonluk. +4 yazmışlar maşallah. nasıl bir dönemdi çok araştırmadım ama fenerbahçe aleyhine ofsayt bayrağı kaldıran yan hakemin lisansının başbakan tarafından ertesi gün iptal edildiğini fenerbahçe resmi web sitesinden okumuştum.
https://gss.gs/XQc.png bu gibi durumların tarihe gömülmesinin tek sebebi amatör dönemde olması ve oradaki kupaların bugünkü şampiyonluklara eş sayılmaması diye düşünüyorum. ekstradan şampiyonluk isteyenlerin bu dönemi biraz daha araştırmaları faydalı olabilir.
-
metin oktay'ı yok sayıyorsunuz.galatasaraylıları ikna etmek için bu söylendiğinde çok gülüyorum. zaten sırf mahalli ligde oynadı diye eski oyuncuları yok saymadığımızı söylemiştim.
metin oktay'ın ise bu konularla hiç alakası yok. futbol hayatına 1954 yılında başlıyor oktay. o yıllarda ne futbol birinciliği kalmış, ne milli küme. kariyerinin ilk 5 liginde sadece istanbul ligi var (bir de beşiktaş'ın 2 şampiyonluk aldığı turnuva ki o da ayrı bir konu). sonra da ulusal lig başlıyor 59'da. yani adam futbol oynamıyorken düzenlenen turnuvaları bugünkü şampiyonlukla bir saymanın metin oktay'ın itibarına ne katkısı var bilen biri anlatsın.
çok uzattım. futbol tarihimizde çok haksızlık, çok hile gördüm ama fenerbahçe'nin yapmaya çalıştığı şey futbol tarihimizin açık ara en büyük hak gaspını hayata geçirme çabasıdır. futbol itibarımızın yerle bir olmaması adına bu mızıkçı tavrın, dünyada daha evvel kimsenin tenezzül edecek kadar alçalmadığı logo değiştirme şark kurnazlığının bir an önce layığını bulmasını diliyorum.